İçeriğe geç

Boşluğun İzinde Kitap Alıntıları – Cem Uçan

Cem Uçan kitaplarından Boşluğun İzinde kitap alıntıları sizlerle…

Boşluğun İzinde Kitap Alıntıları

&“&”

Kim bilir, belki bazı soruların cevapları verilmek zorunda değildir…
Boşluk… Çocuk aklımla hiçbir zaman anlamlandıramadığım bir yokluk duygusu. Dokunamadığım, anlatamadığım, paylaşamadığım…
Hem orada hem de değil…
…ayrıldığı günden sonra kelimenin her anlamıyla yok olmuştu sanki.
Kendi yalnızlığım ve onun yalnızlığı… Benimkinin beni mutlu ettiğini düşünürken onunkinin hüzünlü ve acı veren bir yalnızlık olduğunu hayal etmiştim. Belki de öyle olsun istemiştim. Sanki mutlu yalnızlık olabilirmiş gibi!
Orada uzakta bir yerlerde var olan ama her zaman tek başına.
Her gün bir öncekinin aynı ama bir o kadar da farklı. Sanki aynı hayatın değişik versiyonlarını yaşıyordum her gün.
…sanki o yanımdaymış gibi güneşi yolcu edişim…
“İyilik gibi kötülük de içimizde, bizim parçamız. İnsan sadece iyi olamaz. Değiştirmek istediğimiz yönlerimizle bir bütünüz…”
Sadece bir başkası istiyor diye istemediğin bir şeyi yapmak…
Bu yolculuğa neden çıktığımı bilmiyorum, ne bulmayı umduğumu da!
Boğazındaki düğüm bir anda çözülüveriyor… Hemen ardından boşalan yaşlar…
Bu sabah da diğer sabahlar gibi onun için.
Düşündükçe hep en kötü ihtimal gelir ya insanın aklına…
…tamamen boşa giden hoş bir anı olarak hayatımdaki yerini alacak… Boşa giden hoş bir anı…
Her şeyin bu kadar üst üste gelmesi…
Güvenilir birkaç söz bazen insanı nasıl da rahatlatır!
(…Zaman o kadar çabuk geçmişti ki ne olduğunu anlayamamıştım, ince bir örtü zihnimdeki düşüncelerin üzerini kaplamıştı sanki…)
Eskiden eşyaların kendilerini görmeye dayanamazken bir süre sonra boşluklarına da dayanamaz oldum.
Oldum olası sevemedim fotoğrafları. Şu neşeli anları zoraki gülümsemelerle donduranlardan. Alabildiğine akıp giden hayatı durdurmak ve onu bir kâğıt parçası üzerine hapsetmek!
Aynada, kafamın olması gereken yerde, karşımda boşluk vardı.
…bir süre kaybolmak istedim yeryüzünden, unutulana kadar, yok olmak istedim! Puff, diye! O kadar çok istedim ki…
Bir insanın sıcaklığına ihtiyacım vardı…
Kendimi çok yalnız hissediyordum. Yapayalnız…
Bana yaptıklarınızdan sonra kimseye acımak yok artık.
Seçtiği kelimeler, ses tonu ve vurgusu insanı çaresiz bırakıyordu, kendimi ona teslim etmek dışında yapabileceğim fazla bir şey yoktu.
Her şeyi bu kadar kısa sürede unutabileceğimi düşünmemiştim…
…Anlamsız, ilgisiz gözüken bir parça bir anda bütünü anlamlı kılan boşluğa oturur ve bulmaca tamamlanır.”
Gerçeklerin dünyasında, onu son bir kez daha gördüğünde, kurtulmak için hiçbir şey yapamıyorsun.
Hayallerimiz vardı.
Belki de şu anda yüzünde sana her şeyi unutturabilecek cinsten bir gülümseme vardır.
Baktığın her yerde onu görüyorsun… Evdeki kül tablasında, buzdolabında, iş yerindeki telefonun tuşlarında, bir vitrin camındaki yansımada…
Bir sıkıntı var içimde. Tam buramı sıkıştırıyor.
Yeni yeni farkına varıyordum gecelerin uzunluğunun.
Bir kere olsun böyle bir şey söylediğini duymadım:
Ben asla onlar gibi olmayacağım!

(…)

Bir yandan hortumla heykele su fışkırtıyor, diğer yandan fırçayla Atatürk’ün kafasındaki kuş pisliklerini temizlemeye çalışıyordu. Bu kez yüksek sesle söylendiğini duydum: Vatan hainleri… Şerefsiz bu kuşlar! Yaşatmayacaksın bunları…
Belki bunca yıldır ümitsiz olmak için gerçek bir sebebim yoktu. Belki de kendi kendime yaratmıştım onca sıkıntıyı.
İşinde iyi olmak hayatta bir yere gelebilmek için asla yeterli değildir.
…insan bir kere hata yapar, hatasından ders almazsa da zaten hiçbir şeyi hak etmiyor demektir.
…hayat çok hızlı akıyordu ve her şey aynı anı bekliyor gibiydi üst üste gelmek için…
Artık geri dönüş yok, hata kabul etmez bu işler…
Ertelenen hayaller…
Geçmiş, benim için bir zamanlar yaşanmış ve bırakıldığı yerde unutulması gereken anlardan oluşuyordu sadece.
“Hiçbir zaman geriye bakma, hep ileriye bak…
…ilerlediğim yönde sürekli takip ettiğim parlak ışık aslında başka bir şeymiş…
Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissedeceğimi düşünmemiştim.
Aslında hiçbir şey rastlantı değil.
Şimdi, kontrolü aslında sadece bende olan bu küçük dünyamın nasıl bu kadar düzensiz bir hale geldiğini hayretle izliyorum.
Geçmiş, benim için bir zamanlar yaşanmış ve bırakıldığı yerde unutulması gereken anlardan oluşuyordu sadece.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir