İçeriğe geç

Ateşin Oğlu Kitap Alıntıları – Şule Avlamaz

Şule Avlamaz kitaplarından Ateşin Oğlu kitap alıntıları sizlerle…

Ateşin Oğlu Kitap Alıntıları

Çaresizseniz, çare sizsiniz.
Tüm renklerinle benim siyahıma karışır mısın?
Belki de dibe vuruşun, o ana dek yaptığın en güçlü kalkışın olacaktır
Bir alev, aynı zamanda nasıl bu kadar soğuk olabilirdi? O sadece sıcak görünüyordu, fakat dokunduğunuz zaman buz tutuyordunuz. Onun ateşi dondurur cinstendi. Bu nasıl mümkün olabiliyordu?
Çünkü o saklı bir kutu gibiydi. Gizemli, ilgi çekici, ama açtığında tüm dünyaya zehir püskürtecekmiş gibi duran, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği ürkütücü bir kutu
Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma, kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset Işıklar sönmüşse ve karanlıksa; ona da aldırma, ay ışığını seyret Sabret Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun
Tüm yollarımı sana çıkarıyorsun. dedim.
Benden başka yolun olmadığını biliyorsun dedi.
Doğru görünmüyorsun.
Hayatında karşına çıkan en doğru yanlışım.
Gülümsememi gizleyemedim.hem de nasıl, çok romantiktir.
Öyle ki; kendisi eyfel kulesi’ni elektrik trafosuna benzetir.
Tüm renklerinle benim siyahına karışır mısın?
Ben hayatımın savaşını kaybedersem, kendimden başka kimseyi öldürmem.
‘Bazen su gibi akar saatler. Sen ne kadar bitmesini istemezsen, o kadar kısalır sanki yaşadığın an.
Bazen bir ömür gibi gelir saniyeler. Artık bitsin dersin, bitsin de kurtulayım. Her şeyi unutup uykuya dalmak istersin, ama hiçbir şey istediğin gibi gitmez.’
“Çünkü ben senin elini tuttukça sen rotanı değiştiriyorsun.”
Ne çok umutlanmıştım ki seni okuyacaktım ama olmuyor kesin çözüm almaktır
Bazı kelimeler ne kadar sıradan olursa olsun, söyleyen kişiye bağlı olarak bizi daha çok etkilerdi. Sevdiğin bir insandan çıkan ve fazla kötü sayılmayacak bir cümle, kalbini kırmaya yeter ve artarken; aynı şekilde önemsediğin bir insandan çıkan naif ve güzel kelimeler de ne kadar basit olursa olsun içini bayram yerine çevirirdi.
Bazen su gibi akar saatler. Sen ne kadar bitmesini istemezsen, o kadar kısalır sanki yaşadığın an. Bazen bir ömür gibi gelir saniyeler. Artık bitsin dersin, bitsin de kurtulayım. Her şeyi unutup uykuya dalmak istersin, ama hiçbir şey istediğin gibi gitmez.
Mevlana’nın güzel bir sözü vardır bilir misin? dedikten sonra hafifce nefes aldı yaşlı adam. Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma, kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset Işıklar sönmüşse ve karanlıksa ; ona da aldırma, ay ışığını seyret Sabret Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun
Tüm renklerinle benim siyahıma karışır mısın?
Sabret Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun.
Her karanlığın içinde bir aydınlık vardır.
Kısacık dünyada, uzunca hasret çekmemiz haksızlık değil mi?
Etrafımdaki insanlar neden sürekli hakkımda yanlış yargılarda bulunuyordu?
Hiç kimse, kimsesiz değildir.
Fazla bir şey değil sadece sevilmek istiyordum, ne kadar açtım sevgiye.
Hayatımda normal insan yoktu.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bir alev, aynı zamanda nasıl bu kadar soğuk olabilirdi?
Ama yanlışlık sadece bir defaya mahsustur, unutma.
Aras..
Bakışları beni delip geçerken cevabının hayatımı tümünden değiştireceği o soruyu sordu.
Tüm renklerinle benim siyahıma karışır mısın?
“Kısacık dünyada,uzunca hasret çekmemiz haksızlık değil mi ?”
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.
Kısacık dünyada, uzunca hasret çekmemiz haksızlık değil mi..?
Her karanlığın içinde, bir aydınlık vardır.
Hiç kimse, kimsesiz değildir.
Bir alev, aynı zamanda nasıl bu kadar soğuk olabilirdi.
Yalnız ve çaresiz hissediyordum
Çaresizseniz, çare sizsiniz.
Gülümsememi gizleyemedim.hem de nasıl, çok romantiktir.
Öyle ki; kendisi eyfel kulesi’ni elektrik trafosuna benzetir.
Doğru görünmüyorsun Hayatında karşına çıkan en doğru yanlışım Haklıydı. Gülümsemem derinleşirken, bulunduğumuz duruma karşı gözlerimi kapatıp başımı salladım. seni affetmemeliyim. Demek afetin. Tek kaşımı kaldırdım. Affetmedim desem? diye sordum. pes etmem diye yanıtladı. tüm yollarımı sana çıkarıyorsun, dedim. benden başka yolun olmadığını biliyorsun diye karşılık verdi.
Kollarımda uyu yine, diye mırıldandığında onu onaylayarak daha da sindim gövdesine. Ardından yaralı adamın tam kalbinin üzerine gömdüm başımı. Ritmik bir şekilde atan kalbi kulaklarımda bir ninni melodisi oluştururken uykuya daldım
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Onun etrafındaki ateş ve tehlike beni korkutmuyordu, aksine ona daha yakın olmam için beni itiyordu.
Bugün musluğu haddinden fazla kez açılmış gözlerimin aksine, dudaklarıma naif bir tebessüm yerleştirdim ve başımı olumsuz anlamda salladım. Doğru görünmüyorsun.
Hayatında karşına çıkan en doğru yanlışım.
Haklıydı. Gülümsemem derinleşirken, bulunduğumuz duruma karşı gözlerimi kapatıp başımı salladım. Seni affetmemeliyim.
Demek affettin.
Tek kşaımı kaldırdım. Affetmedim desem? diye sordum.
Pes etmem, diye yanıtladı.
Tüm yollarımı sana çıkarıyorsun, dedim.
Benden başka yolun olmadığını biliyorsun, diye karşılık verdi. Ardından beni kendine sardı. Ferah okyanus kokusu burnumdan içeri dolduğunda daha fazla dayanamadım ve bende kollarımı ona doladım. Ona karşı kurduğum gardımı bir kez daha yıktım. Kim bilir, belki yarın bu yaşadıklarımız bir rüya gibi anılacaktı lakin bunu umursamadım.
Yaşlı adam tebessümü yüzünden düşürmedi. Gece gündüze hasret, ateş suya, bülbül güle Hasret kişiyi yakar, kavurur. İçini parça parça eder. Yanarsın Fakat buluşma gününü tatlı yapan da bu değil midir?
Yardıma ihtiyacım var neden gidiyorsun?
Kafasını bana doğru çevirdi ve bir kez daha gözlerimizin buluşmasına vesile oldu. Çünkü ben senin elini tuttukça sen rotanı değiştiriyorsun.
Çaresizseniz, çare sizsiniz
İç içe geçirdiği ellerine baktı. Kısacık dünyada, uzunca hasret çekmemiz haksızlık değil mi? dedi kısık bir ses tonuyla.

Yaşlı adam tebessümünü yüzünden düşürmedi. Gece gündüze hasret, ateş suya, bülbül güle Hasret kişiyi yakar, kavurur. İçini parça parça eder. Yanarsın Fakat buluşma gününü tatlı yapan da bu değil midir?

Kollarımda uyu yine, diye mırıldandığında onu onaylayarak daha da sindim gövdesine. Ardından yaralı adamın tam kalbinin üzerine gömdüm başımı. Ritmik bir şekilde atan kalbi kulaklarımda bir ninni melodisi oluştururken uykuya daldım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir