İçeriğe geç

Ben Orada Değildim Kitap Alıntıları – Burak Aksak

Burak Aksak kitaplarından Ben Orada Değildim kitap alıntıları sizlerle…

Ben Orada Değildim Kitap Alıntıları

Zordur elbet, gözünü kan bürümüş zalimlerin olduğu bir dünyada umudunu yitirmeden yaşayabilmek. Ama, Gün gelecek! dersin.
Yaşlanmak, geleceğini düşlemeyi bırakıp geçmişini düşünmekle başlıyor. Yaşlanıyorum.
Zaman hepimizden çok daha güçlü ve sinsi yavşağın teki. Seni nasıl yere serdiğini fark edemiyorsun bile.
Gerçekleşmeyen hayallerimizin hesabını kimden soracağız?
Sıfır toplamada etkisiz eleman, çarpmada yutan eleman, gerçek hayatta ise kandıran elemandır. Çünkü hiçbir zaman sıfırdan başlayamazsın hayata. Her dönüş biraz daha eksiltir seni.
Yalnızlık iyidir. Biri gelip de karşındaki boş sandalyeyi istemediği sürece Durduk yere yalnızlığını hatırlatır insana.
3 sezon gider denen ama 3. bölümde yayından kaldırılan diziyim ben. Tek rakamla kaçan büyük ikramiye, tek atla yatan altılı kuponu, son saniye yediği golle şampiyonluğu kaçıran takımım.
Güzel rüyaların en boktan yanı uyanmaktır.
Bu dünya çocukların büyük umutları için fazla küçük bir yer. Bu dünya küçük mutluluklara bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer. Bu dünyada masal kahramanlarına yer yok. Bu dünyada çocuklar, çok fazla büyükler.
Zamanla geçer tüm yaralar, izi kalır. İleride o yara izlerine bakar, Başkalarının önünde diz çökmektense düşe kalka kendi yolumu bulmaya çalıştım, dersin.
Duydukların yalan, gördüklerin sahte. Tüm vaatler, verilen sözler mezarlığında birer mezar taşı sadece
Güzel bir haber almak insanın başına gelen felaketi unutturmaya yetmez. Bir felaketi unutturabilecek tek şey başka bir felakettir.
Bunca kokuşmuşluğun içinde acı çekmektense arkanda neler bıraktığını düşünmeden gitmek gerekir. Ne kadar uzağa gidebildiğin önemli değildir. Mesafeler bahane değildir, gerçekten gitmek isteyene. Ya da mesafeler bahane değildir, gerçekten sevene.
Kendinden kaçmaya çalışırken bile en çok kendine yakalanırsın. Ne mutlu olabilirsin ne de insan olmanın utancını taşıyabilirsin. Cesetleri kirli ve tüm ölümleri şüpheli bir dünya bırakacağız çocuklara.
Ne çıkar beklentileri karşılayamadıysan? Bırak bunu senden bir beklentisi olanlar düşünsün. Sen kimseye bir şey vaat etmedin ki. Hiçbir gemi döneceğini vaat ederek ayrılmaz limandan. Ve hiçbir bekleyiş vuslatla sonlanmaz.
Gerçek. Çok gerçek. Fazlasıyla gerçek. Sahte bir gerçeklik algısıyla çevrelenmiş her bir yanımız. Bu kadar gerçeğin karşısında daha fazla güçlü kalamıyordu hayallerimiz. Bu yüzden pek çok kez gömmek zorunda kaldık onları. Ve her seferinde daha da gür çıktılar gömüldükleri yerlerden.
En kötüsü de budur. Yolu yarıladığını zannederken yolun başında bulursun kendini. Tekrar sıfırdan başlayıp yola devam etsen bir türlü vazgeçsen bir türlü. Kararsızlık, en ölümcül hatadır..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Zamanla her şey düzelir,” diyeceksin. Kendi söylediğin yalana inanmayı da bileceksin. Çünkü dengede kalmak bunu gerektirir ..
Geceyle gündüzün mutsuzluğu arasında hiçbir fark yoktur. İnsanlar gündüzleri sokaklara saçarken geceleri duvarların arasına sıkıştırırlar mutsuzluklarını.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Paranla her şeyi satın alabilirsin. İnsanları bile. Çünkü herkesin bir fiyatı vardır. Piyasa değeri vardır. İnişleri çıkışları vardır. Her insan başlı başına borsadır. Ama mutluluğu satın alamazsın.
Bir şeyler söylemeye çalıştı ama söyleyemedi sopalarla vuruyorlardı garip’e tekmeliyorlardı başı döndü gözleri karardı Dipsiz bir kuyuya düşüyormuş gibi hisseti kendini gözlerine yağmurlar yağıdı ruhunun eksik olan parçasına kavuşmuşcasına gülümsedi son bir çümle döküldü dudaklarından
bana gülümsedi
Gündüzleri de bekledi gözleri kapıda bekledi bana gülümsedi gülümsedi ama şimdi çıkıp gelse onca seneden sonra garip’i tanıyabilirmiydi?
Kaybettiğin zamanı geri alabilmek için ne gerekir?
Aklından tek bir şey geçiyordu :
bana gülümsedi
Başlarda kolaydı belki ama zaman geçtikçe daha zor gelmeye başladı bu sessizlik geceyi parçalayan bir sessizlik yıkılan tüm binaların kaderi yüklendi omuzlarına herkes gitmiş giderken de anılarını
Bu dünyada çoçukların büyük umutları için fazla küçük bir yer bu dünya küçük mutluluklarla bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer bu dünyada masal kahramanlarına yer yok bu dünyada çoçuklar cok fazla büyükler
Dert etme zamanla geçer tüm yaralar izi kalır ileride o yara izlerine bakarlar başkaların önünde diz çökmektense düşe kalka kendi yolumu bulmaya çalıştım dersin
İnsan nasıl bir hayat yaşarsa yaşasın günlük rutinlerini değiştirecek tüm düzenini altüst edecek bir anının gelmesini bekler içten içe o anla ilgili hayaller kurar beklenmedik bir olay yada görkemli bir müdahale sonrası yeni bir hayata adım atmak ister bu sefil hayatımı baştan aşağı değiştircek her şeye yeniden başlamamı sağlayacak anın boktan bir market rafında karşıma çıkıcağını hiç düşünmemiştim
10 bugününü son gününmüş gibi yaşa
Hava kararmış sokak sessizleşmiş hayat durmak noktasına gelmişti ve ben hala kimseye ulaşamamıştım yorgun uykusuz ve çok yalnızım üstelik bu benim son günüm olabilir öyle mi? Kitaptan yırttığım sayfayı buruşturup konserve kutusunun içine attım başımı yastığın altına sokup yorganı burnuma kadar çektim mutluluk artık bana bir gözyaşı kadar uzaktı
Uzun süredir görmediğim arkadaşımla yolda rastlamış ayaküstü bir sohbetin ardından mutlaka görüşelime bağlamış ve burada buluşmak için sözleşmiştik bu son kısma kadar her şey yolundaydı aslında mutlaka görüşelim diyen insanlar bir sonraki tesadüfi karşılaşma anına kadar asla görüşmez birbirlerini arayıp sormazlar bu hayatın yazılı olmayan kurallarından biridir ama yine de akşam gelen yarın 8’de sankicokdalazımdı barında buluşalım ? Mesajına olur tabi ???? diye cevap yazmıştım niye ki? Sanırım sarhoştum ama gel gör ki alkol kullanmıyorum aslında başlayacaktım ama hep erteledim hep pazartesi diyete başlayacağını söyleyenler gibi bende her cumartesi alkol almaya başlarım dedim ama bir türlü olmadı bira hamallık rakı kokuyor viski ağır gelir dediler yıllardır kendime göre bir içki bulamadım ulan hem alkol kullanmıyorum hem de sankicokdalazımdı barındaydım aslında şu an sert bir içkinin tam zamanı o zaman daha katlanabilir bir hal alabilir içinde bulunduğum durum iki kadeh içsem belki ben de eğlenmeye başlarım biraz gerçi sahnedeki adamın arkadaşları dışında pek kimsenin eğlendiği söylenemez ne işleri var o zaman burada
Meeeerhabaaağğ istanbuulll
Adam gereksiz bir çoskuyla çıktı sahneye 15 milyonluk şehrin 50 kişilik salonunda bulunan 20 kişiye İstanbul diye seslendi bu 20 kişinin içinden 5 kişilik bir gurup hunharca alkışlamaya başladı belli ki sahnedeki adamın arkadaşları adam onlardan aldığı gazla hızlı hızlı bir şeyler anlatıyor ve ben kendime tek bir soru soruyorum ne isim var ulan benim burada
Geçmişin teçrübelerini ve geleceğin umuduyla tutunulabilir bu hayatta aksi güç geçmişin acı hatıraları ve geleceğin belirsizliği içindeki insan aldığı her nefesi sorgular aldığı her nefes diken gibi batar çigerlerine bu yüzdendir ki dünden bugüne taşıdıklarımız ve bugünden yarına yapacak hazırlıklarımız hep bir bütün içinden olmalıdır insanı insan yapan en önemli şeyşe shdnbnvmöbönnö
Güzel bir haber almak insanın başına gelen felaketi unutturmaya yetmez bir felaketi unutturabilecek tek şey başka bir felakettir
insan dedi işte o an kendinden emin bir sesle en çok ölüm konusunda yalan söyler kendine
Mutsuzluğun saati olmaz çünkü geceyle gündüzün mutsuzluğu arasından hiçbir fark yoktur insanlar gündüzleri sokaklara şaçarken geceleri duvarların arasına sıkıştırılar mutsuzluklarını üzerine perdeler çekerler bu yüzden barınmaktan ziyade saklanmak için kullanılan yerdir ev dediğin. Bunları ben değil şerçeparmağım söyledi
Gerçek çok gerçek fazlasıyla gerçek sahte bir gerçeklik algısıyla çevrelenmiş her bir yanımız bu kadar gerçegin karşında daha fazla güçlü kalamıyordu hayallerimiz bu yüzden pek çok kez gömmek zorunda kaldık onları ve her seferinde daha gür çıktılar gömüldükleri yerlerden hayatı çekilmez kılan insanlara doludur etrafın sana güvenmeyen gözlerle bakarlar her daim üzerindedir bakışları dilleri başka şeyler söyler bakışları başka anlattıklarına ilgilenmezler yalnızca duymak istediklerini söylemeni beklerler yeni fikirlerine değil kendi fikirlerini onaylatmaya ihtiyaçları vardır samimi görünmeye çalışsan şarlatandır onlar samimiyeten bir sonraki durak sahtekarlıktır bu yüzden sahtekarların ortaya çıkması biraz zaman alır ama bekleyenler er geç görecektir bu ikiyüzlülerin gizlemeye çalıştıkları çirkin yüzlerini ben o yüzlere tükürmek için orda olacağım siz de beklerim
Aynı olanlar bir şekilde bulurlar birbirini
Cesetleri kirli ve tüm ölümleri şüpheli bir dünya bırakacağız çocuklara
Ben bu dünyanın düzenini degiştircek olanım kahramanlarınızı öldürmeye geldim çünkü nerde bir kahraman varsa orda bir zulüm de vardır zulmü meşrulaştırma çabalarınızdır tüm kahramanlık hikayeleri kahramanlarınızı öldürün yada bırakın bunu sizin yerinize ben yapayım ama öncelikle fazla akbili olan var mı? Aceleye çıktığım için çüzdanı evde unutmuşum
Hiçbir gemi döneceğini vaat ederek ayrılmaz limandan. Ve hiçbir bekleyiş vuslatla sonlanmaz.
Her sabah umutla yeni bir güne başlayıp her gece ne kadar boktan bir dünyada yaşadığımı fark ediyorum.
Yaşlanmak, geleceğini düşlemeyi bırakıp geçmişini düşünmekle başlıyor.
Tanımadığın birinden nefret edemezsin.
Bu dünya küçük mutluluklara bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer.
Dert etme. Zamanla geçer tüm yaralar, izi kalır. İleride o yara izlerine bakar, ‘Başkalarının önünde diz çökmektense düşe kalka kendi yolumu bulmaya çalıştım,’ dersin.
Güzel bir haber almak insanın başına gelen bir felaketi unutturmaya yetmez. Bir felaketi unutturabilecek tek şey başka bir felakettir.
Mesafeler bahane değildir, gerçekten gitmek isteyene. Ya da mesafeler bahane değildir, gerçekten sevene.
Kendinden kaçmaya çalışırken bile en çok kendine yakalanırsın.
Paranla her şeyi satın alabilirsin. İnsanları bile. Çünkü herkesin bir fiyatı vardır. Piyasa değeri vardır. İnişleri çıkışları vardır. Her insan başlı başına borsadır. Ama mutluluğu satın alamazsın.
Küçük hesapların peşinde koşanlar kaybetmeye mahkûmdurlar.
Tarih ikincileri değil, kazananları yazarmış.
Yazmasın lan nedir yani?
Hayattaki tek başarı, başladığın işi bitirebilmektir. Sonuçlar sadece istatistiki verilerden ibaret. Söylemesi bile zor. Ne gerek var bunlarla kafanı yormaya?
Bir keresinde hiç unutmam Evet, ben hiç bir şeyi unutmam. Bunu bir yetenek sanmayın. Bu aslında bir lanet. Unutamıyorum.
İnsanı uyutmayan gürültü değil , yalnızlıktır genç adam .
Sıfır toplamada etkisiz eleman , çarpmada yutan eleman , gerçek hayatta ise kandıran elemandır. Çünkü hiçbir zaman sıfırdan başlayamazsın hayata . Her dönüş biraz daha eksiltir seni.
Böyle kapalı havalar tehlikelidir. Bulutlar sadece yağmuru değil , geçmişini de getirip serer insanın önüne.
Bu dünya çocukların büyük umutları için fazla küçük bir yer.
Dünya , omuzlayacak kimsesi olmadığı için suya bırakılmış bir tabuttur. Tabut çürüdü, her yanından su alıyor artık. Önce çocuklar ve kadınlar diye bağırmış olmalı biri. Bu kadar ölümün başka bir açıklaması olamaz . İster yürü ister koş , varacağın yerin hiçbir anlamı yok. Aynı tabutun içindeyiz hepimiz..
İnsanı uyutmayan gürültü değil , yalnızlıktır genç adam.
Zaten en çok anneler üzülür bu canına yandığımın memleketinde..
Bu dünya çocukların büyük umutları için fazla küçük bir yer. Bu dünya küçük mutluluklara bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer. Bu dünyada masal kahramanlarına yer yok. Bu dünyada çocuklar , çok fazla büyükler..
Güzel bir haber almak insanın başına gelen felaketi unutturmaya yetmez. Bir felaketi unutturabilecek tek şey başka bir felakettir.
Gök Yüzlü Çocuk dilek ağacını bulsa masal olacaktı. Bu lamadı, hayat oldu. Bu dünya çocukların büyük umutlan için fazla küçük bir Bu dünya küçük mutluluklara bile yer. tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer. Bu dünyada ma sal kahramanlarına yer yok. Bu dünyada çocuklar, çok fazla büyükler.
En iyisi olmak için hırslarının kölesi olmuş, ruhunu şeytana satmış ve kibirlerinde boğulmuş insanların arasından geçip git. Yarışamazsın onlarla. Oyunun kurallarını kendileri belirler, kendileri oynar, kendileri kazanır. Takma kafana. Kazanmasını bilmeyen bir insanı, kaybetmekle korkutamazlar.
Her sabah umutla yeni bir güne başlayıp her gece ne kadar boktan bir dünyada yaşadığımı farkediyorum.
Dert etme. Zamanla geçer tüm yaralar, izi kalır. İleride o yara izlerine bakar, ‘Başkalarının önünde diz çökmektense düşe kalka kendi yolumu bulmaya çalıştım,’ dersin.
Dünya, omuzlayacak kimsesi olmadığı için suya bırakılmış bir tabuttur.. Tabut çürüdü, her yanından su alıyor artık.. Önce çocuklar ve kadınlar! diye bağırmış olmalı biri.. Bu kadar ölümün başka açıklaması olamaz..
Ben çoktan kafayı kırdım zaten.. Kalbimiz kırılması o bize yeter.. İçerideki dez çöl olmadıkça sorun yok.. İnsanın kaçacak denizi olmalı.. O su temizler her şeyi..
Düşlerim rengini kaybetti.. Gökkuşağı altında düşlediğim ne varsa hepsi griye boyandı..
Bu delirmiş dünyada tek başınasın, herkese ve her şeye rağmen hâlâ hayattasın.. Bu bile başlı başına oldukça yorucuyken işleri daha da zorlaştırmanın bir manası yok..
Varacak bir yerin yoksa tüm gidişler kaçmaktır biraz..
Hepimiz kendi masalımızın cücesiyiz..
Duydukların yalan, gördüklerin sahte. Tüm vaatler, verilen sözler mezarlığında birer mezar taşı sadece
heves biter,tortusuyla idare edersin
bu kadar gerçeğin karsısında daha fazla güçlü kalamıyordu hayallerimiz bu yüzden pek çok kez gömmek zorunda kaldık onları ve her seferinde daha gür çıktılar gömüldükleri yerden

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir