Ece Temelkuran kitaplarından Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita Kitap Alıntıları sizlerle.
Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita Kitap Alıntıları
Bazısı insanların, durulmadan ölür. Kimisi yosun tutmaz hiç. Dünya ve insanlık, o insanların hayalleriyle iyileşir.
Kederli bir mecburiyettir bir insanın ülkesini sevmesi. Belki bunca haksızlık edilmiş bir halka, Bir de ben haksızlık etmeye yim," diyedir. Ya da çok dayak yediği için arsızlaşmış, hissizleşmiş bir çocuğa duyduğumuz merhametle seviyoruz bu ülkeyi. Dünyada başka bir yer görmeden bile, bunca tuhaflığın başka hiçbir yerde olmayacağına kesinkes inanmamız, çürük bir gülüşle hep bunu tekrar etmemiz bundandır herhalde; ancak garip ve anlaşılmaz bularak affedebiliyoruz bu toprakları, bu toprakların durmadan yorulmadan her gün bize gösterdiklerini.
Tartışma daim olmalıdır, ama eylem de daim olmalıdır. Eylem tartışmaya eşlik etmelidir ve diyalektige göre eylem daima tartışmayı desteklenmelidir…
Anlamak zorunluluğu, insanoğlunun boynuna geçirilmiş müebbet bir hüküm gibi…
Bu otelin kapısından girip üzerlerine bu üniformaları geçirmeden önce bu insanlar hangi evlerden çıkıp geliyorlar, şehrin hangi mahallesinden? Dünyanın hiçbir otelinde anlayamazsınız bunu, o üniformalı insanların bu otel dışında nasıl ve nerede yaşadıklarını. Çünkü yoksullar, zenginlerle karşılaşmadan önce kılık değiştirirler. Zenginlere hizmet etmek üzere girdikleri mekanlarda yoksullara giydirilen üniformalar, insanlar arasındaki eşitsizliği estetize ederken yoksulluğun ‘kirini’ örter.
… Çünkü dinler nasıl bir halkın tutunduğu eski masalları anlatıyorsa insana, televizyon da o halkın içinde yuvarlanıp gittiği yeni masalları anlatır.
Bu ülkenin derhal ve hızla sevilmeye ihtiyacı var. Bu halkın, derhal ve hızla kendi kendini sevmesi, kendini bilmesi gerekir. Çünkü bu ülke, evde bulgur kaynatırken dolar kuru kovalayan adamlardan, televizyonda yaratılan mafya tiplerine benzemeye çalışan genç çocuklardan, işyerlerinde koydukları seccadelerle vicdanlı olduğunu gösterip kurnaz tüccarlık yapan ‘Müslüman iş adamlarından’, ülkesini sevdiğini söyleyip genç çocukların üzerine çullanan milliyetçilerden, kadınlarını çok sevdiğini söyleyip öldüren adamlardan ibaret değildir. Bütün bu boz bulanık kalabalık içinde bir şeyin uykuya yatmış olması, uyandırılmayı bekliyor olması gerekir.
Bir kıtanın bütün güzel, küçük kızlarını alıp para karşılığında tecavüze uğramaları için gemilere bindirip başka memleketlere göndereceğiz!
Geri kalan erkeklere birbirlerini öldürmeleri için eski masalları hatırlatacağız. ‘Kimlik’ ve ‘İnanç’ diye iki karışmış yumağı önlerine atacağız ve onlar bu yumakların olmayan ucunu bulmaya çalışırken gerek duydukları silahları, kurşunları biz onlara satacağız!
Dünya artık büyük sözlerle değil, küçük insanlarla değişiyor."
Chàvez’in annesi bir gün bakkala gider.Bakkal, Bayan Elena’yı görür görmez şikayete başlar:
Bayan Chàvez oğlun bizi mahvediyor."
Chàvez’in annesi cevap verir:
"Siz müstehaksınız!"
Bakkal, "Niye?" diye sorar.Chàvez’in annesi gülerek cevaplar:
"Hatırlıyor musun, elli yıl önce senden borç para istemiştim."
"Evet."
"Sen de vermemiştin."
"Evet."
"İşte o para kürtaj içindi."
Bayan Chàvez oğlun bizi mahvediyor."
Chàvez’in annesi cevap verir:
"Siz müstehaksınız!"
Bakkal, "Niye?" diye sorar.Chàvez’in annesi gülerek cevaplar:
"Hatırlıyor musun, elli yıl önce senden borç para istemiştim."
"Evet."
"Sen de vermemiştin."
"Evet."
"İşte o para kürtaj içindi."
Pedro Carmona Estenga! Venezuelaların deyişiyle ’16 saatlik başkan’! Kendisi 12 Nisan -14 Nisan 2002 tarihleri arasında, sadece 16 saat için Venezuela’nın devlet başkanlığını yaptı."
Chàvez’i seviyoruz!"
Niye peki?
"Yoksullara yardım ettiği için. Yetmez mi?"
Niye peki?
"Yoksullara yardım ettiği için. Yetmez mi?"
Bir kıtanın bütün güzel, küçük kızlarını alıp para karşılığında tecavüze uğramaları için gemilere bindirip başka memleketlere göndereceğiz!
Geri kalan erkeklere birbirlerini öldürmeleri için eski masalları hatırlatacağız. ‘Kimlik’ ve ‘İnanç’ diye iki karışmış yumağı önlerine atacağız ve onlar bu yumakların olmayan ucunu bulmaya çalışırken gerek duydukları silahları, kurşunları biz onlara satacağız!