İçeriğe geç

Bosna’dan Afganistan’a Cihadın Mahrem Hikayesi Kitap Alıntıları – Bülend Tokgöz (Yahya Konuk)

Bülend Tokgöz (Yahya Konuk) kitaplarından Bosna’dan Afganistan’a Cihadın Mahrem Hikayesi kitap alıntıları sizlerle…

Bosna’dan Afganistan’a Cihadın Mahrem Hikayesi Kitap Alıntıları

&“&”

Rumi’nin birbirine bağlanmış iki kuş istiaresi çok güzeldir: İki kuş birbirine bağlasan uçamaz, dört kanatlı olmuş olsalar da. Çünkü ikilik kaimdir". Velakin diri kuşa bir ölmüş kuş bağlasan O uçar, zira ikilik kalmamıştır.
Dünya hayatında ideal yoktur. Dünyevi ve insanî olan her şeyde bozulma ve kusur vardır. İdeallerimizin somut karşılıklarını muhataplarımızda ve ortamlarımızda görmeye şartlanırsak ye’se düşmek kaderimiz olur. Mükemmeliyet, ütopyamızdır ve asla yakalayamayacağımızı bilsek de peşinden koşmaktan yılmayacağımız, nazlı bir sevgiliden başka bir şey değildir.
Sürüngenlerin düşmek diye bir tehlikeleri yoktur.
Yarını bugünden kuracaksın ve o senin geçmişin olacak."
Gülümseyecek olduklarında ilçe parti başkanları kadar içtenliksiz gülümsüyorlardı ve bitiriş cümleleri kişilikleri kadar pastörize ve standartizeydi: Hayırlısı olsun..
Ne yapabilirdim, sünnetçisiyle konuşan çocuk gibi seslendim: Abi kes!..
Türklerden biri biliyorsa cemiyet-i akvam biliyordur.
Biz batıcıyız ya. Şahsiyetli olsak, ne batılı karşısında aşağılık kompleksine ne doğulu karşısında tekebbüre prim veririz. Gelgelelim içten bir modernistlik ve gizli batıcılık olan İslamcılık bize bu terbiyeyi vermemiş, verebilecek de değil .
İki kuşu birbirine bağlasan uçamaz.Dört kanatlı olsalarda. Çünkü ikilik kaimdir. Ve lakin diri bir kuşa ölmüş bir kuş bağlasan o kuş uçabilir. Zira orada ikilik kalmamıştır. Kader bağıyla bağlandığı kardeşinin yanında bir ölü kuş gibi ol – Mevlana
Bosnada zeydi Arap bir kardeşim vardı ancak yalnız takılıyordu. Arapların onu yanlarına almama sebebi Şiî olmasıydı.Ancak şöyle bir tezat vardı.Araplar ele geçirilmiş bir Hırvat köyünde kalıyorlar ve orada kalan iki yaşlı Hırvat çiftin büyük bir merhametle işlerini görüyorlar. Katoliğe bu muamele(yanlış değil tabi) Zeydiye ise tekfir ve tehdit.
Bağından yedikleri Hristiyana ücretini verdikleri halde rastladıkları Müslümanlara hakem davası hakkında sual edip hoşlarına gitmeyen cevabı aldıklarında boyunlarını vuran hariciye benzemiyorlar mı?
Bosnadan döndüğümüzde her şey bıraktığımız gibiydi. Herkes işine gücüne bakıyor ve boş zamanlarında İslamcılık oynuyordu
Bosnada Türkiye İslami hareketinin subayları yoktu.Ancak ironik bir biçimde herkes subaydı.Herkes şef olmuş Kızılderili kalmamıştı. Herkesin efendi olduğu yerde herkes köledir
Bosna’da Avrupalı Müslümanlardan gelen güzelim Mercedesler hurdahaş oluyordu. Adam arabayı dereye uçuruyor çıkarmak için kılını bile kıpırdatmıyordu.Cephane hususunda ise çok dikkatliydik.Zira cephanelerin yedeği yoktu
Sükût ettiğim için hiç pişman olmadım. Ama söylediğim sözlerden dolayı çok pişman oldum – Arap Atasözü
İnsan,öfkesini yudumlamaktan daha hayırlı daha faydalı bir süt ya da bal yudumlamamıştır – Hz. Ömer
Herkesin efendi olduğu yerde aslında herkes köledir
Ölümle randevulaşmak belki yaşamak sızısıni dindiren bir merhem sunabilirdi bana.
Herkesin efendi olduğu yerde aslında herkes köledir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir