Bir Kadın Ağladığında Kitap Alıntıları – Uğur Gökbulut

Çünkü bazı kadınlar ,yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar.Adamina göre değil,adabına göre;heveslerine göre değil ,hislerine göre karar verirler.Sahte bir mutluluk yerine,sade bir yalnızlığı tercih ederler.İste bu yüzden bazı kadınlar,sınırlarını kendilerinin çizdiği gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar.Zorunlu
olduklarından değil ,gururlu olduklarından.Ve yerlerini sadece sabırlı ve yürekli olduğuna inandıkları erkeğe söylerler

Kır zincirlerini,
yüreğini topla ve tüm acılara elveda de.
Çünkü ne senden bir tane daha var ne de yaşayacağın ömürden…

Arkanda güzel dualar bırak.
Helallik bekleyen ahlar
ve mutsuz insanlar değil

“Yokluğunun fark edilmediği, varlığına değer verilmediği, başkalarının senden daha çok önemsendiği, yüzünün gülmediği yerleri ve insanları sahiplenme sakın. Sadece başkalarının hayatlarını kolaylaştırmak için varsan ve sadece senin fedakarlıkların sonucunda güzel sözler duyuyorsan; yani yaptıklarınla takdir ediliyor, yapmadıklarınla eleştiriliyorsan eğer işte o zaman sessizce kır zincirlerini, yüreğini topla ve tüm acılara elveda de. Çünkü ne senden bir tane daha var ne de yaşayacağın ömürden…”

Kimse kimsenin
içini bilemez,
niyetini bilemez,
kavgasını ve acısını bilemez.

Kulağım güzel sözlere,
gözlerim tatlı bir gülümsemeye
ve yüreğim de sevgiye aç .

Erkeğin senden
fiziksel olarak güçlü olması,
seni incitme hakkı vermez ona.

İnsan
kendi yolunu çizerken ve yüreğinin götürdüğü yere doğru giderken,
illa birilerini geride bırakmak zorunda olmamalıydı.
Bir sevgi uğruna yapılan fedakarlıklar bu kadar ağır olmamalıydı.
Her seçim bir vazgeçiş olmamalıydı.

Herkes ettiğini, ektiğini ve çektirdiğini er ya da geç bulacaktı.

Madem bu kadar değerli bekârlık,insan niye törenle veda eder ki?

Ne zormuş; insanlar içinde, gerçekten insana rast gelmek.

Önyargılı bir insan değilimdir aslında.
Ama öyle bir iç sesim var ki, o ne zaman konuşsa hep haklı çıkıyor.

Ellerde ne iyiler var be kızım. Sen herkesi kötü belleme.

Asla büyük konuşma.
Başkasının başına gelen her şey seninde başına gelebilir.

Daha yirmi bir yaşındayım ve şu dünyada yapayalnızım sanki.

Bir insanı ancak yaşadıkça anlarsın, konuştukça değil.

Tam Bittim dediğin anlarda yine güneş doğar, nefes almasan da yaşarsın

Bazen her şey öylesine üstüne üstüne gelir ki bir yerden sonra ne gözünde ağlayacak yaşın ne de içinde seni her gün mahveden bir acın kalır. Bambaşka bir insana dönüşürsün.

Arkanda söylenmemiş sözler, sevgi dolu gözler ve asla unutamayacağın yüzler bırakmışsan eğer, şu dünyada nereye gidersen git,hep o yarım kalmışlık hissi seninle gelecektir. Kaçamazsın.

Bir adim atarken bin kere düşünün çünkü bazı adımların geri dönüşü olmuyor. Çünkü hayat size genelde ikinci bir şans sunmuyor

Rabbim hiç kimseyi,
Ben bunu hak edecek ne yaptım?
dedirtecek insanlarla
aynı yastığa baş koydurmasın

Kendi doğrularından başka doğru tanımayanlara ve sırf erkek olduğu için kendini her şeyin üstünde zanneden zavallılara karşı ‘hayırrrr’ bir isyandı aslında ve bilemediniz, göremediniz; suskunluğum, durgunluğum ve huzursuzluğum sabrımın tükeniş haliydi. Siz ‘Alışır’ dediniz, ben alışamadım;siz ‘ Unutur’ dediniz, ben unutamadım. Yaşadıklarımı içimü atamadım yutamadım. Öğrendim ki sonunda, yaşamak bu değildir. Yaşamak denen şey, birilerine zorla katlanmak hiç değildi

Ne zormuş; insanlar içinde, gerçekten insana rast gelmek

Şu dünyada iyi bir insan olduğun için çok şey kaybedeceksin kızım.
Evet,bu bir gerçek.
Ama iyi biri olduğun için asla vicdan azabıyla,başkalarının ahıyla ve günahıyla koyun koyuna uyumayacaksın. İşte bu huzur kızım

Madem bu kadar değerli bekârlık,insan niye törenle veda eder ki?

Asla Benim başıma gelmez. deme. Kader seni öyle yollardan geçirir ve öyle insanlarla tanıştırır ki iddian imtihanın olur bir anda

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından dersler çıkarmak zorundasın

İnsan hep en yakınlarından mı görür anne,en böyük kötülüğü?

Bir kadının gerçek hikayesi ne zaman başlar biliyor musunuz? İçindeki kadınlık ve annelik gücünü fark edince.. Kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini öğreninceye kadar acı çekince.’’ Şu kocaman dünyada yapayalnızsın be kızım’’ yalnızlığını en derinlerinde hissedince. Ve hayatın ‘’ Kendi başının çaresine yine kendin bak çünkü kimseden fayda yok sana’’ mesajı iliklerine kadar işleyince başlar. Bir kadın işte o zaman gözlerini açar, kanatlarını çırpar ve gerçekten yaşamaya başlar.

Ne zormuş anne; insanlar içinde, gerçekten insana denk gelmek.

Erkeğin senden fiziksel olarak güçlü olması,
seni incitme hakkı vermez ona.

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından da ders çıkarmak zorundasın.

Bir Kadın Ağladığında, Uğur Gökbulut

Arkanda söylenmemiş sözler, sevgi dolu gözler ve asla unutamayacağın yüzler bırakmışsan eğer, şu dünyada nereye gidersen git, hep o yarım kalmışlık hissi seninle gelecektir. Kaçamazsın.

Bir Kadın Ağladığında, Uğur Gökbulut

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından dersler çıkarmak
. ~

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından da ders çıkarmak zorundasın.

Hayal kurmaya başladıysan, yaşamaya da başlamışsındır.

Ruhum ölüyor sanırım. Her geçen gün oturduğum yerde daha çok yoruluyorum.

Kimse kimsenin içini bilemez,
Niyetini bilemez,
Kavgasını ve acısını bilemez.

Ne zormuş anne; insanlar içinde, gerçekten insana rast gelmek

Ama şundan eminim ki ne olursa olsun, ben senin kanatların, sen de benim mavi gökyüzüm olacaksın.

Ruhumda ve bedenimde, yaşını başını almış insanların yorgunluğu var.

Ait olmadığın yerleri, evleri ve yürekleri terk et artık

Yani şu üç günlük dünya; kırgınlıklar, ayrılıklar ve uzun vadeli planlar için çok kısa.

İnsan kendi yolun çizerken ve yüreğinin götürdüğü yere giderken, illa birilerini geride bırakmak zorunda olmamalıydı.

Bir insanı ancak yaşadıkça anlarsın, konuştukça değil.

Yarım kaldım anne, yarım kaldım.

Çünkü bazı kadınlar, yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar.
Adamına göre değil, adabına göre; heveslerine göre değil, hislerine göre karar verirler.
Sahte bir mutluluk yerine, sade bir yalnızlığı tercih ederler.
İşte bu yüzden bazı kadınlar, sınırlarını kendilerinin çizdiği gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar.
Zorunlu olduklarından değil, gururlu olduklarından.
Ve yerlerini, sadece sabırlı ve yürekli olduğuna inandıkları erkeğe söylerler.

Hayal kurmaya başladıysan, yaşamaya da başlamışsındır. Çünkü sadece ölülerin hayalleri olmaz.

Kalabalıklar arasında bir başınayım. Yalnızlık dedikleri şey tam olarak bu olsa gerek.

İnsan kendi yolunu çizerken ve yüreğinin götürdüğü yere doğru giderken, illa birilerini geride bırakmak zorunda olmamalıydı. Bir sevgi uğruna yapılan fedakarlıklar bu kadar ağır olmamalıydı. Her seçim bir vazgeçiş olmamalıydı.

Bir kadının gerçek hikayesi ne zaman başlar biliyor musun? İçindeki kadınlık ve annelik gücünü farkedince Kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini öğreninceye kadar acı çekince.

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından dersler çıkarmak zorundasın.

Önyargılı bir insan değilimdir aslında. Ama öyle bir iç sesim var ki, o ne zaman konuşsa hep haklı çıkıyor.

Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Her şeyi en baştan yeniden yaşama şansım olsaydı yine aynı şeyleri yapar, aynı yanlışları tekrarlardım.

Bir kadını konuştuğu zamanlarda değil, sustuğu zamanlarda kaybetmişsindir. Konuşması mücadele ettiğini, susması ise pes ettiğini gösterir.

Ve siz, beni bu genç yaşımda hayata küstüren , ruhları kötülüğe , kişilikleri fenalığa doymayan , mutsuz etmeden mutlu olamayan ve küçük de olsa bir umuda yaslanan insanlara yaşam hakkı tanımayan zavallılar; hiç bilmez misiniz, bu dünyada peşinizi bırakmayan ahlar, öbür dünyada karşınıza dikilecek günahlar ve “affet beni” derken yüzünüzün kızaracağı kabahatlar var?Ne zormuş; insanlar içinde, gerçekten insana rast gelmek.

Kulağım güzel sözlere, gözlerim tatlı bir gülümsemeye ve yüreğim de sevgiye aç.

Ne zormuş anne; insanlar içinde, gerçekten insana rast gelmek.

çünkü bazı kadınlar,
yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar.
Adamına göre değil,
adabına göre.
Heveslerine göre değil,
hislerine göre karar verirler.
Sahte bir mutluluk yerine,
sade bir yalnızlığı tercih ederler.
İşte bu yüzden bazı kadınlar,
sınırlarını kendilerinin çizdiği,
gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar.
Zorunlu olduklarından değil,
gururlu olduklarından.
Ve yerlerini sadece sabırlı ve yürekli olduğuna inandıkları bir erkeğe söylerler..

Sadece başkalarının hayatlarını kolaylaştırmak için varsan ve sadece fedakârlıkların sonucunda güzel sözler duyuyorsan; yani yaptıklarınla
takdir ediliyor, yapmadıklarınla eleştiriliyorsan eğer, işte o zaman sessizce kır zincirlerini, yüreğini topla ve tüm acılara elveda de. Çünkü ne senden bir tane daha var ne de yaşayacağın ömürden

İnsanların yüreklerini açıp da içine bakmak gibi bir şansımız yok maalesef

Asla büyük konuşma.Başkasının başına gele bilen herşey senin de başına gele bilir.

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından dersler çıkarmak zorundasın.

Hiç bilmez misiniz, bu dünyada peşinizi bırakmayan ahlar, öbür dünyada karşınıza dikilecek günahlar ve affet beni derken yüzünüzün kızaracağı kabahatler var ?

Arkanda güzel dualar bırak.
Helallik bekleyen ahlar ve mutsuz insanlar değil.

Bütün tecrübeleri tek başına yaşayacak kadar uzun bir ömrün yok. Başkalarının hayatlarından dersler çıkarmak zorundasın.

Soğumuş bir yüreği,
hiçbir özür ısıtamaz.

..ne senden bir tane daha var ne de yaşayacağın ömürden .

Çünkü pes etmek ve yenildim demek kadınlığın ruhuna aykırı.

Hayal kurmaya başladıysan yaşamaya da başlamışsındır. Çünkü sadece ölülerin hayalleri olmaz.

Doğru bildiklerimi,iyi niyetlerimi,hayallerimi çaldılar. Siz bunlar olmadan “Hayat güzel” diyebiliyormusunuz?

Arkanda söylenmemiş sözler, sevgi dolu gözler ve asla unutamayacağın yüzler bırakmışsan eğer, şu dünyada nereye gidersen git, hep o yarım kalmışlık hissi seninle gelecektir. Kaçamazsın.