İçeriğe geç

Bozkurtlar Diriliyor Kitap Alıntıları – Hüseyin Nihal Atsız

Hüseyin Nihal Atsız kitaplarından Bozkurtlar Diriliyor kitap alıntıları sizlerle…

Bozkurtlar Diriliyor Kitap Alıntıları

Belki diner yanışım
Son uykuya yatınca…
Ayın bahtı karanlık,
Urungu’nun karadır…
Kişi çadırda doğar çayırda ölür. Tanrı’nın koyduğu yasaya karşı gelinmez.
Benim için dünya kavgası bitti
Bazen yanlış bir hareket büyük sonuçlar doğurabilir ve hayatın akışını tamamiyle tersine çevirir
Okla yüreğini delmez. Bakışlarıyla öldürür
Bizim töremizde kadına zorla saldıranın başı kesilir
Belki diner yanışım
Son uykuya yatınca…
Yaşlı gözlerini göğe kaldırarak Tanrı ile konuşuyormuş gibi:
– Bozkurtlar dirilirken Ay Hanım da yaşasaydı ne olurdu diye fısıldadı.
Kür Şad’ın torunu olmak!.. Bu ne büyük bahtiyarlık, ne kutlu bir gerçekti! Taçam, Bozkurt ocağının bir tegini olduğu için değil, Kür Şad’ın torunu olduğu için seviniyor, övünüyordu. Yukarıda mavi gökle aşağıda yağız yer yaratılalı nice kahramanlar gelip geçmişti ama Kür Şad gibisini şüphesiz, zamanlardan hiçbir zaman ve kişi oğullarından tek bir kişi görmemiş, bilmemişti.
Deli çocuğa:
-Sevgi ile Öcü niçin ölçüştürüyorsun diye sordu. Bunlar kılıçla ok gibi ayrı şeylerdir. İkisinin de üstün olduğu zaman vardır.
Ne için ağladığını sordum. Yaram sızlıyor dedi. Dağlamak için yanına indim. Yaram gözükmez, gönül yarası dedi. Buna kamlar karışır dedim. Atıma atladım, gidiyordum. Sıçrayarak atımı tuttu, sevgi mi üstündür Öç mü dedi. Öç dedim. Sevgiyi üstün tutmak olmaz mı diye sordu. Böyle şey er kişiye yakışmaz dedim.
-“Gel bakalım dikbaşlı bahadır dedi, elimden ucuz kurtuldun.
-Kimin kimden kurtulduğunu Tanrı bilir yüzbaşı.
-Sen babandan daha keskin konuşuyorsun be!..
-Oğul atayı geçmezse işler yürümez ki
Savaş olmasa herhalde dünyanın en dertli adamı olacağını düşünüyor, kendisini Çinli olarak değil de Türk olarak yaratan Tanrıya içinden minnetlerini gönderiyordu. Gönlünde bir gizli sevinç, daha doğrusu sevinç değil de ümit ışığının parladığını seziyor, bunun ne olduğunu araştırıyordu.
Belki diner yanışım,
Son uykuya yatınca .
Çünkü en güçlü, en iyi insan, hakkından vazgeçen insandır.
Belki diner yanışım
Son uykuya yatınca…
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir ses ona seveceksin diye fısıldarken başka bir ses: sevemezsin diye ihtarda bulunuyordu.
belki diner yanışım,
son uykuya yatınca.
Urungu’nun içinden bir sevinç dalgası geçti.

Bozkurtlar dirilmiş,kurt başlı sancak şerefle dalgalanmaya başlamıştı.

Bu yüzde hayattan ayrılmanın hiçbir kederi yoktu
Sevgi mi üstündür, öç mü dedi. Öç dedim. Sevgiyi üstün tutmak olmaz mı diye sordu. Böyle şey er kişiye yakışmaz dedim.
Siz Kür Şad’ı tanımazsınız. O bir ateş parçasıydı.
Bozkurtlar soyunun övüncüydü. Bilmem ki onun gibi bir keskin nişancı bir daha yeryüzüne gelir mi?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Türk çerisi ! Bugün Gök Türk devletini yeniden kuruyoruz.
belki diner yanışım,
son uykuya yatınca.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir