İçeriğe geç

Aşk Özgürlük Tekbaşınalık Kitap Alıntıları – Osho

Osho kitaplarından Aşk Özgürlük Tekbaşınalık kitap alıntıları sizlerle…

Aşk Özgürlük Tekbaşınalık Kitap Alıntıları

Bahar gelip de aniden çiçek açmaya başladığında ve içindeki potansiyel kokuyu dışarıya saldığında işte o kokuyu, o değeri, o güzelliği paylaşmak aşktır
Aşkın özgürlük verici bir kalitede olması lazım, sana zincir vurması değil; sana kanat takıp mümkün olduğunca yükseklere uçmanı sağlaması lazım
Aşk sadece vermeyi bilir ve asla karşılık beklemez; aşk koşulsuz paylaşımdır
Aşk olduğu zaman seven ve sevilen birlikte aşkın içinde kaybolur. Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz.
Tüm evreni aşk ile doldurmak için tek bir insan yeterlidir.
Tek başınalığın en derinlerine bir kez olsun inmişsen, artık her türlü ilişki sana yüzeysel gelecektir. Aşk bile tek başınalık kadar derine inemez çünkü aşkta bile öteki mevcuttur ve ötekinin varlığı seni merkezin uzağına, dış sınırlara düşürür. Başka hiç kimse, hatta başka biriyle ilgili bir düşünce bile olmadığında, yani gerçekten tek başınayken, git gide dibe çökmeye, kendi içinde boğulmaya başlarsın.Korkma. Başlangıçta bu boğulma ölüm gibi görünecek ve üzerine kasvet çökecektir. Üzüntü etrafını kaplayacak çünkü mutluluğu hep insanlarla birlikteyken, ilişki içindeyken yaşıyordun. Sadece bekle biraz. Bu çöküşün biraz daha derine inmesine izin verirsen bir sessizliğin, ve kendine has bir dansı olan bir dinginliğin içerilerde hareketsiz bir hareketin belirmeye başladığını göreceksin
Herkes sevilmeyi bekliyor,ve severmiş gibi yapıyor.
Sevemezsin çünkü bilinç nedir bilmiyorsun.
Sevgi kendini tanıma ihtimaldir. Sevgi kendini tanımanın doğru yoludur.
Fazla vaktimiz yok bizim. Gelişmek,var olmak,keyif almak için yeterli zamanımız yok.
Gerçek aşkı hayal kırıklığına uğratamazsın çünkü zaten baştan beklenti yoktur.
İngilizce’deki aşk love sözcüğünün Sanskritçedeki locha sözcüğünden kaynaklandığını duyunca şaşırabilirsin; locha açgözlülük anlamına gelir.
An en önemli şeydir.
İnsan beyninin başına gelen felaketlerden birisi de bu: Her şeyi sorun haline getiriyoruz.
Yalnızlık yanlış anlaşılmış bir tekbaşınalıktır.
Kendini sev ve seyret – bugün, yarın, her zaman.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sen tutkuya “aşk” diyorsun .
Ben sıradan aşka hiç rastlamadım ; sıradan olan şey hoşlanmak . Aşk asla sıradan değildir – olamaz , özünde sıradışıdır .
Sıradan aşklar birer maskedir ; arkalarında birisi saklanır .
Gerçek aşkı asla hayal kırıklığına uğratamazsın, çünkü zaten baştan bir beklenti yoktur. Gerçek olmayan aşkı ise asla tatmin edemezsin çünkü öylesine büyük bir beklenti içindedir ki yapılan her şey az gelir.
Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli derler.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hiçbir şey yapılamayınca insan her şeyi kabullenmeye başlıyor .
Aşk karşılaştırma nedir bilmez ; aşk hiç karşılaştırma yapmadan sever .
Peki kimdir bu şeytan? Ben kendisiyle hiç tanışmadım, beni baştan çıkarmaya hiç çalışmadı.
Arzuların kendi doğandan kaynaklanıyor, seni baştan çıkarmaya çalışan bir şeytan falan yok.
Bu hiçbir şekilde üzüntü değil. Tek başınalığın en derinlerine bir kez olsun inmişsen, artık her türlü ilişki sana yüzeysel gelecektir. Aşk bile tek başınalık kadar derine inemez çünkü aşkta bile öteki mevcuttur ve ötekinin varlığı seni merkezin uzağına, dış sınırlara düşürür. Başka hiç kimse, hatta başka biriyle ilgili bir düşünce bile olmadığında, yani gerçekten tek başınayken, git gide dibe çökmeye, kendi içinde boğulmaya başlarsın.Korkma. Başlangıçta bu boğulma ölüm gibi görünecek ve üzerine kasvet çökecektir. Üzüntü etrafını kaplayacak çünkü mutluluğu hep insanlarla birlikteyken, ilişki içindeyken yaşıyordun. Sadece bekle biraz. Bu çöküşün biraz daha derine inmesine izin verirsen bir sessizliğin, ve kendine has bir dansı olan bir dinginliğin içerilerde hareketsiz bir hareketin belirmeye başladığını göreceksin. Hiçbir şey kıpırdamıyor olsa da her şey müthiş derecede hızlı- boş olsa da dolu. Paradokslar buluşup, çelişkiler eriyor.
Gelişkin bir insanın ebeveynlerine ihtiyacı yoktur. Kimseye bağlanması, yapışması gerekmez. Kendi yalnızlığında mutludur; yalnızlığı bir şarkıdır, kutlamadır. Gelişkin insan mutlulukla kendisiyle olandır. Yalnızlığı yalnızlık değildir; bu tek başınalık meditatiftir.
Yalnızlık, yalnız kalmanın sancısı iken; tek başınalık, yalnız olmayı seçmenin zaferidir.
Hayat kalbe aittir. Hayat sadece kalbin içinden yeşerir. Sevginin yeşerdiği, hayatın yeşerdiği, ruhun yeşerdiği toprak kalbe aittir. Güzel olan her şey, gerçekten değerli olan her şey, anlamlı, önemli olan her şey kalpten gelir. Life is of the heart. Life can only grow through the heart. It is the soil of the heart where love grows, Ilife grows, spirit grows. All that is beautiful, all that is really valuable, all that is meaningful, significant, comes through the heart.
Aşkımı paylaşabilirim, mutluluğumu paylaşabilirim, sessizliğimi paylaşabilirim. Ama bu paylaşımdır, bağımlılık değil. Eğer kimse yoksa yine mutlu olurum, keyifli olurum, biri varsa da bu da güzeldir paylaşırım.
Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın, hiç kimseden beklentiye girmediğin gün yara almazsın ve hiç kimseye bağımlı kalmazsan kazanırsın
.
Bırak acı olsun, ıstırap çek. Karanlık geceden sonra nasılsa gün doğar.
.
.
Bir çiçeği seviyorsan bırak var olsun. Sevmek sahip olmak ile ilgili değil, sevmek değer vermekle ilgilidir.
.
Sen mutlu ve güleryüzlü bir haldeyken birisiyle karşılaşınca birden kalbin heyecanla çarpıyorsa o adam senin içine bir şeyler akıtıyor demektir .
Sevgi hep karşısındakini düşünür ; ego yalnızca kendini düşünür . Aşk hep düşüncelidir; ego tamamen düşüncesizdir . Egonun tek bir dili vardır , o da kendine aittir . Ego karşısındakini hep kullanır ; aşk kullanılmaya hazırdır , aşk hizmete hazırdır .
Sevecen bir adama gittiğinde ve o sana baktığında , kalbinin derinliklerini görür . Sorunun ne olduğunu, neden bu durumda olduğunu , yaptığın her neyse niçin yaptığını anlamaya çalışır . Kendini unutur . Ona gelmiş olan insana odaklanır – o insanın ihtiyacı, sorunu , endişesi onun derdi olur . Yardımcısı olmaya çalışır . Elinden geleni yapacaktır.
Sevecen bir insan tutkulu bir tepki veremez . Soğuk değildir , ama serinkanlıdır.
An en önemli şeydir .
Başkaları ile birlikte ilken bunun keyfini çıkar , hem de sonuna kadar; tekbaşınalığı kafaya takmanın alemi yok .Ve başkalarından sıkılınca o zaman tekbaşınalığa geç ve bunun da sonuna dek keyfini sür .
Aşk spontan bir olgudur. Olunca olur ve olmazsa da olmaz . Bu konuda hiçbir şey yapamazsın. Yapmaya çalışırsan sahte bir olgu , bir rol yaratmış olursun .
Akıllı kadın erkeği yalnız bırakır ki tekrar kendini toplayabilsin, yeniden paylaşacak enerjisi olsun . Ve bu ritim gece ve gündüz gibidir , yaz ve kış gibi ; değişir durur .
Aşk özgürlük verir ve aşk diğerine kendisi olması için yardımcı olur . Aşk paradoks dolu bir olgudur .
.
Kendine başkalarının gözlerinden bakma. Senin gözlerin var, sen kör değilsin.
.
Duvar gibi olma . Kanlı canlı kal , dolup taş , akıcı ol , eri .
Bahçende güllerin açmasını istiyorsan gülleri boşver ve gül ağacına önem ver . Onu besle , su ver , yeterli ışık almasını sağla . Eğer her şey doğru yapılırsa zamanı geldiğinde güller açacaktır . Erken açmalarını sağlayamazsın, onları zorlayamazsın.
.
Aşk sadece vermeyi bilir ve asla karşılık beklemez, aşk koşulsuz bir paylaşımdır.
.
.
Çünkü hayat olduğu gibidir olması gerektiği gibi değil.
.
Sen aşık değilsin , aşkın ta kendisisin.
Ve mutluluğunu paylaşabilirsin . Onu paylaştıkça çoğalacaktır , o yüzden asla fakirleşmezsin . Bu benim bildiğim en büyük mucize .
Aslında ancak tekbaşına olabilen bir insanda sevme kapasitesi bulunur .
İki tekbaşına insan iletişim kurup görüşürler , ama yine de tekbaşınalıklarını korurlar . Tek başınalıkları bozulmaz , saf ve bakir kalırlar .
Aslında yalnız bile değilsin sen . Yalnız olmak bir başkasına ihtiyacın olduğu anlamını taşıyor; tekbaşınalık ise tamamen kendi içine döndüğün , kendine odaklandığın anlamına geliyor . Sen kendi kendine yetiyorsun .
Hiçbir yere ait olmamak , yaşamın en büyük deneyimlerinden biridir. Tamamen yabancı kalmak , asla bir şeylerin parçası olmamak nefis bir deneyimdir , her şeyi aşarsın .
Zeki olan insan dışarıda yolculuğa çıkmadan önce ilk olarak kendi benliğini arar .
Zeki olmayan tek insan dünyanın dört bir yanında bir şeyler arayıp da ne aradığını bilmeyendir .
Aşk aşktır – sen hiç Hindu aşkı diye bir şey duydun mu ? Müslüman aşkı ? Bilinç bilinçtir – Hint bilinci veya Çin bilinci diye bir şey var mı ? Aydınlanma aydınlanmadır; beyaz veya siyah bir bedende , yaşlı veya genç bir adamda , kadında ya da erkekte olması farketmez. Aynı deneyim , aynı tat , aynı güzellik yaşanır .
Kendini tanıyınca bir şey açıklığa kavuşur . Hiç kimse bir ada değildir – biz bir kıtayız , kocaman bir kıta , sınırları olmayan uçsuz bucaksız bir varlık . Her şeyde aynı hayat akıyor , her kalbi aynı sevgi dolduruyor , her varlığın içinde aynı keyif sürüyor . Biz bir yanlış anlama yüzünden ayrı olduğumuzu sanıyoruz .
Yalnızlık hastalıktır ; tek başınalık sağlığın ta kendisidir .
İnsan çok zengin olmak ister , çünkü zenginlik de sahte bir özgürlük görüntüsü yaratır .
.
Aşka hizmet et ama, sevginin uşağı olma.
.
Bir şeyin anlaşılması gerekiyor. Toplum senin dışında değil , içinde bir yerlerde . Ve senin içindeki temel nedenleri yok olmadığı sürece nereye gidersen git toplum yeniden var olacaktır.
Ama eğer bir kadından ayrılırsan ve sonra sana kimseler bakmazsa , kimse sana bir anlam yüklemezse , sen kendini bitmiş gibi hissedersin .
Tekbaşına olan kimdir ? İhtiyaç duyulma ihtiyacı ortadan yok olmuş kişidir , senden , senin gözlerinden ve tepkilerinden bir anlam beklemeyendir.
Tekbaşına bir insanı mutsuz edemezsin çünkü kendisiyle yaşamayı ve mutlu olmayı öğrenmiştir .
Sanyasin kendine yeten , kimseye ihtiyacı olmayan , hiçbir şekilde bağımlı olmayan kişi anlamına gelir .
Her çocuk güzeldir – çünkü senin fikrinle hiç ilgilenmez .
Bir şeyi arzularken ne istediğinin tamamıyle farkında ol , çünkü her arzun eninde sonunda yerine gelecektir .
Bazen kalbimde aşka benzer duygular uyansa da hemen ardından bunun aslında aşk olmadığı hissine kapılıyorum.
..
Bunda ne var peki ? Aşkın cinsel arzudan doğması gerekir . Şehvetten kaçarsan aşk fırsatını da kaçırmış olursun. Aşk sadece cinsel istek değildir , doğru ; ama aşk onsuz da olmaz – bu da doğru. Evet, aşk şehvetten üstündür, ama eğer şehveti tamamen yok edersen çamurdan bir çiçek doğması ihtimalini de öldürmüş olursun . Aşk lotus çiçeğidir , şehvet de o çiçeğin içinden yükseldiği çamur .
Aşk kapıyı çalınca aşık olmak için tek yapılması gereken egoyu bir tarafa kaldırmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir