İçeriğe geç

Aphorisms Kitap Alıntıları – Franz Kafka

Franz Kafka kitaplarından Aphorisms kitap alıntıları sizlerle…

Aphorisms Kitap Alıntıları

Düz bir yolda yürüyor olsan, tüm ilerleme isteğine rağmen hâla gerisin geriye gitsen, o zaman bu ümitsiz bir durum olur; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik, bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, zeminin özelliğinden ileri gelebilir, umutsuzluğa kapılmamalısın.
Bir adam sonsuzluğa uzanan yolda ne kadar da kolay ilerlediğine hayranlık duyuyordu, aslında o yolda hızla yokuş aşağı yuvarlanıyordu.
İçine sindirip özümsediğin kötülükle gelen art niyetler senin değil, kötülüğün niyetleridir. Hayvan kırbacı efendisinin elinden zorla çekip alır ve bunun sadece efendisinin kırbacına atılmış yeni bir düğümün meydana getirdiği hayal olduğundan habersiz, efendi olmak için kendi kendisini kırbaçlar.
Sen ödevsin ama görünürde öğrenci yok.
Kargalar, tek bir karganın gökyüzünü yok edebileceğini iddia eder. Buna hiç şüphe yoktur; ama bu gökyüzü ile ilgili hiçbir şey ifade etmez; çünkü gökyüzü basit anlamıyla şu demektir : Kargaların yokluğu.
Bazıları ıstırabın varlığını güneşi göstererek reddeder; o ise ıstırabı göstererek güneşin varlığını reddediyor.
Olumsuz davranış bize empoze edilir; olumluluk ise doğuştan verilmiştir.
İyilik, bir anlamda, huzursuz edicidir.
Sorularımın neden yanıtsız kaldığına şaşardım eskiden, artık soru sorabileceğime olan güvenime şaşıyorum.
Dünyayla arandaki savaşta, dünyanın tarafını tut
A. ‘nın burnu pek havalarda, iyilik yolunda hayli ilerlediğini sanır, bunun nedeni, cazibesi gittikçe artan bir nesne olarak şimdiye kadar hiç bilmediği yönlerden gelen ayartmalara kendini açıkça maruz kalmış hissetmesidir. Oysa gerçek neden, büyük bir şeytanın içine girip yerleşmesi, sayısız küçük şeytanın da büyüğüne hizmet etmek için koşuşturup durmasıdır.
Doğru yol yüksekte değil, yerin hemen üzerinde gerili bir ip boyunca ilerler. Üzerinde yürünmek değil de, insanı çelmelemek içindir sanki.
Kötü’ye bir kere kapıları açmayagör, kendisine inanmamız konusunda ısrar etmez artık.
Yaşamının daha başlangıcında iki ödev:
Giderek çevreni daraltmak ve kendini bu çevre dışında gizleyip gizlemediğini sürekli denetlemek..
Benim yalnızlığım insanlarla dolu, söyleyecek söz bulamıyorum.
Kötü’nün ondan bir şeyler gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin .
Dünyayla arandaki savaşımda, dünyadan yana ol.
Bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak
Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.
Biz cennette yaşamak için yaratılmıştık, cennetin yazgısı ise bize hizmet etmek olarak belirlenmişti. Bizim yazgımız değistirildi; cennetin yazgısının başına da aynı şey mi geldi, bu söylenmedi.
İnsanlarla ilişkide olmak, kişiyi kendini incelemeye davet eder.
Ev halkını koruyan bir Tanrı’nın varlığına inanmaktan daha neşe verici ne var?
Bazı sorular vardır ki, yaradılış gereği bunlardan azat edilmiş olmasaydık üstesinden gelemezdik onların.
“İnsanın belli başlı iki günahı var, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve kayıtsızlık. Sabırsızlıktan Cennet’ten kovuldular, kayıtsızlıktan geri dönmüyorlar. Ancak belki de belli başlı sadece bir günah var: Sabırsızlık… Sabırsızlıktan kovulmuşlardı, sabırsızlıktan geri dönmüyorlar.”
İyilik bizi kötülük ile cezbeder.
İnsan özgür iradeye sahiptir ve bunun üç türü vardır:İlk önce bu hayatı istediğinde özgür oldu; şimdi ise ona geri dönemez Çünkü o hayatı isteyen kişi değildir o, yaşayarak kendi iradesini oluşturulmalıdır. İkinci olarak huzuru ve bu hayat yolunu seçtiğinde özgür olur. Üçüncü olarak ise, bir gün olacağı kişi kadar özgürdür. Her koşulda bu hayatı yaşama iradesine sahiptir ve bu şekilde kendini bulur, dahası bu bir seçim meselesi olsa da bu yol labirent halindedir ve Bu hayatta dokunulmamış en ufacık bir alan bile yoktur. Bu, Özgür iradenin üçe bölünmesidir ve temelde öyle bütünleşiktir ki özgür olsun ya da olmasın orada başka bir iradeye yer yoktur.
Şeytanî olana dair bilgi olabilir ama içinde inanç yoktur. Çünkü var olandan daha fazla şeytanî olan başka bir şey yoktur.
İki seçenek vardır; insan ya kendisini ebedi küçük kılar ya da küçük olur. Birincisi mükemmelliktir, yani eylemsizlik; ikincisi başlangıçtır yani eylemdir.
Kendini insanlığa karşı sına. Bu, şüpheciye şüphe duymasını, inanana da inancı öğretir.
Yılanın aracı olması gerekliydi: Kötülük bir insanı baştan çıkarabilir ama bir insan olamaz.
Bu dünya için büyük bir işe hazırlanmış olman ne kadar da gülünç.
Kafesin biri kendine kuş aramaya çıktı.
Doğru olan açıklama şudur: onun içinde büyük bir şeytan bulunmaktadır ve sayısız daha küçük şeytan da büyük olana hizmet etmek için koşturup durmaktadır.
İçine sindirip özümsediğin kötülükle gelen art niyetler senin değil, kötülüğün niyetleridir. Hayvan kırbacı efendisinin elinden zorla çekip alır ve bunun sadece efendisinin kırbacına atılmış yeni bir düğümün meydana getirdiği hayal olduğundan habersiz, efendi olmak için kendi kendisini kırbaçlar.
Benim yalnızlığım, insanlarla dolu
ruh, ancak payanda olmaktan vazgeçtiğinde özgürleşir.
ev halkını koruyan bir tanrının varlığına inanmaktan daha neşe verici ne var?
Okunsun diye değil, dokunsun diye yazılır bazı şeyler.
Dünyayla arandaki savaşımda, dünyadan yana ol.
almancada “sein” kelimesi çift anlamlıdır: var olmak ve onun olmak.
Giyotin gibi bir inanç, onun kadar ağır, onun kadar hafif.
Hiç kimse gerçekten sevildiğine, sevileceğine inanmıyor. Sahteliğin tüm zamanların rekorunu kırdığı bir devir.
İyi bir bakıma umutsuzdur.
Kimseyi kandırmamalı insan,elde edeceği zafer uğruna dünyayı da.
İlerlemeye inanmak,bir ilerleme olduğuna inanmak anlamına gelmez. İnanç olmazdı o zaman bu.
Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.
ona sığındığımız anlar dışında nasıl sevinç duyulur ki şu dünyadan?
Dünyanın acılarından uzak tutabilirsin kendini, bu sana kalmış olup doğana uyar, ama tam olarak bu uzak duruş belki kaçınabileceğin yegâne acıdır.
gerçekten rakip olan, içimizi sınırsız bir cesaretle doldurur.
Bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak.
Bu dünya için kendini paralaman gülünç.
Olumsuz şeyi yapmak öğretilir bize, olumlu ise zaten içimizdedir..
kafesin biri, bir kuş aramaya gitti.
Okunsun diye değil, dokunsun diye yazılır bazı şeyler.
En iyiyi ararken iyiyi kaybediyoruz.
‘Ölmekten son derece korkuyor çünkü henüz yaşayabilmiş değil.’
Gece yarısının ıssızlığında yaşıyoruz
Gece yarısının ıssızlığında yaşıyoruz
Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok.
Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.
Bu dünya için koşumlarını takınman gülünç.
Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.
Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur.
Gerçekten rakip olan, içimizi sınırsız bir cesaretle doldurur.
Bu dünya için kendini paralaman gülünç..
Sein sözcüğü Almancada iki anlama gelir: Var olmak ve Onun olmak.
Evrenin sonsuz genişlikte ve zenginlikte tasarlanması, zahmetli yaratılışın ve özgür bilincin en aşırıya vardırılmış karışımın sonucudur.
Görüyor musunuz, nasıl da yitirmişiz yolumuzu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir