İçeriğe geç

Babalar ve Oğullar (Kısaltılmış Metin) Kitap Alıntıları – Ivan Sergeyeviç Turgenyev

Ivan Sergeyeviç Turgenyev kitaplarından Babalar ve Oğullar (Kısaltılmış Metin) kitap alıntıları sizlerle…

Babalar ve Oğullar (Kısaltılmış Metin) Kitap Alıntıları

Zaman (bilindiği üzere) bazen kuş gibi uçar gider, bazen sümüklü böcek gibi ilerler; ama insanın en çok hoşlandığı, onun çabuk mu, yavaş mı geçtiğini fark etmemesidir.
İşin kitabını okumak için alfabesinden başlamak gerekir, oysa biz daha ilk harfini görmüş değiliz.
Eskiden okuyup öğreniyordu gençler; çevrelerinde cahil tanınmak istemediklerinden ister istemez öğrenmeye çalışıyorlardı. Ama şimdi şöyle demek yeterli oluyor onlar için: “ Dünyada her şey saçma!” Bu kadarla iş bitiyor!
Yaşamı, her anının bir anlamı olacak şekilde kurmalı.
Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki
Günahkâr, ama çok iyi biri olan babasını çok severdi.
“Anılar çok fakat anılmaya değecek hiçbir şey yok.”
Yaprağın düşüşü tıpkı bir kelebeğin uçuşunu andırıyor. Tuhaf değil mi? En hüzünlü ve ölü şey, en neşeli ve canlı şeye benziyor.
“… geçmişini yitirmekle her şeyini yitirmişti.”
“Zaman (bu herkesçe bilinir.) bazen kuş gibi uçarak,bazen de bir solucan gibi ağır ağır geçer.Fakat insanın,özellikle en hoşlandığı şey,zamanın hızlı mı yoksa yavaş mı geçtiğinin ayrımında bile olmayışıdır.”
İnsan vücudundaki illetlerin nedenlerini aşağı yukarı biliyoruz; manevi hastalıklar ise kötü eğitimden, küçük yaşlardan itibaren insanların kafasını dolduran her türlü ivır zıvırdan, kısacası toplumun rezil durumundan kaynaklanmaktadır. Toplumu düzeltirseniz hastalıklar da olmayacaktır.
Yaşamı, her anının bir anlamı olacak şekilde kurmalı.
Siz sevmek istiyorsunuz. Oysa sevmeyi beceremiyorsunuz. İşte sizin mutsuzluğunuzun nedeni bu.
Nihilist, hiçbir otorite karşısında eğilmeyen, ne denli saygın olursa olsun, hiçbir prensibi eleştirmeden benimsemeyen insandır.
Kadınlara saldırıldığında kayıtsız kalamıyorum. Korkunç bir şey bu, korkunç.
Çok eski bir gerçektir ölüm, ama herkese yeni gelir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
düşündüğü çocukluk anıları falan değildi, son günlerin acı izleniminden kurtaramıyordu kendini.
Hiç kimsenin düşüncesini paylaşmıyorum; benim kendi düşüncelerim var.
Kanımın son damlasına kadar savunmaya ant içtiğim kadın haklarını savunuyorum.
İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.
Kişilik, sayın bayım, en önemlisi budur işte: İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.
Geçmişini yitirmekle her şeyini yitirmişti.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Mutluluk bizim olmadığımız yerdedir.
Kuşkuları asla bütünüyle yatışmaz ve asla endişeye varırcasına güçlenmezdi.
İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.
Ben çok gerilerde kalmışım, o çok ilerlemiş; artık anlayamayız birbirimizi.
Geçmişini yitirmekle her şeyini yitirmişti.
İnsanın kişiliği bir kaya kadar sağlam olmalıdır,
Çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.
çok şey bilirsen çabuk yaşlanırsın.
Çok iyi biliyorum ki , sözgelimi, benim alışkanlıklarımı, giyinişimi, nihayet kibarlığımı komik buluyorsunuzdur; ama bütün bunlar insanın kendine olan saygısından
İnsan olarak saygı duyuyorum kendime.
Kendi kendine düşünüyordu: Ne uslu bir çocuk oldum ben!
Sevgi, kutsal ve sadık sevgi her şeye kadir değil midir?
Çok eski bir gerçektir ölüm, ama herkese yeni gelir.
Tek başına dolaşmayı bırakmış, çevresinde insan arar olmuştu.
“İkimiz de artık ilk gençlik çağımızda değiliz; biz çok şeyler yaşadık , yorulduk ; ikimiz de zeki insanlarız ; önce birbirimize ilgi duyduk, merakımız bizi dürttü …daha sonra da …”
“Şarkılar bile dengi dengine olmaktan söz ediyor.”
“İnsanın içini titretiyor.”
“Önemli olan özgürlüktür, benim kuralım budur, yani baskı yapmamak….”
İnsanların hala sözcüklere bu kadar önem vermeleri çok tuhaf! Sözgelimi, birini dövmesen de bir aptal olduğunu söylesen üzülür. Ama çok akıllısın deyip parasını vermesen sevinir
Açık denizdeki bir geminin yolcuları da, ayakları toprağa basıyormuş gibi tasasızca konuşur, gülüşürler; ama en küçük bir aksama, en küçük bir olağandışılık olmaya görsün, hemen, her an tehlikeyi düşündüklerine tanıklık eden bir endişe ifadesi belirir yüzlerinde.
Yoksul biriyim ben, ama şimdiye kadar hiç sadaka kabul etmedim.
Hiç kimsenin düşüncesini paylaşmıyorum; benim kendi düşüncelerim var.
Artık öyle bir zamandayız ki karnını doyurabilmek için herkes kendi elleriyle kazmak zorunda toprağını.
İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umrunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki ve yaşayacağım zaman dilimi, benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki
Kızma, hanım evladı.
Bütün dedikoduları duyuyor, ama hepsi bir kulağından girip ötekinden çıkıyordu.
Sağlam kişilikli, epey kararlı bir kadındı.
Tesadüfen onu görüp âşık oldu ve evlenme önerisinde bulundu.
Ortalıkta dolaşan dedikodulara inanmam ben, ama kültürlü valimizin dediği gibi bunlarda haklılık payı olduğunu düşünmeyi severim.
Gerçi bana göre kadın için zengin, yaşlı bir kocaya varmak hiç de tuhaf bir şey değildir, üstelik akıllıcadır da.
Bizde fena demenin iyi anlamına geldiğini bilmiyor musun sen? İşe yarar, anlamına gelir.
Bakalım, bu bayan memelilerin hangi türüne giriyor. Fena kokular geliyor burnuma
İnsan nasıl değer vermez kendine ? Bir değerim yoksa, bağlılığım kimin işine yarayacak?
Konfor dediğiniz şeyi seviyorum, ama aynı zamanda yaşamayı pek o kadar sevmiyorum.
Belki her insan bir bilmecedir.
Genelde insanlar için üzülmeye değmez, benim için ise hiç
Zaman bazen kuş gibi uçar gider, bazen sümüklüböcek gibi ilerler; ama insanın en çok hoşlandığı, onun çabuk mu, yavaş mı geçtiğini fark etmemesidir.
Her şeyi istediğini sanmasına karşın, aslında istediği bir şey yoktu.
İnsanlar bedensel yönden de, ruhsal yönden de birbirine benzer.
Ayrıca insan içinde olup biteni her zaman yüksek sesle dışa vurabilir mi?
Çok şey bilirsen çabuk ihtiyarlarsın.
Aslolan kişiliktir, sayın efendim, insan kişiliği kaya gibi sağlam olmalıdır çünkü her şey onun üstüne kurulur.
“Biraz söz, biraz gülüşmeler,şaşkınlıklar,kederler,coşkunluklar ve nihayet o delirtici mutluluk…Bunların hepsi nereye kaybolmuştu?”
İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.
Kurnazlık etmeden duramaz kadınlar,
Hem sonra aşk Düpedüz yapmacık bir duygudur aşk denen şey.
“Gücün kimseye verilecek hesabı olmaz.”
çok anım var, ama hiçbiri hatırlanmaya değmez, önümde, ilerideyse uzun, çok uzun bir yol var, ama bir amacım yok. o yolu gitmek de istemiyorum.
çok yorgunum ve ihtiyarladım, çok uzun zamandır yaşıyorum sanki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir