İçeriğe geç

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi Kitap Alıntıları – Ahmet Ümit

Ahmet Ümit kitaplarından Beyoğlu'nun En Güzel Abisi kitap alıntıları sizlerle…

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi Kitap Alıntıları

Zamanından önce büyüyordu bu çocuklar..
Aşk kadınları güzelleştirir.
Kaybetmeye alıştıktça daha çok özgürleşiyor insan.
Eskiden aşkta bir zarafet vardı, bir mahremiyet.
Kimmiş o başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kuran..
İnsan ne iyidir, ne kötü, hem şeytan vardır içimizde hem de melek. Hangisini uyandırırsak, hangisini beslersek o ele geçirir ruhumuzu.
Evet, bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuz. Bu memlekette kadınlar, erkeklere kurban diye sunulmuş, hem zevklensinler hem işlerini gördürsünler hem de öldürsünler diye
Daha da beteri koca bir gençlik, başkasının istediği bir hayatı sürdürürken geçip gitmişti.
Geçmiş adım adım takip ediyor insanı. Vakti, saati gelince de sen hazır mısın, değil misin diye sormadan çıkıyor karşına.
Ama insanın söz geçiremediği duygular vardır, engelleyemeği düşünceler.
Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, en başta insanları.
“Kaybetmiş insanları, kazananlardan daha yakın bulurum kendime. Onların yaşadıklarında çok daha fazla merhamet vardır, çok daha fazla acı.”
“Kaybetmeye alıştıkça daha çok özgürleşiyor insan.”
“Eskiden aşkta bir zerafet vardı bir mahremiyet…”
“Ben insanların kötü olduğuna inanmıyorum Nevzat. Seksenime merdiven dayadım, vardığım netice bu. İnsan ne iyidir ne de kötü, hem şeytan vardır içimizde hem de melek. Hangisini uyandırırsak, hangisini beslersek, o ele geçirir ruhumuzu.”
“ İnsan yaşadığı yere benzer,” demişti bir şair.
“.. sanki kutsal bir nesneymişçesine saygıyla dokunuyordu kitaplara; kırılacak , incinecek , canlı mahluklarmış gibi…”
“Bazen insandan çok hikayesi etkiler sizi, bazen de bizzat o insanın kendisi.”
“Zalimin en büyük başarısı karşısındakileri de zalime dönüştürmektir.”
“ Şiddet kullanarak ideal bir toplum yaratamazsın. Çünkü kullandığın yöntem, kendine benzetir seni.”
“Hayat, yaşadıklarımızdan çok hayal ettiklerimiz değil mi zaten.”
“ Aşk diyorum, kepazelik ya.”
“Yanlışa düşmekten başka seçeneği olmayan birine, neden doğru yolu seçmedin demek kadar ahlaksızca bir davranıştır bu.”
“ Belki eski kafalı diyeceksiniz, ama bir evde kadın yoksa, orası hiçbir zaman yuva olmuyordu galiba.”
“Aşk Komiserim, aşk. Bildiğin delilik… Aşk dedin mi orada dur. Akıl filan çalışmıyor.”
“Azrail’e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada. Ne kadın, ne çocuk.”
“Gece, yaşlı şehirlerin kusurlarını örten siyah kadifeden bir örtüdür.”
“… aşk dünyanın en iyi mazeretiydi.”
“ Fakat ne demişler, tilkiyi ölüme götüren güzel kuyruğudur.”
“ Ama kolay değildi, bir insanın canını almak. Karşınızdaki kim olursa olsun, ne kadar haklı olursanız olun, birini öldürmek, dünyanın bütün yükünü sırtlamak demekti. Tanrıdan rol çalmak,” derdi eski bir arkadaşım.”
“Kadınlar, onlarla oynayamazsın.. Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.”
Bizim kaderimiz mühürlü oğlum mühürlü. Bugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar.
Çaresizlik nasıl da acıtıyor insanın yüreğini
Kendime gelince yataktan inmek için yana döndüm, işte o zaman karşılaştım duvardaki koyu kahverengi çerçeveli resimle. Aysun’un iri gözleri üzerimdeydi, tıpkı rüyamdaki gibi, siz, yaşayan ölümlülerin çilesi ne zaman sona erecek, dercesine kederle bakıyordu yüzüme.
Azrail’e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada.
Hayat yaşadıklarımızdan çok hayal ettiklerimiz değil mi zaten?..
Bu dünya kötü bir yer olduğu için.Bu dünyaya başka çocuk getirmek istemiyorum.
Sen mutlu olursan, ben de mutlu olurum.
Faili meçhul cinayetlerde, en masum görünenlerden başlayacaksın şüphelenmeye.
Büyülü bir şey vardı bu kadında Dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu hissettiren bir şey.
Aşk dünyanın en iyi mazeretiydi.
Tilkiyi ölüme götüren güzel kuyruğudur.
‘Şiddeti kullanarak ideal bir toplum yaratamazsın. Çünkü kullandığın yöntem, kendine benzetir seni.’
..kaybetmiş insanları,kazananlardan daha yakın bulurum kendime. Onların yaşadıklarında çok daha fazla merhamet vardır, çok daha fazla acı.
Kadınlar, onlarla oynayamazsın Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.
Kaybetmeye alıştıkça daha çok özgürleşiyor insan
Azrail’e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada.
..hayat, yaşadıklarımızdan çok hayal ettiklerimiz değil mi zaten ?
Ne kadın ne erkek, hiç kimsenin öldürülmediği bir dünyaya içelim
Bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuzdur.
Kaybetmeye alıştıkça daha çok özgürleşiyor insan.
Bugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar .
Ne doğan güne hükmün geçer ne halden anlayan bulunur.
Ne doğan güne hükmün geçer ne halden anlayan bulunur.
Para demek, kadın demektir, konforlu bir hayat demektir, daha önemlisi ayakta kalmak demektir, para demek ihtiyaç duyduğunda yetkileri satın almak , hakiki anlamda güç demektir parayı kaybeden her şeyi kaybeder.
Belki eski kafalı diyeceksiniz ama
Bir evde kadın yoksa, orası hiçbir zaman yuva olmuyor.
biz tamamına ermeyecek olanlarız.
Yaşam bizim dışımızdadır, biz olmasakta akar kendi başına.
İnsanlar o kadar korkunç ki senin merakın onların vahşetinin yanında çok masum kalır.
Doğru, gönlüm kararını vermişti ama benim haberim yoktu bundan.
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi. Çünkü olay mahalline geri döndüm, kurbanını bir kez daha görmek için yanıp tutuşan aptal bir katil gibi.
Bir gönülde iki sevda olmaz, yalan olabilir demişti şair. Şairi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama yalan ya da gerçek, iki kadını birden özlüyordum şu an.
Yani her şey para değildir bu dünyada Başkomserim. En azından bu alemde hala şerefe, ahlaka önem veren insanlar var.
Evet, bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuz. Bu memlekette kadınlar, erkeklere kurban diye sunulmuş, hem zevklensinler hem işlerini gördürsünler, hem de öldürsünler diye
Bu ölümler daha başlangıç Büyük bir yangın çıkacak. Herkesi, her şeyi alevler saracak, işte ondan sonra gidenler geri gelecek. Başka türlü susmaz bu fısıltılar.
İyi kızdır Azize Adı gibi, yüzü gibi, temizdir, saftır. Kimseye zarar vermez. İstese de yapamaz.
Bizden geçiyor artık Başkomserim, eskiden bu hamam oğlanlarının bir düzinesiyle kapışır, tek yumruk yemeden çıkardım aralarından. Şu halimize bak Demek ihtiyarlamışız
Azrail’e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada.
Yapmayın Başkomserim, burası bizim semtimiz, sokakta bir kedi çiğnense, bir cam kırılsa haberimiz olur.
burası Beyoğlu. Şeytan yatağı, ecinni sofrası
ne ben sizin yarattığınız bir karakterim, ne de bu cinayet romanınız için gereken bir kurgu. Burada gerçek insanlar var, gerçek ölüler, gerçek acılar. Lütfen, sadece romanlarınızdaki cinayetlerle ilgilenin. Gerçek hayattakilerle başa çıkamazsınız.
Başka çaren yoktu. Sen onu vurmasaydın, o bizi vuracaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir