İçeriğe geç

Bir Haftada Üç Pazar Kitap Alıntıları – Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe kitaplarından Bir Haftada Üç Pazar kitap alıntıları sizlerle…

Bir Haftada Üç Pazar Kitap Alıntıları

toplumun görüşleri ezberlenmiş saçmalıklardan ibaret.
Bon-Bon kimseciklerin girişmediği kütüphaneleri talan etmişti, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok kitap okumuş ve kimsenin edinemeyeceği bilgiler edinmişti. Yine de şöhreti dillere nağme olduğunda yorumlarının ne Akademi’nin yalımlığını ne de Lyceum’un derinliğini taşımadığını söyleyen yazarlar da oldu Rouen’de; bana kalırsa, fikirleri doğru düzgün anlaşılamamıştı, ama bunun sebebi anlaşılması güç şeyler olmaları değildi. Sanırım insanların çoğu tamamen belirgin oldukları için onun fikirlerini anlamakta güçlük çekiyordu.
Bugün hava güzel. Siz neden şehirden kaçmadınız?
Nasıl bir deliliğe teslim ettim kendimi? Neden koştum kaderime?
Gizemli şeyler insanı düşünmeye sevk eder, sonunda da sağlığından eder.
Yazar nezih ve erdemli olduğu sürece eserlerinin erdem timsali olup olmadığı önemsenmez.
Hakikat kurgudan daha tuhaftır.
Anlamlandıramadığım şeyler beni hep gerer. Gizemli şeyler insanı düşünmeye sevk eder, sonunda da sağlığından eder.
Fakat insanın umutları ne zaman gerçekleşmiştir ki?
Dünya’nın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.
Kalbimi dolduran mutluluğa hiçbir insan düşüncesi erişemez.
Böyle konuşma, ne olur. Yaşça benden biraz büyüksen ne olmuş yani? Toplumun görüşleri ezberlenmiş saçmalıklardan ibarettir. Bizim gibi âşıklar için bir yıl da bir saat de aynıdır.
Ağla, gözlerim ağla, gözyaşlarında boğul
Bir yanım yaşatmadı diğer yanımı.
Hanımefendi, nasıl bir bahtsızlık sizi canınızdan etti?
Karga hırsızlık yapar, tilki kurnazlık yapar, gelincik aldatır, insan ise dolandırır. Dolandırıcılık onun mükedderatında vardır.
İşin aslı dolandırıcılığın özünü, doğasını, kökenini oluşturan şey yalnız pantolon ve ceket giyen hayvanlarda görülür.
Fakat insanın ümitleri ne vakit yeşermiştir ki?
Hakikat, kurgudan daha tuhaftır.
Eski ama doğru bir söz vardır; sağlık varlıktan yeğdir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İşin aslı dolandırıcılığın özünü, doğasını, kökenini oluşturan şey yalnız pantolon ve ceket giyen hayvanlarda görülür. Karga hırsızlık yapar, tilki kurnazlık yapar, gelincik aldatır, insan ise dolandırır. Dolandırıcılık onun mukadderatında vardır.
Plato’ya bir gün pek münasip bir soru sormuşlar: Tüyleri yolunmuş bir tavuk da ‘iki ayaklı tüysüz bir hayvan’ olduğuna göre bu tavuk neden insan sayılmaz?
Pleurez, pleurez, mes yeux, et fondez vous en eau!
La moitié de ma vie a mis l’autre au tombeau.

Ağla, gözlerim ağla, gözyaşlarımda boğul
Bie yanım yaşatmadı diğer yanımı.

Hayal ettim tabii. O zamanlar söylemek isteyip de söyleyemediğim, yaptığım ve yapmayı planladıklarım arasında epeyce fark vardı.
Lütfen hayal gücünüzü harekete geçirip aynadaki aksinizi ete kemiğe bürünmüş haliniz olarak farz edin, işleri kolaylaştıralım. Şimdi elimdeki şarap sürahisini aynadaki aksinize doğru fırlatacağım, böylelikle fiziksel şiddete başvurmadan davranışınızın karşılığını vermiş olacağım.
ama Edinburgh Review’ün de belirttiği üzere edebi eserin değeri uzunluğuyla ölçülemez.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ne de olsa bu dört kusursuz harf dünyanın acısını içinde barındırır!
Ah, kendimi hislerime bırakıyorum. ( ) Onlar neşeyle hoplayıp zıplarken ben gözyaşlarımda boğuldum.
Blackwood tarzında bir makalede Yunancanızla caka satabilirsiniz. Harfleri bile havalıdır.
Deneysel bilgi hayal gücünün destekleyicisidir. Bilirsiniz, hakikat kurgudan daha tuhaftır ve amacımıza uygundur.
Ben de kendimden bahsettim; sadece kendimden. Nazolojiden, yazdığım kitaptan, sonra yine kendimden söz ettim. Burnumu havaya diktim ve kendimden bahsetmeye devam ettim.
Oğlum, varoluşunun temel gayesi nedir?
Chacun a ses vertus.
Onu azarladım, umursamadı. Açıklamada bulundum, önemsemedi. Rica ettim, geçiştirdi. Yalvarıp yakardım, gülüp geçti. Öğüt verdim, alay etti. Tehdit ettim, küfrü bastı. Teklemedim, polis çağırdı. Burnuna asıldım, elime sümkürdü
üstelik görüşlerin bana Aristoteles’inkileri hatırlatıyor. Ah, en samimi ahbaplarımdan biriydi. ( ) İnsanın hapşırırken fuzuli fikirleri burnundan attığını Aristoteles’e söyleyen bendim.
Toplumun görüşleri ezberlenmiş saçmalıklardan ibarettir.
Kaçan elbet yeniden çarpışabilir,
Lakin öldürülen yapamaz bunu.
Ve ölürüm, hiç olmazsa senin uğruna ölürüm; yalnız senin uğruna.
Ey ölüm! Çabuk gel! Ama emin ol, gelişini görmeyeceğim! Görürsem duyacağım haz, beni tekrar hayata döndürür yoksa!
Hisler, kayda değer şeylerdir. Gelecekte boğulacak yahut asılacak olursanız hislerinizi bir kâğıda yazmayı ihmal etmeyin.
Herkesin kendine göre fazileti vardır.
Ah, çok gençsiniz. Zamanla başkalarına kulak asmadan kendi gözlemlerinizi yapabilecek duruma gelirsiniz. Duyduklarınızın hiçbirine, gördüklerinizin de en az yarısına inanmayın.
Anlayıp dinlemeden düzen üzerine boşboğazlık eden, biçime değer verip özünü görmezden gelen uçuk tiplerden aşırı derecede nefret ederim.
Gergin bir insanımdır, ne yazık ki mizacım böyle, bu hususta yapabileceğim bir şey yok. Hele bir gizemle karşılaşmışsam, herhangi bir şeyi bütünüyle anlamlandıramadıysam zavallı bir adama dönüşürüm.
Savaşın coşkusuna kapıldığı için öldüğünü anlamayan bir kahramanın cesurca çarpışmaya devam etmesi benim yaşama direncimle özdeşleşiyordu.
En büyük dâhiler bile düzgün bir kalemle yetkin bir makale yazmayı becerememişlerdir, kuşkunuz olmasın. Ah, insanın elyazısı okunabiliyorsa inanın o yazı okunmaya değmez. Bu bizim başat ilkelerimizdendir; buna inanmakta zorlanıyorsanız görüşmemizi derhal sonlandırabiliriz.
Belirtmeliyim ki, olağanüstü bir dış görünüşün bir hayvan üzerinde bile etkisi vardır.
İyi bir şarapla doldurduğumda midemi Balzac’tan daha arif Pibrac’tan daha âlim olurum.
Gizemli şeyler insanı düşünmeye sevk eder, sonunda da sağlığından eder.
“Hakikat, kurgudan daha tuhaftır.”
Ruhum gözlerimdir benim.
Dehası ve düşsel tasarımı güçlü olan kişiler hüzünlü anılar biriktirirler belleklerinde, hem de imrenilesi anılar.
Hakikat kurgudan daha tuhaftır.
“Hakikat, kurgudan daha tuhaftır.”
Kelimelerin yarattığı etki esas değeriyle eşdeğer değildir.
Benzersiz bir çağda yaşayan mükemmel insanlarız biz.
Ağla gözlerim ağla, gözyaşlarında boğul
Bir yanım yaşatmadı diğer yanımı
Nasıl bir deliliğe teslim ettim kendimi?
Ey ölüm! Çabuk gel!
Ama emin ol, gelişini göremeyeceğim!
Görürsem duyacağım haz,
beni tekrar hayata döndürür yoksa!
Ama açıkçası gerçek bir belaya bulaşmanız yazınızı daha ileriye taşır.
Suriye’deki
Bütün şaraplardan
Daha kırmızı kanlar verdin ya!
Allah acılarınızı hafifletir.
Gizemli şeyler insanı düşünmeye sevk eder, sonunda da sağlığından eder.
Duyduklarınızın hiçbirine, gördüklerinizin de en az yarısına inanmayın.
Hakikat, kurgudan daha tuhaftır.
Seneler önce ilk görüşte aşk. fikriyle dalga geçmek modaydı
Duyduklarınızın hiçbirine, gördüklerinizin de en az yarısına inanmayın.
Fakat insanın ümitleri ne vakit yeşermiştir ki?
Şatafatlı şeyler aslında koftur
Zaman da, yol da beklemez.
İnsan yas tutmak için yaratılmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir