İçeriğe geç

Benim Yolum Kitap Alıntıları – Laura Scandiffio

Laura Scandiffio kitaplarından Benim Yolum kitap alıntıları sizlerle…

Benim Yolum Kitap Alıntıları

&“&”

İnsan hakları ihlallerinin en büyük mazereti, gerekliliktir. Diktatörler böyle söyler, köleler inanır."
Özürlüğün tadını aldım ve bundan asla geri dönmeyeceğim.
Gücü şiddetle ele geçiren kim olursa olsun, sonu devirdiği diktatörlüğe benzeyecekti. Ve bu sayede, şiddet döngüsü durmaksızın devam edecekti.
Eğer ölürsem, El Salvador halkının arasından göğe yükseleceğim. Bunu böbürlenmek için değil, tüm alçak gönüllülüğümle söylüyorum; umarım ölümüm halkımın özgürlüğüne ve geleceğe umutla bakabilmesine vesile olur.
Kişi, kendini çok fazla sevmemeli. Tarih, hayatın risklerinden kaçınmamız gerektiğini söyler. Tehlikeyi savuşturmak isteyenler, hayatını kaybeder. Bir buğday tanesi ölüdür, ama sadece görünüşte. Kendini feda etmezse, hasat diye bir şey de olmaz.
Güce sahip olan insanların söylediklerine bir daha asla körü körüne inanma
Evet, hayat çoğu insan için çok zordu ama gerçek özgürlük lafta değil, insanın içindeydi.
“Gelecek, çok güzel olabilir,” dedi Andrey Saharov, “ama olmayabilir de. Bu tamamen bize kalmış.”
İnsan hakları için verilen savaş, sonsuza kadar devam edecek.
Barış, ilerleme ve insan hakları… Bu hedefler iç içedir. Birinden vazgeçerek diğerlerine ulaşmak imkansızdır.
13 Kasım 1956 günü, Yüce Mahkeme hakimleri kararı açıkladı: Ayrımcılık, yasalara aykırıdır.
Bir zaman gelir ki insanlar yılar. Bu akşam burada, uzun süredir bize kötü davranan insanlara, artık yıldığımızı söylemek için toplandık. Ayrımcılıktan yıldık, kötü muameleden yıldık. Baskının acımasız tekmelerini yemekten yıldık. Yıllardır her şeye sabrediyoruz. O kadar ki, bazen beyaz kardeşlerimiz bize böyle davranmalarından hoşlandığımızı düşünüyor. Ama bu akşam bu sabrın da sonunun geldiğini göstermek için toplandık. Daha fazla sabretmemizi sağlayacak tek şey, özgürlük ve adalet.
Korku, hiçbir şey yapmadan yaşamanın utancından daha iyiydi.
İnsanlar, savaş zamanı hükümeti desteklemenin vatandaşlık görevi olduğunu söylüyordu ama kötü bir yönetime karşı çıkmak daha önemli bir görev değil miydi?
Sıkıntılı dönemlerde, insanlar kendilerine verilen sözlere ve vaatlere inanma ihtiyacı hissederler ve bu sırada bunların nereden geldiğine bakmazlar.
“Neden insanlara istediğini düşünme fırsatı vermiyorlar?
Çok fazla kural var; bunu söyleyin, bunu okuyun, bunlarla arkadaşlık edin!”
Hitler, asıl yeteneğini keşfetmişti: Sinirli ve ateşli bir konuşmacıydı ce kitleleri peşinden sürükleyebiliyordu. İnsanların korkularına ve öfkelerine dokunmayı çok iyi biliyordu.
Ama iyi bir insan, kötü olduğunu bildiği yasalara nasıl itaat edebilir ki?
“Kahire sokaklarında beklenmedik bir şey oldu askerlerin göstericileri desteklediği ortaya çıktı ve tankların üzerine grafiti yapmalarına izin verdiler.
-Bu halkın devrimidir!
-Mübarek’e hayır!”
-MISIRDA HALK DEVRİMİ-
“Özgürüm ama yularım kısa” ANG SAN SU Çİ
“Yeni kurulan partiler gazyağı ve telefon hattınla ödüllendiriliyorlardı. 234 yeni parti kuruldu.
“Burma parası aşırı değer kaybederek bir gecede paranın değeri,basıldığı kağıdın bile altına düştü. Öğrenciler askeri rejimi suçlayarak karşı çıktı demokrasi ve sivil iktidar istiyorlardı…
Üniversiteler kapatıldı ve geceleri sokağa çıkma yasağı başlatıldı. Hopörlörlü kamyonlar şu anonsu yapıyordu:”Kimse evinden çıkmasın. Yasağa uymayanlar,görükdükleri yerde vurulacaktır.””
-ANG SAN SU Çİ-
“Kişi, kendini çok sevmemeli.
Tarih hayatın risklerinden kaçınmamız için böyle yapmamız gerektiğini söyler.”
-OSCAR ROMERO-
“Romero kendisini olacaklara hazırlamıştı. Çocukluk yıllarını düşündü. Bir katıra binip evini ve ailesini terk edişini,rahip olup hayatını kiliseye adamak isteyişini düşündü.”-OSCAR ROMERO-
“Güce sahip olan insanların söylediklerine,birdaha asla körü körüne inanmayacaktı”
Oscar Romero
1999 yılının ocak ayında Micheal, Su Çi’yi arayıp korkunç haberi verdi. Kansere yakalanmıştı ve iyileşme ihtimali çok zayıftı. Yine de gidip onu görmesine izin verilmiyordu.
Onun yanında olmak için bir an önce gitmek zorundaydı! Ama ikisi de biliyorlardı ki, eğer giderse bir daha Burma’ya dönmesine izin verilmeyecekti. Orada kal." diye ısrar etti Micheal. Oradayken, hapishanedeki birçok insan ve aileleri için umut kaynağı oluyordu. Eğer bırakıp giderse, onların hali nice olacaktı?
Hayat çoğu insan için çok zordu ama gerçek özgürlük lafta değil, insanın içindeydi.
Hem acılara katlanmak da bir çeşit ibadet değil miydi?
Vicdanlarının sesini dinleyip yalnız başına savaşan bu insanların etrafı, kendilerine ihanet eden ya da yardım edemeyecek kadar korkan insanlarla çevriliydi.
Aynı zamanda dünyayı ne kadar anlayamadığının da acı içinde farkına varıyordu.
Barış, ilerleme ve insan hakları… Bu hedefler iç içedir. Birinden vazgeçerek diğerlerine ulaşmak imkansızdır.
“Bugün bizi asabilirsiniz ama çok yakında,bizim durduğumuz yerde sizler duruyor olacaksınız!”
“İnsan hakları ihlallerinin en büyük mazereti,gerekliliktir. Diktatörler böyle söyler,köleler inanır.”
Genç bir eylemcinin tabiriyle koltukta oturan mağara adamına" gösterecek sabırları kalmamıştı.
Tarihe geçeceksiniz" dedi. "Bundan daha büyük bir adalet var."
Ama korku, hiçbir şey yapmadan yaşamanın utancından daha iyiydi.
Kendi küçük hapishanelerine tıkılıp kalmışlar.
“Ve 1994’te tüm vatandaşlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk seçimler yapıldı.”
“İnsan hakları ihlallerinin en büyük mazereti,gerekliliktir. Diktatörler böyle söyler,köleler inanır.”
“Siyah olan tüm vatandaşlar memleketlerine gitmeye zorlandılar. İnsanlar kışın ortasında,nasıl kuracaklarını bile bilmedikleri çadırlarla birlikte kırsal alanlara sürüldüler. Doktor yok,okul yok,temiz su bile yok!”
“İsimsiz insanlardan nefret mektupları almaya başladı. Onu ülkeyi mahvetmekle suçluyorlardı. Bir tane düdük aldı ve telefonda onu korkutmak isteyenlerin kulak zarını patlattı.”
Helen Suzman
“Gelecek çok güzel olabilir,” dedi Andrey Saharov, “ama olmayabilir de. Bu tamamen bize kalmış.”
Barış,ilerleme ve insan hakları… Bu hedefler iç içedir. Birinden vazgeçerek diğerlerine ulaşmak imkansızdır.
Andrey Saharov
“SSCB ve ABD arasında ki nükleer üstünlük yarışı ve beraberinde getirdiği düşmanlık,tarihe SOĞUK SAVAŞ olarak geçti.”
Andrey Saharov
Rosa Parks”Beni yoran tek bir şey vardı,oda kabullenmenin verdiği yorgunluktu.”
“Bizim silahımız,barışçıl gösteri ve sevgidir.” Martin Luther King Jr
“Bugün bizi asabilirsiniz ama çok yakında,bizim durduğumuz yerde sizler duruyor olacaksınız!”
İyi vatandaşlar olarak bizler, kurallara ve yasalara uyarız. Bu başkalarıyla uyum içinde yaşamamızı mümkün kılar. Bir toplum düzeni başka türlü nasıl işleyebilir ki? Ama yine de öyle zamanlar olur ki, iyi insanlar otoriteye başkaldırır, kanunlara uymayı reddeder ve gücü elinde tutanlara karşı cesurca direnir. Peki, bunu neden yaparlar?
Bu soruyu cevaplamak için kendinize başka sorular sormanız gerekir. İtaat etmeniz gereken liderlerin ve yasaların yanlış olduğunu düşündüğünüzde ne yaparsınız? Irkçılık yaptıklarında, güçsüzlere işkence ettiklerinde, dünyayı tehlikeye sürüklediklerinde ya da kötü olduğunu bildiğiniz suçlar için insanları teşvik ettiklerini düşünüğünüzde ne yaparsınız? Peki ya başka hiç kimse, bu konuda bir şey yapmıyorsa?
Barış,ilerleme ve insan hakları… Bu hedefler iç içedir. Birinden vazgeçerek diğerlerine ulaşmak imkansızdır. -Andrey Saharov (SSCB’de nükleer silah yapan bir fizik bilim adamı )
Barış,ilerleme ve insan hakları… Bu hedefler iç içedir. Birinden vazgeçerek diğerlerine ulaşmak imkansızdır.
Andrey Saharov

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir