Yılmaz Erdoğan kitaplarından Anladım kitap alıntıları sizlerle…
Anladım Kitap Alıntıları
Tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Her şeyi anlattım
Olan olmayan acıtan sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Severadım gelirdim
Gözlerinin mercan maviliğine
Bende filiz çok
Köklerim içimde gizlidir
Gelen giden açan soran bere budak yok
Bir şiir istersin
içinde benzetmeler olan
Kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok.
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah’a inanmaktır.
Sana şiir yazmak ahmaklıktır.
İçinde benzetmeler olan
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar
Güzel bir şey yok.
Senin dışında
kaş altından bakışın
gül ki uzun kenarı da olsun üçgenimin
Sen olalı böyle gün böyle el
Böyle alkış görmedin
Seni böyle sevmenin saatindeyim
Sabaha karşıyım, gece yanlısıyım
Dünyanın en kalabalık yalnızıyım
Mısralarımı çare bilenler bilsinler
Ayan beyan gece gece
Bir insan kadar acılıyım
Sen sen olalı
Güzel günler yaşamadın
Bensiz kasımlar geçti üstünden
Hiçbir sevdayı ıslatmayan yağmurlarla
Gözlerinden tam olarak nereye gidilir bilmem
Kaybolmak isterim bizzat
Hiç pusula rehber istemem
Kabaca tarif edilmiş bir ölümdür aradığım
Ölüm arkam sağım solum
Yazık bir şaire konulmuş ambargoyum
Sen güzel olmadan önce
Bu kadar güzel değildi güzel
Bir yüze bir perçem ne zaman uğrar
Tende rüzgar nasıl kayar
Sırtındaki ürperti tabiatın en büyük mucizesidir
Bir deprem bir tufan nasıl çaresiz kalır
‘içinde benzetmeler olan’
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok
Kimseye acı vermeden
Büyünmüyor.
Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar.
İçinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar
Güzel bir şey yok.
Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak.
Uçak örneğin, uçurtma mesela
Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Allah’a inanmaktır.
tek bir şarkıda bile.
aşk sözcüğünden ayrılmak.
ya sen de git
beni götürdüğün yere…
ben ağladım.
melekler ölür mü hiç ?
bilmem
ama ölürse
mutlaka böyle ölür
kıpırdayan su
gülümseyen yel
yeniliyorum
galip sandığım yerlerimden
yeniliyorum yar
yenildikçe
yenileniyor aramızdaki duvar
Taş yerinde değil düşerken ağırdır asıl
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah’a inanmaktır.
cumaları marşa basan
camiler dolusu yemin edip
taburlarca yalan söyleyen
bu toprakta bu ağaç
kuruyacaktır elbet
cam kırıklarına basıyorum hayatımın
yeniliyorum
galip gelen yerlerimi seninle
Yapılamaz çünkü
çok yolculuk bir seferde
Yolcu denmez her gidene
Herkes o yolun taraftarı olmayabilir
Hiçbir sürgün
gittiği yolu sevmez mesela.
Kıyamayacağım uyandırmaya.
Seninle uyanmaktır
Senden uzak bir uykuyla
kandıramıyorum hiçbir geceyi.
yel esince sızılanır
O bir durma biçimidir
yol yoluyla gidilebilir yare
yoldan çıkabilir apansız
ve ömür bitebilir yoldan önce
ama yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yoksa hiç aklımda yoktu.
yalnızlık
bu kadar güzel değildi güzel
hiçbir zaman tam olarak iyileşmez.
mum söner dibine hayatın
işte yaşadım dediğin
bir mum ömrüdür
eren
ve
eriten kendini
Birbirimize ihtiyacımız yoktu
Oysa aşk güvensizlerin mesleğiydi
Unuttuk.
‘soğuk ve şehirlerarası’
bir uykuda içindekiler
ne kasaba karşılar otobüsü
ne muavin irkilir
kimse inmeyecektir çünkü
kimse binmeyecektir
her şey bizzat hayata benzer:
otobüsün kasabadan geçişi,
bizim dünyadan geçişimiz
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar.
Olan olmayan acıtan sancıtan
Ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar.
Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim.
Ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz,
Yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır.
Herşey olmaya hazır.
Sana bakmak, suya bakmaktır.
Gördüğün suretten utanmak.
Sana bakmak,
Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi
anlamaktır.
Sana bakmak,
Allah’a inanmaktır.
kızları, memleketi
ve faşistlerden ne çok nefret ederdik
faşist dediğin de kurtlu murtlu
elmanın öbür yarısı işte
Aşksız geçen kışların intikamıdır geleneksel bahar sevdalanmaları.
bir kamyon yükü
anlam taşıdığı günlerdi
kimseye acı vermeden
büyünmüyor
Herşey olmaya hazır
Sana bakmak, suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak,
Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak,
Allah’a inanmaktır
Uçak örneğin uçurtma mesela
Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden
Bir gülden, bir ilk bir sonbahardan sor
Belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
Ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim
Anlarım bitkiden filan ama anlatamam
Toprağın güneşle kavuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter bende filiz çok
Köklerin içimde gizlidir,
Gelen, giden arayan, soran dere budak yok
Bir şiir istersin içinde benzetmeler olan
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar güzel birşey yok yok!
Uzun bir yoldan gelen, tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Herşeyi anlattım olan olmayan, acıtan sancıtan
Bilsem kisana varmak içindi bütün mola sancıları,
Daha hızlı koşardım, severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine
Sana bakmak suya bakmaktı
Sana bakmak, bir mucizeyi anlamaktı
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem, yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar
Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar baçıvanlar değil tüccarlar
Sen öyle gçz, sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen içimde cennet kayganlığı iken,
Sana şiir yazmak ahmaklıktı
Bir tek söz kalır dişlerimin arasında
Ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz,
Yazdığım bütün şiirler sanabaşlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır
Herşey olmaya hazır
Sana bakmak, suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak,
Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak,
Allah’a inanmaktır
bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak,
allah’a inanmaktır.
o bir durma biçimidir
her garantiyi istersin hayattan
oysa ölümle yaşam arası
uzun malum ince bir yol
bir yere gitmez
o bir ölme biçimidir ”
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır.
ya beni de yitir
ya sen de git
beni götürdüğün yere
ummandır ıslak aksak girilmez
kapma kutusunu cahil ömrümün
açılır da içinden boş bir hayal çıkar seçilmez
her şey yazılabilir
senin dışında
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar. ”
takma fikrime aksak ritimler
o havaya ayarlı değil bu yelken bu gemiler