Ali İhsan Kolcu kitaplarından Aşkın Rengi Kırmızıdır kitap alıntıları sizlerle…
Aşkın Rengi Kırmızıdır Kitap Alıntıları
korktum hep şiirden , şiirden ve kendimden
sustum çok kere , zaman zaman söyledim
affetsin okuyanlar beni zira
bir kitap dolusu yalan söyledim.
yaşlı biri olarak uyandım bir gün
ardımda eski gemilerin sisli dumanı
hatıra dedikleri kış , yalancı yalvac
geriye döndürmek zor mu zamanı
ölmüş biri olarak uyandım bir gün
kuru güller içimde kuru kemikler
avuçlarımda hangi falın izleri
hangi korkunun sesi ensemde
telaşlı biri olarak uyandım bir gün
aşklarımın uzak yıldızlarında
gençliğim ırmağı aktı sonsuza
elimde kalan yarım bir hayat
haydi acıyı kuşan , küs karanlığa
sesini dağlara vur , ışığını sulara
bir çift ela gözden başka ne kaldı
gençliğini hatırlatan rüyadan
seni gördüm ve devleştim aşkımdan
yüceldim kralların ve tanrıların katına
kaybettikçe sevdim seni hep inadına
onlara aşkı öğrettim , aşkım ve ateşi
dağ gibi durmanın tadını öğrettim ,
kendini bir kuyuda saklı tutmanın
sevmeden önce adını öğrettim
acının ve korkunun kardeş olduğunu
terk edilmenin ölümcül bir ateş olduğunu
kaybetmenin bulmaktan zor olduğunu
kalmanın gitmekten daha imkansız
Promete
Av Zamanı
aşkları çaldın , o uzak ülkeleri
suların aynasında geçip gitti atlılar
düştü dipsiz kuyulara ayın on dördü
meydanlara topladın intihar kuşlarını
utançtın !
şehvetin askerleri yüreğinde kışladı.
Kitap
ıslak bir mendil kaldı , bu gece bu rıhtımda
anladım bitmeyecek , bu gurbetlik bahtımda
Yolcu
ne zaman bir yolculuk düşünsem uzaklara
kentleri sırtımda varsayarım , mağrur
kollarımda bir çocuk yalnızlığı , ürkek
susar , içimde yıllardır ağlayan erkek.
şehirler unutulmuş ölülerdir uzaktan
dolaşır sokaklarda harp eskisi adamlar
ben bir şehir gördüm yorgunca elleri
adalarında hüseyin rahmi dantelleri.
Karanfil Gölgeleri
kim bilir kaç sevgili ömür boyu beklendik
sonu hüsran aşklara yeniden yüreklendik
seviştik istemeden gönlümüz paramparça
Paramparça
gönüllü gelip ağa vurdular
gölgen düşünce suya nihayet
üç uskumru yüreğinde durdular
Üç Uskumru
yağmurumda gül ıslanmaz
bir söz getirir beni
bin söz geri getirmez
çekilir alevlerim , sislerim , gölgelerim
başımda ay – yıldızlı lacivert kasket
siyah – beyaz fotoğraflar , gizli yürek depremleri
kavak yellerinde yitmişli yıllar
yare uğramadan gitmişli yıllar.
bir çift meraklı gözdüm aynalara bakardım
bıyıkları kalabalık adamlardan korkardım.
Efkar Kuşatması
kendinin düşmanıdır
ve aşkı yüce kılan
ayrılık zamanıdır
Allahaısmarladık
Allahaısmarladık
Allahaısmarladık
Allahaısmarladık
kendi kalabalığında ansızın üşür insan
Ateş Zamanı
Ateş Zamanı
hayat denilen ayna önünde
kırılmak kaderimiz.
Küçük Ayna
Küçük Ayna
Küçük Ayna
uçurtmamız uçmaz , kanatlanmaz arzularımız
bir yere gitmek istesek , birini düşünsek hoyratça
güpegündüz şarkı söylesek
hani olmaz ya , yeniden sevdik desek
bir büyük suç işleriz
hayat denilen ayna önünde
Küçük Ayna
ihtiyar bir yolcudur , döner sokağımıza.
Eylül Korkusu
başlar kendine kavuşma telaşları
kendine ve gençliğe özlem yaşları
Nergis
Nergis
Nergis
menzili aşk olmayan uykularından
sesin ki ruhumuzun
şehadet parmağıdır
dokunur ve uyandırır
içimizde yedi uyuyanları
Hafız
başka biri olmaktır
hep kendi kitabını okur da insan
tükenmez bir yağmurdur , hatırlar
eski heyecanları
Tahattur Gazeli
kaf dağında kayboluyoruz
Akşam Gazeli
güneşler doğdukça utanıyoruz
ve nasıl da yoruluyoruz
yani akşam oluyoruz.
Akşam Gazeli
ey zindancı çöz kalbin kilidini
hem yusuf
hem züleyha ölmesin
Ölmesin Gazeli
bölen ancak ölümdür
sussun büyük kainat
o rüya ölmesin
Ölmesin Gazeli
geçmiş ve gelecek zamanlar sussun
sussun ve dinlesin o teraneyi
dökülür maceramız sonsuz nağmelerden
o şarkılar ki maceramızı söyler
ağlar ağlardı.
Eski Şarkılar
üflenir selim’in nefesinden
bir saltanat yorgunluğu
ney susar şarkı biter
selim sabahlara kadar
ağlar ağlardı.
Eski Şarkılar
ezan vakti aksakallar
bir şadırvanı dinler.
Tayy-ı Mekan Gazeli
Tayy-ı Mekan Gazeli
fermanlar mühürlenmiş
uçmak diler kafesinden can kuşu
belki bugün belki yarın
sabırsız ve sebepsiz
evhamlar içindeyiz.
Zaman Gazeli
ve kimse anlamıyor hayatın mânâsını
bütün yalnızlıkların tasası bizim
yalnız bizim omzumuzda çağın sikleti
çözümsüz ve cevapsız.
istifhamlar içindeyiz.
Zaman Gazeli
bakışların geçse denizlerimden
gündoğar bahtıma gecelerimden
sevdalanır , zemheride vurulurum
çığlığım donar rüzgarda.
Rüzgarda
bir ömür sevda gibi geçti
zamanın türbedarı yüzümdeki çizgiler
elimde sonsuzluk kandili güller
yenilgiler , yanılgılar , kendine küsme yaşları
insanlar ve zamanlar çıkmazında
sevda ! ey uzak ülke
gülümse bize !
O Şehirlerde
Aşk Kalır
yüreğinde yorgun geçmiş bir hayatın tortusu
aşk kendine isyandır , kendine ve her şeye
hazzını duyan bilir kendinde dirilişin
ve kendini bir ölüme güzel hazırlayışın
en soylusuna bakıp sevdalı ölümlerin
hangi yazdan çıkageldin gülbeyaz
hangi masaldan ?
Gülbeyaz
ıslattım tenhalarda yeniden mendilleri.
Ah Min’el Aşk
zaman sonbahar , iklim hep o dağ şehri
dünyaya kar denilen pencereden bakarak
sıcak bir deniz gibi gülümser bana hayat.
Ah Min’el Aşk
onbeşinde bir tebessüm kırkında bütün nisyan
sarılıp eteğine mehtaptan kumaşların
büyür yüreğimizde hançer gibi bir mısra.
Ah Min’el Aşk
başka biri olmadan kendi olamaz insan
sesimi sakladığım dehlizlerden çıkarsam
aşık olsam , sen olsam
Bir Aşka Gecikmek
hayatın ortasında gönlümü pazar kılsam
kaçmasam , ağlamasam , bir suçlu gibi
kendimi ihbar etmesem , yine kendime
cevabı ‘sen’ olan sırrımı
soracaklar şimdi
Bir Aşka Gecikmek
bu rüzgar yetişir mi bir sevda limanına
Bir Aşka Gecikmek
aşka ve acılara götüren gizli patikalardan
gecikmiş gençliğimde saklı heyecanlara ,
ulaşsam kendi tenhalığımda kendi krallığıma
sesimi sakladığım dehlizlerden çıkarsam
o mahcup, o tedirgin mektepli olsam
Bir Aşka Gecikmek
camlarda asılı bıraktığım efkarlı bakışım
orada olmayacaklar şimdi
Bir Aşka Gecikmek
kirpiklerimde saklı bir yaşın çılgınlığı
gelişini korkuyla beklediğimiz
Lirik Yağmur
usanmaz ıslanmaktan ve bıkmaz ağlamaktan
kendime aşka dair , kendimden bir söz aldım
hatıralar ormanında bir lirik yağmur kaldım.
Lirik Yağmur
Lirik Yağmur
Vedalar Şiiri
büyümüş bir inkardan , gecikmiş bir intihardan
öylesine gideceğim
neyim kalacak
Vedalar Şiiri
İntihar
Her ölünün ardından bin hayat bırakarak.
kaybedilmiş savaşları dönüştürür zafere
tutkulu bir nehir gibi hep kendine akarak
yaşamak her ölümden bir hayat çıkarmaktır ,
her ölünün ardından bin hayat bırakarak
İntihar
Hüzün
Sonsuzluk Yolcusu
her sözde bir mana bulacaksın
ve her gece ölümün aynasında benim aksime duracak
korkudan bir kıble gibi bana dönecek yüzün
ve bilmeden beni seveceksin , bilmeden beni
Aşkın Rengi Kırmızıdır
bir başka yağar bu iklimde kar
ve dağlarda yıldızlı bir şenliktir her mevsim
altmışların uykusundan yrtmişlerin türküsüne
bir sitemi taşır hayat bilemezsin soğuktur
bir gülün kıyısında kül renginde yapraklar
aşkın rengi kırmızıdır şimdi ne yapacaklar
kan damlar kelimelerden can yerine
Aşkın Rengi Kırmızıdır
gece gibi zalim ol , tüket karanlığını
Aşkın Rengi Kırmızıdır
sana yaman bir veda hazırladım
hançer gibi kalbinde duracak sevdam
ve seni sayıklayan bileklerimden
ölümcül bir ihanet sunacağım kendime
bir damla hasretim akmayacak yüreğime
– Abdülhak Hamid
kimse kutsamaz aşkı , hiç kana bulanmadan
herkesin saklı bir öyküsü vardır
Limanın Işıkları Söndüğü Zaman
Limanın Işıkları Söndüğü Zaman
şamdanlar tutuşur güllerin ateşinden
alevden martılar gelir çığlık çığlığa
sevdanın sonsuza açılan rıhtımlarında
Limanın Işıkları Söndüğü Zaman
karanlıkların bende kalır , korkarım
Sen Daha Uyanmadan
bir aşka günahla başlarız yeniden
sen daha uyanmadan
sen ,
sen bambaşka bir yangındın.
Yangın
Yangın