İçeriğe geç

Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü Kitap Alıntıları – Dario Fo

Dario Fo kitaplarından Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitap alıntıları sizlerle…

Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü Kitap Alıntıları

Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
İsteseniz de, istemeseniz de ben gerçeğin ve doğruluğun egemen olmasını istiyorum. Skandalların asıl yüzünün ortaya çıkması için imkansızı gerçekleştireceğim. Otoritenin sarsılacağından endişe etmeyin. Bu skandallarla beslenen devlet sonsuza uzanan kalıcı bir iktidarı yaratır!
Zaman, bazı yaraların kapanması için tek başına yeterli olmaz
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!
Oysa ülkede gerginlik artınca, vatandaşın da korkusu artacak. Hakları için mücadele eden, başkaldıran, öfkeli halkın çoğunluğu taleplerini askıya alacak ve güçlü devlet diye bağırmaya başlayacak!
Bir işçinin ne olduğuna dair bir fikriniz var mı sizin? Bir işçinin emekliliği geldiğinde, ki; son istatistikler her geçen gün daha az sayıda işçinin emekli olduğunu gösteriyor, emekliliği geldiğinde suyu sıkılmış limona dönmüştür artık. Refleks diye bir şey kalmamıştır. Paçavra gibidir!
Yo, hayır. Şaka yapmıyorum. Siz hala kaçının suçsuz olduğunun farkında değilsiniz, onları içeri tıkmak için bir bahane bulmak yetiyor!
SANIK: Bunlar uyduruk masal değil komiserim! Freud’un dediği gibi: Tuzlu bir hesap hem hasta, hem doktor için en iyi reçetedir.
Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık..
Anarşistler çok tutucu olurlar
Siz anarşistlere, komünistlere, işçi sınıfı ve sendikacılara inanıyorsunuz Hayır, gerçekte onlar devrimci postuna bürünen depresyondaki yoksullar, hastalık hastaları, melankolikler, tarafınızdan şiddet görerek sorgulanmakta
Belki gırtlağımıza kadar bok içinde yüzüyor olabiliriz. Ama işte bu nedenledir ki, başımız dimdik dolaşıyoruz!
Sıçmışım böyle diyalektiğe!
Aslanım, demiryolcu musun, devrimyolcu musun, nesin
Ruhsal açıdan sağlıklı kimselerde bile; büyük bir çaresizlik duygusu ve korku yaratıldığı zaman, başka bir deyişle canından bezme noktasına sürüklendikleri zaman, kendi kendini yok etme şeklinde görülebilirmiş.
yani artistlik hastalığı. yani, işim gücüm, bütün keyfim rol yapmak, anlatabiliyor muyum?
S.Komiser: Kahpe dünya!
Deli: Hayır, kahpe hükümet!
İsteseniz de istemeseniz de ben gerçeğin ve doğruluğun egemen olmasını istiyorum.
Vatandaş, mükemmel bir devletle yönetildiğini düşünecektir. Daha az adaletsizliğin olduğu adaletli bir düzen içinde
Hadi, hadi delikanlı üzülme göreceksin anarşizm ölmeyecek!
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!
Adaletin, daima polisin en yakın arkadaşı olduğunu bilmek ne güzel şey !!!
– Kahpe dünya!
– Hayır, kahpe hükümet!
Ağa, köylüleri dizginleyebilmek için köpek beslermiş. Köylüler, krala gidip şikâyet ettiklerinde Ağa, köpeklerini öldürtürmüş, kendini bağışlatmak için
Kimse kımıldamasın Adalet geldi!
İsteseniz de, istemeseniz de ben gerçeğin ve doğruluğun egemen olmasını istiyorum.
Skandallar sosyal demokrasinin gübresidir.
Olağanüstü! Sömürülenler, sömürenleri koruyor.
Savunmayı sevmem pasif bir sanattır, ben yargılamayı severim Tutuklamayı kovuşturmayı soruşturmayı! Ben sizlerden biriyim, komiser kardeşim!
Anlıyorum komiser. Temiz bir sicili bozmak herkesin ağzını sulandırır.
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
Skandallar sosyal demokrasinin gübresidir.
Tek kelimeyle, eğer bir skandal yoksa bile, onu yaratmak gerekir. Çünkü iktidarı korurken ezilenlerin öfkelerini dindirmek, vicdanlarını rahatlatmak için en ideal yol budur.
İnsanlar gerçek adaleti mi talep ediyorlar. Biz de onlara daha az adaletsizliği sunarak onları hoşnut ederiz. İşçiler bu vahşi sömürünün utancı yeter diye bağırdıklarında, biz bu vahşi sömürüyü daha aza indiririz ve özellikle utançlarını hafifletiriz ama sömürü hep devam eder. Fabrikalardaki iş kazalarında gebermek istemediklerinde, bu kazaları önleme yönetmeliklerinin birkaçını değiştiririz, dullar için de fazladan birkaç ödül koyarız. Sınıfsız bir toplum istediklerinde farklılıkları göze batmayacak bir şekilde düzenlemeler yaparız!
DELİ: Anarşistler çok tutucu olurlar
MÜDÜR: Ya, onun için kralları öldürüyorlar!
DELİ: Tabi, onları mumyalayıp saklayabilmek için Bir kralın yaşlanıp, derisi buruşup, organları hastalıktan yıpranıp, çürüyüp, ayrışıp kokuşup da ölünceye kadar bekleseler saklanacak hali kalmaz. Onun için öyle, genç ve tazeyken öldürüyorlar.
Hiçbir ağa, köylüsünü memnun etmek için köpeklerini öldürmez! Tam tersi olur. Şayet dalaşmada köpek ölürse, kral hemen bir başsağlığı telgrafı yollar ağaya Hükümranlık bayrağıyla sarılı bir çelenk bile yollar!
Bir İngiliz hikayesi şöyledir: Ağa, köylüleri dizginleyebilmek için köpek beslermiş Köylüler, krala gidip şikayet ettiklerinde Ağa, köpeklerini öldürtürmüş, kendini bağışlatmak için.
Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık
– boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru. ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!
İnsanlar gerçek adaleti mi talep ediyorlar, biz de onlara daha az adaletsizliği sunarak onları hoşnut ederiz.
Freud’un dediği gibi: Tuzlu bir hesap hem hasta hem doktor için en iyi reçetedir.
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!
Skandallar sosyal demokrasinin gübresidir! Hatta dahasını söyleyeyim: Skandal halkın bilinçlenmesinde zehire karşı kullanılan en mükemmel panzehirdir. Halk bilinçlendiğinde işimiz bitiktir. Baksanıza Amerika’ya, gerçek bir sosyal demokrat ülke. Kendilerinin Vietnam’da yaptıklarını hiç sansürlemeden aktardılar kamuoyuna. Hatta tüm yerel basında boğazları kesilmiş kadınların, katledilmiş çocukların, yakılıp yıkılmış köylerin fotoğrafları yer aldı. O sinir gazı skandalını hatırladınız mı? Amerika’da fabrika kuran gaz şirketi insanlığı üç kez yok edecek kadar gaz imal etti. Hiç olmazsa buna sansür uygulanır diye düşünülür değil mi? Ne gezer! Tam tersi. Televizyonunu açtığında bir yığın trenler görüyorsun. Nereye gidiyor bunlar? Denize! Trenlerin üzerindeki o variller de ne? Sinir gazı! Birkaç milyar dolar böyle sahillere boşaltıldı! En küçük bir depremde bu variller patlar ve sinir gazları her yere yayıldığında hepimiz ölürüz. Ardı ardına üç kez hem de. Bu skandal için de hiçbir sansür yapılmadı. Ama doğrusu bu! Böylelikle halk tiksinir, öfkelenir: Bu ne biçim hükümet böyle, aşağılık yöneticiler Katiller! Öfkelenir öfkelenir ve hooop! Rutin bir özgürlükçü ortaya çıkar. İyi itaat edin: Bu sistem sadece sömürücüleri değil, aynı zamanda sömürülenleri de bağrına basıyor. New York’taki gazete başlıklarını hatırlayın. Başlarında kaskları, ellerinde SAVAŞA KARŞI SAVAŞ İNSANIN İNSANI SÖMÜRÜSÜNE SON yazılı pankartlar ve sopalar taşıyan siyah ya da beyaz isyankarlara ders vermek için binlerce işçi meydanlarda. Çünkü bu isyankarlar patronlarının devletini yıkma tehditleri içindeler. Olağanüstü! Sömürülenler, sömürenleri koruyor.
Oysa bütün bu yalanlar ağında, düştüğünüz çelişkileri herkes hoş görebilirdi, yeter ki sizin de bir kalbiniz olduğunu hissettirebilseydiniz!
Hiçbiriniz, bu şekilde bir ölüme gitmeyi istemezsiniz.. bir tebessüm, gözyaşı.. bir şarkı bile olmadan!
Demiryolcu olmak ne demektir bilir misiniz? Anlamı tüm çocukluğumuzla bağlantılı bir şeydir.. Elektrikli, makaslı trenler çocukluğunuzda elektrikli trenleriniz oldu mu hiç?
Bir İngiliz hikayesi şöyledir: Ağa, köylüleri dizginleyebilmek için köpek beslermiş. Köylüler, krala gidip şikâyet ettiklerinde Ağa, köpeklerini öldürtürmüş, kendini bağışlatmak için..
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!
Bir İngiliz hikayesinde şöyle der: “ Ağa, köylüleri dizginleyebilmek için köpek beslermiş Köylüler, krala gidip şikayet ettiklerinde Ağa, köpeklerini öldürtürmüş, kendini bağışlatmak için”
Tek kelimeyle, eğer bir skandal yoksa bile, onu yaratmak gerekir. Çünkü iktidarı korurken ezilenlerin öfkelerini dindirmek, vicdanlarını rahatlatmak için en ideal yol budur.
Öyle ya. Bu yeterli olur! İnsanlar gerçek adaleti mi talep ediyorlar. Biz de onlara daha az adaletsizliği sunarak onları hoşnut ederiz. İşçiler bu vahşi sömürünün utancı yeter diye bağırdıklarında, biz bu vahşi sömürüyü daha aza indiririz ve özellikle utançlarını hafifletiriz ama sömürü hep devam eder. Fabrikalardaki iş kazalarında gebermek istemediklerinde, bu kazaları önleme yönetmeliklerinin birkaçını değiştiririz, dullar için de fazladan birkaç ödül koyarız. Sınıfsız bir toplum istediklerinde farklılıkları göze batmayacak bir şekilde düzenlemeler yaparız! Devrim istediklerinde Reformlar yaparız Bol bol reformlar Reforma boğarız ortalığı Ya da reform sözleri vererek boğarız ortalığı çünkü zaten bunları asla vermeyeceğiz.
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz
Halk bilinçlendiğinde işimiz bitiktir.
Pisliğin içinde yüzüyoruz, hatta onu bize içiriyorlar.
Eğer bir skandal yoksa bile onu yaratmak gerekir. Çünkü iktidarı korurken ezilenlerin öfkelerini dindirmek, vicdanlarını rahatlatmak için en ideal yol budur.
İnsanlar gerçek adaleti mi talep ediyorlar. Biz de onlara daha az adaletsizliği sunarız onları hoşnut ederiz. İşçiler, bu vahşi sömürünün utancı yeter diye bağırdıklarında, biz bu vahşi sömürüyü daha aza indiririz ve özellikle utançlarını hafifletiriz, ama sömürü hep devam eder. Fabrikalardaki iş kazalarında gebermek istemediklerinde, bu kazaları önleme yönetmeliklerinden birkaçını değiştiririz, dullar için de fazladan birkaç ödül koyarız. Sınıfsız bir toplum istediklerinde farklılıkları göze batmayacak bir şekilde düzenlemeler yaoarız. Devrim istediklerinde reformlar yaparız bol bol reformlar reforma boğarız ortalığı
Bankada meydana gelen patlama sonrasındaki masum insan kıyımının, demokratik talepler doğrultusundaki, asıl sıcak mücadeleyi örtbas etmek için yapıldığını açıklamak sıkıntı yaratır. Oysa ülkedeki gerginlik artınca, vatandaşın korkusu da artacak. Hakları, demokratik talepleri için mücadele eden, başkaldıran, öfkeli halkın çoğunluğu taleplerini askıya alacak ve güçlü devlet diye bağırmaya başlayacak!
Cahilin tekidir. Bakunin kim diye sorsan, deliksiz isviçre peyniri diye cevaplar!
Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir