İçeriğe geç

Boris Godunov Kitap Alıntıları – Aleksandr Puşkin

Aleksandr Puşkin kitaplarından Boris Godunov kitap alıntıları sizlerle…

Boris Godunov Kitap Alıntıları

Ah perişandır hali, vicdanı temiz olmayanın.
Ne çok keder, ne çok sıkıntı dolu
Şu zavallı hayatımız!
Ne çok keder, ne çok sıkıntı dolu
Şu zavallı hayatımız
Şimdi hatırlamanın zamanı değil.
Sana da unutmayı tavsiye ederim.
Günler gelip geçiyor ama
Görülen, işitilen hep aynı:
Gündüzleri esneye esneye dolanır durur,
Yapacak bir şey kalmayınca da yatarsın
Ya tutmazsam fikirlerimi kafamın içinde?
Dimitri, sen bir başkası olamazsın;
Ben de bir başkasını sevemem.
Çarlık tahtına giderken
Cesetlerimiz sana basamak olsun.
Aslında cennet de ayyaşlar için değil midir Peder Misail?
Ne çok keder, ne çok sıkıntı dolu
Şu zavallı hayatımız!
Ah perişandır hali, vicdanı temiz olmayanın.
Issız gecenin koynunda,
Yanı başımda gördüğüm sen misin?
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz!
Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı!
Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Yok, halk iyilikten anlamaz.
İyilik edersin, teşekkür etmez.
Onu soyarsın, öldürürsün,
O zaman da seni kötülemez, suçlamaz.
Ah perişandır hali, vicdanı temiz olmayanın.
Ne iyi olurdu kaçmak ama yer mi var kaçacak?
Halk yaşayan hükümdarı değil,
Sadece ölü olanını severmiş.
Korkak değilim, ama aptal da değilim.
Herkes ağlıyor birader,
Haydi biz de ağlayalım.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kabul et dostum,artık her şey daha bir sönük.
Gençliğinde duygularını, iğrenç zevklere kaptırmaya alışmış olanlar, yaşlandıklarında kederli, kan dökücü olurlar. Zekaları vaktinden önce sönmeye yüz tutar.
Eğer tertemizse vicdan,
Kötülüğü, iftirayı rahatça ezer.
Fakat ufak da olsa bir leke varsa vicdanda,
Ruh tutuşur, yürek zehirle şişer
Yangınlarda harap olan evlerinin
Yerine yenilerini yaptırdım.
Onlarsa yangın çıkarmakla suçladı beni!
İşte halkın mahkemesi; Kolaysa bulup burada sevgiyi!
Övünmek gibi olmasın ama
Beni hiçbir ceza korkutamaz aslında.
Korkak değilim ama aptal da değilim.
Boş yere ipe çekilmek de
Hiç bana göre değil.
Issız gecenin koynunda,
Yanı başımda gördüğüm sen misin?
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz!
Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı!
Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ah perişandır hali, vicdanı temiz olmayanın.
Yapayalnız kaldım, her şey de sessizlik içinde.
Eğer tertemizse vicdan,
Kötülüğü iftirayı rahatça ezer.
Ben hiç korkak bir adam değilim;
Ölümü tam burnumun ucunda gördüğüm oldu,
Ama gözümü bile kırpmadım karşısında.
Sonsuz esaretle tehdit edildim,
Peşime düştüler ama bir an olsun titremedi yüreğim,
Ve cesaretimle kurtuldum esaretten.
Belki de bir gün
O gün uzak değil.
Çıldırmış bu adam.
Ay parıldar,
Kedi ağlar,
Oturma ey meczup,
Kalk Tanrı’ya yalvar.
Zaten halkın sağı solu belli değil, çılgın gibi bir oraya, bir buraya koşuyor.
Senden öyle nefret edeceğim ki!
Bir daha görüşmemek üzere elveda.
Övündüğü şeye de bakın şu çılgının!
Ne yaptım ben, ne akılsızlık ettim?
Sinirlerime hâkim olamamak başıma neler açtı!
Bu kadar ikiyüzlülük yeter!
Kabul et dostum, artık her şey daha bir sönük.
Evdeki hesap çarşıya uymaz ama.
Ama hiçbir şeyi de küçümsemeye gelmez
Biraz nefes alıp kendime gelmeliyim
Oku oğlum, oku. Bilim, hızla gelip geçen hayatın tecrübelerini kısa zamanda kazanmamıza yarar.
Zavallı hayatımız güvende mi sanki?
Ruhlarının kurtuluşu için kılını kıpırdatmıyor kimse.
Herkesin âdeti farklı.
Ne çok keder, ne çok sıkıntı dolu şu zavallı hayatımız!
Dinlenme zamanı geldi
Yok, halk iyilikten anlamaz.
İyilik edersin, teşekkür etmez..
Onu soyarsın, öldürürsün,
O zaman da seni kötülemez, suçlamaz.
Ne iyi olurdu kaçmak ama yer mi var kaçacak?
Halk yaşayan hükümdarı değil,
Sadece ölü olanını severmiş.
Övünmek gibi olmasın ama,
Beni hiçbir ceza korkutamaz aslında.
Korkak değilim, ama aptal da değilim.
Boş yere ipe çekilmek de
Hiç bana göre değil.
Halk yaşayan hükümdarı değil,
Sadece ölü olanını severmiş.
Gönlünüzdeki sevgiyi elde eden
Kendini bahtiyar sayar.
Aşk aklımı başımdan aldı
Ne iyi olurdu kaçmak ama yer mi var kaçacak?
Ah bırak da bir saatliğine
Unutayım kaderimi, sıkıntımı, kaygımı!
Sen ne dersin bu işe; ne zaman bitecek bu bela?
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz!
Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı!

Ve ben ne uzun bekledim seni!

Ah perişandır hali, vicdanı temiz olmayanın.
Kabul et dostum, artık her şey daha bir sönük.
Genç kızların gözyaşları
Sabah ışıldayan çiye benzer.
Parayı pek sevdiklerinden,
Herkes kendine saklıyor;
Tanrı’ya bile vermek istemiyorlar.
Herkesin işi gücü ticaret, vurgunculuk.
Dünya malından başka bir şey düşünmüyorlar,
Ruhlarının kurtuluşu için
Kılını kıpırdatmıyor kimse.
Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Ne çok keder, ne çok sıkıntı dolu
Şu zavallı hayatımız
Ey Moskova halkı! Mariya Godonova ile
Oğlu Fyodor kendilerini zehirlediler.
Ölülerini gözlerimizle gördük.
(Halk dehşetle susar.)
Ne susuyorsunuz?
Haydi bağırın:
Yaşasın Çar Dimitri İvanoviç!
(Halk susmaya devam eder.)
Gelenek saltanatın ruhudur.
Yok, halk iyilik anlamaz.
İyilik edersin, teşekkür etmez.
Onu soyarsın, öldürürsün,
O zaman da seni kötülemez, suçlamaz.
Bu zararlı geleneği yıkmanın zamanı geldi çoktan.
LEH
Saçmalama kardeş, bir Leh,
Tek başına beş yüz Rusa meydan okuyabilir.
ESİR
Evet, meydan okursun,
Ama iş dövüşe gelince
Tabanları yağlarsın, palavracı seni.
Zaten halkın sağı solu belli değil,
Çılgın gibi bir oraya, bir buraya koşuyor.
Şunu bil ki ne kral, ne papa, ne de soylular bakıyor
Söylediklerimin doğru olup olmadığına.
Ben kargaşa için, savaş için bir bahaneyim.
Onlara da bir bu lazım zaten.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir