İçeriğe geç

Asel Kitap Alıntıları – Sena Nur Işık

Sena Nur Işık kitaplarından Asel kitap alıntıları sizlerle…

Asel Kitap Alıntıları

???? ?????: ??????̧???.
Tek kelimesi, tek dokunuşuyla her şeyi mahvetme gücüne sa-
hipti. Geçmişimi katlettiği yetmiyormuş gibi geleceğime de göz
koymuştu. Ona karşı nefretim büyürken saçlarımı çekerek çığlık
attım.
Şarkı Ağlama diye devam ederken ben ağladım. Güllere sarı-
lıp uzandım. Telefonu yanıma koyup şarkının defalarca çalmasına izin verdim.
Kendimden nefret ediyorum!
Her şeyden çok değer verdiğiniz insanlar size inanmadıklarında kendinizden bile şüphe etmeye başlardınız.
İyi değildim. Berbattım. Baştan aşağıya bir enkazdım.
“Sevdiğin birinin kalbini kırmak, kendi kalbinin kırılmasından daha ağırmış.”
Canavar.
Duygularımın katili olmuşlardı ama mezarını sulamalarına izin vermeyecektim.
Bir şarkının içinde sıkışıp acımla beraber parçalanmak istiyordum.
Hayat böyleydi. En yakın olduğunuz insanların tek bir cümlesiyle aranıza uçurumlar girerdi.
Sessizlik her zaman daha iyiydi. Güven verirdi.
Aşk bencildi.
Beni tüm yaralarıma rağmen sevmiş, kendimi de öyle sevmeme yardım etmişti.
“Eğer bir gün kalbimin dikenleri arasında çiçek açarsa o, sana aittir.
“Ve bir gün tüm dikenlerine rağmen çiçek açacaksın.”
Ama en büyük sevgi bile yaptığı hataları telafi etmezdi
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hiçbir şey senden değerli değil. Gözyaşlarının akmasına sebep olan herkesten uzak dur.
Eğer bir gün kalbimin dikenleri arasında çiçek açarsa o, sana aittir.
Geleceğe hapsolmuş bir adam, geçmişte mutluluğu arayan bir kıza ulaşmaya çalışıyor.
Ya kız geçmişten kurtulacak ya da adam geçmişe dokunmaya çalışacak.
Çünkü her şeye ve herkese rağmen o kıza ulaşacak.
Karanlık, gökyüzünü ele geçirirken yıldızların parlaklığını seyrettim.
İçimdeki karanlığın farkı ise ışık saçan yıldızları yoktu.
Vicdan, varlığıyla tedirgin ederken yokluğuyla ağır gelir.
Kahkahalarım, acılarımın üzerine perde olduğu günden beri tüm duygularımın silahıydı.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Keşke zihnimde ki sesleri bastırabilecek kadar güçlü bir kahkaha atabilseydim
Güvensizliğim, özgürlüğümü ele geçirmişti.
İçindeki acıyı çekip almak istiyorum. Gözyaşlarının sebebi olan herkesi yok etmek istiyorum.
En büyük acıları yaşatanlar, en çok sevdiklerin oluyor.
Bazen kim olduğunu seçemiyorsun. İyi ya da kötü, sadece dönüşüyorsun.
Babam hep kötü biri olduğumu söyler.
Kalbine, siyahı bırakanların aksine sana gökkuşağının tüm renklerini vermek istiyorum.
Ördüğün duvarların arkasında renklerine kavuşmak isteyen bir ruh var.
Senin sevdiğin bir şeyi sevmek istedim.
Ağlamak seni güçsüz yapmaz.
Canımı yakan, kalbimi kavuran asıl şeyin kandırılmak mı yoksa fazla güvenmek mi olduğunu bilmiyordum.
Güven, ince bir buzun üzerinde çıplak ayakla yürümeye benzer.
Karanlığı öldürdüğünde gökkuşağı doğacak.
Bazen o kadar kör oluyorduk ki bizim için uygun olmadığını fark etmemize rağmen insanları hayatımıza zorla yerleştirmeye çalışıyor, bir ucundan kırılıyorduk.
Hiç kimsenin duymak istemediği o ismi gururla söyledim:
Asel.
Kahkahalarım, acılarımın üzerine perde olduğu günden beri tüm duygularımın silahıydı.
Keşke zihnimdeki sesleri de bastırabilecek kadar güçlü bir kahkaha atabilseydim.
İnsanlar seni kırarken parçalarını kendin toplamışsın. İzin ver, bu sefer senin kırdıklarını biz toplayalım
Kalbine, siyahı bırakanların aksine sana gökkuşağının tüm renklerini vermek istiyorum
Ona sımsıkı sarılırken konuştum. Sevdiğin birinin kalbini kırmak, kendi kalbinin kurulmasından daha ağırmış
Eğer bir gün kalbimin dikenleri arasında çiçek açarsa o, sana aittir
Tüm dikenlerine rağmen sana ulaşacağım;
Ve sen bir gün tüm dikenlerine rağmen çiçek açacaksın
– Aptal Sarışın
“İnsanlara karşı davranışlarımızı kendimiz seçeriz.”
Güven, ince bir buzun üzerinde çıplak ayakla yürümeye benzer. Hissettiğiniz soğuğa rağmen tedirgin adımlarla devam edersiniz. Islaklık sizi rahatsız ederken tek amacınız düşmemektir; çünkü bilirsiniz,düştüğünüzde ya siz kırılacaksınız ya da bastığınız o buz.
Sessizlik her zaman daha iyiydi. Güven verirdi.Gürültünün içinde anlam veremediğim bir kargaşa vardı. Yanlış görmemize ve ani tepkiler vermemize neden olurdu. Eğer sessiz kalırsanız her şeyi daha net görerek doğru seçimler yapardınız. Gürültünün içindeki gerçek, yangınlarla doluydu.
Kalbine, siyahı bırakanların aksine sana gökkuşağının tüm renklerini vermek istiyorum.
Sevdiğin birinin kalbini kırmak, kendi kalbinin kırılmasında daha ağırmış.
Şairlerin, iki üç kelimeyi yan yana getirerek yüzlerce duyguyu ortaya çıkarmalarını seviyordum. Bizler hislerimizi onlarca cümleye sığdırmayı başaramazken onlar tek bir cümleyle yapabiliyorlardı.
Sevilmek, bu hayatta onu yaşatan tek duyguydu.
Kelimeler o kadar kırılgan ki neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlayamıyorum.
Sessizlik, her yerdeydi.
Yalnızlık, her yerdeydi.
Hiç kimseye güvenmemek insanı yanlızlığa sürükleyip,aciz bırakıyordu
Aşk bencildi.
Sevgi bencildi.
Ben bencildim.

İnsanoğlu böyle değil miydi? Severken de sevilirken de bencildik. İhtiyaçlarımıza göre yaşıyorduk. Hayatta kalmak için hislerimize tutunuyorduk. Şu an sevmeye, sevilmeye ihtiyacım vardı. Birine güvenmeye ihtiyacım vardı

Aşk ise böyle aptallığın parçası olacak kadar güçsüz bir duygu değildi. ”
bir insana güvenmek ve inanmak arasında ince bir çizgi vardı. şüphe, zihne yerleştiğinde güven yavaş yavaş uzaklaşır ve kaybolurdu. bir insana güvenmeseniz de onunla yaşamaya devam edebilirdiniz. fakat inanç, sihir gibiydi. gönülden bağlanıp koşulsuz kabul ettiğiniz insan, karşınıza geçip size doğruları söyleyip canınızı yakmak istese bile ona inanmazdınız. gözünüze, kalbinize bir perde iner, sanki bir büyü altındaymış gibi ona inancınız bitmezdi.
Karanlığı öldürdüğünde gökkuşağı doğacak.
kelimelerin anlamalarını sorgulamadım.
Kelimeler acımasızdı.
Kelimeler kırılgandı.
Kelimeler kırgındı.
Sessizlik her zaman daha iyiydi. Güven verirdi. Gürültünün içinde anlam veremediğim bir kargaşa vardı. Yanlış görmemize ve ani tepkiler vermemize neden olurdu. Eğer sesiz kalırsanız her şeyi daha net görerek doğru seçimler yapardınız. Gürültünün içindeki gerçek, yangınlarla doluydu.
Hayat, böyleydi. En yakın olduğunuz insanların tek bir cümlesiyle aranıza uçurumlar girerdi. Bazıları da sadece sizden uzaklaşıp aranıza mesafe koymak yerine sizi o uçurumdan aşağıya iterdi. Yukarıdan parçalara ayrılışınızı izlerdi. Kollarınızı uzatıp durdurmak için yardım dilemek isterdiniz. Ama en acısı buydu. Sizi uçurumdan aşağıya atan insanlardan yardım beklemek
Bir şarkının içinde sıkışıp acımla beraber parçalanmak istiyordum. Daha fazla parçalanabilirmiş gibi
Zaman, acımasızdı. Sevdiklerim ile arama uçurumlar koymuştu.
Yapboz ile insanların benzerliğini düşündüm. İnsanlar gibi farklı parçalar olduklarında onları tanımak zor oluyordu. Parçaları birleştirip tüm resme uygun olup olmadıklarını tek tek denemek gerekiyordu. Kimisi resme uygun değilken kimisi yerini bulmanın rahatlığıyla yerleşiyordu. Ama en kötüsü ise uygun olduğunu düşünüp zorla birleştirmeye çalıştığınız parçanın bir ucunun kırıldığını görmekti.
Bazen o kadar kör oluyorduk ki bizim için uygun olmadığını fark etmemize rağmen insanları hayatımıza zorla yerleştirmeye çalışıyor, bir ucundan kırılıyorduk.
Bazen kim olduğunu seçemiyorsun. İyi ya da kötü, sadece dönüşüyorsun.”
Kısa bir anlığına başını kaldırıp nefes alışverişi odayı dolduran kadına bakmıştı. Asel tam da o sırada genç adamın tüm iradesinin kırıldığını anladı. Nasılsa söz vermişti değil mi? Bunu yaptığı için ona kızamazdı. Elini Yiğit’in yanağına koyarak son sıcak öpücüğünü genç adamın dudaklarına bıraktı. Gözlerini kapatırken aşkla baktığı adama, gözlerini açtıktan sonra nefretle bakacağını bilse Bir daha açmamayı dilerdi.
Güven, ince bir buzun üzerinde çıplak ayakla yürümeye benzer. Hissettiğiniz soğuğa rağmen tedirgin adımlarla devam edersiniz. Islaklık sizi rahatsız ederken tek amacınız düşmemektir; çünkü bilirsiniz, düştüğünüzde ya siz kırılacaksınız ya da bastığınız o buz.
Senin sevdiğin bir şeyi sevmek istedim. ”
”Ve bir gün tüm dikenlerine rağmen çiçek açacaksın. ”
Ve ben Tüm dikenlerine rağmen sana ulaşacağım.’
Bedenim zarar görmedi ama ruhum kanıyor anne.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir