Aşk Gidiyorum Demez Kitap Alıntıları – Duygu Asena

Kalbimde,
neyi, niçin beklediğimi düşündüm birden,
neyi niçin bekliyorum ben.
Hiç mutlu değilim ki yalnızca kabullenmişim bir şeyleri, hepsi bu.

Canın çok istediğinde, rüzgâra kapılıp dolu dizgin gitmek mi gerek, yoksa hesaplarla, sorunlarla boğuşup ürkerek kalmak mı durduğun yerde?
Dolu dizgin gitmek mi arzularının arkasından, yoksa kalmak mı her zamanki yerinde?
Hangisi hata?
Yoksa hata yok mu hiçbirinde?

Boş ver, herkes her şeyi bilmek zorunda değil zaten

Boş ver, herkes her şeyi bilmek zorunda değil zaten.

Aşk kebap gibidir,
acısı bol olursa keyfi çıkar.

Sinan Demet’e âşık.
Demet Bora’ya âşık.
Bora Demet’e âşık.
Selin Bora’ya âşık.
Sinan ve Selin’e âşık olan kimse yok

soranlara orgazm olamadığım için boşandım mı diyeceğim.
Kaç kadın orgazm olabiliyor acaba! diye tepki gösterdi.

İleriyi düşünmeden yumurtlar gibi çocuk yapıyor kadınlar, sonra bütün hayatları cehenneme dönüyor, kutsal anneliğin yarattığı başı haleli bir mahkuma dönüşüyorlar. Ama kutsal babalık yok, onlar tutsaklığı yaşamadan devam ediyorlar hayata.

Aşk kebap gibidir, acısı bol olursa keyfi çıkar.

Ama şurası da bir gerçek ki, sevgiler arasında eşitlik olamıyor. Taraflardan birisi daha çok seviyor ve ne yazık ki daha çok seven kişi daha çok üzülüyor. Ceza gibi. Birisini çok sevmenin cezası Üzülmek!

Ama siz sıradan insanlarsınız. Toplumun dayatmalarına boyun eğmiş, ağlayıp zırlıyor, hastalanıyorsunuz. Gidin o zaman toplum kuralları ve gelenekler ne emrediyorsa onu yapın. Ondan sonra da ağlayıp zırlamayın

Ümit fakirin ekmeği, tabii ümit veren olursa

Ağlamamayı başarıyordum ama içim acıyordu

Vazgeçemeyeceği bir dünyaya dalmıştı

Hiç kimse senden daha önemli değildir

Aşkların hiç bitmemesi için bir gün ansızın tam ortasından kesip atmak mı gerekiyor acaba ?

Hayat sanıldığı gibi değil. İçine daldığınızda hiçbir şey o kadar zor, kötü, iyi ya da güzel olmuyor. İnsan, yaşamak zorunda kaldığı şeylere hemen uyum sağlıyor, alışıyor. Hatta herkesin çok ağır, çok kötü, çok acı bulduğu durumlarda bile mutlu olmayı başarabiliyor. Mutlu olmasa bile iyi olmayı sürdürebiliyor.

Ne olurdu sanki seks ayıp olmasa, herkes istediği herkesle sevişebilse..

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Doludizgin gitmek mi arzularının arkasından, yoksa kalmak mı her zamanki yerinde? Hangisi hata? Yoksa hata yok mu hiçbirinde?

Aşk kalıcı değildir Güler. Aşk biter.

Ne olurdu sanki seks ayıp olmasa, herkes istediği herkesle sevişebilse

Siz sıradan insanlarsınız. Toplumun dayatmalarına boyun eğmiş, ağlayıp zırlıyor, hastalanıyorsunuz. Gidin o zaman toplum kuralları ve gelenekler ne emrediyorsa onu yapın. Ondan sonra da ağlayıp zırlamayın

İleriyi düşünmeden yumurtlar gibi çocuk yapıyor kadınlar, sonra da bütün hayatları cehenneme dönüyor, kutsal anneliğin yarattığı, başı haleli bir mahkûma dönüşüyorlar

Kutsal aile yoktur, sevgi ve saygı temellerine oturmuş aile ya da sevgisizliğin başladığı çekilmez aile vardır.

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Çevremdeki herkes benden nefret ediyor.

Evli ve çocuklu erkekle aşk olmaz. Ancak mazoşist bir kadın evli bir erkeğe âşık olur.

Çok mu keyifli işler bunlar? Keyifliyse o nerede? Onun yorulmasını engelliyor, ama sen yoruluyorsun. Ona hizmet ederek kadınlık yaptığını sanıyorsun. Hametçi ruhlu, köle kadınlardan ne farkın var şimdi? Bunun değerini anlayacak mı sanıyorsun, anlamayacak ve yaptıklarını zaten senin doğal görevin sanıp bundan böyle hep bekleyecek.

Sinan Demet’e âşık. Demet Bora’ya âşık. Bora Demet’e âşık. Selin Bora’ya âşık. Sinan ve Selin’e âşık olan kimse yok

Anlayışsız ve bencil
Erkek

Heyecanı aşkla mı karıştırıyoruz? Nasıl anlayacağız peki duyduğumuz şeyin gerçek aşk olup olmadığını? Yoksa aşk bu mu yalnızca? Geçici bir heyecan

Sevgiler arasında eşitlik olamıyor. Taraflardan birisi daha çok seviyor ve ne yazık ki daha çok seven kişi daha çok üzülüyor. Ceza gibi. Birisini çok sevmenin cezası Üzülmek!

Bu asla katlanılamayacak bir şey, Sevdiğin kadar sevilmemek.

Beni bu denli dingin kılan ümit Yalnızca ümit

Kadınların, erkeklerle sinemaya gitmek istemeleri bana ilginç geliyor. Insan daha hiç tanımadığı, ikinci kez birlikte olduğu bir erkekle sus pus oturacağı bir yere niçin gitmek istesin?

Kadınlar huzur falan sevmiyorlar, bunu anladım artık, onlara fazla güven duygusu vermeyeceksin, huzur sıkıcı bir şey.

Çok hoş davrandı Yeni moda feministler gibi, Beni almana gerek yok, ben gelirim de demedi, onu evden almamı tercih etti.

Erkeğin her davranışının altında yatan örtülü anlamı en aptal kadın bile anlayabilirdi. Davranışlara bir anlam yükleyemeyenler anlayışsız erkeklerdi.

Herkesin üzülecek ve mutsuz olacak bir şeyleri var.

Yapmadım Yapamadım değil, yapmadım.

Nefret ediyorum para kazanmak uğruna insanları hoşnut etmeye çalışmaktan.

Şu para sorunları olmasa Her şey ne kadar iyi gidecek

Kaçık bu kadınlar, kaçık.

Aşkların hiç bitmemesi için, bir gün ansızın, tam ortasından kesip atmak mı gerekiyor acaba?

Sevgiyle dik memeli, gergin karınlı, güzel kalçalı, uzun bacaklı olmanın ne ilgisi olabilir? Sadece çok güzeller mi sevilir?

Bazen diyorum ki sen dertsiz başına dert mi arıyorsun Selin?

Boş ver, herkes her şeyi bilmek zorunda değil zaten.

Bazı kadınlar kaş göz hokka gibi, çok güzeller, ama insanda hicbir duygu uyandırmıyorlar. Çırılçıplak yatağıma girse, tık olmaz gibi geliyor, ama bazıları da seks tütüyor sanki, çok güzel olmaları şart değil

Kaç kadın orgazm olabiliyor acaba!

Abla nasıl olur, nasıl olur, bir insan orgazm olmadan bir erkekle on beş yıl nasıl yaşar?

Erkeğin her davranışının altında yatan örtülü anlamı en aptal kadın bile anlayabilirdi. Davranışlara bir anlam yükleyemeyenler anlayışsız erkeklerdi.

Hayat sanıldığı gibi değil. İçine daldığınızda hiçbir şey o kadar zor, kötü, iyi ya da güzel olmuyor. İnsan, yaşamak zorunda kaldığı şeylere hemen uyum sağlıyor, alışıyor.

Kadın istediği cevabı almak için ısrar eder, cevabı alınca da susar, hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam edebilir.

Sanki iyiyi fark edebilmeleri için, onlara mutsuzluk gerekli..

canın çok istediğinde, rüzgâra kapılıp dolu dizgin gitmek mi gerek, yoksa hesaplarla, sorunlarla boğuşup ürkerek kalmak mı durduğun yerde? doludizgin gitmek mi arzularının arkasından, yoksa kalmak mı her zamanki yerinde? hangisi hata? Yoksa hata yok mu hiçbirinde?

düzeltemeyeceğimiz şeyleri kafamızdan atarsak, yaralarımız daha çabuk onarılmaz mı?

hiç kimseye, hiçbir duygu beslemiyorken ne denli iyiymişim mutsuzluk bu olsa gerek. aşk da mı bu? aşk buysa eğer, of be

ama şurası da bir gerçek ki, sevgiler arasında eşitlik olamıyor. taraflardan birisi daha çok seviyor ve ne yazık ki daha çok seven kişi daha çok üzülüyor. ceza gibi. birisini çok sevmenin cezası üzülmek!

belki de aşk sadece buydu, sabah uyandığında, gözünü bile açmadan, bir kişiyi düşünmek. belki de aşk bu denli basit bir şeydi işte. sabah uyandığında onu düşünmek aşktı, sabah uyandığında o aklına gelmiyorsa, aşk bitmiş demekti.

kalbimde, neyi, niçin beklediğimi düşündüm birden, neyi niçin bekliyorum ben. hiç mutlu değilim ki yalnızca kabullenmişim bir şeyleri, hepsi bu.

kim olursa olsun, eğer evde seni bekleyen biri varsa, ona geç geleceğini haber vermelisin. bu, en basit insanlık kuralı. bunu yapmazsan öküzsün demektir.

hayat sanıldığı gibi değil. içine daldığınızda hiçbir şey o kadar zor, kötü, iyi ya da güzel olmuyor. insan, yaşamak zorunda kaldığı şeylere hemen uyum sağlıyor, alışıyor.

aşkların hiç bitmemesi için, bir gün ansızın, tam ortasından kesip atmak mı gerekiyor acaba?

önce akıl diyen erkekler de varmış demek ki, o da bana rastladı işte.

bazen diyorum ki sen dertsiz başına dert mi arıyorsun

Yaşadığımız anlardan başka sahip olabildiğimiz neyimiz var?

Gözünden akan yaşı öptü.

Benim için, yalana baş vurmayan insanlardan çok, çevresindekileri yalan söylemek zorunda bırakmayan insanlar daha önemlidir.

Ben bile
bazen, her şeye sahipler, neden mutlu olamıyorlar diyecek
kadar sıradanlaşıyorum. Mutluluk sanki karar verilerek oluşan bir şey

Yaralanmış bir ilişkinin hasarlarını onarmak mümkün değildir.

Bazı kadınlar kaş göz hokka gibi, çok güzeller, ama insanda
hiçbir duygu uyandırmıyorlar. Çırılçıplak yatağıma girse, tık olmaz gibi
geliyor, ama bazıları da seks tütüyor sanki, çok güzel olmaları şart değil