İçeriğe geç

Bir Pulsuz Dilekçe Kitap Alıntıları – Uğur Mumcu

Uğur Mumcu kitaplarından Bir Pulsuz Dilekçe kitap alıntıları sizlerle…

Bir Pulsuz Dilekçe Kitap Alıntıları

Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için, politikacı kılığına girerler. Bunlar partilerde, parlamentolarda boy gösterirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunlar da çetecidir. Çetelerin en aşağılığı da bunlardır. Bunlar yüzlerine, devlet adamı maskesi takıp, halkı soyarlar.
Allah’a çok şükür, memleketimizde böyle çeteler yoktur
Yüzlerce gencin öldürülmesine karşı toplumsal bir bağışıklık kazanılabilir ama ekonominin durmasına dayanılamaz
Yaşamı yudum yudum içen insanlar vardır. Bir sevgi denizinde kulaç atmışlardır ömür boyu. Sevmişlerdir Sevmişlerdir. Bu dünyadan çekip gittiklerinde, dostlarına taze buketler gibi anılar, şelale gibi kahkahalar bırakmışlardır.
Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağan bize. Emperyalizmin aktapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklarda. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yüzlerce gencin öldürülmesine karşı toplumsal bir bağışıklık kazanılabilir ama, ekonominin durmasına dayanılmaz.
Anneler ve Babalar, çocuklarını, sokak ortalarında eşkıya çetelerince öldürülsünler diye yetiştirmediler.
İşte buyurun milliyetçi cephenin hatıra defterini. Bu defteri karıştırın ve ülkemizi yönetmeye kimlerin aday olduklarını bir kez daha anlayın. ne bitmez orta oyunuymuş bu? Gülen sadece kendileri, ağlayan ise, yıllardır hep Türk halkı (Cumhuriyet,22 mart 1975)
Bazı ülkelerde bazı kimseler,devleti soymak için , politikacı kılığına girerler.Bunlar Partilerde parlamentolarda boy gösterirler. ithalat,ihracat banka soygunu gibi işleri Siyasal ilişkilerle yürütürler bunlarda çetedir. Çetelerin en aşağılığı da Bunlardır bunlar yüzlerine devlet adamı maskesi takıp halkı soyarlar Allah’a çok şükür memleketimizde böyle çeteler yoktur (Cumhuriyet 22 Mart 1976)
Ülkenin bağımsızlığını mı istiyor? Komünisttir deyip atın cezaevine, emekçi sınıfların hakkını mı savunuyor? Bozguncudur deyip kesin sesini. Özgürlük mü istiyor, Anayasadan yana mı yoksa devrim mi istiyor? Vurun boynunu.
Nizam-ı âlem böyle istiyor
Söylenmesin, susulsun. Düşünülmesin, korkulsun.
Ülkemizin bağımsızlığını mı korudular? Kırkbin karanlık köyü ışıklarla mı donattılar? İnançları uğruna yiğitçe mi dövüştüler? Yenilmezliğin, ulusallığın simgesi mi oldular?
Yoksulluğun bükemdiği bileklerimize, çelik kelepçe takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi
Bir ülke ki, birbirleri ardından vurularak öldürülen gençlerin öğretmenlerin ve işçilerin mezar taşları geçmişin karanlıklarına gömülmek istenir Bir ülke ki, büyük kentlerde komando kampları , dağ başlarında Nurcu kursları düzenlenir, kimseden ses çıkmaz.. O ülkede, demokrasiden söz edilemez. Hukuk devleti var sayılmaz Anayasa yürürlüktedir denilemez.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline, değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki, korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze , mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi..
Bugün Türkiye ‘ de, ülkeyi baştan başa kana bulamış, gençlerin mezar taşlarını basamak yapmış bir partiler topluluğu var.
Kalemler vardır.. Sömürünün vurgunun zırhıdır Kalemler vardır Özgürlüğün ve barışın silahıdır Kalemler vardır, gençlerin idam kementlerinde kırılır atılırlar Kalemler vardır Resmi belgelere durmadan imza atar ve kalemler vardır, yılmadan, usanmadan, eğilmeden, bükülmeden yazar
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsan yüreği taşıyan ağlasın, yüzü kızaran utansın Buyrun işte, Türkiye baştan aşağı kana bulanmıştır. Bu tabloyla övünen varsa, övünsün.
Sırtını devletin bir kesimine dayamış saldırgan örgütler, devrimci avına çıkmışlardır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Burası, sokaklarında iç savaşın hüküm sürdüğü Lübnan değil, Anayasasında Demokratik hukuk devleti olduğu yazılan Türkiye Cumhuriyetidir..
Milliyetçilik, cinayet işleme özgürlüğünün bir başka adıdır.
Vur. Öldür.As.İpe çek. Dağ başında kurşunla. Sokak ortasında vur.Komando besle.Devlet dairelerine yerleştir
Ne için?
Kör vicdanlı politikacıların üç beş günlük iktidar hırslarını doyurmak için hep .
Anneler ve babalar, çocuklarını, sokak ortalarında eşkıya çetelerince öldürülsünler diye yetiştirmediler.
Sağcı milliyetçilik budur işte:
Bismillahirrahmanirrahim dedikten sonra, yabancı şirketlere el açıp dua ederler.
Devletin temel kurumlarından biri yargı erkidir. Yargı eki yaralanır, zedelenir ve yıkılırsa, devlet de yıkılır. Adalet duygusunun köklü olduğu ülkelerde, siyasal ilişkiler de sağlıklı biçimde gelişir.
Bu ülkenin milyonları, Başbakanın ailesine böyle cömertçe nasıl bağışlanabilmektedir? Yok mu bir hesap soran? .
Devletin yüce katlarına tırmanmak için yabancı şirket temsilcisi olacaksın, görevini kötüye kullanıp, biraderlere ve damatlara milyonlarca kredi sağlayacaksın, yatırım indirimi sağlayacaksın
Bir dilekçe hazırlasam Genç ölülerin adlarını alt alta sıralasam.. Karşılarına ölenlerin doğum tarihlerini yazsam, sayın Cumhurbaşkanımız, beni, gençlerin kanlarına bulanmış bu pulsuz dilekçeyle kabul ederler mi acaba?
#8212; Muktesep haklar çiğnenmez..
Öyledir öyledir.. Bu hak hukuk tartışmasını
kendi ödenek ve yolları için hatırlayanlar, şu kanlı mezar taşları karşısında neden susarlar acaba?
Ne yapsak, nasıl yazsak, bilemiyorum artık
Nasıl yapsak da, sesimizi devletimizin yüce katlarına duyursak?.
#8212; Su sesi, kadın sesi, para sesi .
Müziğe, kadına ve paraya düşkün olan atalarımız, kadın su ve para sesinden çok hoşlanırlarmış.
İnsanların, üzerinde en çok konuştukları konulardan biri, paradır. Para için alın teri dökülür, para için cinayet işlenir, para için hırsızlık yapılır, banka soyulur, arsa alınır, arsa satılır, sahte belge düzenlenir, mobilya alınır, mobilya satılır, bunlar hep para içindir.
Şiddet, şiddeti besler gerçekten de öyledir. Şiddetin egemen olduğu toplumlarda, yasalara bir yana atılır, öç alma ve kin, bir siyasal kan davası gibi herkesi sarar.
Polis, siyasal partilerin değil, devletin polisidir. Devletin polisini, partinin polisi, iktidarın polisi yapmak önce, güvenlik kuvvetlerini yıpratır
Bir ülke ki, birbirleri ardından vurularak öldürülen gençlerin öğretmenlerin ve işçilerin mezar taşları geçmişin karanlıklarına gömülmek istenir Bir ülke ki, büyük kentlerde komando kampları , dağ başlarında Nurcu kursları düzenlenir, kimseden ses çıkmaz.. O ülkede, demokrasiden söz edilemez. Hukuk devleti var sayılmaz Anayasa yürürlüktedir denilemez.
Bir gün mezarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi
Bağımsızlık, Mustafa Kemal ‘ den armağan bize. Emperyalizmin aktapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklarda. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz – sualsiz vurdular.
Giresun ‘ daki yoksul köylüler. Sizin için öldük. Ege ‘ deki tütün işçileri sizin için öldük. Doğu ‘ daki, topraksız köylüler, sizin için öldük. Istanbul ‘ daki Ankara ‘ daki işçiler, sizin için öldük. Adana’ da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler , sizin için öldük.
Yoksulluğun bükemdiği bileklerimize, çelik kelepçe takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
Arslanın sırtında hükmetmeye özenenler de bir gün bu arslana yem olurlar. Mussolini, ayaklarından bir sokak fenerine asıldı. Hitler ise, bir sığnakta beynine kurşun sıkarak öldü.
Türkiye ‘ de henüz, karanlık cinayetlerin hesabı sorulmuş değildir.
#8212;- İşkence doğruyu söyletmeye yönelikse, meşrudur .
Basın özgürlüğü temelinden yok edildi. Bundan sonra, özgürlükleri kısan, yargı güvenliğini sarsan birçok yasa kabul edildi.
İnsan yüreği taşıyan ağlasın, yüzü kızaran utansın Buyrun işte, Türkiye baştan aşağı kana bulanmıştır. Bu tabloyla övünen varsa, övünsün.
Nasıl bir duygudur bu?. Bir insan, hiç gözünü kırpmadan, bir başka insanı nasıl öldürebilir? Nasıl bir kin yerleşmiş katillerin yüreğine?. Kim yetiştirmiş bunları böyle?
Burası, sokaklarında iç savaşın hüküm sürdüğü Lübnan değil, Anayasasında Demokratik hukuk devleti olduğu yazılan Türkiye Cumhuriyetidir..
Anneler ve Babalar, çocuklarını, sokak ortalarında eşkıya çetelerince öldürülsünler diye yetiştirmediler.
Sırtını devletin bir kesimine dayamış saldırgan örgütler, devrimci avına çıkmışlardır.
Bütün olup bitenlerin bazı rastlantılarla oluştuğunu söylemek için sadece kör ve sağır olmak yetmez, insanın bir de duygu ve düşüncelerinin kör olması gerekir.
Milliyetçilik, cinayet işleme özgürlüğünün bir başka adıdır.
Hakan ‘ nı ölüsü de gece yarısı kaçırılıp, polisler tarafından gizlice gömülecekti.
Bu ülkede, oğulları, kızları birer birer alçakça, kahpece öldürülen ana ve babaların, çocuklarını toprağa vermek hakları bile yotur.
Devlet, eşittir, Demirel ailesi .
Bu işin özeti budur.
Demirel ailesinin aldığı yeni teşvik belgesi
Hayırlı ve uğurlu olsun Neler yapmadık şu vatan için? Kimimiz öldük, kimimiz hapis yattık, kimimiz de milyoner olduk .
Kolay mı devletin bütünlüğünü korumak? .
Devletin temel kurumlarından biri yargı erkidir. Yargı eki yaralanır, zedelenir ve yıkılırsa, devlet de yıkılır. Adalet duygusunun köklü olduğu ülkelerde, siyasal ilişkiler de sağlıklı biçimde gelişir.
Çünkü devlet, Demirel ailesinin özel kasasıdır .
Işbu nedenle, devletin bütünlüğü korunmalı, devlet düşmanları sokak ortasında vurulmalı, beşyüz yıl mahkûmyetleri istenmeli, solcular, sosyalistler ve devrimciler, her görüldüğü yerde ezilmelidir ..
Süleyman beyin kardeşi ile Necmettin beyin kardeşi, kardeş kardeş, iş hayatına atılacaklar ve memleketimiz nurlu ufuklara böyle ulaşacaktır.
Islâmda faiz yasak amma komisyon da yasak mı? Kim bilir, bu otuzbeş milyon ile kaç tank fabrikası yapılır, kaç camii şerifin temeli atılırdı? ..
Tanrı, Demirel ailesine yürü ya kulum demiş, Demirel ailesi de, Cenab-ı Haktan gelen bu emri iki ettirmeden, ülkemizin sayılı milyonerleri arasına katılmışlardır.
Devletin önemli koltuklarına adamlarını yerleştir . Milyonlarca kredi al. Kimse hesabını sormasın. Hesap sormaya kalkanları, türlü yollarla, ezmeye, sindirmeye, korkutmaya çalış. Gelsin krediler, gelsin paralar.
#8212;- Allah bunlara yürü ya kulum dedi ki, bunlar da Allah ‘ın sevgili kulları olduklarından, yüce yerden gelen bu emri dinleyip, uygun adımlarla yürüdüler
Bir de şu hikâyeye bakın:
Türkiyede yıllarca, devrimcilere cezaevi duvarları örülürken, Ege Denizinin havası ve suyu Yunanlılar tarafından paylaşılmaktaydı.
Bu ülkenin milyonları, Başbakanın ailesine böyle cömertçe nasıl bağışlanabilmektedir? Yok mu bir hesap soran? .
Sağcı milliyetçilik budur işte:

#8212;- Bismillahirrahmanirrahim dedikten sonra, yabancı şirketlere el açıp dua ederler.

Devlet adamları için aranması gereken ilk koşul, açık yürekli ve doğru sözlü olmalarıdır.
#8212;- Sizin milleti aldata aldata vicdanınız sızlamadı mı? . Sızlamamıştır, ancak tutanaklarla saptanmıştır bir bir.
#8212; İstismar nedir ? . İstismar,
Hacıbayram’ da poz verip, Podgorni ile Ramazan ortasında öğle yemeği yemektir.
Çankaya yokuşunu tırmanıp inenlerden bazıları, köşke, umutla girip düş kırıklığı ile çıktılar. Bazıları ise, hiç beklemedikleri anda devlet kuşunun başlarına konduğunu görünce, ihale kazanmış müteahhit gibi sevindiler.
Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için, politikacı kılığına girerler.
Tanrı Türk’ü korusun amma, özü ve sözü birbirine uymayan politikacılardan. Şu sahte milliyetçi lerden Şu titreyip titreyip kendine gelemeyenlerden
Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için, politikacı kılığına girerler. Bunlar partilerde, parlementolarda boy gösterirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler.Bunlar da çetecidir.Çetelerin en aşalığı da bunlardır. Bunlar yüzlerine, devlet adamı maskesi takıp , halkı soyanlardır!
“Her kim ki, devlete, yurtseverlik bilinciyle hizmet etmiştir, biliniz ki, o, tutucu siyasal iktidarca yerden yere vurulmuştur. Devletin yüce katlarına tırmanmak için yabancı şirket temsilcisi olacaksın, görevini kötüye kullanıp, biraderlere ve damatlara milyonlarca kredi sağlayacaksın, yatırım indirimi sağlayacaksın. Çok partili düzensizliğin, hiç değişmeyen kuralıdır bu!”
“ Cunta, sadece ihtilal yapmak için kurulmaz. Siyasal partiler, Silahlı Kuvvetler içinde, kendi görüşlerine yakın olanlara önemli görevler verebilmek için, ordu hiyerarşisini altüst ederek , bazı generalleri kayırmak, bazılarını da kenara itmek yoluyla da cuntacılık yapmış olurlar.”
“Tanrı Türkü korusun amma , öncelikle özü ve sözü birbirine uymayan politikacılardan. Şu sahte milliyetçilerden Şu titreyip titreyip kendilerine dönemeyenlerden (11 Aralık 1975)
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir