Joseph Roth kitaplarından Aziz Ayyaşın Efsanesi kitap alıntıları sizlerle…
Aziz Ayyaşın Efsanesi Kitap Alıntıları
“Hatta bir çöp sepetinden bir de gazete devşirdi kendisine. Ama okumak için değil, üzerini örtmek için. Çünkü gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.”
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talibin vaatettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
İnsanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz.
Gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse. Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talibin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece, ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden öncekine sahipmiş gibiydi.
insanlar öyle bir yapıya sahiptir ki
kendilerine tesadüfen ve geçici bir şansın kazandırdığı şeylere sürekli sahip olmazlarsa her şeye öfke duyarlar ..
kendilerine tesadüfen ve geçici bir şansın kazandırdığı şeylere sürekli sahip olmazlarsa her şeye öfke duyarlar ..
“Onca zamandır nerelerdeydin?” diye sordu kadın.
“Her yerde, hiçbir yerde,” dedi adam.
Bir yandan da, son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece, ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden öncekine sahipmiş gibiydi.
( ) insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse. Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
İnsanoğlu hiçbir şeye bir mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz.
Çöp sepetinden bir de gazete devşirdi kendine.Ama okumak için değil,üzerini örtmek için. Çünkü gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar. İnsanlar böyledir
insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz
Onca zamandır nerelerdeydin? diye sordu kadın.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talibin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Papazlardan hoşlanmam, hele papazlara gidenlerden hiç hoşlanmam.
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talibin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar
Son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey
değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece,
ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden
öncekine sahipmiş gibiydi.
değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece,
ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden
öncekine sahipmiş gibiydi.
Bir gazete aldı ve perşembe
olduğunu gördü ve birdenbire bir perşembe günü
doğduğunu anımsadı; ve günün tarihine bakmaksızın bu perşembeyi kendi doğum günü ilan etmeye karar verdi.
olduğunu gördü ve birdenbire bir perşembe günü
doğduğunu anımsadı; ve günün tarihine bakmaksızın bu perşembeyi kendi doğum günü ilan etmeye karar verdi.
Tanrı hepimize, biz ayyaşlara, böyle kolay ve güzel bir ölüm bahşetsin!
Papazlardan hoşlanmam, hele papazlara gidenlerden hiç hoşlanmam.
İnsanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse
Ben namuslu bir adamım. Dürüst bir işçi. Ellerime bakın! -ve ellerini gösterdi- Kirli, nasırlı, ama dürüst bir işçinin elleri.
Bir gazete aldı ve perşembe olduğunu gördü ve birdenbire bir perşembe günü doğduğunu anımsadı; ve günün tarihine bakmaksızın bu perşembeyi kendi doğum ilan etmeye karar verdi.
Sonunda oturduğu yerden kalktığında, bir tür açlık hissetti, ama bu, yalnızca ayyaşların hissedebileceği türden bir açlıktı. Bu, öylesine özel bir ihtirastır ki (yemekle ilgili değildir), yalnızca birkaç saniye sürer ve bunu hisseden kişi o anda kendisine iyi geleceğine inandığı bir içki ısmarladığında, derhal sona erer.
Bir yandan da, son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece, ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden öncekine sahipmiş gibiydi.
Çünkü yoksul insanlar, özellikle alkolik olanlar, ceplerindeki küçük meblağları büyük miktarlar olarak görmeye meyillidirler
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alismaz.
Hatta çöp sepetinden bir de gazete çıkardı, ama okumak için değil, üzerini örtmek için. Çünkü gazeteler sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse. Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar. İnsanlar böyledir.
..gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
Kız maviydi, bazı günlerde, üstelik de kutsanmış günlerde yalnızca göğün mavi olabildiği gibi.
Erkek ve kadına verilen en önemli yaşantıyı düşüncesizce tükettiklerinden, şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse. Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Erkek ve kadına verilen en önemli yaşantıyı düşüncesizce tükettiklerinden, şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Bunun üzerine, ne yapacağını bilemeyen günümüz insanının yaptığını yapmaya, sinemaya gitmeye karar verdiler.
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Bir yandan da, son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
Hatta bir çöp sepetinden bir de gazete devşirdi kendisine. Ama okumak için değil, üzerini örtmek için. Çünkü gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
. bu yalnızca mucizeydi ve mucizelerde şaşırtıcı şeyler yoktur.
Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar. İnsanlar böyledir
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse.
Erkek ve kadına verilen en önemli yaşantıyı düşüncesizce tükettiklerinden, şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Bunun üzerine, ne yapacağını bilemeyen günümüz insanının yaptığını yapmaya, sinemaya gitmeye karar verdiler.
Aldığı her hazzın parasını vermesi gerektiğini düşündü.
Onurum var ama adresim yok.
Bu köprülerden birinin altında yatıyorum.
Bu köprülerden birinin altında yatıyorum.
Bunun üzerine, ne yapacağını bilemeyen günümüz insanının yaptığını yapmaya, sinemaya gitmeye karar verdiler.
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Bir yandan da, son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
..insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse.
Onca zamandır nerelerdeydin? diye sordu kadın.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
O kendini bildi bileli uzak bir ülkenin özlemini duymuştu.
“Bir kardeşim olduğunu bilmezdim ve yolun beni nereye götürdüğünü de bilmiyorum,”
Mucizelerde şaşırtıcı şeyler yoktur.
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
Son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece, ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden öncekine sahipmiş gibiydi.
Gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
İnsanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
mucizelerde şaşırtıcı şeyler yoktur.
son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse. Evet! İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
İnsanoğlu mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz hiç bir şeye. İnsanlar öyle bir yapıya sahiptir ki, kendilerine tesadüfen ve geçici bir şansın kazandırdığı şeylere sürekli sahip olmazlarsa her şeye öfke duyarlar.
Tanrı hepimize, biz ayyaşlara böyle kolay ve güzel bir ölüm bahşetsin.
İnsanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz.
Hele de bir, iki, üç kez başına geldiyse.
Hele de bir, iki, üç kez başına geldiyse.
İnsanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi.
İnsanlar öyle bir yapıya sahiptir ki, kendilerine tesadüfen ve geçici bir şansın kazandırdığı şeylere sürekli sahip olmazlarsa her şeye öfke duyarlar.
Kadın, Uzun zaman oldu. Nerelerdesin bunca zamandır? diye sordu.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
Her yerde, hiçbir yerde, dedi adam.
..insanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz, hele ki bir, iki, üç kez başına geldiyse.
..gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.
İnsanlar öyle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantısal ve geçici bir talihin vaat ettiği şeylere sürekli sahip olamazlarsa öfke duyarlar.
İnsanoğlu hiçbir şeye mucizeye alıştığı kadar kolay alışmaz.