Henry Miller kitaplarından Aşk Mektupları kitap alıntıları sizlerle…
Aşk Mektupları Kitap Alıntıları
.
Ne olduğu umurumda değil. Seni seviyorum ve telefonda söylemek istediğim buydu. Yazmak istediğim buydu. Seni seviyorum. Bırakın işler dağılsın.
Ne olduğu umurumda değil. Seni seviyorum ve telefonda söylemek istediğim buydu. Yazmak istediğim buydu. Seni seviyorum. Bırakın işler dağılsın.
Seni seviyorum !..
.
Hayal gücümün taleplerine cevap veren tek kadınsın.
Hayal gücümün taleplerine cevap veren tek kadınsın.
.
Ne olduğu umurumda değil. Seni seviyorum ve telefonda söylemek istediğim buydu.
Ne olduğu umurumda değil. Seni seviyorum ve telefonda söylemek istediğim buydu.
Yazmak istediğim buydu. Seni seviyorum. Bırakın işler dağılsın. Seni seviyorum.
Uğraşılarımız farklı yerlerde. Geceleyin birbirinin yanından geçen trenlere benziyoruz. Merhaba! Hoşçakal! Bir dahaki sefere! Sayanora! A bientot!
.
Çatışma var. Bende sabır yok. Her zaman şiddetli bir fırtına.
Çatışma var. Bende sabır yok. Her zaman şiddetli bir fırtına.
.
.
Sana hayran kaldım. Çok yumuşaktın, çok şeytani melek gibi görünüyordun.
Sana hayran kaldım. Çok yumuşaktın, çok şeytani melek gibi görünüyordun.
.
Yüreğe inanırım, her zaman doğruyu gösterir, sonu keder ve umutsuzluk olsa bile
Sevgimden sıkıldığını gördüm. Bunun ne kadar umutsuz olduğunu onun kadar iyi bilemedim.
Reddedildiğim için daha çok acı, incinme duymuyorum. Yalnızca, yaşamımı paylaşamadığı için koca bir boşluk hissediyorum.
Daha güçlü, daha üstün birisi olsaydım hiçbir şeyin karşılığını beklemezdim; ne olursa olsun yalnızca seni sevmeye devam etmek isterdim.
Katlandım çünkü sevginin her şeyin üstesinden geleceğini düşünecek kadar deliydim.
Beni bu kederden bir tek Allah kurtarabilir.
Kurtaracağını biliyorum ancak kendi güzel yöntemiyle, kendi uygun zamanında.
Onun kurtarışını bekleyecek kadar gücüm var mı ?
“ Cep kitaplarımızı bir ciltçiye götürüp onları zevkimize göre ciltlettirmiyoruz. Yıllar önce okudukları kitapların yeniden tadını çıkarmak için onları arayanlarla da karşılaşmıyorum. Binalar, arabalar, giysiler,eşler, sevgililer… Burada hiçbir şey uzun süreli değil. Biz sonsuzluğu düşünen Eski Mısırlıların tam tersiyiz. Bizde hiçbir şey değerli değil, hiçbir şey huşu ya da saygı uyandırmaz.”
“ Zorlu astroloji haritası olan insanlar,-birlikte yaşamak her ne kadar zor olsa da – en ilginç olanlardır. Kendinle birlikte yaşayabiliyorsan bu önemli”
“ Bir batılı olarak, aşkı ve evliliği ayrı şey olarak düşündüm hep. Bir kadını evlenmeden sevmenin ayıp olduğunu hiç düşünmemiştim. Hatta evlendiğim için bana bu evlilik kararını aldıran aşk duygusunu yitirdiğimi bile düşünüyorum”
“ Parasız yaşadım, evsiz yaşadım, yiyeceksiz yaşadım hatta inançsız yaşadığım dönemlerim de oldu, ancak hiç bu kadar uzun sevgisiz yaşayamadım. Senin sevgin olmaksızın yaşamak zorundaysam bu yok oluşum demektir, çünkü senin yerini alabilecek kimse yok. Sana erkeksi gururun kalan son parçasıyla birlikte yüreğimi sundum. İstiyorsan ,ayaklarının altında ez onu ama yalvarırım işini çabuk bitir”
“ Senin yatağında son kez yattığımda ne garip, harika, karışık duygular hissettim. Seni öldüresiye sokmayı, seninle konuşmayı, derinin altına girip gerçek bir temas, insani bir yakınlaşma kurmayı nasıl istedim! “ Çok güçsüz hissediyorum” dediğinde senden ayrılmaya hazırdım. İçim öyle bir şefkat hissiyle, seni rahatlatmak, korumak, güçlendirmek için öyle büyük bir istekle doldu ki, senin sevişmeyi düşünmek bile kutsal bir şeye karşı suç gibi geldi. İhtiyaç duyduğun şey bunun çok daha ötesinde, bundan daha yüceyken, sana olan tutkumu açıklamaya nasıl cüret edebilirdim? Senin için bir erkeğin normalde bir kadın için hissettiklerinden çok fazlasını hissettim.”
“ Seni biraz olsun özleyip özlemediğimi soruyorsun. Hem evet, hem hayır. Dürüst olmak gerekirse evet. Hayır, çünkü seni buradayken de çok az gördüğümden pek fark etmiyor. Uykusuzluk krizleri sen ayrıldığından bu yana ayak parmağının kaşıntısıyla yeniden başladı. Sanırım ayak parmağım senin burada olamayışına tepki gösteriyor. Tokyo’da ya da burada oluşunun çok fark etmediğine kendimi inandırmaya çalışssam da ayak parmağım tersini söylüyor. Bazen, her ikisinden de bir fayda görmediğim iki kadınla evliymişim gibi hissediyorum. Biri çamaşır yıkıyor, diğeri de kaslarımı yumuşatıyor. Bunların dışında da kafasız tavuklar gibi dolaşıyorlar”
“ Cep kitaplarımızı bir ciltçiye götürüp onları zevkimize göre ciltlettirmiyoruz. Yıllar önce okudukları kitapların yeniden tadını çıkarmak için onları arayanlarla da karşılaşmıyorum. Binalar, arabalar, giysiler,eşler, sevgililer… Burada hiçbir şey uzun süreli değil. Biz sonsuzluğu düşünen Eski Mısırlıların tam tersiyiz. Bizde hiçbir şey değerli değil, hiçbir şey huşu ya da saygı uyandırmaz.”