İçeriğe geç

Bin Öpücük Kitap Alıntıları – Tillie Cole

Tillie Cole kitaplarından Bin Öpücük kitap alıntıları sizlerle…

Bin Öpücük Kitap Alıntıları

&“&”

Bize bir saniyeyi bile boşa harcamamız gerektiğini hatırlatıyordu. Hayata iki elle sarılııp ,tüm yüreğimizle sevmemiz gerektiğini. Hayallerin peşinden koşup maceralar aramamızı… anları yakalamamızı…Güzel yaşamamızı.
Neden her günün tadını çıkarmayı, biten bir yaşam öğretiyor? Neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak için zamanımızın bitmesini bekliyoruz? Neden en sevdiğimiz insana onları son kez görecekmişiz gibi bakmıyoruz? Eğer bunu yapsaydık, hayat daha canlı olurdu. O zaman hayat gerçekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu.
Aklım karıştı “Ama nereye gidiyorsun? Anlamıyorum?
“yuvama tatlım dedi "yuvama gidiyorum"
"Ama zaten vuvandasın, " diye karşı çıktım
"Hayır" büyükannem başını salladı "Burası yuvamız değil tatlım. Burası hayat…eh,elimizdeyken sadece harikulade ve büyük bir serüven. Nihai serüvene çıkmadan önce tüm yüreğimizle tadını çıkarıp, sevebileceğimiz bir serüven"
sonsuza dek, daima"
Poppy ve Rune,sonsuza kadar,"dedim.
"Sonsuza kadar,"diye peşimden tekrar etti."
O benim kiraz çiçeğimdi."
Ay gibi ışıldayan yürekler ve güneş gibi parlayan gülümseyişler.
Çünki diğer yanimiz olmadan kimiz biz?
Kızgındım,boğuluyordum."
Her gün doğumu bambaşkadır.Renkleri,tonları ve ruhunda bıraktığı etki.Her yeni gün bir hediyedir."
Çünkü diğer yanımız olmadan kimiz biz?
… ve yüreğim neredeyse göğsümden dışarı fırlayacaktı.
Ve onu tüm kalbimle sevdim,her santimiyle…"
Seninle böyle uyanmak için tüm şafakları feda ederim."
Eskiden bir çocuk tanırdım,tüm kalbimle severdim bu çocuğu.O, tek bir an için yaşardı.Bana tek bir anın dünyayı değiştirebileceğini söylemişti.Birisinin hayatını değiştirebileceğini.O kısa anda,birinin hayatını ölçülemeyecek kadar iyi
ya da kötü yapabileceğini."
Benim ay gibi ışıldayan yüreklere ve güneş gibi parlayan gülümseyişlere ihtiyacım var…"
Çünkü böylesine mükemmel ve özel bir şeyin kaderinde solmak var."
Bence kalp atışı bir şarkı gibi.Bence aynı müzik gibi,özel bir melodiye çekiliyoruz.Ben senin yüreğinin şarkısını duydum ve sen de benimkini."
Eğer seni tekrar kollarıma alamazsam, buna cennet diyemem.
Onun varlığına muhtaçtım ben. Olmak istediğim tek yer onun yanıydı.
Sakın unutma, ay gibi ışıldayan yürekler ve güneş gibi parlayan gülümseyişler…"
“Poppy ve Rune, sonsuza kadar,” dedim.
“Sonsuza kadar,” diye peşimden tekrar etti.
Fakat Rune ömür kısa. Ancak sevginin sınır tanımaz , yüreğin büyük olduğunu öğrendim.
Keşke insanlar bunun her gün nasıl hissettirdigini bilseydi. Neden her günün tadını çıkarmayı , biten bir yaşam öğretiyor ?  Neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak izin zamanımızın bitmesini bekliyoruz ? Neden en sevdiğiniz insana onları son kez görecekmişiz gibi bakmıyoruz? Eğer bunu yapsaydık , hayat daha canlı olurdu. O zaman hayat gercekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu.
Nedenini bilmiyordum ama anları yakalamak beni büyüluyordu. Belki de bazen elimizde sadece anlar kaldığı icindi bu . Tekrarlar yoktu ; bir an içinde yaşananlar hayatı belirliyordu . Belki de hayatın ta kendisiydi bunlar. Fakat bir ânı filmde saklamak o zamanı ânı sonsuza dek canlı tutuyordu.
Bana güzel şeylerin asla etrafta uzun süre kalmadığını söylemişti. Kısa kaldıkları icin de daha özeldir.
Üzüldüğün için üzgünüm dedi. Elimi sıktı. Tişörtü yuzunden sıcacıktı. Üzülmeni hiç istemiyorum. Sen Poppymin’sin; hep gülümsersin. Hep mutlusun
O benim kiraz çiçeğimdi
Dudaklarından daha huzurlu ve guzel bir veda hayal edemiyorum. Serüvenimizin sonu olacak. Dokuz yıldır sürdürdüğümüz serüvenimizin
Ve benim kavanozum doldu… seninkiyle beraber. Toplanacak başka öpücük kalmadi.
Sevecek başka birini bulamadığına hiç üzüldün mü Rune?
Hayi," diye dürüst yanıt verdim. "Hem ben sevdim bebeğim. Ailemi sevdim. Işimi sevdim. Arkadaşlarımı ve serüvenlerimde tanıştığım insanları sevdim. Güzel ve mutlu bir hayatım var Poppymin. Ve seviyorum ve yüreğim… seninle dolu bebeğim. Seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Bir ömür yetecek karardın sen."
Rune,resmin tamamını göremiyor musun? İkimiz için. Hayatımın geri kalanını yaşamam için eve gönderildikten birkaç hafta sonra blossom grove’a döndüm. Tedavinin bana kazandırdığı sınırlı birkaç ayın tadını çıkarmak için." yine yıldızlara bakıp daha ulu bir varlığın bize gülümsediğini hissettim. " Senin için bu adil değil ama ben bunun aksine inaniyorum. Bir sebep için tekrar bir aradayız. Belki de bu, öğrenene kadar mücadele etmemiz gereken bir derstir"
“Benim ay gibi ışıldayan yüreklere ve güneş gibi parlayan gülümseyişlere ihtiyacım var… Güzel bir dünyaya inanmaktan vazgeçmeyeceğim..”
“Sessizlik mükemmelliyetti, sözlerden daha anlamlıydı.”
Neden her günün tadını çıkarmayı, biten bir yaşam öğretiyor? Neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak için zamanının bitmesini bekliyoruz? Neden En sevdiğimiz insana onları son kez görecekmişiz bakmıyoruz? Eğer bunu yapsaydık hayat daha canlı olurdu. O zaman hayat gerçekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu.
Ölümün hastalar için güç olmadığını anladım. Bizim acımız elbet son bulacak ve daha iyi bir yere gideceğiz. Ancak arkada kalanlar için acı sadece büyüyor."
Hep büyük aşkların büyük bir neden yüzünden kaderlere yazıldığını söylerdi." Durdu ve bana dönerek itiraf etti
Benliğinin özüne örülmüştüm ben; aynı senin de hep ruhuma bağlı olacağın gibi. Sevecek, gülecek ve keşfedeceksin… Bizim için.
Çünkü ne kadar itiraz edip karanlık bir hava yaysan da, mutluluk arayıp mutlu olmak istiyordun."
Yorulmakta sorun yok Poppymin. Bu bir zayıflık değil."
Bundan sonra daha fazla konuşmayalım. Keşfetmemiz gereken bir geleceğimiz var. Geçmişin köleleri olmayacağız.
Nasıl olur da tek bir soluğumuzu dahi boşa harcayabiliriz? Nasıl olur da böylesine tatlı bir şeyi boşa harcarız? Bunun yerine şu dünyadaki kısa vaktimize nice değerli anlarımızda alınan nice değerli soluklar sığdırmaya çalışmalıyız. İşte bu sevdiklerimize bırakılacak en güzel miras.
Benim ay gibi ışıldayan yüreklere ve güneş gibi parlayan gülümseyişlere ihtiyacım var."
“Poppy birleşik ellerimizi dudaklarına götürüp ters çevirdi ve elimi öptü. Kucağına indirerek serbest elinin işaret parmağıyla tenime ufak şekiller çizmeye başladı. Çizdiği şeyi fark ettiğimde yüreğim eridi; sonsuzluk simgeleri. Mükemmel sekiz harfleri.”
“Her güneş doğumu bambaşkadır. Renkleri, tonları ve ruhunda bıraktığı etki. Her yeni gün bir hediyedir Rune.”
“Nedenini bilmiyordum ama anları yakalamak beni büyülüyordu. Belki de bazen elimizde sadece anılar kaldığı içindi bu. Tekrarlar yoktu; bir an içinde yaşananlar hayatı belirliyordu. Belki de hayatın ta kendisiydi bunlar. Fakat bir ânı filmde saklamak o ânı sonsuza dek canlı tutuyordu. Benim için fotoğrafçılık büyüydü.”
“Poppy ve Rune, sonsuza kadar,” dedim.
“Sonsuza kadar,” diye peşimden tekrar etti.
Güzel bir şey sonsuza dek sürmez.
Gülmekte sorun yok. Mutlu olmakta. Hayatın başka ne güzelliği var ki?
Belki de çok ufakken aşırı sevdik ve öyle çok parladık ki solmamız gerekti.
İşte öpücüklerin burada Poppymin. Sana geleceklerine söz vermiştim. Bir yolunu bulacağıma.
İhtiyacımız olan her şeydik biz.
Bana güzel şeylerin asla etrafta uzun süre kalmadığını söylemişti. Kısa kaldıkları için de daha özeldiler. Tıpkı samuray gibi; muazzam bir güzellik ve çabuk bir ölüm.
Sakın unutma, ay gibi ışıldayan yürekler ve güneş gibi parlayan gülümseyişler…"
Hayır." Büyükannem başını salladı. Burası yuvamız değil tatlım. Burası hayat… eh, elimizdeyken sadece harikulade ve büyük bir serüven. Nihai serüvene çıkmadan önce tüm yüreğimizle tadını çıkarıp, sevebileceğimiz bir serüven."
Ay gibi ışıldayan yürekler ve güneş gibi parlayan gülümseyişler.."
Özeldi. Olabileceği kadar…"
..ve neredeyse yüreğim göğsümden dışarı fırlayacaktı."
“Böylesine mükemmel bir şey sonsuza ka­dar süremez, değil mi? Tıpkı kayan yıldızlar gibi. Her gece sı­radan yıldızları gökyüzünde görüyoruz. Çoğu insan kıymetini bilmiyor, hatta orada olduklarını bile unutuyor. Fakat bir insan kayan bir yıldız gördüğünde, o anı sonsuza dek hatırlıyor, hatta o anda dilek bile tutuyor.
Derin bir nefes çekti. "O kadar çabuk gidiyor ki insanlar ya­kaladıkları kısacık ânın tadını çıkarıyorlar."
Seninle uyanmak için tüm şafakları feda ederim."
Neden her günün tadını çıkarmayı,biten bir yaşam öğretiyor? Neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak için zamanımızın bitmesini bekliyoruz?Neden en sevdiğimiz insana onları son kez görecekmişiz gibi bakmıyoruz? Eğer bunu yapsaydık,hayat daha canlı olurdu.O zaman hayat gerçekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu.
Neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak için zamanımızın bitmesini bekliyoruz? Neden en sevdiğimiz insana onları son kez görecekmiş gibi bakmıyoruz? Eğer bunu yapsaydık, hayat daha canlı olurdu. O zaman hayat gerçekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu. "
Çünkü hiçbir şey sevdiğini başka birinin kollarında görmenin acısıyla kıyaslanamaz."
Ve onu tüm kalbimle sevdim, her santimiyle.
Ve hep seveceğim."
Çünkü onu hala tüm varlığımla seviyordum.
O artık sevgime karşılık vermese de…"
O benim kiraz çiçeğimdi. Güzelliği emsalsiz, hayatı kısıtlıydı. Zarafeti öyle güzeldi ki, sonsuza dek süremezdi. Hayatlarımızı zenginleştirecek kadar kaldıktan sonra rüzgarla beraber süzülerek uzaklaşırdı."
Sana bin tane öpücük veririm Poppymin. Hepsini. Seni benden başka hiç kimse, hiç kimse öpmeyecek."
Sakın unutma, ay gibi ışıldayan yürekler ve güneş gibi parlayan gülümseyişler…"
Poppy Litchfield Georgia’daki ufak bir kasabada yaşayan on yedi yaşındaki bir kızdı. Ancak onunla tanıştığım günden beri dünyamı sarsıyordu. Şimdi, öldükten sonra bile hâlâ dünyamı değiştiriyordu. Asla karşılaştırılamayacak fedakâr bir sevgiyle doldurup zenginleştiriyordu.
O benim kiraz çiçeğimdi.
Poppy’nin büyükannesi hep daha büyük bir neden yüzünden bir araya getirildiğinizi söylerdi. Kendini gösterene dek asla bilemeyeceğimiz bir neden. Hep büyük aşkların büyük bir neden yüzünden kaderlere yazıldığını söylerdi."
Kaybediş hikâyelerinin her daim hüzünlü ve acı olmaması gerektiğine gerçekten inanıyordum. Benimkinin elimden geldiği kadar, en iyi şekilde yaşadığım büyük bir serüven olarak hatırlanmasını istiyorum. Nasıl olur da tek bir soluğumuzu dahi boşa harcayabiliriz? Nasıl olur da böylesine tatlı bir şeyi boşa harcarız? Bunun yerine şu dünyadaki kısa vaktimize nice değerli anlarımızda alınan nice değerli soluklar sığdırmaya çalışmalıyız. İşte bu sevdiklerimize bırakılacak en güzel miras."
Ölümün hastalar için güç olmadığını anladım. Bizim acımız elbet son bulacak ve daha iyi bir yere gideceğiz. Ancak arkada kalanlar için acı sadece büyüyor."
Poppy’nin doğayı kucaklamasını izlemek, âdeta bir duanın yanıtlanmasına tanık olmak gibiydi. Yüzündeki huşu sınırsız ve ruhundaki huzur mahcup ediciydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir