Başarı ve Başarısızlık Kitap Alıntıları – Brigitte Labbé

Hepimiz bu yoldan geçtik… ve büyük başarılar tatmadan önce, birçok başarısızlığın üstünden geldik!" Arada sırada bunu hatırlamamızda fayda var.

Başarı, insanın başına vurabilir, sarhoş edip ona yönünü tamamen şaşırtabilir."

Başarıyı tadabilmek için; başarısızlıklara katlanabilmek, başarısızlığın yenilmez olmadığını anlamak gerekir.

Bir projeye başlamadan önce, genellikle olabilecek en kötü şeyleri düşünürüz. Ve çoğu kez gerçekte olup biten, önceden kafamızda kurduğumuzdan çok farklıdır.

En azından hayallerde hiçbir şey kaybetme riski yoktur. "

Davetiyeleri dağıtmakta çok geç kaldık.Başka planları olanlar programlarını değiştirmeye zaman bulamadılar.Hem herkes,yiyecek mi,içecek mi getirmesi gerektiğini önceden bilmeliydi…"

Bir projeye başlamadan önce, genellikle olabilecek en kötü şeyleri düşünürüz. Ve çoğu kez gerçekte olup biten, önceden kafamızda kurduğumuzdan çok farklıdır. Daha da ilginci, kendimzle ilgili bir şeyler öğreniriz ve başarısızlıklara uğrasak bile, yeniden başlayabileceğimizi, başka yollardan, başka şeyler yapabileceğimizi fark ederiz.
Başarıyı tadabilmek için, başarısızlıklara katlanabilmek, başarısızlığın yenilmez olmadığını anlamak gerekir.

Başkaları kendi hayallerini gerçekleştirmek için bizi kullandığında, başarının bize hiçbir şey hissettirmemesi doğaldır.

Karşılaştığımız başarısızlıklar bize; yolunda gitmeyenler, değiştirmemiz, geliştirmemiz ya da tamamen vazgeçmemiz gereken şeyler hakkında pek çok bilgi verir.

Neyi sevdiğimizi, ne yapmak istediğimizi bilmek, kendimizi nerede iyi hissettiğimizi bulmak kolay değildir… Başarı ve başarısızlıklar, bizde yarattıkları gerçek duygular sayesinde, her şeyi daha net görmemizi, bizim için önemli olanla olmayanı ayırt etmemizi sağlarlar.

Dolayısıyla bu başarı da onun başarısı değil. Söz konusu olan annesinin hayali, yani onun başarısı.

Ben bana karşı

Başkalarına -yalnız ve yalnız başkalarına- karşı kazanılan başarılar, çoğu kez geçici, küçücük başarılardır.

Bu başarısızlıkları anlamak yerine, onları unutmayı seçersek, hayatımız boyunca aynı çemberin içinde döner dururuz.

Eleştiriyi kabullenmek kolay değildir.

Doğrusu, okulun bir numaralı yalakası olma yolundasın.

Başarıyı tadabilmek için; başarısızlıklara katlanabilmek, başarısızlığın yenilmez olmadığını anlamak gerekir.

Ama karşılaştığımız her başarısızlıkta kendi kendimize soru sormaktan kaçarsak, her seferinde sorunları görmeyi reddedersek, şansımızı yaratmak için doğru hamleleri yapamayabiliriz.

Önemli değil. Boş verin. Şansımız yaver gitmedi o kadar. Yerin dibine girmeye de kafayı buna takmaya da gerek yok.

Bütün başarısızlıklar, doğru ayarı bulmamıza yardımcı olur; neyin yolunda gitmediğini göstererek, neyin işe yaramadığını keşfetmemizi sağlar.

Çünkü en azından hayallerde hiçbir şey kaybetme riski yoktur.

Başarısız olmayı göze almak ve korkmamak; fikirlerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmeye, gerçekle yüz yüze gelmeye cesaret etmektir.

Bir işe giriştiğimizde, başarının asla garantisi yoktur… Daha kötüsü, başarısız olma ihtimali de vardır hep.

… Ve büyük başarılar tatmadan önce, birçok başarısızlığın üstesinden geldik!

Sana inanamıyorum, hayatımda bisiklet gidonunu böyle tutan birini görmedim… Hayır, hayır, sol ayağı o kadar yukarı kaldırmak da ne oluyor, sana dediklerimi anlamıyor musun? Daha önüne bakmayı bile beceremiyorsun, aklın nerede senin? Zavallı oğlum, en ufak bir denge duygusu yok sende, oof of, gerçekten de daha kırk fırın ekmek yemen gerek senin…

Evet, evet ayağını hiç yere koymadan en az 2 metre gittin, aferin! Hadi, biraz daha gayret, önüne bak, ileri doğru, işte böyle. Çok yeteneklisin, bugünlük yeterince ilerledin bile, gidip birer sıcak çikolata içelim, yarın sabah yeniden geliriz. Yarın patikanın sonuna kadar hiç durmadan gideceğine adım gibi eminim…

Okulda başarısızlık ömür boyu başarısızlığa mahkûm olduğumuzu göstermez.

Okulda işler yolunda giderse, tabii ki, iş bulma şansımız çok daha fazladır. Ama bunu yapmadığımızda tamamen bir başarısızlık örneği olduğumuz söylenemez.

Okulda başarısızlık! Çok can yakan, yüzümüze bir tokat gibi inip, kendimizi değersiz hissetmemize neden olan, geleceği kapkaranlık gösteren iki sözcük. Bize kendimizi beceriksiz hissettiren iki sözcük.
Ne konuda beceriksiz? İyi okumak, iyi yazmak, iyi hesap yapmak, iyi notlar almak, ödevlerin üstesinden gelebilmek konusunda… Oysa, gitar çalmayı öğrenmek, herkesi gülmekten kırıp geçiren piyesler yazmak, 3 dil konuşmak, 100 kişi için nefis bir yemek hazırlamak, buz pateniyle müthiş figürler sergilemek, 3 arkadaşla birlikte doğaçlama bir dans gösterisi sunmak, çok karışık bir bilgisayar oyununu 2 dakikada anlamak, nefes kesici bir kelebek koleksiyonu yapmak gibi konularda çok becerikli olabiliriz pekâlâ…

Başarının yarattığı fırtınalar kişiyi gerçeklerden ve diğer insanlardan çok uzaklara savurabilir. Bunlara karşı koyabilmek için güçlü -ama gerçekten güçlü- olmak gerekir.

Gözle görülen ve ticari başarı olarak adlandırılan başarı, mutluluğu garantilemez.

Kendi kendimize, Bütün bunlara ben sahip olsaydım hiçbir sorunum kalmazdı. Dünyanın en mutlu insanı olurdum!" deriz.

Ayça’nın hiç arkadaşı kalmadı; parasından yararlanmaya çalışan çıkarcılar dışında herkes ondan kaçıyor.

Başarı, insanın başına vurabilir, sarhoş edip ona yönünü tamamen şaşırtabilir.

Başarısızlık korkusu, başarısızlığın kendin de beter!

Bütün başarısızlıklar, doğru ayarı bulmamıza yardımcı olur; neyin yolunda gitmediğini göstererek, neyin işe yarayacağını keşfetmemizi sağlar.

Başarısız olmayı göze almak ve korkmamak; fikirlerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmeye, gerçekle yüz yüze gelmeye cesaret etmektir.

Çünkü en azından hayallerde hiçbir şey kaybetme riski yoktur.

Her adımda yeni bir şeyler öğreniyoruz.

Başarı , insanın başına vurabilir , sarhoş edip ona yönünü tamamen şaşırtabilir.

Başarısızlık korkusu, başarısızlığın kendin de beter!