George Orwell kitaplarından Aspidistra kitap alıntıları sizlerle…
Aspidistra Kitap Alıntıları
Yeniden doğabilmek için ölmemiz gerek.
Ölmesine pekala ölüyoruz da, yeniden doğma işaretlerini göremiyorum ben.
Ölmesine pekala ölüyoruz da, yeniden doğma işaretlerini göremiyorum ben.
Yoksulluğun ilk etkisi, düşünceyi öldürmesidir.
Para tanrısına tapmak buydu işte! Ruhunu bir villayla aspidistra karşılığında satmak uğruna hayatını kur, işinde başarılı ol! Altı on beşte bir tabak yemek ve armut kompostosundan oluşan akşam yemeği yiyip yarım saat BBC Senfoni Konseri’ni izleyen, sonra da karısı “havasındaysa” yasal bir cinsel ilişkide bulunan melon şapkalı tipik bir “küçük adam”a dönmek!
O öteki dünya, para ve başarı dünyası, her zaman için garip bir yakınlıktadır. Pisliğe ve sefalete sığınarak ondan kaçamazsın.
İyi ve kötü artık anlam taşımıyordu, yalnızca başarı ve başarısızlık söz konusuydu.
Eskiden Tanrı neyse, şimdi para oydu.
Şişman insanlar, ellerinden geldikçe ‘ şişman’ kelimesini kullanmazdı.iri yarı kelimesini kullanırlardı yada daha iyisini güçlü olabilirdi. Şişman bir insanı kendini güçlü olarak tanımlamaktan daha çok mutlu edecek birşey olamazdı.
Eskiden Tanrı neyse, şimdi para oydu. İyi yada kötü artık anlam taşımıyordu, yalnızca başarı ve başarısızlık söz konusuydu.
Yine bazen mucizeler olurdu,mucizeler olmasa tesadüfler.
Kendini kandırmanın faydası yoktu.
Sadaka dostluğu öldürür.
Kıyıda köşede sürdürülen savaşla işler yoluna girmez
İnsan sistemi bütünüyle değiştirebilmeli, aksi halde hiçbir şeyi değiştiremez.
Senin yanlışın nerede biliyor musun? Böylesine kokuşmuş bir toplumda kokuşmadan yaşayabileceğini düşünmende.
Çilek burunlu yaşlı adam hem kitapları alıp bırakıyor hem de kendi kendi kendine konuşuyordu, kafadan biraz çatlak olsa gerekti
Bu mu yaşamak?
Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.
Şükürler olsun.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kaderine yürü!
Zorunda mıyım?
Cehenneme inmek kolaydır.
Güzel bir kızı öpünce adam
Hemen anasına koşup der,
Kesmeliydin dudaklarımı,
Kesmeliydin
Hemen anasına koşup der,
Kesmeliydin dudaklarımı,
Kesmeliydin
İnsanoğlunun ve meleklerin diliyle konuşsam da, param olmadığından, ses üfleyen bir trompet ya da çınlayan bir çembalo konumundayım
Geceleri tüm kediler gridir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Her ideoloji ekonomik koşulların yansımasıdır.
Silindirin papatyalar üzerinden geçmesi gibi ezmişti onları, düzleşmiş kişiliklerinin çiçek açması olanaksızdı.
Paranın ya da parasızlığın anlamını kaybettiremeyeceği hiçbir duruş yoktur.
Fikirler o kadar hızlı değişmez.
Hayat, yaşamaya değer
Bana doğruluk değil Tanrım, para ver, sadece para.
Cehenneme kadar yolunuz var.
Her şey bu kadar berbat değil.
Gerçekten fakir olan biriyle fakirlik hakkında nasıl tartışabilirsiniz?
Paranın olmadığını bilmeleri, senden nefret etmelerinin nedenidir. Üzüldüğünü görüp zevk almak için seni üzer, karşılık veremeyeceğini bilirler.
Tıpkı cerahatli yaralar gibi yoksulluk da zaman zaman dışarı sızardı.
Bildiğimiz tek şey neyi istemediğimiz.
Tanrı bilir.
Öyleyse, ne istiyoruz biz?
İnancımızı yitirmemeliyiz, umudumuzu da tabii.
Öldüğümüz yetmedi mi?
Yeniden doğmak için, önce ölmek gerek.
Şu iğrenç evlere bak, içindeki anlamsız hayatlara! Bazen ceset olduğumuzu düşünüyorum. Ayakta çürümüş cesetler.
Bugün yaşadığımız bu hayat Yaşamak değil bu, öylece durmak, yaşarken ölmek.
inan bana.
Bir savaş yeter
Bu kadar kafaya takmaya değer mi
çünkü ben ölüyüm, sen de ölüsün. Hepimiz ölüyüz. Ölü dünyanın ölü insanları!
cesaretini kaybetme.
Şiir yazmaya elverişli bir çağda değiliz.
Hepsi düşünür: İşte kış kapıda!
Tanrım, yardım et kovmasınlar beni bu yıl da!
Ve soğuk buzdan bir mızrak gibi
Yakarken içlerini,
Düşünürler.
Tanrım, yardım et kovmasınlar beni bu yıl da!
Ve soğuk buzdan bir mızrak gibi
Yakarken içlerini,
Düşünürler.
Herkes kendi hayatını yaşamalı.
Yoksulluğun ilk etkisi düşünceyi öldürmesidir.
Üç kuruşluk maaşıyla aile kuran fabrika işçisine şapka çıkarmak gerek! En azından damarlarında para değil kan akıyor.
Ne aslan ne tek boynuzlu at, bizim üniformalarımızı aspidistralar süslemeli.
İyi ve kötünün değil başarının ve başarısızlığın anlamı var artık. Başarılı olmak, iyilik etmekle eş anlamlı bu yüzden.
Artık para Tanrı’nın yerini aldı.
insan oltanın ucundaki yemi görür de yemin takılı olduğu kancayı fark edemez.
Bir çocuğa yapılabilecek belki de en büyük kötülük onu kendisinden zengin çocukların okuduğu bir okula göndermektir.
Bir ölünün akrabalarının onun hakkında ne düşündüğünü öğrenmek isterseniz, mezar taşının ağırlığına bakın yeter.
Saatler, günler, yıllar geçip gidiyordu. Geceler birbirini kovalıyor, bir şey değişmiyordu.
Yine de bazen mucizeler olurdu, mucizeler olmasa tesadüfler.
Şüphesiz bu günler de geçerdi
Şişmanların hiçbiri şişman sözcüğünü kullanmaz, kaçabildikleri kadar kaçarlar bundan. İri kemikli derler kendilerine ya da daha iyisi gürbüz. Şişman bir adamı kendinden gürbüz diye bahsetmek kadar mutlu edecek bir şey yoktur.
tıkılıp kalmanın ne anlamı var?
Can sıkıntısı bu
İstemsiz yaşlarla dolan gözler
Tüten çubuğa karışan darağacı özlemi.
İstemsiz yaşlarla dolan gözler
Tüten çubuğa karışan darağacı özlemi.
Buna da şükür.
Sert rüzgarlar, ürpertiyle esen
Eğilen kavaklar, soyunmuş elbisesinden,
Bacaların kara bulutları
Boşluğun kırbacıyla kıvrılıyor aşağı,
Yırtık afişler titreşiyor.
Eğilen kavaklar, soyunmuş elbisesinden,
Bacaların kara bulutları
Boşluğun kırbacıyla kıvrılıyor aşağı,
Yırtık afişler titreşiyor.
Bakmasını bilirseniz anlayacaksınız
Paranın kokusu yayılıyordu her yere, paranın leş kokusu.
Sert rüzgarlar, ürpertiyle esen
Eğilen kavaklar, soyunmuş elbisesinden,
Bacaların kara bulutları
Kıvrılıyor bir şey bir şey ( ‘kasvetli gibi’) aşağı.
Eğilen kavaklar, soyunmuş elbisesinden,
Bacaların kara bulutları
Kıvrılıyor bir şey bir şey ( ‘kasvetli gibi’) aşağı.
Okunmaya değer bir yazarla karşılaşır mıyız bundan sonra?
Tozdan geldik, toza döneceğiz.
Öleceğini hatırla.