İçeriğe geç

Antik Yunan ve Roma Hikayeleri Kitap Alıntıları – Emilie Kip Baker

Emilie Kip Baker kitaplarından Antik Yunan ve Roma Hikayeleri kitap alıntıları sizlerle…

Antik Yunan ve Roma Hikayeleri Kitap Alıntıları

Aşk, tutku olmadan büyüyemez.
Ruh gerçek mutluluğu bulmak için daima aşk ile yaşamalıdır.
Dünyanın bahçeleri bir daha asla insanın huzur bulmayı ümit edebileceği bir yer olmayacaktı. Kötülükler artık dünyaya yerleşmişlerdi ve sonsuza kadar,dünya var olduğu sürece burada kalacaklardı.
Kötülükler dünyaya yerleşmişlerdi ve sonsuza kadar, dünya var olduğu sürece burada kalacaklardı.
Işığım ben; ah, gece olsaydım! Ne ki ışıkla kuşatılmış olmaktır benim yalnızlığım.
Akıl hazır değilse, göz göremez.
Hırsızın kendisi olduğunu itiraf etti ve Apollon’a çaldığı sığırların yerini gösterdi; yediği iki sığırın karşılığında da güneş tanrısına yeni lirini verdi.
Uyku, her şeyin dinlencesi, hiçbir endişenin yaklaşamadığı tanrıların en narini, günün meşgaleleriyle yorulan insanların yüreğini ferahlatan ve işleri için ihtiyaç duydukları gücü geri veren iç rahatlığıdır.
Burada kurmuştur tanrılar ebedi tahtlarını,
Efsaneye göre;
Ne fırtınalar sarsabilir, ne yağmurlar ıslatır bu tahtı
Ne de kar düşer buraya.
Her şeyi aydınlatan altın ışıkta
Her gün eğlenir yüce tanrılar.
Dünyanın bahçeleri bir daha asla insanın huzur bulmayı ümit edebileceği bir yer olmayacaktı. Kötülükler artık dünyaya yerleşmişlerdi ve sonsuza kadar, dünya var olduğu sürece burada kalacaklardı.
Pandora’nın ne denli büyük bir hata yaptığının farkında daha sonra vardılar çünkü kahverengi kanatlı küçük yaratıklar daha önce dünyaya hiç girmemiş kötülük ruhlarıydı. İsimleri Hastalık, Acı ve Keder’di; Kıskançlık, Kibir ve Fesatlık’tı; Açlık, Sefalet ve Ölüm’dü.
Ruh gerçek mutluluğu bulmak için daima aşk ile yaşamalıdır.
Dilediği her şeye sahip olmak için yalnızca istemesi yeterliydi.
Gerçek seven yürek unutmaz hiçbir vakit,
Son nefesinde dilindedir aşkı hala.
Gerçek seven yürek unutmaz hiçbir vakit,
Son nefesinde dilindedir aşkı hala.
Nihayet hasretinden bitap düştü ve hayranlıkla seyrettiğinin su perisi değil, kendi yansıması olduğunu öğrenemeden kara sevdadan öldü. Bu bağlılığın mükafatsız kalmaması gerektiğini düşünen tanrılar onu kendi ismini taşıyan beyaz bir çiçeğe dönüştürdü; bu çiçek – Nergis çiçeği – genellikle Duru bir gölün ya da göletin kıyısında açar.
Aşk, tutku olmadan büyüyemez.
İNSANOĞLUNUN DÜNYADAKİ İLK günlerinde, her şeyim güzel ve yeni olduğu zamanlarda hiçbir yerde ne hastalık, ne acı, ne de keder vardı.
Ruh gerçek mutluluğu bulmak için daima aşk ile yaşamalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir