İçeriğe geç

Alp Urungu Kitap Alıntıları – Ahmet Haldun Terzioğlu

Ahmet Haldun Terzioğlu kitaplarından Alp Urungu kitap alıntıları sizlerle…

Alp Urungu Kitap Alıntıları

Çok yaşamak değil önemli olan. Gereğince yaşamak ve iz bırakmak
Derler ki yüreğinde ardıl fikri olan hiçbir çözümü uygun bulmaz.
Kış da biter bir gün can da. Yaşam da biter. İş bütün bunların hakkını verebilmek, yaşarken erce yaşayabilmektir.
Alı severiz yurt için akan kanlarımız tutkusunda.
Türk’çe yaşayıp Türkçe konuşan budun
Bir yandan yasımız, öte yandan şenliğimiz
Yaşam budur gerçekte de Hüzün ve neşe bir arada
Güçlü olmak, birlik olmakla mümkündü.
Türk ulusunun yağısı çoktur Beg. Bunların en büyük amacı da ayrılık yaratmaktır.
Geçmişimizi, övünülesi geçmişimizi yinelemenin faydasını durmadan dillendirirdi.
Öğrenmenin ne çağı var ne sonu. Er öğrenebildiğine öğrenmeli, üstelik bunu üleşmeli.
Bambaşka anlamlar içerir bayrak bizim için. Bayrak her şeyimizdir. O Gök’tür. Gök’ü yanımızda, başımızda taşımaktır bayrak.
O ışıktır, yol gösterir.
O yurttur, dikildiği her yer sahiplenilir.
Onlar var olanı korumak için sıradan bir uruş içindeydiler.Biz ise çektiğimiz sıkıntıları sona erdirmek, özlediğimiz günlere yeniden dönmek ve devlet olmak için uruşuyorduk. Ülkümüz bizi coşturuyordu.
Anlatının güzelliği anlatanın sözleri ile şekillenir. Yapmak başkadır, anlatmak başka.
Her ayrılık bir hüznün izi oluyordu.
Uruş sürerken dinlenmenin tek bir yolu var o da uçmağa varmak.Uruşun sonuna sağ ulaşıp utkuyu tatmak da diğer seçenek. Bir Türk eri iki seçenek için de hazır hisseder kendisini.
Atalar sözü der ki:Havlayan it ısırmazsa itliği bile bir işe yaramaz!
Çıkarken de önce anamdan sonra atamdan alkış ve izin isterim.
*Göçer Türklerde töredir. Çadır ata çadırı da olsa çadırın egemeni anadır. O nedenle önce o esenlenir. Bu töre Türk’ün kadına verdiği değeri gösteren en iyi kanıttır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ad verilmez, alınır.
▪︎ Çok yaşamak değil önemli olan. Gereğince yaşamak ve iz bırakmak
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
▪︎ Acuna yiğitler düzen vermeli. Kancıklar değil Bilge kağanlar ulusların, bilge begler budunların başında olmalı. Kahpeler değil
▪︎ Çin bu. Neredeyse varlığını oyun üzerine kurmuş. Budunları içten yıkmakla, birbirine düşürmekle bulmuş.
▪︎Kış da biter bir gün can da. Yaşamda biter. İş bütün bunların hakkını verebilmek, yaşarken erce yaşayabilmektir.
Türk, Ötüken Yış’tan uzakta yoksun hisseder kendini. Bu yoksunluk içindeydim.
Birliği bozanı Tanrı bağışlamaz. Hele ki Türk’e ihanet edeni
Dilde, inançta var olmak, Türk’e dair özleri korumak için ulustan, yurttan, töreden uzak düşmemek gerek.
Tanrı devletsiz komaz bizi!
Yok olmamak buydu işte. Çağları aşmak, çağlara ulaşmak
Biz başka, bambaşka bir ulustuk.
Bu işin sonunda büyük bir kut bekliyordu Ulu Türk’ü. Ne mutlu bana böylesi büyük bir ulusun eriyim!
Atalar sözü der ki: Havlayan it ısırmazsa, itliği bile bir işe yaramaz!
Devlet olup Ötüken Yış’ı başkent edelim yeniden.
Göçer Türklerde töredir. Çadır ata çadırı da olsa çadırın egemeni anadır. O nedenle önce o esenlenir. Bu töre Türk’ün kadına verdiği değeri gösteren iyi bir kanıttır.
Umut Ötüken Yış’tır.
Beg dediğin eli açık olacak ki budunu onu saysın.
Kış da biter bir gün can da. Yaşamda biter. İş bütün bunların hakkını verebilmek, yaşarken erce yaşayabilmektir.
Sen seversen ben de severim.
Çin bu.
Neredeyse varlığını oyun üzerine kurmuş.
Budunları içten yıkmakla, birbirine düşürmekle bulmuş.
Çeliğe su veren soyuz.
Öğrenmenin ne çağı var ne de sonu.
Uruşa (savaşa) gideceğim günü öylesine özlüyordum ki Kanımızdandır bu özlem, varlığımızdandır. Ne sonradan olur ne de zorla konulur.
Tanrı Türk’ü bütün kişioğullarından üstün ve yetkin kılmıştı.
Tanrı, Türk’ü devletsiz dilememiştir.
Acuna yiğitler düzen vermeli.
Kancıklar değil
Bilge kağanlar ulusların,bilge begler budunların başında olmalı.
Kahpeler değil
Vay ki bizi yok etmeye çalışanlara. Gök’ün koruduğu Türk ulusu er ya da geç kıyınını keser, dersini verir. Hak ettiği dersi alır Türk yağısı olan bütün uluslar.
Birliği asla unutmamalı. Unutan,aslını da özünü de unutur. Ayrılık bellerse yok olur ya da kimliğini yitirir gider. Gün gelir , Tanrı saklasın,kendini başka bir ulusun parçası beller. Özüne , ulusuna yağı olur.
Çok yaşamak değil önemli olan. Gereğince yaşamak ve iz bırakmak
Ne acı, kişinin ulusundan ayrı düşmesi. Türklüğü unutmak ne acı.
Dilde, inançta var olmak, Türk’e dair özleri korumak için ulustan, yurttan, töreden uzak düşmemek gerek.
Acuna düzen vermek, acunu yönetmek bizim işimizdi. Tanrı böyle istemiş, bundan dolayı yaratmıştı Türk’ü.
Birilerini neden benlik duygusu teslim alırdı?
Acılar daha bir çökertmiş yüzünü.
Töre bozulursa ulus bozulur.
İnandığımız renkler, elbette belirlediğimiz, tutkunu olduğumuz renklerdir. Yeşili severiz ki hep yeşil özlemi vardır içimizde. Alı severiz yurt için akan kanlarımız tutkusunda. Sarıyı severiz, güneşin ışıklarını hatırlattığınca. İlla da Gök rengini severiz, Gök bayrakla yükselterek ve akı severiz. Ak, Tanrı’nın imidir. Kut ile tanımlanır.
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!
Biz, uruşa tutkun Türk ulusu
Aynı ülkünün ucundan tutanların, o sıcaklığı duyanların hissi kuvvetlidir.
Öğrenmenin ne çağı var ne sonu.
Uruşun en yiğit şekliydi. Tuzaksız, pususuz Türk’e yakışan
Ayrılık acısının ne olduğunu çok iyi anlıyordu çocuksu yüreğim. Çocuk değil, çocuksu
Ötüken Yış
Öylesine merak ediyordum ki kutlu kaynağımızı. Atalarımızdan bize armağan kalan kutlu yurdu.
Meraklanma dedi. O çok mutlu şimdi. Unutma, ama çok da üzülme!
Onun eksikliği yüreğimi acıtıyordu. İlk ve en büyük acımdı.
Yanına nefes nefese vardığımda da tek söz etmedi. Benim de konuşmak gibi bir amacım yoktu.
Bilmek için illa da yaşamak gerekmez. Bir bilenden, yaşayandan dinlemek zaman kazandırır.
Böylesi özlemek ne kötü!
Oysa doğan her gün, yeni çileler getiriyordu.
Düşümüz, kökümüz elbette Ötüken Yış
Özümüz, toprağımız, canımız
Birliği bozan, kut bulmasın!
Böyle anılıp böyle yaşamışız. Baş eğmemişiz yağıya, aykırı düşmemişiz Türk töresine.
“Gençlik” dedi sessizce “Her olanın ardından düşüncelere dalmak, yeni düşünceleri kovalamak. Kocamışlıkta ise kişioğlu oluruna bırakır olanları. olacaktır nasılsa. Usa dert yüklemenin bir anlamı yok.
Bir kökten gelenlerin bu köke sahip çıkmaları gerekir Beg. Çocuklarıma, torunlarıma bırakacağımız en güzel armağandır.
Çadırdan çıkarken de önce anamdan sonra atamdan alkış ve izin isterim*
*Göçer Türklerde töredir. Çadır Ata çadırı olsa da çadırın egemeni anadır. O nedenle önce o esenlenir.
Birliği bozan, kut bulmasın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir