Ahmet Batman’ın kitaplarından Bana İkimizi Anlat Kitap Alıntıları sizlerle.
Bana İkimizi Anlat Kitap Alıntıları
Nasıl bir Beşiktaşlı olduğumu iyi bilirsin. İçimde ayrı bir sevdası, ayrı bir yeri vardır.Bu başka bir aşk, çünkü Beşiktaş kimseyi terk etmez ve sevdası hiçbir zaman geçmez.Sezen Aksu’nun şarkısında, ”Geçer geçer neler neler geçmedi ki…” dediğine bakma sen! Beşiktaş aşkı geçse geçse babadan evlada geçer, bunun ötesi de olmaz.
Şimdi neden bunları anlattığımı düşünürsün belki. Birkaç şey daha anlatacağım ve sonra tek bir şey söyleyeceğim.Vedat Okyar’ın bir anısı bu. Vedat Okyar’ın aşkımızla ne ilgisi var, diye düşünme.İlla düşüneceksen, benim bu aşkı sende nasıl derin yaşadığımı düşün.
Bir maç sırasında rakip takımın oyuncusu öyle sıkı bir tekme atıyor ki, Vedat Okyar can acısıyla bir anlığına zarafeti falan unutup küfrediyor. Oyuncu hemen, öğretmene şikayete giden bir talebe gibi hakeme koşuyor.
”Hocam, Vedat bana küfretti.”
Hakem de bir efsane: Doğan Babacan. vedat’ın küfredeceğine ihtimal vermiyor ama yine de yanına gidip soruyor: ”Vedat, sen küfür mü ettin falancaya?”
Vedat Okyar duraksamadan,
”Evet, ettim” diyor.
Doğan Babacan’ın eli cebine gidiyor… Geri geldiğinde o el bir kırmızı kart tutuyor. Havaya kalkan kırmızı kart tüm stadı şaşkınlığa ve temelli bir sessizliğe gömüyor. Olacak iş değil. Beyefendi Vedat kırmızı kart yiyor. Üstelik yediği tekmenin üstüne tatlı niyetine…
Tezcan, arkadaşının yanında tüm olanlara şahit olmuş. O da şaşkınlık içinde:
”Oğlum” diyor Vedat’a, ”Manyak mısın sen, niye ettim diyorsun. Etmedim deseydin ya”!
Vedat Okyar’ın kısa ama çok anlamlı cümlesi dökülüyor ağzından:
”Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim?!”
İşte ben sana, ”Seni seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı. Şimdi istediğin yere gidebilirsin.
Şimdi neden bunları anlattığımı düşünürsün belki. Birkaç şey daha anlatacağım ve sonra tek bir şey söyleyeceğim.Vedat Okyar’ın bir anısı bu. Vedat Okyar’ın aşkımızla ne ilgisi var, diye düşünme.İlla düşüneceksen, benim bu aşkı sende nasıl derin yaşadığımı düşün.
Bir maç sırasında rakip takımın oyuncusu öyle sıkı bir tekme atıyor ki, Vedat Okyar can acısıyla bir anlığına zarafeti falan unutup küfrediyor. Oyuncu hemen, öğretmene şikayete giden bir talebe gibi hakeme koşuyor.
”Hocam, Vedat bana küfretti.”
Hakem de bir efsane: Doğan Babacan. vedat’ın küfredeceğine ihtimal vermiyor ama yine de yanına gidip soruyor: ”Vedat, sen küfür mü ettin falancaya?”
Vedat Okyar duraksamadan,
”Evet, ettim” diyor.
Doğan Babacan’ın eli cebine gidiyor… Geri geldiğinde o el bir kırmızı kart tutuyor. Havaya kalkan kırmızı kart tüm stadı şaşkınlığa ve temelli bir sessizliğe gömüyor. Olacak iş değil. Beyefendi Vedat kırmızı kart yiyor. Üstelik yediği tekmenin üstüne tatlı niyetine…
Tezcan, arkadaşının yanında tüm olanlara şahit olmuş. O da şaşkınlık içinde:
”Oğlum” diyor Vedat’a, ”Manyak mısın sen, niye ettim diyorsun. Etmedim deseydin ya”!
Vedat Okyar’ın kısa ama çok anlamlı cümlesi dökülüyor ağzından:
”Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim?!”
İşte ben sana, ”Seni seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı. Şimdi istediğin yere gidebilirsin.
Bir kadının melek olması için kanatlara ihtiyacı yoktur, anne olması her şeye yeter.
Kokusuna alıştığınız bir insanı unutamazsınız. Aranıza mesafeler ya da ayrılıklar girebilir. Yüzünü unutmuş olabilirsiniz, sesini de… Ama kokusunu unutamazsınız.
Ben seni iki mavinin arasında sevdim. Denizin hemen üstünde, gökyüzünün biraz altında..
Bunaldım biraz ama kimseye söyleyemiyorum.
Çünkü aşık olmak bunu gerektirirdi. Acıtsa da kopmamaktı aşk, yaksa da bırakmamaktı.
Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa …
Saçlarını kesmene sebep olacak bir adam olmam diyorum sana.
Bazen düşünüyorum da, hiç kendim için yaşamamışım ben. Kimse kırılmasın derken kendim paramparça olmuşum da haberim olmamış.
Aynı gökyüzüne aidiz ne kadar uzağa gidebiliriz ki…
Hani bazen sarılacak hiç kimseyi bulamazsın ya, işte o anlarda kitaplar sarıldı bana.
Eğer dinlemek istersen, kitaplar seninle konuşur.
Ne zor şey insanın hissettiklerini söyleyememesi…
Hangi mesafe bir aşkı bitirebilir ki!
Kendim paramparçayken seni toparlamaya çalıştım. Beni unut bunu unutma…
İşte ben sana, “Seni seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı.
-“Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim.”
-İşte ben sana “seni seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı.Şimdi istediğin yere gidebilirsin..
Okuduğum kitaplardaki gibi değildi aşk….
Kendim paramparçayken seni toparlamaya çalıştım. Beni unut bunu unutma…
Hayat herkese aynı şekilde davranmaz ve bazen büyümek için yıllara ihtiyacınız yoktur. Yaşadıklarınız da sizi büyütebilir.
Biz aynı gökyüzüne aidiz.
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki!
İster kapı komşum,ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere,artık nerede istersen orada ol.
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki!
İster kapı komşum,ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere,artık nerede istersen orada ol.
Biz o son kusura bakıp, defteri kapattık!…
Zamana bırakmayı da, zamanla bırakmayıda, zamanla öğreniyor insan…
O sessiz sessiz ağlar gibisin dedi ama biz hıçkıra hıçkıra ağladık…
Sonra kazandıklarım kaybettiklerime değmedi, bir daha da savaşmadım..
İnsan çok sevmekten, kıyamamaktan, kızamamaktan, üzememekten ve hep alttan almaktan kaybeder. Hayat, ilk olarak kendini yok sayanları harcar.
Okuduğum kitaplardaki gibi değildi aşk. Başka bir yanı vardı ve ben sanırım o yanına denk gelmiştim.
Oysa çay içince bile mutlu olan insanlardık, bunları hiç hak etmedik…
…Haberin yok belki, yaşadığımı sanıyorsun ama ben senin suskunluğunda her gün ölüyorum.
-“Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim.”
-İşte ben sana “seni seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı.Şimdi istediğin yere gidebilirsin..
İnsan, kalbine ikinci bir şansı her zaman vermeli,
çünkü aşk size geliyorsa siz hiçbir yere gidemezsiniz.
çünkü aşk size geliyorsa siz hiçbir yere gidemezsiniz.
Bazı insanlar kitaptır, bazıları ise bir sayfa…
Söyleyemediğim bir aşkı kollarında yaşıyordum. O an ölebilirdim işte, ölmeliydim…
Bu yalnızlık tam olarak şuydu: ”Güvenebileceğim tek bir kişi bile yoktu.
Sen kuşları yaz, bakarsın bir gün bütün dünya kuşları senden dinlemek ister..
Arkadaştık biz ona göre. Bana sorarsanız aşkın ateş haliydik ama tek yanan bendim…
Bir kadının “melek” olması için kanatlara ihtiyacı yoktur, anne olması her şeye yeter…
İnsan gerçekten aşık olduğunda görmekten vazgeçiyor.
Hayat herkese farklı oynar oyununu…
Belki de Ay Güneş’e âşık olduğundan bazı günler erkenden beliriyor gökyüzünde.
Eğer dinlemek istersen, kitaplar seninle konuşur. Yanı başında öyle sessizce boş boş yer kapladıklarını düşünme. Her şey onları eline almana bakar.
Anlamamak mümkün mü? Benim zamanım yok. Bu gece sevmelisiniz beni.
+Nedenmiş o küçük hanım?
-Bakın bayım, ben hasta bir kadınım. Kalbimin bazı konularda yetersiz kaldığını ve sevgisizlik yüzünden dahi ölebileceğimi bugün öğrendim. Sizden beklentim bir aşk değil. Sadece başımı göğsünüze yaslamalıyım ve siz kolunuzla yüzümü çevrelemelisiniz. Beni saklamalısınız tüm kötülüklerden. Aşk diyorum, olmasa da olur ama sevgisizliğe tahammülüm yok bu aralar. Kalbimin hızlı çarpmasını istemiyorum, tek derdim biraz daha sıcak bir kalbe sahip olmak. Eğer sarıp sarmalarsanız beni, kendimi çok daha iyi hissedebilirim.
+Bitti mi küçük hanım?
-Evet bitti.
+Şimdi usulca başınızı göğsüme yaslayın. Ellerimin saçlarınıza ihtiyacı var.
+Nedenmiş o küçük hanım?
-Bakın bayım, ben hasta bir kadınım. Kalbimin bazı konularda yetersiz kaldığını ve sevgisizlik yüzünden dahi ölebileceğimi bugün öğrendim. Sizden beklentim bir aşk değil. Sadece başımı göğsünüze yaslamalıyım ve siz kolunuzla yüzümü çevrelemelisiniz. Beni saklamalısınız tüm kötülüklerden. Aşk diyorum, olmasa da olur ama sevgisizliğe tahammülüm yok bu aralar. Kalbimin hızlı çarpmasını istemiyorum, tek derdim biraz daha sıcak bir kalbe sahip olmak. Eğer sarıp sarmalarsanız beni, kendimi çok daha iyi hissedebilirim.
+Bitti mi küçük hanım?
-Evet bitti.
+Şimdi usulca başınızı göğsüme yaslayın. Ellerimin saçlarınıza ihtiyacı var.
Alıştım artık, hem de her şeye.. Yalnızlığa bile..
Hayatım boyunca uçan balonları çok sevdim ben , belki de hep uçmak istediğim için oldu bu…
Nasıl bir Beşiktaş’lı olduğumu iyi bilirsin..
Birinin ölüm haberini alıyorsanız, hala hayattasınız demektir.
Ben o haberi duymamak için şu an yaşamıyor olmayı isterdim…
Ben o haberi duymamak için şu an yaşamıyor olmayı isterdim…
İkimiz diye bir şey olacağını düşledim hep..
Sarılmamız bile mucizeydi bizim…
Sarılmamız bile mucizeydi bizim…
Birinin ölüm haberini alıyorsanız, hala hayattasınız demektir.
Ben o haberi duymamak için şu an yaşamıyor olmayı isterdim. Seni çok seviyorum anne.
Ben o haberi duymamak için şu an yaşamıyor olmayı isterdim. Seni çok seviyorum anne.
Annesini ya da babasını kaybetmiş bir insan,kaç yaşında olursa olsun sizden büyüktür…
Her aşk bir son sarılmayı hak eder.
Eğer bu hayatta bana sadece birkaç cümle hakkı verselerdi, ilk cümlem, “Annenizin değerini bilin ve onu hiç üzmeyin.” olurdu.
Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim”!
İşte ben sana,”Seni Seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı. Şimdi istediğin yere gidebilirsin.
İşte ben sana,”Seni Seviyorum” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı. Şimdi istediğin yere gidebilirsin.
Arkadaştık biz ona göre. Bana sorarsanız aşkın ateş haliydik ama tek yanan bendim.
Aşk bir bakıma beklemekti, çünkü kimse aşka gidemiyordu, aşk isterse kendisi geliyordu.
Hayat herkese aynı şekilde davranmaz ve bazen büyümek için yıllara ihtiyacınız yoktur.Yaşadıklarınız da sizi büyütebilir.
/Dünya aynı dünya bildiğin gibi dönüyor işte…*
İkimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım” demiş Turgut uyar. Göğe bakmanın vakti gelmedi mi sence? Hayatındaki tüm olumsuzlukları bir köşeye atmanın vakti gelmedi mi?
Ne kadar çok okunmamış kitap var sahaflarda… Ne kadar çok okşanmamış kedi var sokaklarda… Ne kadar çok biz varız yarınlarda…
Çaresizliği bugünlere gömüp, yarınlara bakmanın vakti gelmedi mi?
Ne kadar çok okunmamış kitap var sahaflarda… Ne kadar çok okşanmamış kedi var sokaklarda… Ne kadar çok biz varız yarınlarda…
Çaresizliği bugünlere gömüp, yarınlara bakmanın vakti gelmedi mi?
▪”Tam bitti derken yeniden başlarız her şeye…
Suskunluklarım, konuşacak bir şeyimin olmadığından değil. Konuşsam faydası olmayacağından.
Sevmek yetmiyordu, cesaret gerekiyordu.
Susarak hiç bir kadını elde edemezdiniz…
Susarak hiç bir kadını elde edemezdiniz…
Nasıl bir Beşiktaş’lı olduğumu iyi bilirsin.
Sevmek yetmiyordu. Cesaret gerekiyordu. Susarak hiçbir kadını elde edemezsiniz.
Gitme desem faydası yok. Yine içime kapanıyorum.
Hayat herkese aynı şekilde davranmaz ve bazen büyümek için yıllara ihtiyacınız yoktur. Yaşadıklarınız da sizi büyütebilir.
Bazen düşünüyorum da, biri çıkıp beni sevdiğini söylese inanmaya dermanım yok.
Bazen etrafımızdaki insanların varlığını unutuyoruz.
Bir çift eli tutmak değildir aşk. Uzun uzun sarılmak da değildir. Aşk kendini unutmaktır. Aşk tutmadığın elleri düşlemektir.
Bazı bedenler birbirine yasaktır. Bazı gözyaşları sadece insanın kendi görebileceği kadardır, ve bazı aşklar sadece bir kişiyi yakacak kadar ateşe sahiptir.
Usul usul sevdiğiniz bir insan,
yanınızda olsa da olmasa da içinizden çıkmıyor.
yanınızda olsa da olmasa da içinizden çıkmıyor.
Hoşlandığın kadına papatyalar vermelisin hatta vermesen de olur ‘şu topraklarda bir yerlerde senin için yaşayan papatyalar var’ desen yeter. İşte o papatyalar nasıl yerinde güzelse sende benim yanımda öyle güzelsin. Bizi koparmasınlar.
Gitme dedim.
Aklına düşerim, taşımaz bacakların seni,
Kalbine düşerim, söndürmez yağmurlar ateşini,
Ben sana benim yüzümden ağlama,
Günüme sarı, geceme mavi kal,
Ben sana beni arkanda bırakma dedim.
Dünüme anı, yarınıma acı olma dedim.
Dinlemedin, dinlemezdin zaten,
Çok bilirsin sen ve alışkındın gitmeye,
Ben sana sevgimi hecelerken,
Sen bana sırtını ezberlettin.
Aklına düşerim, taşımaz bacakların seni,
Kalbine düşerim, söndürmez yağmurlar ateşini,
Ben sana benim yüzümden ağlama,
Günüme sarı, geceme mavi kal,
Ben sana beni arkanda bırakma dedim.
Dünüme anı, yarınıma acı olma dedim.
Dinlemedin, dinlemezdin zaten,
Çok bilirsin sen ve alışkındın gitmeye,
Ben sana sevgimi hecelerken,
Sen bana sırtını ezberlettin.
İnsan kendine vakit ayırmalıydı ve bazen alıp başını gitmeliydi.
Her şeyi arkada bırakmak kolay değil ama her şeyle beraber yaşamak da akıl alır iş değildi.
Her şeyi arkada bırakmak kolay değil ama her şeyle beraber yaşamak da akıl alır iş değildi.
Merhaba, adını bilmediğim ama beni bana anlatan adam.
Usul usul sevdiğiniz bir insan, yanınızda olsa da olmasa da içinizden çıkmıyor…
Bazı gözyaşları sadece insanın kendi görebileceği kadardır ve bazı aşklar sadece bir kişiyi yakacak kadar ateşe sahiptir.
Bir ömür bu susmalar için fazla kısa değil mi
Hayat her zaman yeni hikayeler hazırlar bizlere.
Tam bitti derken yeniden başlarız her şeye…
Tam bitti derken yeniden başlarız her şeye…
Biz uyuyamayız… Düşünmekten uyuyamayız, korkudan uyuyamayız, kaybetmekten dertlenir yine uyuyamayız…
Bana ikimizi anlat
{“Senin aşkın geçse geçse kalbime geçer.”}
Annesini ya da babasını kaybetmiş bir insan, kaç yaşında olursa olsun sizden büyüktür…
O sustu , ben sustum. Hayat sustu.
Hayat bazen, bazı insanları sevmemiz için karşımıza çıkarıyor ve biz, ‘Neden o insan?’ diye soramıyoruz.
Biz aynı gökyüzüne aidiz.
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki…
İster kapı komşum, ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere, artık nerede istersen orada ol…
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki…
İster kapı komşum, ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere, artık nerede istersen orada ol…
Ne zor şey insanın hissettiklerini söyleyememesi.
Belki de Ay Güneş’e âşık olduğundan bazı günler erkenden beliriyor gökyüzünde.”
Ahmet Batman
Ahmet Batman
Bir insana alışmak gökyüzüne alışmaya benzer.
İnsan umudunu kaybedince sorunu bambaşka yerlerde arıyordu. ” İkimiz” diye bir şey yoktu ve ben buna inanmak istemiyordum…
Ellerini ellerime ör ve beni sakın bırakma
Yaşadıklarımı Yazmadım Ama Yazdıklarımı Hep Yaşadım…
Bir fotoğraf karesinde unutulmalıydık.
İşte o zaman hep mutlu kalırdık…
İşte o zaman hep mutlu kalırdık…
Alıştım artık, hem de her şeye…Yalnızlığa bile…
Siz hiç, bir insanın kokusunu sevdiniz mi?..
Evet evet, onun kokusu benim oksijenim olmalıymış. Ben hiçbir kokuyu o kokudan daha fazla sevemedim.
<<Eğer dinlemek istersen, kitaplar seninle konuşur. Yanı başında öyle sesizce boş boş yer kapladıkladıklarını düşünme.Her şey onları eline almana bakar.>>