İçeriğe geç

Bağımsızlık Devrimcisi Kitap Alıntıları – Ceyhun Atuf Kansu

Ceyhun Atuf Kansu kitaplarından Bağımsızlık Devrimcisi kitap alıntıları sizlerle…

Bağımsızlık Devrimcisi Kitap Alıntıları

Mustafa Kemal kurmay subay olarak, Tevfik Fikret’in okuyucusu ve âşığıdır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )”Bağımsızlık âşığı”. O’nun en güzel adı bu olabilir. Daha güzel bir ad bulmak gerekirse, O’na “bağımsızlık ustası” demeli.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

Atatürk Devrimi’yle halk arasındaki akım kesintisiz kurulabildiği zaman, Türkiye gerçekten tam kurtulmuş, Türk ulusu tam uyanmış, kendini bulmuş olacaktır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Geleceğe yatırdığı eylem gücü, Atatürk’ü gerçekleştirecektir.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk’ün gerçek öğretisi geleceğe yatırımında, devrimci eylem gücünde yatmaktadır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Kurtulmuş, uyanmış, kendini bulmuş bir Türk ulusu. Devrimler olmadan böyle bir Türkiye’nin sınırlarına atlamanın olanağı yoktur.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’nun batış yıllarında Türklük gemisini kurtarmaya çalışanların ulusal düşüncelerini, düşlerini bir anda eyleme sokmuştur: Ümmet çağından, ulus çağına sokmuştur Türkiye’yi, ulus gerçeğini temel almıştır ve en güzeli, Türklüğü, Osmanlılıktan kurtarmıştır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk’le birlikte, artık sadece şiirle, bilimsel araştırmalarla, tarihle, geçmişe yeniden düşlerle değil, vatanıyla, bağımsızlığıyla devletiyle, ülküsüyle ve çağlara akan bildirisiyle Türklük vardır.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk’ün sözlüğünde toplumsal birim, ümmet değil, ulustur. Din gücü yerine, ulusal gücü, ulus gerçeğinin temeli yapmak istemiştir: Tarih, dil, ortak yaşama isteği, ulusal ülküler, bozulmamış ulusal gelenekler, uygarlığımızdan doğan ve derinden derine kanayan ulusal bildiri.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Türkçülerin tarihsel akışımızda en büyük hizmetleri, yüzyıllarca ümmet çağı içinde ulusal niteliğini yitirmiş Türklüğe kendi ulusal gerçeğinin, ulusal varlığının bilincini duyurmasıdır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Türk ulusu, şekilsiz bir ümmet gerçeğinin şekilsiz bir parçası değildir, başlı başına kendisi bir gerçektir, kendisi bir varlıktır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Mustafa Kemal, Ziya Gökalp’in çağdaşıdır. O, Ziya Gökalp’in düşünü, Turan‘ı toprağa indirmiştir.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Türkleşmeseydik Osmanlılıkla birlikte batıp gitmiştik.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk, Türkçülüğü de eyleme sokan insandır. Milliyetçiliğe kendi çizgilerini, kendi sınırlarını vermiştir.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk, Türkçülüğe gerçekçilik getiren insandır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Milliyetçilik, doğrudan doğruya Fransız devriminin bir ilkesi değildir. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerinin kımıldattığı halkların ulusal varlıklarını bulmalarının, önce derebeylerinden, krallıklardan kurtulmalarının yarattığı bir oluştur.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

Tekkelerin gayesi halkı meczup ve aptal yapmaktır. Hâlbuki halk meczup ve aptal olmaya karar vermemiştir.

Atatürk

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Muallimden, mürebbiden mahrum bir millet, henüz bir millet namını almak istidadını kesbetmemiştir.

Atatürk

( )Bağımsızlığı kurtaran, onu vermez. Atatürk, ulusal bağımsızlıktan bir damla bile vermemiştir. O bir damlada eyleminin bütün kanı vardı, neden ki O bağımsızlığı, ovalarda, tepelerde, ırmak boylarında, gece ateşleri çevresinde, yanık bozkırlarda, ince ayaz seherlerde, yorgun ve yoksul halkının kan ve emeğiyle eyleme sokmuştu.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
( )Osmanlılık, Türklüğü de yiyen bir ümmet sofrası idi, Atatürk’ün eylemi burada, bir ulusal kurtuluştur( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Eyleminin adı sert ve güzeldir, yürünmesi güç, ama insanlığın en yüce tepesine çıkan: Tam bağımsızlık.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Bağımsızlıktan bir damla vermek, halkını vermekti. Atatürk, halkını vermemiştir.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Toplumda bağımsızlık, ulusal bağımsızlık, ekonomide bağımsızlık, uygarlıkta, dilde, us’ta bağımsızlığa götüren yollardır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk, yüzlerce yılın deneylerinden, bağımsızlık özlemini kurtarmış insandır.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Kendi kendine yetmeyen, bir şeyler almak ister, bir şeyler alırken bir şeyler de verir ve birden bire bağımsızlığından yemeye başlar.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Bildirisinin en serti ve en sağlamı budur: Tam bağımsızlık. Eylemlerinin en gücü ve bu yüzden en büyüğü de budur.
Atatürk, halkı eyleme sokmuştur. Halk, bir düşünce değil; eylemin ta kendisidir.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Bir düş, uyanmış, kurtulmuş, kendini bulmuş bir ulus için yaşama ortamıdır bağımsızlık: Yaşama, yaratma, gelişme ortamı.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

Milletler gam ve kederi bilmemelidir. Şeflerin vazifesi, hayatı neşe ve şevkle karşılamak hususunda milletlerine yol göstermektir.

Atatürk
1937

( )Atatürk’ün kişiliğinden kalan; bir insanlık, bir barış, bir sevinç bildirisi oluyor.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Ulusu bağımsızlaşınca, kendisi de bağımsızlaşıyor, düşü gerçekleşme ortamı buluyor, ülküsüne yaklaşıyor. Devrimler, diyor…( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Ülküsünü besleyen, ülküsünü toprağa indiren, ülküsünü toplum yaşantısına bağlayan ussal bağlardır, ussal köklerdir onun devrimleri.( )

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

( )Atatürk, kendisiyle her şeyin bitmeyeceğini, her şeyi kendisinin yapamayacağını anlamıştır. O, devriminin özünü bilen insandır. Değişim, devrimin yasasıdır. Toplumsal gelişme aşamalarla ilerler. İşte, Atatürk’ün bir büyük eylemi de budur: Geleceğe yatırımdır. Atatürk, devriminin eylem gücünü, gelecek kuşakların bilincine yatırmıştır.

Atatürk ve Eylem
Kasım, 1963

Bilirsiniz ki savaş ve savaşma demek, iki ulusun, yalnız iki ordunun değil, iki ulusun bütün varlıklarıyla, bütün yetenekleri, bütün iç ve dış güçleri ile birbiriyle karşı karşıya gelmesi ve birbiriyle vuruşması demektir.

Atatürk

( )Bir büyük Dünya Savaşı’nda sömürgeci ana yurtlar, sömürgeler için savaşmışlar, yenginler, yenikler sofrasında dünya yeniden bölünmektedir, bölüşülmektedir. Kendisi bir yarı sömürge olduğu hâlde, bu savaşa neden girdiği anlaşılamayan Osmanlı Devleti yeniktir ve ana yurdu yağmalanmaktadır.
Mustafa Kemal, tam bu sırada, ezilen ulusu adına Anadolu’ya ve tarihin hesaplaşma alanına çıkar.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

( )Nehru’nun, kızına yazdığı bir mektubunda belirttiği gibi, geri kalmış, Atatürk’ün deyimiyle ezilen ulusların “çelişkileri karmaşıktır”. Öyle karmaşıktır ki çözülmesi gerekli çelişkiler bir yerde geri üretim biçiminin koruduğu, dayandığı, yaslandığı “doğal” üretim ilişkileriymiş gibi tutulur, saklanırlar.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

Dağları delen, göklerde uçan, göze görünmeyen tozanlardan (moleküllerden) yıldızlara değin her şeyi gören, aydınlatan, araştıran uygarlığın gücü ve yüceliği karşısında ortaçağ yöntemi anlayışlarla, düşünüşlerle, ilkel boş inançlarla yürümeye çalışan uluslar, yıkılmaya, yok olmaya ya da tutsaklaşıp aşağılanmaya yargılıdırlar.

Mustafa Kemal Atatürk

Uygarlığın coşkun seli karşısında direnmek boşunadır. Ve o, uyur uyanmazlar, boyun eğmezler karşısında çok amansızdır.

Mustafa Kemal Atatürk

Ulusal kurtuluş savaşlarının çağdaş anlamı belirlenmeden, tam bağımsızlık kavramının devrimci özü anlaşılamaz.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

( )Tam bağımsızlık ilkesi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın hem itici tarihsel gücü hem de bu savaşın ardından gelişen devrimin besleyici, yaratıcı toprağıdır.

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

Mustafa Kemal’in alfabesinde, ilk yaprağı açar açmaz “tam bağımsızlık” yazar.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

Bu devrimlerin en önemlisi biliyorsunuz büyük Fransız Devrimi’dir. Devrimler içinde en verimli, en doğurgan ve halk istekleri bakımından ve tüm insanlığa egemen niye sahip çıkma düşüncesini vermesi açısından olağanüstü önemli olan budur. Ne var ki o bile, Fransızların istedikleri ölçüde mutluluklarına yetmiyor. Ve daha da değişecektir.

Mustafa Kemal Atatürk
1 Aralık 1921

( )Ulusal özlemlerle, evrensel devrimci birikimin yarattığı insandır Atatürk.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

( )Hiçbir devrim kendiliğinden doğmaz, hem halk dokuması gibi ulusal tarihin renklerini taşır hem insanlığın devrimci birikiminden kaynak suları alır.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

Şapka giymek simgesel bir değişimdir belki, ama bu simge bağımsızlıkla eş giden ulus olma sürecinin ortaçağdan tüm arınmasını, çağdaş gelişime kavuşmasını deyimler. Çağdaşlık ve uygarlık, ikisi birden “çağdaş uygarlık” bu yüzden ortaçağa karşı sürdürülecek sürekli devrimci savaşın temel niteliklerini verir.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

( ) Çağdaş uygarlıkla, Atatürk, Batı’nın, ulusları sömürgeleştirmek için kullandığı “evrensel ve insancı” silahı, kendi ulusu adına Batı’dan alır.( )

( Mustafa Kemal’in Alfabesi, Kasım 1971 )

( )Biliyorum, Atatürk dirilemez. Atatürk dirilip yurdu da yönetemez. Hele Türkiye’nin bugünkü koşullarında, gelişen ve değişen toplum, onun yapı ve yönetim ustalığına yeni katkılar, yeni ayrıntılar eklemek ister. Ne var ki yaşaması, bilgeliği, öğretisi, devrim ustalığı ve babaca önderliğiyle bize, kendimizi aşmak, bir devrimi ilerletmek için birçok ilkeler, yöntemler, coşkular verebilir. Sağ-töre, yönetim, yaşama ve ulus tarihine yaklaşım ilkeleri verebilir. Bağımsızlık açısından bakmamızı sağlar, çağdaş dünya sorunlarına.

( Gerekçe, Haziran 1972 )

Kavramları aydınlatmak, ana dilin güneşinde ışıldatmak, ö zdilin aydınlığında somutlaştırmak, böylece dilin -bu en soylu erdem kaynağının- yardımıyla insanların usunu uyandırmak! Gecikmiş Türk yeniden doğuşunun geç gelmiş bir uyanış bilgesidir Atatürk. Geometri gibi bir soyut bilim dalından yola çıkarak, usun somut olaylar karşısında, ancak ve ancak kavramlar aydınlığıyla bir sonuca, bir çözüme, bir yaratıcı bireşime varabileceğini göstermek istemiştir.

( Gerekçe, Haziran 1972 )

Türk Dil Kurumu, bir küçük kitap yayımladı: “Geometri.” Bu kitabı, 1936-1937 kış aylarında Atatürk, kendi eliyle yazmış. Kitabın sunan A. Dilaçar, önsözün bir yerinde: “Tarih boyunca yabancı ülkelerde ‘büyük’ şanını kazanan asker devlet başkanları, uluslarına eğitim alanında da babalık etmişler, kendi kalemleriyle eğitici yapıtlar meydana getirmişlerdir. Anglosaksonların Büyük Alfred’i (Alfred the Great, 849-899) ile Almanların Büyük Friedrich’i (Friedrich der Grosse, 1712-1786) bu gerçeğin iki büyük tanıtıdır.” diye yazıyor.

( Gerekçe, Haziran 1972 )

( )Eski bilge Konfüçyüs’ün, erdemin başı saydığı bir öğedir dil. Düşünmenin, olumlu ve özgür düşünmenin -erdemin insancıl kaynağı us gücünün- kavramlardaki açıklıkla, kavramlardaki aydınlıkla, halk yaşantısına değin bir düşünce arılığı, bir dil ileticiliğiyle gelişebileceğini anlatmak istiyor bu çabasında.

( Gerekçe, Haziran 1972 )

Türk Ulusal Kurtuluş Hareketi’nin, bu hareketin ocağından doğan ulusal devrimin iki ana kaynağını, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik kaynağını tarihsel bir göbek bağı ile Mustafa Kemal Atatürk, gençliğin kanına, gelecek kuşakların savaşçı yurtsever yüreklerine bağlamıştır.( )

( Gençliğe İnanç, Kasım 1974 )

( )Atatürk’ün gelecek ağacı gençliktir!

( Gençliğe İnanç, Kasım 1974 )

Sadece Büyük Söylev’inde değil, her söylevinde ve her yerde Ulusal Kurtuluş Hareketi’nin devrimci ve cumhuriyetçi kalıtını korumak, ileriye götürmek görevini gençliğe verir.

( Gençliğe İnanç, Kasım 1974 )

( )Halksız hiçbir kurtuluş savaşı, hiçbir devrim yemiş vermez. Atom yapısı gibi karmaşık bir gerçek, ama gerçek.

( Devrim Dengecisi, Kasım 1973 )

Denge ile coşku arasında gidip gelen bir devrimcidir o. İç yaşantısındaki coşkuyu usçu bir denge ile örter.( )

( Devrim Dengecisi, Kasım 1973 )

Ulusal kurtuluş savaşlarının birinci özelliği, egemen sınıfların, geleneksel yönetici katların aradan silinmesi, savaşı, doğrudan doğruya ulusun, ulusal halk güçlerinin başlatmış olmasıdır.( )

( Kurtuluş Savaşı İnsancılıktır, Şubat 1972 )

( )Bağımsızlık ve devrim, ulusal kurtuluş savaşlarının iki belirleyici özelliğidir.( )

( Kurtuluş Savaşı İnsancılıktır, Şubat 1972 )

( )Ulusal Kurtuluş Savaşı süreci bir devrim sürecidir, bir devrim türüdür.( )

( Kurtuluş Savaşı İnsancılıktır, Şubat 1972 )

( )Artık duramayız. Her ne olursa olsun ileriye gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz.

Atatürk ( Kastamonu, 1925 )

( )Düşüncemiz, düşünüş, kavrayış yolumuz uygar olacaktır.( )

Atatürk ( Kastamonu, 1925 )

( )Şunun bunun sözüne önem vermeyeceğiz. Uygar olacağız. Bununla övüneceğiz.

Atatürk ( Kastamonu, 1925 )

Türkiye Cumhuriyeti halkı ileriye ve yeniliğe uzun adımlarla yürüyüp gidecektir.

Atatürk ( Kastamonu, Ağustos 1925 )

Emperyalizme savaş açarken yüreğinde taşıdığı korkusuzluk, Doğu ortaçağına açtığı savaşta son ölçüsüne varır( )

( Uygarlıkta İnanç, Kasım 1974 )

( )1925 yılı kış aylarında genç Cumhuriyet, Doğu Anadolu’da gerici bir ayaklanmayla karşılaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti halkı artık seçimini yapmalıdır: Ya ortaçağ ya çağdaş uygarlık!

( Uygarlıkta İnanç, Kasım 1974 )

( )Acılar gördük. Bunun nedeni dünyanın durumunu anlamadığımız içindir.( )

Atatürk ( Kastamonu, 1925 )

Mustafa Kemal Atatürk’ün insancı dizgesinde bağımsızlık, özgürlük ve halk yönetimi değerlerinin vardığı doruk, uygarlıktır.( )

( Uygarlıkta İnanç, Kasım 1974 )

( )Çağdaş her atılım, her şey, ulus olduktan, uluslaştıktan sonra başlar.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Uluslaşma sorunu, Mustafa Kemal Atatürk için, çağdaş gelişimin çizgisine varmak sorunudur( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Türk Devrimi’nin ana özelliği, Türk toplumunu “ulusal aşamaya” getirmesidir.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Türk Devrimi’nin ana sorunu, uluslaşma sorunudur.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Ulusal Kurtuluş Savaşı, Türk halkının uluslaşma sürecinde aştığı en büyük yolu deyimler.

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Türk Devrimi’nin gerisinde, vatanın elden gittiğini gören, coşkulu ozanların, yazarların “devleti kurtarma çabaları” yatar.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Mustafa Kemal Atatürk’ün portresinde, Anadolu halkının çileli ama güneşli yüzüyle, coşkulu Namık Kemal’in yurtsever yüzü karışır.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

( )Her devrimin evrensel değeri, ilk önce ulusal bir çatışığın (dramatiğin) içinden geçer.( )

( Dünya Devrimleri ve Türk Devrimi )

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir