İçeriğe geç

Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım Kitap Alıntıları – Erdal Demirkıran

Erdal Demirkıran kitaplarından Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım kitap alıntıları sizlerle…

Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım Kitap Alıntıları

Bir kişiye yemek yapabiliyorsan, bin kişiye de yapabilirsin.
Sadece büyük bir tencereye ve yetişmiş aşçılara ihtiyacın var. Hepsi bu!..
Hiç bir şeyin gerçeği
Hayalinden daha güzel olamaz
Eğer insanoğlu uyuşturulmasaydı hiç kimse İnsan düşü nen bir hayvandır diyen, büyük hayvanı hålen alkışla mazdı. Bundan yaklaşık iki bin beş yüz sene önce Aristo İnsan düşünen bir hayvandır. demiş ve tarihe geç miş. Biraz düşünen herkes, bu cümlenin ne kadar saç ma olduğunu anlar.
Daha ilginç ↓↓↓↓
İnsan insandır, hayvan da hayvan. Birisi bana Mehmet’ten bahsederken, benim aklıma hiçbir zaman bir böceğin dü şünen versiyonu gelmiyor

Bir gün bir kedi görmüş Aristo. Düşünmüş ve Allah Allah kediye bak, o da tıpkı benim gibi yiyor, içiyor, çoğalı yor, yaşlanıyor, ölüyor Tek farkımız ben düşünebili yorum. O hâlde insan düşünen bir hayvandır. demiş. Sen de yüzyıllarca alkışlamışsın. Hepsi bu ha! Yahu çıl dıracağım ne var bunda? Şimdi, ben de geçen gün ev de çiçeğimi sularken fark ettim. Çiçek de tipkı bir hayvan gibi nefes alıyor, besleniyor, büyüyor, çoğalıyor, yaşlanı yor, ölüyor Tek fark var, hayvan gibi yer değiştiremiyor. O hâlde: Hayvan hareket edebilen bir bitkidir.

Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler:
Kendilerini
Darwin teorilerinden vazgeçti de bilim adamları Darwin’den vazgeçemedi.
Başkalarını anlamak uğruna kendimizden olduk.
Uyuyan insan Uyuduğunu bilmez
Yanlış yapmaktan korkma. Korktukça daha fazla yanlış yapacaksın
Gunes, Ben sicagim derse asla ukala olmaz
Şeytan uyuyakaldı bir gün Rüzgâr sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya; biri paraya yapıştı, diğeri mevkie, öteki de şehvete. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.
Pes etmen gerektiğinde pes etmeyi bileceksin
Hiçbir şey göründüğü gibi değil sevgili dostum. Hiçbir şey anlatıldığı gibi değil.. her duyduğuna inanma Buna bile ..
hayal kırıklığına uğruyorsan sence de bir sorun yok mudur?
durumla veya soruyla karşılaşınca; Valla biz henüz o kısmını çözmedik. demek için basit

bir kurgulama bu

“Asla susmamalısın.dinlemelisin. Anlamaya çalışmalısın. Yanlışsa savunduğun, ben yanlış biliyormuşum, şimdi doğrusunu öğrendim. Sana teşekkür ederim, demelisin. Ancak böyle olursa gelişebiliriz.”
“Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.”
O günlerde anladım Meğer insan tek kişilik koca bir orduymuş.
Zaman geçiyor. Şimdi gözlerini kapat ve gidebildiğin kadar gerilere git beş yaşına, üç yaşına Su birikintilerinde üstünün çamur olmasına, ütünün bozulmasına endişe etmeden seksek oynadığın günlere, misket oynarken aldığın keyfi, ilk aldığın oyuncağı hatırla
Aç gözlerini. Şimdi kaç yaşındasın on beş mi, otuz mu, kırk beş mi, yoksa altmış mı, hangisi?
Şimdi söyle; gözünü kapatıp açmandan daha hızlı geçmedi mi zaman? Peki o günlerden geriye ne kaldı? Bir kırık misket.
Unutma! Gözünü bir daha kapayıp açacaksın ve ömrün bitmiş olacak. Belki o zaman elinde kırık misketin de olmayacak!
Ey insanoğlu bir akşamüstü geldin ve gün batmadan gideceksin
İyi bir şey yapmanın belki de en keyifli yanıydı onu biriyle paylaşmak
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
Hiçbir şeyin gerçeği hayalinden daha güzel olamaz.
Basit bir tercih yap ya iz bırak ya da is
Gerçek kapasiten bir sürahiyken neden sadece bir bardaklık kısmını kullanasın?
Sonuçta ne gördüğün varsa yaşama dair aslında hepsi bir bütünün parçası. Öyle bir bütün ki her şeyi kuşatmış. Öyle bir bütün ki her şeyi kuşatmakla kalmamışher zerrenin içine gizlenmiş.
Başarılı insanların az uyuma gibi bir ortak özellikleri var.
Asla susmamalısın. Dinlemelisin. Anlamaya çalışmalısın. Yanlışsa savunduğun, -Ben yanlış biliyormuşum şimdi doğrusunu öğrendim, sana teşekkür ederim.- demelisin. Ancak böyle olursa gelişebiliriz. Aksi halde horoz dövüşü izlemeye devam
Bana bak dostum, başarılı olmak istiyor musun?
Kendi kararını kendin vereceksin. Takvimini, saatini, karını, kocanı, işini, gücünü, okulunu, kendin belirleyeceksin.
Bırak başkaları ne derse desin!
Sen bildiğini oku ve tekrar ediyorum, asla unutma!
“Seni, senden çok hiç kimse sevemez.”
Büyük hayalleri olanlar devamlı uçarlar ve uçtuklarına asla şaşırmazlar.
Çünkü herkes çıplaksa herkes giyinmiş demektir.
Eğer hiç eleştirilmiyorsan, emin ol ki yanlış yoldasın.
Transparan düşün.
Kararlılığın karşısında duracak hiçbir güç yoktur.
Birbirimizle sidik yarıştırmak yerine , birbirimizi anlamaya çalışsak çoktan anlardık.
Çok yakışıklı bir salağı kim ne etsin?
Risk almadan yaşamak kadar keyifsiz bir şey tanımıyorum.
Seni, senden çok hiç kimse sevemez.
Çaresizlik akıllı insanı zirveye taşır.
Hayal kırıklığı aptal adam işidir.
Eğer sana deli diyorlarsa doğru yoldasın.
Türk insanının %97’sinin hedefi yok.
Bilinçaltına yenilen hayata yenilmiş demektir.
Tembel adamı yok et mesela.
Yetenek diye birşey yoktur. İnsanlar tembelliginden uydurmuşlar bu yetenek tabirini . Herhangi bir konuda az başarılı olan bir insan, başarılı olmak için ihtiyacı olan yeteneğin kendisinde olmadığını ifade ederek, haklı olmaya çalışır.
Rivayete göre; dört tavuk, kartal yuvasına gidip bir yu murta çaldılar. Yumurtayı kümese getirdiklerinde, kümes te bulunan diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşündüler. Zaman geçti, yumurtayı getirenler de unuttu, onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inandılar.

Bir anne bulundu yetim yumurtaya, kuluçka başladı. Kısa bir zaman sonra yumurta kırıldı. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagali tuhaf bir tavuk çıktı Herkes çok mutluydu, böylesini ilk defa görmüşlerdi. Anne tavuk, dersler ver meye başladı yavrusuna: Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı, buğdayı böyle ye! . Anne tavuk her gün yeni şeyler öğretiyordu yavrusuna. Büyük tavuk annesinin her söylediğini yapıyordu. Tehlikelere karşı na sıl davranacağını da öğretti annesi: Bak yavrum, eğer kedi buradan gelirse aksi istikamete doğru kaç, şu radan gelirse buraya kaç

Büyük tavuk büyüdükçe güzelleşiyordu. Oldukça uzun ka natları vardı. Ara sıra diğerleri onun kanatlarına bakmak için geliyorlardı

Bir gün anne tavuk, yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendisini nasıl savunacağını anlatırken büyük tavu ğun gözü, gökyüzünden süzülerek korkunç bir ihtişamla geçiş yapan bir başka canlıya ilişti.

Anne bu ne? dedi büyük tavuk.
Ha o mu? O kartal yavrum, kuşların padişahı.

Ne de güzel uçuyor!

Evet yavrum! Ama sen sakın ona özenme. Asla onun gibi olamazsın! Sen bir tavuksun. Senden önce baban, deden, amcan hepsi ona özendi; ama hiçbiri onun gi bi uçamadı Sen bir tavuksun ve bir tavuk gibi yaşa malısın

O günden sonra büyük tavuk, ömrü boyunca arka bah çede kartalın ihtişamlı geçişini izleyip iç çekti Ve her se ferinde Keşke ben de bir kartal olup uçabilseydim. dedi. Yine bir gün siyah kanatlı büyük tavuk ihtişamlı kar talı izlerken ölüp gitti Onu bir tavuk gibi defnettiler ki ha kikatte ölen bir kartaldı.

Bir kartal gibi doğup bir tavuk gibi yaşayan ve kartalla ra özene özene yaşayıp sonunda tavuk gibi ölen binler ce kartal var.

Yıl 2002, yer dünya Şu anda kendi gücünün farkına var madan, hep başkalarına özenen binlerce, yüz binlerce, milyonlarca hatta milyarlarca insan var yeryüzünde. Ne büyük acı!

Hiçbir şey göründüğü gibi değil sevgili dostum. Hiçbir şey anlatıldığı gibi değil Her duyduğuna inanma Buna bile.

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Tek çıkışlı, çelik kapısı olan bir oda düşün! Kapı kilitli ve anahtarı da kapının aksi istikametindeki dolabın içinde!
Bir deprem olduğunda kapıya mı koşarsın, yoksa anah tarın bulunduğu dolaba mı? Elbette ki dolaba yani aslın da anahtara. Çünkü anahtar olmadan söz konusu kapi sadece bir duvar mesabesindedir Şimdi de bu odada bir kameranın olduğunu ve olup biteni kaydettiğini var say ve düşün daha sonra bu görüntüleri izleyenler senin kapıya değil de ters istikamete koştuğunu gördüklerinde Bu adam ne yapıyor, kapı nerede, o nereye koşuyor? diyeceklerdir. Hâlbuki sen doğrusunu yaptın. Belki kapı ya koşmadın ama o kapıyı açmak için doğru istikamete, anahtara koştun. İşte bazen terse gidiyor gibi gözüksen de düze gidiyor olabilirsin. Tıpkı bazen düze gidiyor gibi gözüksen de terse gidiyor olabileceğin gibi

Ne kadar küçük olursan ol sonuçta mutlaka varsın .Va eğer varsan varlığın hakkını mutlaka vermelisin.
Bilinçaltı yağmur çamur dinlemeyen muazzam bir tarladır .Her türlü hava şartlarına rağmen, ektiğini mutlaka biçersin.
Çünkü herkesin pantolonu kırışıksa herkesin pantolonu ütülüdür.
Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler: “Kendilerini…”
Hiç eleştirilmeyen insansa kendini daima en iyi zanneder ve asla gelişemez.
Sinirlilik diye bir şey yok, gücü, gücüne yetene kuralı var.
Bir zerreyi on dokuz bine bölsen
Delidir bu derler sen seni bilsen
Biz Gallileo’yi asarız , sonra da oturup ağlarız meğer dünya gerçekten dönüyormuş diyerek.
Suya 10 metre kala susuzluktan ölmek kim bilir ne acıdır? Ama ölen hiçbir zaman bunu bilemez.
“Bir aslan miyav diyorsa onun tedaviye ihtiyacı vardır, ne güzel taklit yaptı diyemezsin .”
Birçok insan, kendinden daha akıllı olana tahammül edemez. Onu bitirmek için, yok saymak için yapabileceği ne varsa yapar.
Eğer başarıyla ilgili kayıtlar, başarısızlık kayıtlarından daha fazlaysa bu sefer bir işe başlarken Sen hep bşarılı oluyorsun, yine başaracaksın der.
En büyük hastalığımız zaten bu düşünüleni düşünüp hayal edileni hayal etmek
Sonra ne oluyorsa oluyor, sekiz yaşından sonra o parlak zekan gidiyor ve bir daha da asla o kadar çabuk öğrenemiyorsun. Peki, ne oluyor sekiz yaşında sana? Uyuşturucularla tanışıyorsun Tasoyla, misketle, playstationla, chatle, tvyle
Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler: KENDİLERİNİ
Yanlış yapmaktan korkma. Korktukça daha fazla yanlış yapacaksın..!
Bir futbolcu on penaltı atışından sadece birini gole çevırebılıyorsa, on birinci penaltı atışını
gole çevirme ihtimal, yüzde on mudur, yoksa yüzde elli mi? Tabii ki yüzde elli. Attığı penaltı
ya gol olur ya da olmaz
Henüz gerçekleşmemiş her ne varsa hayata dair olma ihtimali mutlaka yüzde ellidir. Ya
olur ya da olmaz.’
Elbette ki böyle düşünen bir insan asla şaşırmaz asla paniklemez, asla hayal kırıklığına
uğramaz. Çünkü onun için her şeyin olma ihtimali daima aynıdır: Yüzde elli
Gerçek kapasiten bir sürahiyken neden sadece bir bardaklık kısmını kullanırsın.?
En büyük hastalığımız zaten bu düşünüleni düşünüp hayal edileni hayal etmek.
Başkalarını anlamak uğruna kendimizden olduk..
Uyuyan insan uyuduğunu bilmez.
Pes etmeyen gerektiğinde pes etmeyi bileceksin
Henüz gerçekleşmemiş her ne varsa hayata dair, olma ihtimali mutlaka yüzde ellidir. Ya olur ya da olmaz.
Bazen ters gidiyor gibi gözüksen de düz gidiyor olabilirsin. Tıpkı bazen düze gidiyor gibi gözüksen de terse gidiyor olabileceğin gibi
Bir kartal gibi doğup tavuk gibi yaşayan ve kartallara özene özene yaşayıp sonunda tavuk gibi ölen binlerce kartal var.
Hiçbir şeyin gerçeği; hayalinden daha güzel olamaz.
“Uyuyan insan uyuduğunu bilmez.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir