Tuncar Tuğcu kitaplarından Batı Felsefesi Tarihi kitap alıntıları sizlerle…
Batı Felsefesi Tarihi Kitap Alıntıları
&“&”
“feodalite” her şeyden önce bir zihin hali, yavaş yavaş soylular haline dönüşen savaşçıların küçük dünyasında biçimlenen şu psikolojik karmaşa değil midir? öncelikle askeri uzmanlaşma ile belirlenen bir duruma ilişkin üstünlük bilinci, bazı ahlaki değerlere, bazı erdemlerin uygulanmasına saygı duyulmasına bağlanmaktadır; toplumsal ilişkilerin savaş arkadaşlığının işlevinde örgütlenmektedirler; biat, kişisel tabiyet artık ön plana çıkan kavramlar olup, daha tüm siyasal bağlantı biçimlerinde varlıklarını sürdüreceklerdir.
“kanımca felsefenin tümü (ki bunun yıldızlı harflerle yazılması gerekir) doğadaki kuvvetlerin araştırılmasından ve bu kuvvetlerden yola çıkarak diğer olguların anlaşılmasından oluşmaktadır.”
Kuşkucu felsefenin en iyi örneklerinden birini Elisli Pyrhon’un öğrencisi olan Timon (İ.Ö. 320-230) vermiştir. Timon üç soru sorar ve bu üç soruyu yanıtlar:
Soru 1) Nesnelerin gerçek yapısı nedir?
Yanıtı, Akalepsia (kavranamaz).
Soru 2) Nesneler karşısındaki davranışım ne olmalıdır?
Yanıtı, Epokhe (Her türlü yargı ve değerlendirmeden kaçınmalıyız).
Soru 3) Nesneler karşısındaki doğru bir davranış bize ne kazandırır?
Yanıtı, Ataraksia (tutkulardan arınıp sarsılmaz bir duruma gelmek).
Soru 1) Nesnelerin gerçek yapısı nedir?
Yanıtı, Akalepsia (kavranamaz).
Soru 2) Nesneler karşısındaki davranışım ne olmalıdır?
Yanıtı, Epokhe (Her türlü yargı ve değerlendirmeden kaçınmalıyız).
Soru 3) Nesneler karşısındaki doğru bir davranış bize ne kazandırır?
Yanıtı, Ataraksia (tutkulardan arınıp sarsılmaz bir duruma gelmek).
Sokrates, Hiç kimse bilerek kötülük işlemez, kötülük bilginin eksikliğinden ileri gelir" der. Bu görüşün tarihsel olarak bir değeri vardır. Sonraki yüzyıllarda Kilise bu görüşü "Hristiyan Yabancılaşma" kuramına uydurarak yeni baştan bir problem olarak ele alıp geliştirecektir.
Yorulmadan sarsar ruhun düşünüşüyle bütün dünyayı”, bu görüş sonraki yüzyıllarda çok rastlayacağımız bir tür metafiziğe kaynaklı eden bir düşüncenin iskeletidir. Hareketin, oluşun nedenini doğaüstü, maddi olmayan tanrısal bir güce bağlamak, ilk hareketin nedenini maddenin dışında aramak, işte ilk kez Ksenophanes’te rastlıyoruz.
Mısırlılar, gökleri gözlemleyen ilk insanlar olmuş ve bu felsefe, muhtemelen, dışarıya da yayılmıştır. Çünkü, doğayı incelemekten ziyade filoloji incelemeleri yapmaya çok daha düşkün bir halk olan Yunanlılar, felsefe hakkındaki en eski ve en sağlam düşüncelerini Mısırlılardan ve onların çevresindeki halklardan almıştır; ve Vesta törenlerinde, sıradan avamın anlama yeteneğinin üzerinde olan gizemleri dinsel ayinlerin ve hiyeroglif işaretlerinin örtüsü altında gizlemiş olan Mısırlıların ruhunu görebiliriz.”
Kuşkucu felsefenin en iyi örneklerinden birini Elisli Pyrhon’un öğrencisi olan Timon (İ.Ö. 320-230) vermiştir. Timon üç soru sorar ve bu üç soruyu yanıtlar:
Soru 1) Nesnelerin gerçek yapısı nedir?
Yanıtı, Akalepsia (kavranamaz).
Soru 2) Nesneler karşısındaki davranışım ne olmalıdır?
Yanıtı, Epokhe (Her türlü yargı ve değerlendirmeden kaçınmalıyız).
Soru 3) Nesneler karşısındaki doğru bir davranış bize ne kazandırır?
Yanıtı, Ataraksia (tutkulardan arınıp sarsılmaz bir duruma gelmek).
Soru 1) Nesnelerin gerçek yapısı nedir?
Yanıtı, Akalepsia (kavranamaz).
Soru 2) Nesneler karşısındaki davranışım ne olmalıdır?
Yanıtı, Epokhe (Her türlü yargı ve değerlendirmeden kaçınmalıyız).
Soru 3) Nesneler karşısındaki doğru bir davranış bize ne kazandırır?
Yanıtı, Ataraksia (tutkulardan arınıp sarsılmaz bir duruma gelmek).