İçeriğe geç

Az Seçilen Yol Kitap Alıntıları – Scott Peck

Scott Peck kitaplarından Az Seçilen Yol kitap alıntıları sizlerle…

Az Seçilen Yol Kitap Alıntıları

Sorunlardan ve onlarla gelen duygusal acılardan kaçınma eğilimi tüm ruh hastalıklarının temelini oluşturur.
Sevginin aynası iştir lâfa bakılmaz.
Nevroz daima çekilmesi gereken meşru acının yerine geçirilir. |Carl Jung
Acı veren şeyler öğretir. |Franklin
Yaşam ıstırap çekmektir. |Buda
Eğer Tanrı’nın inayetini arayacağınız en yakın yeri bilmek istiyorsanız, o sizin içinizdedir.
Ben zaten birçok tehlikeden,
Zorluktan ve tuzaktan geçerek geldim
Ruhsal tekâmülün önündeki engeller. Sonuçta tek bir engel vardır: Tembellik.
İnsanlar, yapacakları bir şeyin bilgece olup olmadığını kafalarında tartarken, hep Tanrı’nın görüşünü almayı ihmal ederler.
Bireyler olarak tekâmül ederek, insanlığı sırtımızda taşırız.
Zihinsel sağlık, kendini ne pahasına olursa olsun gerçeğe adamaktır;
Ben tek başınalık ile yalnızlığı birbirinden ayrı tutuyorum. Yalnızlık, çevrenizde herhangi bir düzeyde iletişim kurabileceğiniz insanların bulunmamasıdır.
Güçlü insanlar onlarla iletişim kurmaya çok hevesli insanlarla çevrilidirler; dolayısıyla nadiren yalnız kalırlar, hatta yalnızlığın özlemini çekebilirler.

Ancak, tek başınalık, kendi farkındalık düzeyinizde iletişim kurabileceğiniz birinin bulunmamasıdır.

Kalplerinizi birbirinize verin, ama ötekinde kalmasın.
Çünkü ancak Hayat’ın eli kalplerinizi içine alabilir.
Birbirinizi sevin, ama sevginizi bir zincire dönüştürmeyin.
Eğer ben birini gerçekten seviyorsam, onun ruhsal tekâmülüne en çok katkıda bulunacak şekilde davranırım.
Evlilikten sonraki bağlılık duygumuz aşık olmaktan gerçek sevgiye geçişi mümkün kılar.
Ölümün öğütleriyle, yaşayacak ve sevecek zamanımızın sınırlı olduğunun sürekli farkındalığıyla, daima zamanımızı en iyi şekilde kullanmaya ve hayatı dolu dolu yaşamaya yönelebiliriz.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Onun kalbinin sırlarını bilmiyoruz.
Gerçek sevgi benliği-yenileyici bir faaliyettir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Başka bir kişinin sizi mutlu etmesini beklerseniz, sürekli olarak düş kırıklığına uğrarsınız.
İki insan birbirini ancak, diğeri olmadan yaşamaya muktedir olup da birlikte yaşamayı seçtiği zaman sevebilir.
Biz ve sevdiğimiz bir’izdir !
Ruhsal tekamül yolu yaşam boyunca öğrenme yoludur.
” Sığ dereler gürültülü akar ” ve ” Durgun sular derinden akar. ”
”Bilgelik yaşamı eylemle birleşen bir derin düşünme yaşamı olmalıdır. ”
Yaşamın özü değişimdir; yaşam bir gelişme ve ölüm dizisidir.
Cesaret korkusuzluk değildir; o, korkuya rağmen eylemde bulunmaktır..
”Sorumluluğun açısından kaçmak için, milyonlarca hatta milyarlarca insan her gün özgürlükten kaçmaya çalışır. ”
”Bilgelik yaşamı eylemle birleşen bir derin düşünme yaşamı olmalıdır. ”
Eğer çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısındır.
Dinin kendisi bir nevroz, yani insanların zihinlerini zincirlemeye ve ruhsal tekamüle yönelik içgüdülerini bastırmaya hizmet eden bir mantıksız fikirler koleksiyonu.
Bu, sorunlardan ve onların içerdikleri duygusal acıdan kaçınma eğilimi (akıl veya ruh hastalıkları olarak da bilinen) tüm zihinsel hastalıkların temelini oluşturur.
Yaşam bir sorunlar dizisidir. Onlardan yakınmak mı istiyorsunuz, yoksa onları çözmek mi?
Yaşam zordur. Bu büyük bir gerçektir, en büyük gerçeklerden biridir.*bu büyük bir gerçektir, çünkü bu gerçeği gerçekten gördüğümüzde, onu aşabiliriz. Yaşamın zor olduğunu gerçekten bildiğimizde -gerçekten anladığımızda ve kabul ettiğimizde- yaşam artık zor olmaz. Çünkü bir kez onu kabullendiğimizde, yaşamın zor olduğu gerçeği artık önemli olmaz.
Diğerinin ayrılığını algılayamamanın en aşırı biçimine narsisizm denir. Narsis bireyler, duygusal düzeyde, çocuklarını, eşlerini ya da arkadaşlarını kendilerinden ayrı olarak algılayamazlar.
Sevginizden ruhsal olarak tekamül ederek yararlanamayan birini sevmeye kalkışmak enerjinizi boşa harcamak, tohumunuzu çorak toprağa atmaktır.
Gerçek sevgi çok değerlidir ve gerçekten sevebilenler sevgilerinin, öz-disiplin yoluyla en verimli biçimde odaklanması gerektiğini bilirler.
Karı-kocanın birbirinin en iyi eleştirmeni olmadığı hiçbir evlilik gerçekten başarılı sayılamaz.
Aynı şey arkadaşlık için de geçerlidir. Arkadaşlığın çatışmasız bir ilişki olması, sadece karşılıklı iyiliklere ve iltifatlara dayanan bir sen benim sırtımı kaşı, ben de seninkini kaşıyayım anlaşması olması gerektiği yönünde bir geleneksel kavram vardır. Bunlar yüzeysel ve yakınlıktan-kaçınan ilişkilerdir ve arkadaşlık ismini hak etmezler.
Gerçekten sevecen bir kişiye karşısındakini eleştirmek ya
da onu hatasıyla yüzleştirmek zor gelir; böyle bir kişi bu davranışın büyük bir kibir potansiyeli içerdiğini bilir.
Çoğu insanın anlamlı bir yaşlılık geçirmeyi garantiye alabilmek için
sahip olduğu en iyi fırsat, çocuklarından bir şeyler öğrenmektir.
Ne yazık ki çoğu bu fırsatı kullanmaz.
Sevginin en yüksek biçimleri başkalarının beklentilerine uyacak şekilde davranmak değil,
tamamen özgür seçimlerde bulunmaktır.
İnsan ancak tamamıyla kendisi olmanın bilinmezliğine, psikolojik bağımsızlığına ve özgün bireyselliğine atladığında ruhsal tekamülün daha yüksek yollarında ilerlemekte ve sevgiyi en büyük boyutlarında tezahür ettirmekte özgür olur.
Dolu dolu yaşanan bir hayat aynı zamanda acıyla da dolu olacaktır.
Ama bunun tek alternatifi dolu dolu yaşamamak ya da hiç yaşamamaktır.
Gerçek sevgi bizi altüst eden karşı konulmaz bir his değildir. O kendimizi adadığımız, üzerinde düşünerek verdiğimiz bir karardır.
Gerçek sevgi duygusal olmaktan çok iradeseldir. Gerçekten seven kişi, sevmeye karar vermiş olduğu
için sever.
Eğer dünya bize iyi davranıyorsa, ondan intikam alma ihtiyacı duymayız.
Eğer intikam almak hayattaki amacımızsa, bu amacı haklı çıkarmak için dünyanın bize kötü davranmasını sağlamamız gerekir
Bağımlılık, ruhsal tekamül kaygısı olmadığında, bizim yanlışlıkla sevgi olarak adlandırdığımız davranış biçimlerinden biridir.
Bakın, başka bir kişiye bağımlı olmanıza izin vermeniz, kendinize yapabileceğiniz en kötü şeydir. Eroine bağımlı olmanız bile bundan iyidir. Onu bulabildiğiniz sürece, eroin sizi düş kırıklığına uğratmaz; eğer
varsa sizi mutlu edecektir.
Ama başka bir kişinin sizi mutlu etmesini beklerseniz, sürekli olarak düş kırıklığına uğrarsınız.
Sevilmenin tek yolu sevilmeye değer bir insan olmaktır;
eğer sizin hayattaki esas hedefiniz pasif bir şekilde sevilmekse, sevgiye layık biri olamazsınız.
Bedenen sağlıklı yetişkinlerde bağımlılık patolojik bir olaydır, hastalıktır, daima zihinsel bir hastalığın veya bozukluğun tezahürüdür.
Sevgi ise özgür iradeyle yapılan bir seçimdir.
İki insan birbirini ancak, diğeri olmadan yaşamaya muktedir olup da birlikte yaşamayı seçtiği zaman sevebilir.
Ruhsal güç sadece farkındalık değildir;farkındalıkla beraber karar verme yeteneğini de muhafaza edebilmektir.
Hiçbir şey yapmamak da bir eylem biçimidir.Bazı hallerde hiçbir şey yapmamak,yapılabilecek en iyi şey olduğu halde,bazı hallerde zararlı ve felakete yol açıcı olabilir.
Benim sahip olduğum bu küçücük güç,çok daha büyük bir gücün ufacık bir tezahürüdür.
Ruhsal tekâmül yolu yaşam boyu sürecek bir öğrenme yoludur.
Genellikle en emin olduğumuz zamanlar aslında en karanlıkta olduğumuz anlardır ve kafamızın en karıştığı zamanlar da aslında en çok aydınlatıldığımız anlardır.
Eğer Tanrı’nın lütfunu arayacağınız en yakın yeri öğrenmek istiyorsanız,kendi içinize bakın
Eğer tembelliği yenebilirsek,diğer bütün engelleri aşabiliriz.
Gerçek sevgi insanın benliğini kalıcı bir biçimde genişleten bir deneyimdir.
Aşık olmak ise öyle değildir.
gerçek sevgi çoğu kez,
aşk hissinin olmadığı bir ortamda, aşık olmadığımız halde sevgiyle davrandığımızda meydana gelir.
Aşık olma fenomeni aslında bir
bireyin benlik sınırlarının bir kısmının aniden çökerek, kişinin kendi kimliğini bir başkasının kimliğiyle kaynaştırabilmesine izin vermesidir.
Gerçekten de, kendimiz öz-disipline sahip olmadıkça çocuklarımıza da öz-disiplini öğretemeyeceğimiz gibi,
kendimizi sevmedikçe başkalarını da sevemeyiz.
Sevgi insanın kendi benliğini -kendisinin ya da bir başkasının ruhsal tekamülünü desteklemek amacıyla- genişletme iradesidir.
bir kez acı tamamen kabullenildiğinde, o bir anlamda acı olmaktan çıkar.
Şu da açıktır ki insan yaşam yolculuğunda ne kadar ilerlerse, o kadar çok
doğumu ve dolayısıyla da o kadar çok ölümü deneyimler; o kadar çok sevinç ve o kadar çok acı yaşar.
Yani vazgeçilen her şey
karşılığında daha fazlası kazanılır. Kendini disipline etmek kendini-genişletici bir süreçtir.
Vazgeçmenin acısı ölüm acısıdır,
ama eskinin ölümü yeninin doğumudur.
Gerçek bir yeniliğin ortaya çıkabilmesi, özgün şeylerin, kişilerin ve olayların bende kök salabilmeleri için
ben merkezcilikten kurtulmam gerekir.
Algı ve idrakımızı bir kez ön yargıların ve kişisel çıkarların baskısından kurtarınca artık dünyayı,gerçekte olduğu gibi ve doğasında var olan tüm ihtişamıyla algılayabiliriz.
Vazgeçmenin acısı ölüm acısıdır, ama eskinin ölümü yeninin doğumudur. Ölüm acısı doğum acısıdır ve doğum acısı ölüm acısıdır.
Eğer gerçekten yaşayacaksam,kendime özgü kişisel bir anlayışa ve benzersiz bir yüzleşmeye ihtiyacım var.
Birbirinizi sevin,ama sevginizi bir zincire dönüştürmeyin.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,ama düşüncelerinizi asla!Çünkü onların kendilerine has düşünceleri vardır.Onların bedenlerini barındırabilirsiniz,ama ruhlarını asla!Çünkü onların ruhları yarının sarayındadır,siz ise orasını düşlerinizde bile ziyaret edemezsiniz.
Hayattaki tek gerçek güvence,hayatın güvencesizliğinden zevk almakta yatar.
Varlığımın derinliklerinde,bunun benim yolum olmadığını biliyordum.Peki, benim yolum hangisiydi?
Yenilikten,beklenmeyenden uzak,tekdüze bir yaşamı seçti;risksiz,mücadelesiz,kamçılayıcı hiçbir yönü olmayan,yaşayan bir ölümü…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir