Heinrich Von Kleist kitaplarından Amphitryon kitap alıntıları sizlerle…
Amphitryon Kitap Alıntıları
&“&”
JUPITER
Daha görmedin onun ölümsüz yüzünü, Alkmene.
Ama bil ki, mutluluk fırtınasına yakalanacak yüreğin.
İçinde koca bir ateş yakacaktır ona hissettiklerin
Ve buz kesecektir Amphitryon’a karşı ne varsa beslediğin.
Evet, şimdi şöyle bir dokunuverseydi senin ruhuna,
Ve ardından dönüp gitseydi yine Olympos’a,
O zaman görürdün inanılmaz olanın nasıl gerçekleştiğini
Ve ağlardın, peşinden gidemeyeceğin için.
Daha görmedin onun ölümsüz yüzünü, Alkmene.
Ama bil ki, mutluluk fırtınasına yakalanacak yüreğin.
İçinde koca bir ateş yakacaktır ona hissettiklerin
Ve buz kesecektir Amphitryon’a karşı ne varsa beslediğin.
Evet, şimdi şöyle bir dokunuverseydi senin ruhuna,
Ve ardından dönüp gitseydi yine Olympos’a,
O zaman görürdün inanılmaz olanın nasıl gerçekleştiğini
Ve ağlardın, peşinden gidemeyeceğin için.
JUPITER
Yani var mı o, senin gözünde?
Yeterince algılıyor musun onun büyük eseri dünyayı?
İndiğinde akşamın kızıllığı suskun çalılıklara,
Görebiliyor musun onu da bu evrende?
Yani var mı o, senin gözünde?
Yeterince algılıyor musun onun büyük eseri dünyayı?
İndiğinde akşamın kızıllığı suskun çalılıklara,
Görebiliyor musun onu da bu evrende?
Şimdi bırak derin acıların uçup gitsin,
Aç kalbini zafere.
Aç kalbini zafere.
Bırak beni sonsuza dek bu yanılgıyla,
Hep aklım başımda kalacaksa senin ışığınla.
Hep aklım başımda kalacaksa senin ışığınla.
Tanrılar bile unuttu beni!
İyilik yapmak istiyorsanız, karışmayın yeter.
Elbet bizim de iyi taraflarımız vardır,
Fark edilmeden içimizde saklı kalan,
Dışımızdan çok yüreğimize yansıyan.
Fark edilmeden içimizde saklı kalan,
Dışımızdan çok yüreğimize yansıyan.
Dün hayaldi bizi körleştiren,
Oysa bugün her şey olması gerektiği gibi.
Oysa bugün her şey olması gerektiği gibi.
Ben de silemem zamanın izlerini.
Elimden ne gelir zamanın eskittiğine?
iyi. hoşlanmadım senden.
şeytan alsın, kim sardı başıma
şuradaki herifi? (…)
şuradaki herifi? (…)
Aşk eksikse eğer,
Olympos bile çorak bir toprağa döner.
Ne verebilir yerlerde sürünen bütün bir dünyanın
Tapınması, sevginin özlemiyle yanıp tutuşan yüreğe?
Olympos bile çorak bir toprağa döner.
Ne verebilir yerlerde sürünen bütün bir dünyanın
Tapınması, sevginin özlemiyle yanıp tutuşan yüreğe?
Yeğlerim aslında insanı rahatlatan bir günahı
Bütün o yapış yapış erdemlere. İsterdim,
Keşke şereften çok huzur olabilseydi
Şu Thebai’de.
Bütün o yapış yapış erdemlere. İsterdim,
Keşke şereften çok huzur olabilseydi
Şu Thebai’de.
Nasıl acı çektirebilir
Sana bir dünya yasası, sınırlamak bir yana,
En güçlü tutkuların önündeki engelleri bile
Bir çırpıda yıkabildikten sonra?
Sana bir dünya yasası, sınırlamak bir yana,
En güçlü tutkuların önündeki engelleri bile
Bir çırpıda yıkabildikten sonra?
Küfürleri severim, sohbet edebilir,
İki kişi birbirine söverek.
İki kişi birbirine söverek.
Sahtekârların en melunu
Karımı, onurumu, hükümdarlığımı, adımı çalıyor!
Dostlarım elimi kolumu bağlamaktan başka ne yapıyor?
Karımı, onurumu, hükümdarlığımı, adımı çalıyor!
Dostlarım elimi kolumu bağlamaktan başka ne yapıyor?
Bence huzur veren günah, can sıkıcı erdeme yeğdir
Benim özlü sözümse Thebai’de
Olmalı onurdan ziyade huzur"
Benim özlü sözümse Thebai’de
Olmalı onurdan ziyade huzur"
Benim mi bu el? Şu göğüs, benim mi?
Bana mı ait şu aynadan yansıyan görüntü?
Nasıl bana benden daha yabancı olur sevdiğim?
Gözümü alsan, onu duyarım; hissederim bu kez
Kulağımı da alsan; yitirsem duygularımı,
Bir soluk olur, içimin derinliklerine çektiğim;
Gözümü, kulağımı, burnumu, istersen bütün duyularımı al,
Yeter ki bir tek kalbimi bağışla, işte o zaman
Gereksindiğim canı bırakmış olursun bana,
İşte o zaman, nasıl olsa bulurum onu,
Aradığım yer koca bir dünya bile olsa.
Bana mı ait şu aynadan yansıyan görüntü?
Nasıl bana benden daha yabancı olur sevdiğim?
Gözümü alsan, onu duyarım; hissederim bu kez
Kulağımı da alsan; yitirsem duygularımı,
Bir soluk olur, içimin derinliklerine çektiğim;
Gözümü, kulağımı, burnumu, istersen bütün duyularımı al,
Yeter ki bir tek kalbimi bağışla, işte o zaman
Gereksindiğim canı bırakmış olursun bana,
İşte o zaman, nasıl olsa bulurum onu,
Aradığım yer koca bir dünya bile olsa.
Ey sen insanoğlu,- daha da korkunçsun,
Soluğumun yetip söyleyebileceğinden!
Soluğumun yetip söyleyebileceğinden!
On bir yıllık evlilik tüketir bütün sözcükleri,
Susuyorsam, artış kalmamıştır söylenecek, belli.
Susuyorsam, artış kalmamıştır söylenecek, belli.
Yalnızca delilerdir sırf düşüncedeki
Kötülükler yüzünden oturup acı çekenler
Kötülükler yüzünden oturup acı çekenler
Öyle ıssız ki bu ev sensiz! Sen yanımda değilsen,
Öyle yavaş ki bütün gün, sensiz geçireceğim
O saatlerin umursamaz akışı!
Öyle yavaş ki bütün gün, sensiz geçireceğim
O saatlerin umursamaz akışı!
“Elbet vardı bizim de bazı iyi yanlarımız,
İçimizde öyle fark edilmeksizin saklanan,
Ve dışa değil, daha çok yüreğimize yansıyan.”
İçimizde öyle fark edilmeksizin saklanan,
Ve dışa değil, daha çok yüreğimize yansıyan.”
“İçinde koca bir ateş yakacaktır ona hissettiklerin.”
“İçimde beni bırakan duygularımın terk edilmişliği.”
Aşk yoksa Olympos bile ıssız.
apollon mu ? ben mi ? aklını
şeytan mı aldı senin ? nedir bu, biri
köpek yerine koyarken, öteki tanrı kılmakta
şeytan mı aldı senin ? nedir bu, biri
köpek yerine koyarken, öteki tanrı kılmakta
Ah, Alkmene! Aşk eksikse eğer, Olimpos bile Çorak bir toprağa döner.
Var mı şu yeryüzünde övgülerinden tanrıların hoşlanmadığı bir günahkar?
Sence incitmez mi böyle bir suret arayışı o Tanrı’yı?
Kimdir aslında, onun sunağında dua ettiğin?
Emin misin taptığın bulutların üzerindekine?
Zincire vurulmuş duyularınla kavrayabilir misin onu? Yuvasına alışmış duyguların yürekli midir
böyle bir uçuş için kanat açabilecek kadar ?
Emin misin taptığın bulutların üzerindekine?
Zincire vurulmuş duyularınla kavrayabilir misin onu? Yuvasına alışmış duyguların yürekli midir
böyle bir uçuş için kanat açabilecek kadar ?
Alın yazısını değiştirebilir misin?
Fazla kibir şişirmiş seni.
Vay haline, diyorum, intikam alınacak kişinin.
İyilik yapmak istiyorsanız, karışmayın yeter.
Sinirimi bozuyorsun.
Canım çok sıkkın.
Bugün herkes zırdeli.
Niye hala kararsızım?
Toparla kendini.
Duyguların niçin şaşırtıyor seni?
Git, iyiliğinle eziyorsun beni.
Aklından ne geçiyor?
Aynaya yansıyan bu suret benim mi?
Sizi bu kadar üzen nedir, anlatın bana?
Bu oyunda senin rolün akıllı olmak.
Hiçbir şey nedir sana göre?
Daha çok hissedebilir mi insan kalbine saplanan hançeri?
Ciddiyete davet ediyorum seni,
Hiç sırası değil şakanın.
Hiç sırası değil şakanın.
Boş boş konuşma.
Sırf sen bana köpek muamelesi yap diye mi bunlar?
Yoksa artık güzel değil miyim ben?
On bir yıllık evlilikte kalmaz sohbet mohbet,
Zaten çok zaman oldu sana söyleyeli her şeyi.
Zaten çok zaman oldu sana söyleyeli her şeyi.
Burada durup seninle gevezelik mi edeyim?
Neye ihtiyacımız var birbirimizden başka?
Neden daha önce çekip gitmedin?
Ben bu labirentten nasıl çıkacağım?
Senin
Aklın başında mı?
Aklın başında mı?
– Nereye?
– Sana ne? Cehennemin dibine!
– Sana ne? Cehennemin dibine!
Cehennemden kovulmuş olsa,
Bu kadar sevimsiz gelmez bana.
Bu kadar sevimsiz gelmez bana.
Canın çıksın!
Çok akıllıyım!
Orada sinsi sinsi dolaşan kim?
Geçen haftadan beri bulamadım ki
Kemiklerini kırabileceğim birini.
Kavga olmayınca hamlıyor elim..
Kemiklerini kırabileceğim birini.
Kavga olmayınca hamlıyor elim..
Yalnızlığımın mimarıyla tanışmak istiyorum. Dünyayı o inşa etmeli ki hiç bir deprem yıkım getirmesin.
Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar ."
Elbet bizim de iyi taraflarımız vardır,
Fark edilmeden içimizde saklı kalan,
Dışımızdan çok yüreğimize yansıyan.
Fark edilmeden içimizde saklı kalan,
Dışımızdan çok yüreğimize yansıyan.
Bence, huzur veren günah, can sıkıcı erdeme yeğdir;
Benim özlü sözümse, Thebai’de,
Olmalı onurdan ziyade huzur.
Benim özlü sözümse, Thebai’de,
Olmalı onurdan ziyade huzur.
Aşk yoksa Olympos bile ıssız.
Sen içindeki kuyuya inip
Kendi putuna tapmıyor musun?
Kendi putuna tapmıyor musun?
Dün hayaldi bizi körleştiren,
Oysa bugün her şey olması gerektiği gibi.
Oysa bugün her şey olması gerektiği gibi.
Bence, huzur veren günah, can sıkıcı erdeme yeğdir
Ey sen insanoğlu, – daha da korkunçsun,
Soluğumun yetip söyleyebileceğimden!
Soluğumun yetip söyleyebileceğimden!