İçeriğe geç

Bilgelik Kılavuzu ve Kurnazlık Sanatı Kitap Alıntıları – Baltasar Gracian

Baltasar Gracian kitaplarından Bilgelik Kılavuzu ve Kurnazlık Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Bilgelik Kılavuzu ve Kurnazlık Sanatı Kitap Alıntıları

Yaratıcı bir zeka, bilge bir beyin, hoş ve ince bir zevk.
Gücün şöyle bir avantajı vardır ki, çok fazla iyilik yapabilirsiniz.
Bir durum hakkında güçlü hislere sahip olmak kişilik göstergesidir.
Güvercinin sıcakkanlılığıyla yılanın kurnazlığını yenin. Hiç kimse başkalarının kendisini üzmesine izin verecek kadar iyi niyetli olmamalıdır. Güvercin ve yılanı içinizde birleştirin. Bir canavar değil, bir deha yarattığınızı göreceksiniz.
Ne görenlerin hepsinin gözleri açıktır, ne de bakan herkes görebilir Koşucusu kör olan bir küheylan mutsuzdur; o asla gürbüz olamaz.
Kendi kendisinin efendisi olmak isteyen, önce kendini tanımalıdır.
Ne yönden olursa olsun, akıntıya karşı kürek çekmeyin. Her şeyin bir net, bir de belirsiz tarafı vardır. Keskin ucundan tutarsanız en güvenli bıçak bile sizi yaralar, ama sapından tutmayı başarırsanız, düşmanın mızrağı sizin en büyük silahınız olabilir.
Zamana ayak uydurmak, zamana hükmetmek demektir.
Akrabalar, arkadaşlar ve hatta düşmanlar arsıfjs birçok şey görmezden gelinmelidir. Özellikle de can sıkıcı konularda, ayrıntılarla uğraşmak insanı usandırır. Canınızı sıkan şeyin çevresinde dolanıp durmaksa, bir tür saplantıdır.
Bilge doğa, balın tatlılığını ve iğnenin keskinliğini, arının bedeninde birleştirmiştir.
Diğerlerinin izlenimlerinin kendisini etkilemesine asla izin vermeyen kişi büyük bir insandır. Kişinin kendi hakkında düşünmesi erdem yolunda atılmış bir adımdır; insanın mizacını bilerek onu hesaba katması, hatta doğa ve sanat arasındaki orta yolu bulabilmek için uç noktalara gidebilmesi
Kendini tanımak bireysel gelişimin başlangıcıdır. Her zaman şunun ya da bunun etkisi altında kalan, hatta bu eğilimlerini kendi düşünceleri zanneden, korkunç mizaçlı kişiler olagelmiştir. Bu uyumsuzluk içinde iki parçaya bölünüp, tutarsız yükümlülükler altına girerler. Bu tür aşırılıklar sadece iradenin sağlamlığını parçalamakla kalmaz; tüm muhakeme gücünün kaybolarak, arzu ve bilginin zıt yönlere sürüklenmesine yol açar.
Sizi ilgilendirmeyen, üstünüze vazife olmayan işlerle meşgul olmak, boş oturmaktan daha yan­lıştır.
doğadaki en kusursuz görünen yaratım bile yontulmamıştır, eğitim yoksa mükemmellik yarım kalır. yüzeysel eğitim alınmadığı sürece herkeste parlatılmamış bir yön kalır ve mükemmelliğin her türü biraz cila gerektirir.
ihtiras yoksunluğu, en asil zihinlerin ayrıcalığıdır. bu yoksunluk bizi geçici ve ucuz dürtülerin etkisinden kurtarır. insanın kendine, nefsine hâkim olması en önemli ilkedir; özgür iradenin zaferi burada yatar. ihtiras kişiliğimizi yönetmiyorsa, gözümüz yükseklerde değilse, küçük mevkiler bile en büyüklerinden farksızdır. skandallardan kaçınmanın yegâne rafine yolu ve yeniden saygın bir insan olmanın en kısa yolu budur.
mükemmel doğmadık; tamamlanmış varlığımıza erişene dek, üstünlük ve becerilerimizin bütününü elde edip, kişiliğimiz ve mesleğimiz açısından her gün daha da gelişiriz. bu durum zevklerimizin saflığı, zihnimizin berraklığı, muhakememizin olgunluğu ve irademizin sağlamlığından anlaşılır.
bilgisiz insan ışıksız bir dünyadır.
Yeteneğinizi herkesin önünde sergilemenize gerek yok. Gereğinden fazla güç harcamayın. Fazladan güç ya da bilgi harcanmasına izin vermeyin. Becerikli bir şahinci, sadece o anki sürek avına yetecek kadar kuş uçurur. Eğer bugün fazla gösteriş yaparsanız, yarına sergilenecek hiçbir şey kalmaz. Bir köşede, her zaman herkesin gözünü kamaştırabilecek bir yeniliğiniz olsun. Her gün yeni bir şeyler sunmak beklentileri canlı tutar ve kapasitenin sınırlarını gizlemeye yardımcı olur.
Beklemek, acele ve ihtirastan arınmış, sabırla bezenmiş, asil bir kalbin göstergesidir. Eğer başkalarının efendisi olmak istiyorsanız, önce kendinizin efendisi olun. Fırsatın merkezine ulaşmadan önce feleğin çemberinden geçmek zorundasınız. Akıllı bir ön hazırlık hedeflerinizi ve araçlarınızı
olgunlaştırır. Zamanın koltuk değneği, Herkül’ün sihirli değneğinden daha etkilidir. Tanrı da insanı sopayla değil zamanla terbiye eder. “Zaman ve ben, herhangi iki şeye karşı koyabiliriz” diyen kişi büyük bir laf etmiştir. Talih de beklemeyi bileni büyük ödülle karşılayacaktır.
Üç şey insanı mutlu eder: Sağlık, kutsallık ve akıl.
İnsanlar eyleme geçerken olağandışı dikkat, derin gözlem, belirgin mantık ve tedbirli kararlara gereksinim duyar.
İhtiras her zaman mantığı devreden çıkarır.
Kendinizi başka birine bağımlı kılmaktansa, onları kendinize bağımlı kılmak daha iyidir.
Yargıya getirilen yenilik­ler tehlikelidir, çünkü çelişkilere yol açarlar.
Keşif özel bir fazilettir ve çok nadir yapılır.
Birçok insan keşfedildikten sonra bir şeyden yararlanır, ama bu şeyi ilk keşfeden kişi olmak bir armağandır. Bu ilki gerçekleştiren kişiler mükemmelliğe ulaşırlar.
Anka kuşu bile köşesine çekilerek ününü tazeler ve yokluğunda özlem yaratır.
Yetenekler kullanıldıkça yeşerir çünkü bir şeyin özündeki mükemmelliği görmek, o şeyin dışını görmekten daha zordur.
Dikkate değer tek bir insanın takdiri bayağı insanların alkışla­rından çok daha değerlidir.
Zihinsel tartışma­larda bile ılımlılık eksikliği işi gevezeliğe çevirebilir.
Birçok insan kendilerini akıllı sanmasa, aslında gerçekten akıllı olabilirdi.
Yiğitlik, cömertlik ve sadakat dünyadan yok olsa dahi, insanoğlunun bu erdemleri sizin kalbinizde tekrar bulabilecek olmasıyla övünebilmelisiniz.
Zihnin olgunluğu her şeye anında inanmamaktan geçer. Yalan her yerde rastlanan bir şeydir. Bu yüzden de inanmak o kadar kolay olmamalı.
Onursuz insanlara karşı zafer kazanmaktansa, onurlu insanlarla anlaşmazlık yaşamak daha iyidir.
Gösterişli bir giriştense, zarif bir çıkışı daha fazla önemsemelisiniz.
Her insan için uygun bir zaman gelir. Bu zamanı kullanın, çünkü bu fırsat her an elinize geçmez ve her gün bir zafere ulaşamazsınız. Bu şekilde kendini gösteren insanlar vardır. Eğer yetenekleriniz çok yönlüyse, onlar mucizevî olarak kabul edilirler.
Her yedi yılda bir insanın tabiatının değiştiğini söylerler. Bunu iyi yönde kullanıp, iyi yönde değişimler için bir şans ola­rak görelim. Her yedi yılın ardından kendimize güzel nitelikler ekleyelim.
Hoş özelliklerinizi kullanarak iyi eylemlerden ziyade iyi niyeti üze­rinize çekin, fakat hiçbir konuda eksik kalmayın. Erdem, nezaket tarafından desteklenmedikçe yeterli değildir.
Güzellik ve aptallık genellikle el ele yürürler.
Bayağı ruhlar karşısında cömert davranmak anlamsız ve boştur.
Çünkü onlar terbiyenin dilinden anlamazlar.
Herkesin söylediği şey gerçektir ya da gerçek olacaktır.
Söylediğiniz sözlere her zaman dikkat edin, böylece düşmanlarınız bile sizi dinlemek­ten keyif alabilir. İnsanları memnun etmek isteyen kişi, huzurlu olmalıdır.
Kuşlar kısa süre sonra korkulukla bile dalga geçmeye başlar. Acı ve tatlıyı birleşti­rebilmek iyi bir zevkin göstergesidir.
Boğulma korkusunun insanları yüzücü yapması gibi, bazıları da ancak bir zorlukla karşılaştığında bunun altından kalkabileceğini kanıtlayabilir.
İnsanın kendini övmesi boşuna, kendini suçlaması ise aptallıktır. Kendinden söz etmek, konuşan kişi için yakışıksız dinleyen içinse tatsızdır. Bundan günlük konuşmalarınızda kaçınıyorsanız, iş konularında tamamen kaçının, hele halk arasında bunu yapmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Çünkü halk arasında bilge değil, ancak bir aptal gibi görünürsünüz. Bir başkasının yanında, onun hakkında konuşurken de aynı taktiğe başvurmaya gereksinim duyarız. Bunun nedeni de yağcılık ya da kınama gibi iki uç noktaya kayma tehlikesinden korunmaktır.
Mükemmeliyet nicelikle değil, nitelikle ilgilidir. En iyiler her za­man azdır ve onlar ender bulunur; bir şeyin fazla olması onun de­ğerini düşürür.
Güçlü yanını bilen kişinin mükemmelliğe ulaşması kaçınılmazdır. Hangi niteliğinizin üstün olduğunu fark edin ve bu konuda sorumluluk üstlenin. Bazıları muhakemede iyidir, bazıları ise cesarette. Çoğu insan doğuştan gelen yetenekleri konusunda haşin davranır, bu yüzden de hiçbir konuda üstünlük kazanamaz. Zaman bizi abartılan tutkularımızdan arındırdığında ise çok geç kaldığımızı fark ederiz.
Sağduyu sahibi insanlar çatışmaya düşmez, kendileriyle çatışma­ya düşülmesine de meydan vermezler. Düşünce hürdür, ona karşı güç kullanılamaz ve kullanılmamalıdır. Bu nedenle akıllı insanlar sessizliğe gömülürler. Bunun dışına çıksalar da gölgeler ardında konuşur ve bunu çok az sayıda ve uygun insanların önünde ger­çekleştirirler.
Doğru anı hakkıyla değer­lendirmek istiyorsanız, o anın gelmesini beklerken bile ona yöne­lik bir şeyler yapmalısınız. Çünkü talihin dönemleri ve fırsatları her zaman düzensizce kapınızı çalar. Talih yüzünüze güldüğünde onun üzerine cesaretle atılın. Ama eğer talihsizseniz bir köşeye çekilmeyi bilin ki, üzerinizdeki talihsizlik iki katına çıkmasın.
Güçlü yanını bilen kişinin mükemmelliğe ulaşması kaçınılmazdır. Hangi niteliğinizin üstün olduğunu fark edin ve bu konuda sorumluluk üstlenin. Bazıları muhakemede iyidir, bazıları ise cesarette. Çoğu insan doğuştan gelen yetenekleri konusunda haşin davranır, bu yüzden de hiçbir konuda üstünlük kazanamaz. Zaman bizi abartılan tutkularımızdan arındırdığında ise çok geç kaldığımızı fark ederiz.
Zekâda ve anlayışta sıradan­lıktan kaçının. Cehalet merakın ötesine geçemez; halkın merakı size haz vermesin. Halk ucubelere çılgınca ilgi duyarken, bilgelik işin hilesini çözmenin peşindedir.
Mükemmeliyet nicelikle değil, nitelikle ilgilidir. En iyiler her za­man azdır ve onlar ender bulunur; bir şeyin fazla olması onun de­ğerini düşürür.
Dav­ranışlarımız herkesi memnun ederse, asıl bu durum bizi rahatsız etmelidir. Çünkü bunlar davranışlarımızın değerinin düşük oldu­ğunu gösterir. Mükemmellik çok az kişiye özgü bir niteliktir.
Onlar bazı meseleleri öyle zekice halleder ki, diğerlerinden hizmet alırken aynı zamanda diğerlerine hizmet ediyormuş gibi görünürler.
Güvercin ve yılanı içinizde birleştirin. Bir canavar değil, bir deha yarattığınızı göreceksiniz.
Eğer iyi bir girişimde bulunduysak, niçin sonuca ulaşmayalım? Eğer kötü bir girişimde bulunduysak, neden en başında buna kalkışmışızdır ki?
Alay edilmeye tahammül gösterin, fakat kimseyle alay etmeyin.
Çok hoşlanılan bir kişi olmak için, insan en bayağı hayvanın kürküne bile bürünebilmelidir.
Gereğinden fazlasını bilmek sizin silahlarınızı köreltir. Çünkü sivri uçlar genellikle eğilir ya da kırılır. Genel geçer doğrulardan ilerlemek en kesin yoldur. Bilmek iyi olsa da, ufak şeylerle uğraşmaya takılıp kalmak iyi değildir.
Onunkini rehin almadığınız sürece, itibarınızı asla başkasına emanet etmeyin.
Eğer uygulanması mümkün değilse, bilginin ne faydası vardır? Bu günlerde nasıl yaşanacağını bilmek, gerçek bilginin ta kendisidir.
Yaşam sadece düşünceden ibaret olmamalıdır. Aynı zamanda ha­reket de olmalıdır.
En lezzetli yemekleri hazır­lık aşamasında görmek iştahtan ziyade tiksinti uyandırmaktadır. Büyük ustanın şaheserlerini ilk evresindeyken göstermemelerine saygı duyalım. Onlar bu dersi, çocuğu görülebilecek kadar sağlıklı oluncaya kadar ışığa çıkarmayan Doğa Ana’dan almaktadırlar.
En büyük mutluluk filozof olmaktır.
Bilmek ve kendimizi tanımak için yaşarız.
Asil bir yaşamın ilk günü ölülerle sohbet ederek geçirilmelidir.
Kötü şeyler bizi eğlendirmemelidir.
Haberlerin ikinci, hatta üçüncü baskısını bile bekleyin.
İnsan itibarını kelimelerle elde eder. Bu mükemmel dünya evinde günün birinde istenmeyecek kadar saklanmış bir oda yoktur.
Kendi kendisinin efendisi olmak isteyen, önce kendini tanımalıdır. Eğer en büyük hatanız kontrol altına alınırsa, diğer hatalar da kısa sürede teslim olacaktır.
Her şeyin bir hoş görünen bir de hoş görünmeyen yanı vardır. Zeki olmak, bu hoş yanı bulabilmektir.
Her şeyin bir net, bir de belirsiz tarafı vardır. Keskin ucundan tutarsanız en güvenli bıçak bile sizi yaralar, ama sapından tutmayı başarırsanız, düşmanın mızrağı sizin en büyük silahınız olabilir.
Tarafsızlık konusunda bir Janus, uyanıklık konusunda bir Argustur.
Beceri güçten daha etkilidir ve kurnazlık cesareti, cesaretin kurnazlığı yendiğinden daha fazla yenmiştir. Uzanamadığınız ciğere mundar demek, bazen en iyi yoldur.
Güç işe yaramadığı zaman zekânızı kullanın. İki yoldan birini seçin; ya kralların ce­saret yolu ya da hilekârların patikası.
Yalınlık altın çağların, kurnazlık ise yaşadığımız zor günlerin özelliğidir. Ne yapması gerektiğini bilen bir adam olmanın itibarı takdire şayan­dır ve kendine güvenmeyi tetikler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir