İçeriğe geç

Ayı Kitap Alıntıları – Anton Çehov

Anton Çehov kitaplarından Ayı kitap alıntıları sizlerle…

Ayı Kitap Alıntıları

Olmak ya da olmamak.
Bugün içtiğim kahveden bile tat alamadım.
Sinirlerim öyle gerildi ki en ufak bir şeyde bile ağlayabilirim. Hayır, güçlü olmalıyım
Gördüğün gibi korkunç bir hayatım var ve Tanrı düşmanıma bile böyle hayat vermesin.
Her şey öyle karışık ki bazen imdat diye bağırasım geliyor
Sürekli çektiğim maddi ve manevi acıların sebebi ne?
Felsefe yapma, aklını kaçırırsın.
Hiçbir şey umrumda değil Binlerce kez lanet olsun
Ruhumuzdan ve aklımızdan geçen her şeyi söyleyelim
Bütün kullarını koru ve onları mutlu kıl Tanrım.
Evet, eskiden insanlar daha sade yaşarlardı ve az şeyle de mutlu olurlardı.
Düşünün: İnsanların döktüğü bu yaşlar nedir aslında? Sadece korku psikolojisi!
Bir sene sonra hâlimiz ne olacak? Yoruldum, yeter!
Düşünmeden konuşan insanları hiç sevmem.
Niye böyle birdenbire aptallaştım?
”Gözleri! Ah o gözleri! Yakıp bitirdi beni!
Sevdim, acılar gördüm, ahlar çektim, eridim bittim, tükendim, donakaldım
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yaşıyor görünüyorum ama sadece görünüşte!
Nereye gitti o eski günler, neredeler şimdi?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Neden aklıma böyle uğursuz şeyler geliyor?
Hayatta hiçbir şey başaramadım, yaşlandım, aptallaştım
Keyfi hiçbir zaman yerinde değildir.
Acı çekiyorum! Müthiş bir acı var içimde!
Bütün kadınlar kurnaz, acımasız; beyinsiz hepsi
Bütün hastalıkları tedavi etmenin yollarını araştırıyorlar da kadınların hasta ettiklerini tedavi edemiyorlar
Aptal insanlar aptallıklarının cezasını çekerler.
Şeytandan bahsetmek günah, ama şeytanlık yapmak serbest
Bir ayağını kurtarıyorsun, diğeri çamura saplanıyor
Ne olacak benim hâlim? Ne yapacağım?
Ölü gibi bembeyaz kesilmişsin, yaşıyor musun?
Daha ne kadar çekeceğiz bu kadını?
Omuzlarınızın üzerindeki kafa mı yoksa başka bir şey mi?
Bugün içtiğim kahveden bile tat alamadım.
Özledin mi beni?
Neden yaşıyorum? Ne için?
Dayanamıyorum artık.
Felsefe yapma, aklını kaçırırsın.
Millet yaşıyor.
Gerginliği hissediyor musun?
Sigara içmek için ölüyorum…
Burada neden bu kadar çok insan var?
Ben sadeliği severim…
Bazıları ne kadar eğitimli olduklarını göstermek için başkalarının anlamadığı şeylerden bahsediyorlar.
Sizin aranızda nefes bile alamıyorum…
Bu kadar derin derin ne düşünüyorsunuz?
Sıktınız ama…
Gerçekleri duymak hoşunuza gitmiyor mu?
Düşünmeden konuşan insanları hiç sevmem.
İstediğinizi söyleyebilirsiniz ama haksızlığa katlanamam.
Heyecandan kulaklarım çınlamaya başladı.
Lütfen beni yalnız bırakır mısınız?
Kendinizi buraya diri diri gömmüşsünüz ama burnunuzu pudralamayı ihmal etmemişsiniz!
Kadınlar aşkta sadece sızlanmayı ve gözyaşı dökmeyi bilir!
Kadınlar süs köpeklerinden başka herhangi birini nasıl seveceklerini biliyorlarsa beni ayağımdan şu çiviye asın!
Artık beni sevgi yönetmiyor!
Kadınlar yüzünden üç kere düelloda vuruldum, on ikisini ben terk ettim, dokuzu da beni terk etti!
Çok tuhafsınız.
İçimden imdat diye bağırmak geliyor.
Özür dilerim ama ışık görmeyen örümcekler gibi yaşıyoruz.
Aklını mı yitirdin?
Böyle bir gece ne aptala ne akıllıya yarar.
Şarkı söylendi ve bitti!
Bu kadar üzülmeyin…
Tarlalarda esen rüzgar kadar yalnızım…
Nerede yaşadığınızı unuttunuz mu yoksa?
Ölüm çok yakınında artık…
Bütün hastalıkları tedavi etmenin yollarını araştırıyorlar da kadınların hasta ettiklerini tedavi edemiyorlar…
Güç herkeste farklı şekilde ortaya çıkar…
Günümüzde insanlar ne kadar acımasız!
Aptal insanlar aptallıklarının cezasını çekerler.
Şeytandan bahsetmek günah, ama şeytanlık yapmak serbest…
O aptal kafanla nasihat vermek sana mı kaldı?
Bana iblis dediğine göre hiç iblis görmemişsin. İblisler bana benzemez.
Mutluluk… Mutluluk hep ardından gelir… Göremezsin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir