İçeriğe geç

Albaya Mektup Yok Kitap Alıntıları – Gabriel Garcia Marquez

Gabriel Garcia Marquez kitaplarından Albaya Mektup Yok kitap alıntıları sizlerle…

Albaya Mektup Yok Kitap Alıntıları

Umut karın doyurmaz, dedi kadın.
Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, diye yanıtladı albay.
#8212;
Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey.
#8212;
Böyledir işte
İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz.
#8212;
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
#8212;
Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor.
Gitarın yukarısında raptiyeyle tutturulmuş bir yazı vardı: SİYASET KONUŞMAK YASAKTIR.
Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor.
Bugün kesinlikle gelmesi gerekiyordu,” dedi albay. Posta şefi omuzlarını silkti. “Kesinlikle gelen tek şey ölümdür albay.”
Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir.
Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor…
“Sen de açlıktan ölüyorsun”dedi kadın. “Gururun karın doyurmadığını biliyorsun herhalde”
Yirmi yıldır her seçimden sonra sana vaat ettikleri renkli küçük kuşları bekliyoruz ve elimize geçen tek şey ölü bir oğul…
Her şeye boyun eğip soylu davranmaktan bıktım…
Bazen günlerce yemek pişirmediğimizi komşular anlamasın diye, tencereye taş koyup kaynatmak zorunda kaldım…
Albay 40 yıldır paylaşılan yaşamın, paylaşılan açlığın ve acının karısını tanımasına yetmemiş olduğunu düşündü…

Kötü bir durumun en kötü yani bize yalan söyletmesidir…
“Umut karın doyurmaz,” dedi kadın.
“Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar” diye yanıtladı albay…
Dilencilerin seçme hakkı yoktur…
İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz…
Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküz sabrı olmalı, sen de olduğu gibi…
“Sansür konduğundan beri gazeteler yalnız Avrupa’dan söz eder oldu,” dedi.
“En iyisi Avrupalılar buraya gelsin, biz de oraya gidelim. Böylelikle herkes kendi ülkesinde neler olup bittiğini öğrenebilir.”
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor…
İyi olduğum zaman ölüleri diriltebilirim…
“O kadar saf olmayın albay,” dedi doktor. “Mesih’i beklemek için fazla yaşlandık artık.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Biz de oğlumuzun yetimleriyiz…
“Umut karın doyurmaz, dedi kadın.
Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, diye yanıtladı albay.”
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey.”
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
Bendeki bu şey bir hastalık değil yavaş bir ölüm
Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor.
Umut karın doyurmaz, dedi kadın.
Kesinlikle gelen tek şey ölümdür albay.
Canlı canlı çürüyoruz.
— Umut karın doyurmaz.
— Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar.
Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir.
Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey.
İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz.
Dünya bozuldu.
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
Canlı canlı çürüyoruz.
Dilencilerin seçme hakkı yoktur.
umut karın doyurmaz, dedi kadın.
karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, diye yanıtladı albay.
Gözlerinde bir kurbağanın hüznü vardı.
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
“Bendeki bu şey bir hastalık değil yavaş bir ölüm”
“Kaç kez, bazen günlerce yemek pişirmediğimizi komşular anlamasın diye, tencereye taş koyup kaynatmak zorunda kaldım.”
“Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey.”
“Herkes ölümün bir kadın olduğunu söyler.”
“Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi.”
Rutubet iliklerime işledi.
Ekimde gömülmek korkunç olmalı.
Bendeki bu şey bir hastalık değil yavaş bir ölüm.
Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir.
Umut karın doyurmaz, dedi kadın.
Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, diye yanıtladı albay.
Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey.
Kesinlikle gelen tek şey ölümdür albay.
“Umut karın doyurmuyor” dedi kadın
“Karın doyurmaz ama ayakta tutar” dedi Albay
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
“Bugün kesinlikle gelmesi gerekiyordu. dedi albay.
Posta şefi omuzlarını silkti:
“Kesinlikle gelen tek şey ölümdür, albay.”
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.
Kadının sabrı taşmıştı.
”Peki o zamana kadar ne yiyeceğiz? ”
”Elinin körünü. ”
”Umut karın doyurmaz, ” dedi kadın.
”Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, ”
Bu sıcak insanın kafasındaki vidaları paslandırıyor.
”Bu sıcak insanın kafasındaki vidaları paslandırıyor. ”
”Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi. ”
Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor.
Umut karın doyurmaz, dedi kadın.
Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar, diye yanıtladı albay.
Hayat şimdiye kadar icat edilen en güzel şey.
Kesinlikle gelen tek şey ölümdür albay.
Oysa gerçekte onu yalnızca mektuba bağladığı umut ayakta tutuyordu.
Hiçbir zaman çok geç sayılmaz,
Önemi yok. Büyük şeyler için bekleyen, küçük şeyler için de bekleyebilir
İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir