Debbie Macomber kitaplarından Bahçemde Yeşeren Umutlar kitap alıntıları sizlerle…
Bahçemde Yeşeren Umutlar Kitap Alıntıları
Hepimiz aptalca hatalar yapıyoruz, Chrissie. Asıl önemli olan bu hatalardan ders alıp yolumuza devam etmemiz.
+ Bu tür duygulara kapılmayacak kadar yaşlıyım.
– Nefes aldığın sürece hiçbir şeyi yaşamayacak kadar yaşlı değilsindir.
– Nefes aldığın sürece hiçbir şeyi yaşamayacak kadar yaşlı değilsindir.
Her şey hayatta kalmakla ilgiliydi ve hayatta kalmak, hiçbir şeyi çok fazla ciddiye almamak, çok da derine inmemek demekti..
Şimdi geçmişe bakıyorum da, elde ettiklerimin vazgeçtiklerime değmediğini anlıyorum.
Ne olmak istediğimi bilmiyordum ama kim olduğumu keşfetmeyi, hayatı bir de böyle öğrenmeyi istiyordum.
Nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız
Hayatlar ve zaman değişebilir, ama gerçek dostluklar bakidir, daima bizim bir parçamız olak kalır
Her şey hayatta kalmakla ilgiliydi ve hayatta kalmak, hiçbir şeyi çok fazla ciddiye almamak, çok da derine inmemek demekti..
Ah şu gidilmemiş yollar..
Uzaklara bakıp başını salladı. “Kalbini kıracağım.”
“En azından bir kalbim olduğunu öğrenmiş olurum böylece.”
“En azından bir kalbim olduğunu öğrenmiş olurum böylece.”
“Şimdi geçmişe bakıyorum da, elde ettiklerimin vazgeçtiklerime değmediğini anlıyorum.”
“Ah, şu gidilmemiş yollar..”
Nefes Aldığımız Sürece Hiçbir Şey İçin Geç Kalmış Sayılmayız.
Şimdi geçmişe bakıyorum da, elde ettiklerimin vazgeçtiklerime değmediğini anlıyorum.
Evet, babasının ölümüyle sarsılmıştı, ama o zaman ki üzüntüsü çok resmi, hatta çok soyuttu. Sanki babasını değil de, baba figürünü kaybetmenin yasını tutuyordu. Babasıyla hiç anlaşamazdı. Birbirlerine güç bela tahammül ediyorlardı. Susannah’a göre babası otoriter, zorba ve kibirli bir adamdı. On sekiz yaşına basar basmaz onun yanından olabildiğince çabuk kaçmıştı.
Joe (kocası) nazikçe, “ O senin babandı, Susannah, dedi. “Çok iyi anlaşamadığınızı biliyorum, ama o senin babandı.”
Gözlüklerini çıkardı “Aslında, belki de bu yüzden böyle hissediyorsun. Öteki tarafa göç ettiği için artık farklılıklarınızın üstesinden gelip sorunlarınızı çözme fırsatının ortadan kalktığını anlıyorsun.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sussannah’ın canını en çok sıkan şey, kızı Chrissie’ye babasının aynen kendisine davrandığı gibi davranmasıydı. Chrissie’nin söyledikleri, bir zamanlar onun babasına söylediği sözlerin tüyler ürpertici bir kopyasıydı. Gençken takındığı isyankâr tavır ve eski hali kızı aracılığıyla önüne seriliyordu. Babasının yaşadığı hüsranın bir parçasını o da tatmıştı.
(Etme bulma dünyası)
(Etme bulma dünyası)
Çektiği vicdan azabı bir çapa gibi onu dibe çekiyordu.
Nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız
Şimdi geçmişe bakıyorumda, elde ettiklerimin vazgeçtiklerime değmediğini anlıyorum
Hepimiz aptalca hatalar yapıyoruz, Chrissie. Asıl önemli olan bu hatalardan ders alıp yolumuza devam etmemiz.
Nefes aldığın sürece hiçbir şeyi yaşayamayacak kadar yaşlı değilsindir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ne olmak istediğimi bilmiyordum ama kim olduğumu keşfetmeyi, hayatı bir de böyle öğrenmeyi istiyordum.
Evet, babasının ölümüyle sarsılmıştı, ama o zaman ki üzüntüsü çok resmi, hatta çok soyuttu. Sanki babasını değil de, baba figürünü kaybetmenin yasını tutuyordu. Babasıyla hiç anlaşamazdı. Birbirlerine güç bela tahammül ediyorlardı. Susannah’a göre babası otoriter, zorba ve kibirli bir adamdı. On sekiz yaşına basar basmaz onun yanından olabildiğince çabuk kaçmıştı.
Joe (kocası) nazikçe, “ O senin babandı, Susannah, dedi. “Çok iyi anlaşamadığınızı biliyorum, ama o senin babandı.”
Gözlüklerini çıkardı “Aslında, belki de bu yüzden böyle hissediyorsun. Öteki tarafa göç ettiği için artık farklılıklarınızın üstesinden gelip sorunlarınızı çözme fırsatının ortadan kalktığını anlıyorsun.