Ahmet Mercan kitaplarından Bir Yanımız Yanardağ kitap alıntıları sizlerle…
Bir Yanımız Yanardağ Kitap Alıntıları
Yalnızlığıyla büyür şâir.
İnsan özgür kalmadıkça, kelebekler en kuytu yerlerde kadifelerden soyunur.
Şiir, modern dünyaya acıyarak bakmaktadır.
Her şeyi tutuklayan insanın kendi tutuklandı.
Bir kuş uçuyor, uçak daha hızlı
Bir çocuk koşuyor, kurşun daha hızlı
Beyaz bir bulut buruşup yere düşüyor
Üstünde ‘insanlık öldü’ yazılı.
Bir çocuk koşuyor, kurşun daha hızlı
Beyaz bir bulut buruşup yere düşüyor
Üstünde ‘insanlık öldü’ yazılı.
A’raf’ta kalmak var ya tek başına, asıl ölüm o olsa gerek.
Kahramanlık fıtrîdir. Korkaklık da. Her kahramanın korkuları, her korkağın kahramanlık yapacağı yerler vardır.
An’ı kurtarmak için ‘gelecek’ ipotek ediliyor
Yolculuk nereye?
İnsanla bitişik yaşayan sorudur bu.
Bir gemideyiz; hepimizde birbirimizin ‘Nereye gidiyorsun?’ sorusuna farklı cevabı var.
İnsanla bitişik yaşayan sorudur bu.
Bir gemideyiz; hepimizde birbirimizin ‘Nereye gidiyorsun?’ sorusuna farklı cevabı var.
Ne çok hapishanelerimiz var rahatımızı kaçıranları içine kapatmak için
Bir başka gezegene gitme gücü olmayanlara sunulmuş gezegen imkânıdır deniz.
Uzaktan Filistin’e bakmak kolaydır. Uzaktan Filistin’e bakarak dünyayı anlamak kolay değildir. Dünya, en kılcal damarına kadar, imbikten düğümlü niyetine kadar, Kudüs’ten bakınca anlaşılır.
Filistin’i yerden havalanmış bir taş simgeler
Filistin sürekliliktir. Acıda, coşkuda ve direnişin bayrak oluşunda sürekliliktir.
Filistin sürekliliktir. Acıda, coşkuda ve direnişin bayrak oluşunda sürekliliktir.
Ruhumuzdaki savaşı bu yüzden, bir türlü sonuçlandıramıyoruz. Kapitalist gibi kazanıyor, liberal olarak harcıyor, Müslüman gibi konuşuyoruz.
Her şeye rağmen, düşünmek, hâlâ soylu bir eylem.
Bütün bunlar, kargaşa çağının yarışmaya çıkmadan kendini birinci ilan etmesinden başka bir şey değil.
Ve nefret yeryüzünde en yüksek dağdır.
Biri şehri alıp kaçmış burdan.
Her sabah, kullanılmamış bir gökyüzü sunuluyor bize.
Aynîleşmeye gidiyorsun.
Zevklerini ve üzüntülerini elden geçir:
Kimler gibisin? Kime benziyorsun?
İddian var mı? Sancın nerde, ne için?
Zevklerini ve üzüntülerini elden geçir:
Kimler gibisin? Kime benziyorsun?
İddian var mı? Sancın nerde, ne için?
Arşa değen özgür başımı, bulutlardan indirmeye hiç niyetim yok.
Acıdan anıt oldum.
Duruyorum yolun üstünde.
Duruyorum yolun üstünde.
Haksızlık dimdik ayakta, ya ona direnenler?
Aldırmadan, arkaya bakmadan nasıl yaşanır? Arkada kocaman dağ.
Adımladığın her mekanda iz bırak.
Kitabı oku. Kâinatı oku. Olayları oku. Sürekli
Yaşamak: Yaşadığım en uzun deprem.
Dünya çok uzaklarda, küçük muamma.
Her şey tamamlanınca, noksanlık daha muazzam.
Her harf bir uçurum.
. . .
İçimde dağlar yer değiştiriyor
. . .
İçimde dağlar yer değiştiriyor
Sanki, gittikçe daha anlaşılır oluyor şiir.
Hiçbir şey olmamış gibi durmak nasıl başarılır?
Kendini beş defa yok edecek silahları yüklenmiş olarak dönüyor dünya. Bir defada yok olacak dünya, dört defa daha yok edilecek silahı taşımakla israf etmiyor mu?
çerçevesiz resimdir ölüm
toprağa basamak basamak iner
semaya salına salına uzar
gördüğün her şeye bir bak; o var
toprağa basamak basamak iner
semaya salına salına uzar
gördüğün her şeye bir bak; o var
Yenilgisiz bir Kitaba verdim sırtımı/gökyüzü kıvançla gülümser bundandır.
Gökyüzü herkese yeter, söylemediler mi binlerce kere?
Kesik bir şarkı gibidir yaşamak.
Menfaat putu vatan tanımadan dolu dizgin yol alıyor.
Kir arınsın diye okyanuslardan, sular yıkanıyor suyla.
Gelişin yetiyor yeryüzünü gülümsetmeye.
. . .
Gelişin zamanın yakasında bir güldür.
. . .
Gelişin zamanın yakasında bir güldür.
Gökyüzü ile yarışan bir gökyüzü oluşuyor içimde.
Adın yasak!
Yasakta daha bir güzelsin.
Yasakta daha bir güzelsin.
Unutan tekrar yaşar
Gür bir koroydu sessizlik
Her şey senden ve seninle güzel.
İçinden geçtiğin öykülere haksızlık etme.
Bil ki, bin bir ilişki içinde dahi kendi defterine işâretler düşürmedesin.
Bil ki, bin bir ilişki içinde dahi kendi defterine işâretler düşürmedesin.
Hiçbir şey olmayacak gibi yürü, her şey olabilir diye hesap yap.
Başı koparılmış bir taydır zaman, kitapsız bir dünyada.
Bizden beklenen hata yapmamayı öğrenmek değil, aşk ve vecd ile tövbeyi öğrenmektir.
Sormasaydılar acının tarihini
Yaşım ortaya çıkmazdı.
Yaşım ortaya çıkmazdı.
İşte dostlarım: Kitaplar: Kitap
. . .
Araya bir mısra sıkıştırmak soluk aldırıyor hayata.
. . .
Araya bir mısra sıkıştırmak soluk aldırıyor hayata.
Okuyunca, sayfalar gelir kuş kanatlarında; yeter ki kitapsız kalma.
Kitapsız hayatın, hayat olduğuna şahit aransa da bulunmayacak.
Kitapsızlık sızı Sayfa sayfa hayat, sûre sûre kitap ve işâretlerin sırtında insan.
Kitapsız hayatın, hayat olduğuna şahit aransa da bulunmayacak.
Kitapsızlık sızı Sayfa sayfa hayat, sûre sûre kitap ve işâretlerin sırtında insan.
Güne dön. Soluğun şiddetini bil, hayat seni arıyor
Anne, seslerin kadifeden aldığı gönüllü yumuşaklık, limanların bağışladığı sınırsız bir kıyıdır.
Beklenmedik ne varsa beklenilmeliydi.
İflah olmaz arkadaşlarımızdır acılar.
Acılar ve kilitleri paslı kapılar.
Acılar ve kilitleri paslı kapılar.
Geceler namluların önünde, bir serçe kadar korunmasız ve gökyüzü genişliğinde haklı
Önce taşlaştırıyoruz her şeyi sonra eritmeye çalışıyoruz. Erisin istiyoruz, aksın ve arınsın.
Aynı evi paylaştığım aile efrâdı ile, ayrı gezegenlerin insanları gibiyiz.
Dört köşe bir camdan akıyor hayat, alabildiğine sanal.
. . .
Yalan dünyanın içinde yeni bir yalan.
. . .
Yalan dünyanın içinde yeni bir yalan.
Taştan bir anıt değilim, bunu herkes bilmeli.
Bir kitap gibi yaklaşıyorlar insana. İstediklerinde açıp, istediklerinde kapatmak istiyorlar. Evet, tarihî tarafım var. Yaşım bir asır civarında, fakat gürül gürül akıyorum hâlâ. Yeniden, yeniden yazılıyor ve değişiyor içimde sayfalar.
Ben burada kalmalıyım anla!
Savaş burada.
Savaş burada.
Merhametimiz tükendikçe rakamlarımız oluyor.
Şehre girmeden önce Kitab’a gir. Sayfalar arasından çık sokağa.
Doğru yürü ve arkana bakma.
Doğru yürü ve arkana bakma.
Bu hüzün bizim.
Sonuna kadar yürünmeli yollar.
Sonuna kadar yürünmeli yollar.
Sabahı, sabah yapan gecenin gidişi değil; ışığın gelişidir.
Mağlupların zaferini yazamaz tarih.
. . .
Yenilmenin, yenilenmeye dönük yüzünde net bir cevap vardır.
. . .
Yenilmenin, yenilenmeye dönük yüzünde net bir cevap vardır.
Bilmek bitirir. Bilmek eskitir ve tüketir.
Her şeyi anlamak, her şeyi çerçeveye alıp tüketme isteği insana mahsus.
Karamsar olma. Bahar geliyor bak. Baharın içinde bir de bayram saklıysa, bomba gibi düşer toprağa cemre.
Yaklaşan uzaklaşacaktır.
Önce taşlaştırıyoruz her şeyi, sonra eritmeye çalışıyoruz. Erisin istiyoruz, aksın ve arınsın.
İnsan varlık karşısındaki konumunu ilahi bilgi olmadan açıklığa kavuşamaz.