İçeriğe geç

Ateşte Yeşerdim Kitap Alıntıları – Halit Ertuğrul

Halit Ertuğrul kitaplarından Ateşte Yeşerdim kitap alıntıları sizlerle…

Ateşte Yeşerdim Kitap Alıntıları

Kötülüğe karşı kötülük, her kişinin kârıdır; ama kötülüğe karşı iyilik, er kişinin kârıdır.
İnsan ömrünü düşündüm. Dünyaya gelirken Rabb’im kuluna sormuyordu, alırken de haber vermiyordu. Öyleyse kulluk hesabına hazır mıydık?
Gerçek hayatta hasretini çektiğim arzumu, hülyalarda yaşamak Hayal dünyası, belki de tek nefes aldığım âlemdi.
Çaresizlik ateşinde yeşererek büyüdüğümüz topraklara, şimdi çare olmak niyetiyle dönüyorduk.
Duyguların aklı yok,sus deyince susmuyor..
Bir insanın içine sinmedikten sonra saraylar viranedir, içine sindikten sonra viraneler saraydır.
Başarının başarısızlıkta saklı olduğunu; olgunluğun acılarda gizlendiğini; dürüstlüğün vefasızlıkla anlaşıldığını; inancın, azmin ve yürekten isteğin, bütün kapıları açan sihirli bir anahtar olduğunu bir kere daha anlamış oldum..
Duyguların aklı yok, sus, deyince susmuyor!
İyilik yap, denize at. Balık bilmezse Hâlık bilir..
Kötülüğe karşı kötülük, her kişinin kârıdır; ama kötülüğe karşı iyilik, er kişinin kârıdır..
Her nefis, ölümü tadacağını bildiği halde, ölmeyeceğini sanır. Bunun içinde yaptığı hata yanına kâr kalmaz. İhtiyarlık çöküp eceli ensesinde hissetmeye başlayınca da yaptığı hatayı fark eder; ama bu sefer de tamir için ömür yetmez..
En tehlikeli ve korumasız insan, kendine sığınacak manevî bir liman bulamayandır..
Kur’an herkese yeter. O, kıyamete kadar her insanın el kitabı, kurtarıcısı ve şifa kaynağıdır. Ancak her insan Kur’an hazinesindeki hakikatleri bulup çıkaracak ve bunu zamanın ihtiyaçlarına göre sunacak kadar ehil değildir. Bunun için de birçok insan, gerek yetersiz ilmi gerekse yanlış bakışı yüzünden Kur’an’ı eksik yorumlayarak hem topluma hem de Kur’an’a zarar veriyor. Ya canlı bomba olup Kur’an adına en ağır katliamlar yapıyor ya da toplumdan kaçıp münzevi bir hayat yaşıyor..
İnsan ayrılıklarla olgunlaşır, kavuşmalarla tazelenir. Eğer dünyada ayrılık, acı ve elem olmasaydı insanın sabır, hoşgörü ve başarı duyguları gelişmezdi..
Her şeyin ilacı sevgi değil mi?
Bir insanın en fazla etkilendiği ve mahcup olduğu an, en zordayken düşman zannettiklerinin yardımına gelmesidir..
Dinsizlik ve Komünizmle mücadele; kavga, sopa, kan ve darpla olmaz. İsabetli fikir, doğru görüş ve örnek hayatla olur..’
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayat bir imtihandan ibaret değildir. Daha çok imkânlar çıkarır karşına..
Hayatta her şey olur..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Arkadaşlarımın umrunda olmayan dünya, benim çok erkenden sırtıma kaldırılmaz bir yük bindirmişti..
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler..
Mazlum kul elbet bir gün abat olur, zalim kul da elbet bir gün berbat olur..
Anne hiçbir dost senin kadar içimi ısıtmıyor, acılara karşı dayanma gücü vermiyor. Sen benim hayatımın paha biçilmez zenginliğisin.Şunu çok iyi anladım ki benim için sensizlik, ruhumu ve gönlümü çoraklaştıran manevi bir kıtlık olur.
Zulüm insanı abat etmez, kahreder..
Mevla’m kuluna Cenneti kazandırmak için dünyada ona imtihanlar verir. İnsan imtihanların şiddetine göre olgunlaşır, kemal bulur. Kışı yaşamayanın yazın değerini bilemeyeceği gibi, aç kalmayan da ekmeği takdir edemez. Kış, yaz için lazımdır, açlık da ekmek için

Huzur ve mutluluk, acı ve elemden sonra değer kazanır.
Allah da kullarını zor ve dar günlerden geçirdikten sonra hu zuru bahşeder ki takdir etsin, değer versin diye

Yüce Allah, asla kuluna zulmetmez ve onu çaresiz bırakmaz..
Kışı yaşamayanın yazın değerini bilemeyeceği gibi, aç kalmayan da ekmeği takdir edemez.
Kış, yaz için lazımdır, açlık da ekmek için
Biliyordum ki en büyük zenginlik mazlumların, kimsesizlerin yardumına koşup onların dualarını almaktı.
Üzülme, dedi. İnsan ayrılıklarla olgunlaşır, kavuşmalarla tazelenir. Eğer dünyada ayrılık, acı ve elem olmasaydı insanın sabır, hoşgörü ve haşan duyguları gelişmezdi.
İnsan duygularıyla hareket ederse Bana kötülük edenlere oh olsun! diyebilir. Bu nefsin bir intikamıdır; ama aklıyla hareket ederse bir müddet düşünüp ahiret saadeti için onlara zor günlerinde sahip çıkar.
Bir insanın en fazla etkilendiği ve mahcup olduğu an, en zordayken düşman zannettiklerinin yardımına gelmesidir.
O anda hayatın en önemli kurallarından birini anladım: bir insanın geride bıraktığı en büyük miras, masum bir insanın gönlüne girip ona hayat direnci kazandırmakmış.
Asla kavgaya girmeyin. Kavga eden taraflar dengelerini kaybetmiş demektir. Kavga edilirken isabetli karar verilmez ve objektif olunmaz. Hak ve adalet kaybolur. Siz ne kadar doğru insanlar olsanız da elinizde sopa olduğu müddetçe karşı taraftakiler sizin doğrunuzu görmezler ve size düşman gözüyle bakarlar.
Sindirilseler, korkutulsalar bile size düşmanlıkları bitmez, aksine en zayıf anınızı kollarlar.
Bir insanı ümitlendirmek, heveslendirmek ve başaracağına inandırmak kadar başarısı için daha etkili bir metot yoktu.
Bilesin ki muhtaçlara verilen bir lokma ekmek, batmanlarla rızık olarak tekrar döner. Aslında sen bizim bir şeyimizi eksiltmiyorsun evladım. Tam tersine evimize bereket getiriyorsun.
Duymuşsundur kızım, misafir rızkıyla beraber gelir. Birini yer, dokuzunu bırakır, gider.
‘Kızım, unutma ki hadiselerin iki yönü vardır. Bizler ancak bir yönünü görüp karar vermekteyiz; ama görünmeyen hikmetli yönleri ortaya çıktığında secdelere kapanıp hayretler içinde kalacağınuz kadar ibretli güzellikler ortaya çıkacaktır.
Bil ki evladım, her kul, farklı bir şekilde imtihan olur. Her imtihan ise kulun sabrı ve tevekkülü ile ölçülür. Başa gelen her kötü şey, sonuç olarak kötü olmayacağı gibi,her iyi şey de iyiyle bitmeyecektir. Unutma ki her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı vardır.’
Ahmet Ağa, zulüm insanı abat etmez, kahreder. Lanetli bir insan olarak bir ömür sürmektense masum duasıyla bir gün yaşa yeter. Unutma ki Rabb’im tokadını öyle bir vurur ki yıllar boyu destan gibi söylenir, durur.
İnsan imtihanların şiddetine göre olgunlaşır, kemal bulur.
Kışı yaşamayan yazın değerini bilemeyeceği gibi, aç kalmayan da ekmeği takdir edemez. Kış, yaz için lazımdır, açlık da ekmek için
Huzur ve mutluluk, acı ve elemden sonra değer kazanır.
Hayal kurmak Çocukluk dünyamın vazgeçilmez iksiriydi.
Çaresizliğimi hayal kurarak çözüyor, kimsesizliğimi onunla gideriyordum. O, benim dert ortağımdı. Gerçek hayatta hasretini çektiğim arzumu, hülyalarda yaşamak Hayal dünyası, belki de tek nefes aldığım âlemdi.
Şu anda bir nebze kabuk bağlamış olan binlerce yaramın, yeniden kanamasından korkuyorum.Ne olur bu dayanılmaz hayat filmini bana tekrar seyrettirmeyin.
Hayal kurmak çocukluk dünyamın vazgeçilmez iksiriydi.Çaresizliğimi hayal kurarak çözüyor,kimsesizliğimi onunla gideriyordum.O,benim dert ortağımdı.Gerçek hayatta hasretini çektiğim arzumu,hülyalarda yaşamak Hayal dünyası, belki de tek nefes aldığım alemdi.
Duyguların aklı yok,sus deyince susmuyor .
Gözümün nuru,senin hasretin başka bir şeye benzemiyor.
Öyle bir amel işle ki, sonunda sana düşman olmasın!
O anda hayatın en önemli kurallarından birini anladım: bir insanın geride bıraktığı en büyük miras, masum bir insanın gönlüne girip ona hayat direnci kazandırmakmış.
Çaresizlik ateşinde yeşererek büyüdüğümüz topraklara, şimdi çare olmak niyetiyle dönüyorduk.
Umutsuz bir hayal
Bir umut Umutsuz bir umut Acaba? Neden olmasın? Kadir olan Allah’ın nelere gücü yetmez ki?
Hayal kurmak Çocukluk dünyamın vazgeçilmez iksiriydi. Çaresizliğimi hayal kurarak çözüyor, kimsesizliğimi onunla gideriyordum. O, benim dert ortağımdı. Gerçek hayatta hasretini çektiğim arzumu, hülyalarda yaşamak Hayal dünyası, belki de tek nefes aldığım âlemdi.
Onlar bilmez mi ki Allah insanları dünyaya bir imtihan için gönderdi. Onlar bilmez mi ki her nimetin bir hesabı olacaktır. Onlar bilmez mi hayat onların elinde olmadığı gibi ölüm de onların elinde değildir. Ne zaman öleceğini bilmeyen insanlar, niçin ölüme hazırlık yapmazlar?
Sen kalbimin içinde başka bir kalp oldun.
İnsan ayrılıklarla olgunlaşır, kavuşmalarla tazelenir.
Buldum, dedi. İşte burada buldum. Devletin okulunda Kur’an’ın ne işi var? Burayı medreseye çevirmişler. Bunlar Cumhuriyet düşmanı, Hilafet isteyen hainler.
Lakin aşkın, sevginin, özlemin, mantığı ve aklı yoktu işte
Huzur ve mutluluk, acı ve elemden sonra değer kazanır.
Kışı yaşamayanın yazın değerini bilemeyeceği gibi, aç kalmayanda ekmeği taktir edemez.Kış, yaz için lazımdır, açlıkta ekmek için
Annem çektiklerini hüzün ve ızdırap dolu cümlelerle yan yana dizdikçe ,benim küçük kalbim acı içinde anlatılanları resmederdi.Yaşamış gibi
Duyguların aklı yok,sus deyince susmuyor
Sen kalbimin içinde başka bir kalp oldun
Sen kalbimin içinde başka bir kalp oldun
Gözümün nuru, senin hasretin başka bir şeye benzemiyor.
Umutsuz bir hayal..
Umutsuz bir umut..
İçimdeki fırtınaları çevreme sezdirmemeye çalışıyordum ..
Sen kalbimin içinde başka bir kalp oldun
İyilik yap, denize at. Balık bilmezse Hâlık bilir.
Davut Hoca’nın sözünü hatırlamıştım:
– Kötülüğe karşı kötülük, her kişinin kârıdır; ama kötülüğe karşı iyilik, er kişinin kârıdır.
Öyleyse kulluk hesbına hazır mıydık?
Titreten bir andı bu. Ya ben son nefeslerini alan biri olsaydım, o ebedî yolculuğa çıksaydım, acaba o büyük hesaba hazır mıydım?
Hayır!.. Ne yazık ki değildim. Beynime tonlarca düşünce darbesi inip kalkıyordu. Meğer hayatımın en büyük meselesi, Bu büyük imtihana hazırlanmakmış.
Ihtiyarlik çöküp eceli ensesinde hissetmeye başlayınca da yaptığı hatayı fark eder; ama bu sefer de tamir için ömür yetmez.
Her nefis, ölümü tadacağını bildiği halde, ölmeyeceğini sanır.
Insan duygularıyla hareket ederse Bana kötülük edenlere oh olsun! diyebilir. Bu nefsin bir intikamıdır; ama aklıyla hareket ederse, ahiret saadeti için onlara zor günlerinde sahip çıkar.
Peygamberimiz hadislerinde bu durumu şöyle açıklar: Sakın ana-babaya asi olmayın; çünkü bin yıllık bir mesafede hissedilen Cennetin kokusunu, ana-babaya asi olan ve akrabalarla ilişkiyi kesen kimse alamayacaktır.
Kim valideynini (ana-babasını) razı ederse şüphesiz Allah’ı razı etmiştir; kim de onları öfkelendirirse şüphesiz Allah’ı öfkelendirmiştir.
O anda hayatın en önemli kurallarından birini anladım: Bir insanın geride bıraktığı en büyük miras, masum bir insanın gönlüne girip ona hayat direnci kazandırmakmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir