Aleksandr Belyaev kitaplarından Amphibian Man kitap alıntıları sizlerle…
Amphibian Man Kitap Alıntıları
Daha önce hiç ağlamamıştı ve şimdi her şeyin neden, suyun altında gözüktüğü gibi sisli ve bulanık göründüğüne şaşırmıştı.
“Suya atladım çünkü açık havada nefes almak çok güçtü benim için.”
Eğer benim hareketlerimde suç bulmak istiyorsanız, yasaların bütün şiddetiyle hüküm verin. Sizden hoşgörü dilenmiyorum.
Ölüm mü?Ölüm her yerde aynı
Sorun, insanın hayvandan evrildiği değil; onun bir hayvan olmayı bırakmadığında Kaba, kötü, akılsız.
Ve lütfen, beni rahat bırakın
Ah, bu zinciri koparmak mümkün olsaydı!
insan mükemmel değildir. Evrimsel gelişme sürecinde hayvan atalarıyla karşılaştırıldığında daha fazla avantajlar edinen insan, onlarla birlikte hayvansal gelişiminin alt evrelerinde sahip olduklarından çoğunu da kaybetmiştir.
Sorun, insanın hayvandan evrildiği değil, onun bir hayvan olmayı bırakmadığında Kaba, kötü, akılsız.
İnsanlar Öyle çok gürültü yapıyorlar, öyle berbat sigaralar içiyorlar, öyle kötü kokuyorlar ki!..
Neredeyse aklımı kaybedeceğim!
İnsanın su altında daha ikinci dakikada ölmesi ne talihsizlik! Öte yandan, eğer insan başlıksız, oksijensiz suyun altında yasayabilse ve çalışabilseydi? Ne büyük zenginliklere erişirdi!
Geceleyin karada sadece küçük, uzak yıldızlar, bir de ay var. Burada ise yumuşak renklerle yanan binlerce yıldız, binlerce ay, farklı farklı renklerde binlerce küçük güneş. Okyanusta gece, karadakiyle karşılaştırılamayacak kadar güzel.
Suya atladım çünkü açık havada nefes almak çok güçtü benim için.
İnsanlar Öyle çok gürültü yapıyorlar, öyle berbat sigaralar içiyorlar, öyle kötü kokuyorlar ki! Hayır, yunuslarla birlikteyken her şey daha iyi: onlar temiz ve neşeli.
Təkamül prosesində özünün heyvan əcdadlarından böyük üstünlüklər əldə etmiş insan eyni zamanda inkişafının aşağı mərhələlərində heyvanların malik olduğunun çoxunu itirmişdir.
– Acınacaqlı cəhət o deyildir ki, insan heyvandan əmələ gəlmişdir, xeyr, bəla burasındadır ki, o, heyvan olaraq qalır kobud, pis niyyətli, ağılsız heyvan.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bura okeandakı kimi deyildi. Burada hər şey özgənindir, hər şey bölüşdürülüb, hər şey hasara alınıb, her şey qorunur.
Acınacaqlı cəhət o deyildir ki,insan heyvandan əmələ gəlmişdir,xeyr,bəla burasındadır ki,o,heyvan olaraq qalır kobud,pis niyyətli,ağılsız heyvan.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ölüm mü? Ölüm her yerde aynı.
Yalnız kalmak, bu yeni izlenimlerden kurtulup kendine gelmek, bildiği ve gördüğü her şeyin anlamını çözmek istiyordu.
Korku ve hayal gücü nelere kadirdi!
Bunlar, bilime inandıklarından çok mucizelere inanıyorlardı ve verdikleri dersler de vaazlara benziyordu.
Sorun, insanın hayvandan evrildiği değil; onun bir hayvan olmayı bırakmadığında Kaba, kötü, akılsız.
Burası okyanus gibi değildi: her şey farklıydı, her şey birilerine aitti, her şey bölünmüştü, her şey korunuyordu. Bir tek sahipsiz kuşlar özgürce uçuyor, yol boyunca ötüyorlardı.
Çünkü her sanat, fikirle ve hayalle başlar.
Dərd onda deyil ki, insan heyvandan yaranıb. Dərd orasıdır ki, insan heyvandan yaransa da, heyvan olmağa davam edir – axmaq, qəzəbli və şüursuz.
İnsanlar, onlar çox səs-küylüdürlər, iyrənc siqarlar çəkilər, onlardan bərbad qoxu gəlir.
Bura okean kimi deyil. Burada hər şey saxtadır, hər şey hasarlanıb və qorunur. Ancaq quşlar kiməsə məxsus deyil. Yol boyu çığıraraq uçurlar. Həmin quşları tutmaq olar? Bəlkə də, onlar heç kimə məxsus deyillər. Burada asanlıqla bağların və kütlələrin arasında aclıqdan və susuzluqdan ölmək olar.
İnsanlar arasında sadəcə İxtiandr bilirdi ki, tufan, qasırğa, ildırım, dalğalar, yağış göylə okeanı, hava ilə suyu qarışdırandan sonra su oksigenlə zənginləşirdi. Belə olanda bütün balıqlar, okeandakı bütün canlılar canlanırdı.
Okeanda tanış balıq tapmaq, bu insan girdabında tanış simanı axtarıb tapmaqdan asandır.
Delfinlər quruda suda olduqlarından qat-qat ağır olurlar. Ümumiyyətlə sizdə hər şey ağırlaşır.
Axı bütün bunlar axmaqlıqdır. Hansı allah? Atam deyir ki, allah balaca uşaqlar üçün olan nağıldır. – deyə hərarətlə İxtiandr dedi.
Korku ve hayal gücü nelere kadirdi!
Cehenneme düştüysem zebanilerle iyi geçinmem gerek.
İki kişi aynı rüyayı göremez.
Su altına sadece iş için iniyoruz: köprü ayaklarını ve barajları kuruyoruz, batık gemileri çıkartıyoruz. Sadece bu! Ama bunu da büyük emeklerle, büyük risklerle, çoğunlukla da kurbanlar pahasına yapıyoruz. İnsanın su altında daha ikinci dakikadan ölmesi ne büyük talihsizlik! Öte yandan, eğer insan başlıksız, oksijensiz suyun altında yaşayabilse ve çalışabilseydi? Ne büyük zenginliklere erişirdi! İşte İhtiandr. Bana anlatıyor Ama insandaki açgözlülük şeytanını uyandırmaktan korkuyorum.
Haeckel’in biyolojik yasasına göre her canlı kendi gelişimi içinde canlıların binlerce yıllık hayatı boyunca geçirdiği biçimleri tekrar eder.
Küçükken babam bazen komşu bahçede yaşayan çocuklarla oynamama izin verirdi. Onların havuzda eldivensiz yüzdüklerini gördüğümde çok şaşırmıştım: ‘Gerçekten de eldivensiz yüzülebilir mi?’ diye sormuştum onlara. Ama hangi eldivenlerden söz ettiğimi anlamamışlardı, çünkü onların önünde yüzmüyordum.
Tam şu anda hık diye inme inse resmen mutlu ölmüş sayacaktım kendimi. Ölürken mutlu değil ama ölüp kurtulduğu için mutlu.
” Sorun, insanın hayvandan evrildiği değil; onun hayvan olmayı bırakmadığında Kaba, kötü, akılsız. ”
” Ama nasıl bir aptallık bu! Hangi tanrı ? Babam tanrının küçük çocuklar için bir masal olduğunu söylüyor! ”
Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayıramaz.
Hayır, denizi asla sizin boğucu, tozlu dünyanızla değişmem..
“Hayır, denizi asla sizin boğucu, tozlu dünyanıza değişmem!”
Haeckel’in biyolojik yasasına göre her canlı kendi gelişimi içinde canlıların binlerce yıllık hayatı boyunca geçirdiği biçimleri tekrar eder. Kesinlikle söylemek mümkündür ki, insanın da çok eski zamanlarda hem solungaçları hem de akciğerleri bulunuyordu.
Bu tuhaf bedenler şimdi İhtiandr’a nahoş görünüyordu. İnsanlar Öyle çok gürültü yapıyorlar, öyle berbat sigaralar içiyorlar, öyle kötü kokuyorlar ki!
Yalnız kalmak, bu yeni izlenimlerden kurtulup kendine gelmek, bildiği ve gördüğü her şeyin anlamını çözmek istiyordu.
Suyu atladım çünkü açık havada nefes almak çok güçtü benim için.
“Suya atladım çünkü açık havada nefes almak çok güçtü benim için.”
Okyanusta gece, karadakiyle karşılaştırılamayacak kadar daha güzel.
Eğer dalgalara karşı yüzüyorsan koyu lacivert görünüyorlarda, neden geri döndüğünde arkanda beyaz oluyorlar?
Cehenneme düştüysem zebanilerle iyi geçinmem gerek.
Eğer canavarı yakalayabilirsek, evcilleştirip inci avlamaya zorlayabilirsek… Suda yaşayabilen tek bir ucube bütün avcı mürettabatına bedel. Ve nasıl da kârlı olur! Her şey bir yana, çok kısa bir sürede yüz binlerce, milyonlarca pezo kazanmakta mümkün olabilir!
Dərd onda deyil ki, insan heyvandan yaranıb. Dərd orasıdır ki, insan heyvandan yaransa da, heyvan olmağa davam edir – axmaq, qəzəbli və şüursuz.
Ölüm mü? Ölüm her yerde aynı.
Düşünce her zaman aynıdır: insan mükemmel değildir.
Geminin mürettebatı ilk önce birinci sınıftaki zengin yolcuları kurtarmaya koyulmuş, geri kalanları ise kendi kaderlerine terk etmişlerdi.
Bu tuhaf bedenler şimdi İhtiandr’a nahoş görünüyordu. İnsanlar Öyle çok gürültü yapıyorlar, öyle berbat sigaralar içiyorlar, öyle kötü kokuyorlar ki!
İnsan görmek istemiyorum ben.
Suya atladığımda boğulmadım. Suya atladım çünkü açık havada nefes almak çok güçtü benim için.
Sorun, insanın hayvandan evrildiği değil; onun bir hayvan olmayı bırakmadığında Kaba, kötü, akılsız.
Ama deniz, sırlarını gizliyor.
Haeckel’in biyolojik yasasına göre her canlı kendi gelişmi içinde canlıların binlerce yıllık hayatı boyunca geçirdiği biçimleri tekrar eder.
Lanet olası beyazlar! diye homurdandı ihtiyar, dükkanında yalnız başına otururken. Bizi kendi topraklarımızdan sürdüler ve kölelerine çevirdiler. Çocuklarımızı sakatladılar, kızlarımızı kaçırdılar. Hepimizi yok etmek istiyorlar.
Ama nasıl bir aptallık bu! Hangi tanrı? Babam tanrının küçük çocuklar için bir masal olduğunu söyler!