Rafik Schami kitaplarından Bir Avuç Yıldız kitap alıntıları sizlerle…
Bir Avuç Yıldız Kitap Alıntıları
&“&”
Kafam kevgir gibi.
Deli, yaşam bütün renkleri ile bir gökkuşağıdır derken haklıydı. Bazıları sadece gözüne çarpan bir rengi görüyor ve "Şu yeşil gökkuşağı ne de güzel!" diye bağırıyor."
Her şey büyür," demişti bana bir gün. "Felaketler hariç her şey büyür ve gelişir. Oysa felaketler, doğdukları anda azami büyüklüktedir, sonra günden güne büzülüp küçülürler."
Sadece ekmek ve süt kaybolmakla kalmadı, oryantal dansçıların da soyu tükendi. Gece kulüplerinde Amerikalı kadınlar bize bir şeyler oynayıp duruyorlar. Bütün bu özlediğimiz şeylerin kaybolduğunu biliyor musun?
İnsan birden fazla kişiyi sevebilir mi? Sanırım sevebilir. Birini çok, diğerini biraz daha az, üçüncüsünü… Evet, gökkuşağının renkleri gibi.
Haksızlığı her kim unutursa, başına bir yenisi gelir.
Üç yüz kez de hayal kırıklığına uğrasan yeni arkadaşlar aramaya devam et ve şüpheci olma!" Nargilesinden bir nefes çekti ve konuşmaya devam etti: "Biliyor musun dostum, dostluğu keşfedenler bu dünyanın güçsüzleri olmuştur. Güçlülerin buna ihtiyacı yok. Onların kendi gücü var. Kendine arkadaşlar ara ve merceği de bir kenara bırak. Çünkü hayatının en büyük hatasını yapmış olursun ve sen yanlız kalırsın."
Camiler mermerden yapılıyor oysa bizim evler dökülüyor ve tavandan kafamıza toprak parçaları düşüyor. Güneş cami avlularında oynaşırken insanlar nemli, karanlık deliklerinde nefes alamıyorlar.
Yalan, gerçeğin ikiz kardeşidir. Biri adımını atar atmaz, diğeri hemen arkasından görünür. Sadece onu görmek için iyi gözlere ihtiyaç var.
Çinliler kağıdı icat ederek, okuma ve yazma sanatını herkes için ulaşılabilir kıldılar. Yazıyı alimlerin tapınaklarından, kralların saraylarından alıp halka götürdüler. Ne muazzam insanlar!
Gazeteci, akıllı ve cesur bir insandır. Elinde yalnızca bir kağıt parçası ve bir kurşunkalem vardır ama bunlarla, ordusu ve polisiyle koca bir hükümeti korkutur.
Deli , yaşam bütün renkleri ile bir gökkuşağıdır derken haklıydı. Bazıları sadece gözüne çarpan bir rengi görüyor ve, Şu yeşil gökkuşağı ne de güzel!" diye bağırıyor.
Bazen insanın bir diğerinin gerçek ruhuna ulaşması ne kadar da uzun zaman alıyor!
Çocukları dünyaya getiriyorlar , ondan sonra da yakınıp duruyorlar,"
Manzaradan geriye yalnızca dağlar, sonraları da artık sadece zirve kalıyor. Bütün diğer şeyler sisin içinde yitip gidiyor. Yazmayı öğrenmiş olsaydım, sadece dağları, tarlaları ve vadileri değil, bir gülün dikenlerini bile tek tek hatırlayabilirdim. Ne muazzam insanlar şu Çinliler!"
Hikayeler, suyu hiç eksilmeyen büyülü pınarlardır.
Üç yüz kez de hayal kırıklığına uğrasan yeni arkadaşlar aramaya devam et ve şüpheci olma.
Her şey büyür," demişti bana bir gün. "Felaketler hariç her şey büyür ve gelişir. Oysa felaketler, doğdukları anda azami büyüklüktedir, sonra günden güne büzülüp küçülürler."