İçeriğe geç

Aklımda Güzel Kal Kitap Alıntıları – Halis Karabenli

Halis Karabenli kitaplarından Aklımda Güzel Kal kitap alıntıları sizlerle…

Aklımda Güzel Kal Kitap Alıntıları

Hafızamı hiç zorlamadan,aynı sahneleri,aynı yaşadıklarımızı,defalarca izliyorum.
Benim baktğım uzaklara , onlar adım atmadan gittiler.
Öyle kolay buldular ki sevdiklerini, öyle kolay harcadılar sonra.
Yine duamdır:
Allah , ömrümü ömrüne kavuştursun
Çünkü gitmek demek;önünde sonunda başkasının sana dokunabilme ihtimaline göz yummak demektir
Benim baktğım uzaklara , onlar adım atmadan gittiler.
Öyle kolay buldular ki sevdiklerini, öyle kolay harcadılar sonra.
Yine duamdır:
Allah , ömrümü ömrüne kavuştursun
Baktım, benden başka herkes kendini sevmiş.
Nasılda yalandan kuşlar çizdiler kâğıtlara
Nasıl da inandım uçtuklarına.
Kalbim, canım, dirilişim, Tenimdeki ince nakış, kadınım Şah damarımdan yakın olmazsa, yanımda saymam seni.
Bir kadının en güzel hali şudur, bilmem şudur, o olmazsa kesin şudur, diye bir sürü şey söylüyorlardı. Ben, seni saçlarını toplarken gördüm. O zaman içimden demiştim işte; Giderse, bunu hatırlamak öldürecek beni.
Baktım da , benden başka herkes kendini sevmiş.
Nasılda yalandan kuşlar çizdiler kâğıtlara
Nasıl da inandım uçtuklarına.
Belki de uçsuz bucaksız şefkatin beni bu kadar rahat ve pervasız davranmaya itiyordu.
Bazen on binlerce kelimeyle anlatamadığınız bir durumu birkaç kelimelik bir küfürle ifade edersiniz.
Ama bizim yolumuz burada bitmişti. Bir menekşenin yaşamak için ihtiyacı olan su kadardık ikimiz de.
Kimseye dert yanmam.
Kırılsam bile, kendi içime çarpar kanatlarım.
Ki çoktan kırıldım.
Dudağın üstü kaç kuşun barınağı? Kaç kuş sığıyor oraya? Yada onlarda kendi aralarında kavga ediyorlar mı sesine en yakın yerde uyumak için? Bana da yer var mı?
Baktım, benden başka herkes kendini sevmiş.
Nasılda yalandan kuşlar çizdiler kâğıtlara
Nasıl da inandım uçtuklarına.
Bir laf vardır, Açılmamış kanatların uzunluğunu bilemezsin. İnsanlarda bundan farklı değildir. Kendini saklayan birinin nerede saklandığını, ne düşündüğünü bilmez ve hatta varlığını ispat dahi edemezsin.

Aklımda Güzel Kal, Halis Karabenli

Bir kadının en güzel hali şudur, bilmem şudur, o olmazsa kesin şudur, diye bir sürü şey söylüyorlardır. Ben, seni saçlarını toplarken gördüm.
O zaman içimden demiştim işte: Giderse, bunu hatırlamak öldürecek beni.

Aklımda Güzel Kal, Halis Karabenli

nihayetinde başkalarının fotoğrafına yine bakıyor ve o akıl almaz soruyu bu defa sana soruyorum :
neyimi sevmedin sen benim? neyim eksikti?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Unutma! Bazen geç kalacak zaman bile olmaz. Her şey bitmiştir çoktan
Yalnız mı kaldık şimdi? Sahi böyle mi oluyordu yalnızlık, konuşmayınca
bazılarının, bazılarını nasıl ve ne çok sevdiğini görünce, ister istemez içi burkuluyor insanın
Israrla kuşlar diyorum. Onların yerlerinde gözüm var
İnsanın kendini doğru ifade etmesi kadar zor bir şey yok. Hep bir şeyler ters gidiyor sanki. Ya zaman yanlış oluyor ya da insan.
hep korktun yaşanacak şeylere
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
elimden tut istedim. tut ve gidelim buralardan.
sana hayatını beraber yaşayabileceğin biri değil ; kendi başarısızlıkların, uyumsuzlukların için bile suçlayabileceğin biri lazımdı çok geç kalmıştım bunu gördüğümde.
böyle ucuz bir seni seviyorumun bedeli, bu kadar ağır olmamalıydı
ellerimi sıkıca tutup hiç gitmem dediğini anımsıyorum şimdilerde ve beraber kurduğumuz gelecek hayalleri rüyalarıma bile gelmiyor artık.
sana karşı gelebilecek gücü kendimde buluyorum. gitmemen için kapıyı kilitlemeye çalışıyorum. içeride kal, içeride kalalım istiyorum.
gitme ne olur. beni duy. bana yine dokun.
sen, kendini benim kadar merak ettin mi hiç?
içime işlediğin doğru uzaklarıma baktığın hatta uzaklarıma gittiğin doğru
En azından bu saçma dünyada seni tanıdım. dünyanın diğer yarısının canı cehenneme!
ben bu sabah lanet olsun, seni çok özledim.
Ben bu sabah, yine olmak istediğim yerde uyanamadım.
Seni sevmeye başladığımda, yaşanacak bir karış toprak dahi kalmamış ve kuşlara, ota, boka, çiçeğe; aklına ne geliyorsa hepsini ama hepsine çoktan şiir yazılmıştı.
Yahu, neden başkasına da böyle güzel gülüyordu?
bilirsin beni ; içimdeki Sessizlik uyanmaz başkasına. hasretini dahi kimsenin varlığına değişmem.
bu saçma yokluğunun sebebinden söz etmek istiyorum. ya da sen söyle, nereden başlayalım her şeyin başlaması için?
Gitme diyebilecek kadar hala benimleyken, yalnız bırakma beni daha fazla
Gitmek istiyorum her neredeysem.. hayatımın penceresinden kimsenin içeri bakmasını istemiyorum.
Korkum, seni başkasının sevmesi değil, senin başkasını sevebilme ihtimalin.
Kaybolmuşuz ve korkum, bizi eliyle koymuş gibi başkasını bulması.
Yüzümün kenarına iliştirdiğin tebessüm gittikçe kayboluyor. Akılalmaz bir şekilde terk ediliyorum kendimce
Bana bıraktıklarına sarılamıyorum ve sende kalanlarımı çok özlüyorum
Üstünde işe yaramayan ama sadece ağırlık yapan bir zırh var, sen yokken sesim ölüyor..
Bazı şeylerin devamı yoktur. Bazı şeyler dediğim şeylerin de aslında bana hep iyi gelen şeyler olması da ayrıca ne tuhaf ve manidar, bunu tartışmak bile istemiyorum
Ben, bu yüzsüz cümlenin sahteliğini anlayacak kadar yaşadım hayatta kimsenin vazgeçilmez olmadığını, menfaatin mutlaka ama mutlaka bir yerde üstün geldiğini; kopmaz, kırılmaz, bükülmez hiçbir şeyin olmadığını iyi belledim
” ölümden öte köy yok, ” sözü geliyor aklıma. kıymetini bilmediğimiz ne varsa ; tövbesi, dönüşü yok o çizgiyi geçince
” arkasından ağlarım, ”diyorsanız, omzunda ağlamaktan gocunmayın. sarılın, değer bilin, yalandan uzak durun ve bu hayatın bir gün biteceğini anımsayın mutlaka.
böyleydik yani biz bir vakit direndik. parkları, yolları, aynı bardağı, aynı kaşığı ve aynı dudakları istila ettik sadece..
yağmur yağdı, rüzgar esti, sigara içilmesi yasak olan bir yerde sigara içtik, kafası güzellere imrendik ;
” bu böyle daha çok sürecek mi? ”
ellerine baktım, parmakları artık yüzümdeydi. serçe parmağı dudağıma hafifçe dokunuyor ve işaret parmaklarıyla da sağ gözümün altına parmak izlerini bırakıyordu. yıllar önce ondan zorla alınmış bir şey gibiydim sanki ve o şimdi, kaybettiği şeye geri sahip oluyordu. yüzümü hafifçe eğdim ve gözlerimi kapatıp avcunun içine bıraktım kendimi. o küçük ellerinin ortası, geniş bir evin avlusu gibiydi
Öyle ki ölen bir şey, mutlaka senden bir parçayı yanında götürürdü. Neyimi alacaktı bu defa?
Daha önce ölen birini görmemiştim kendimden başka
fakat bazı şeyleri yeniden yaşamaya hazır hissetmiyordum kendimi
Kalbim sessizce başını öne eğdi ve kendini dinlemek istediğini, söyledi
biri gidecekse, yolu göster kimsenin son nefesi olma. sebep saymasınlar seni
Sevginin kaynağının bir başka insanda olmadığını, sen sevdiğin zaman sevginin ortaya çıktığını gör
Başkasına ne düşündüğü önemli değil. ben, kendimce doğru olduğundan emin olduğum şeyi yaptım
Neden beni yaraladın? yaraladığın bu yer neden kabuğunu dışlıyor kendinden. Neden iyileşmek istemiyor? Bir yara nasıl oluyor da kendini bu kadar koruyabiliyor?
Dörtbir yanımdın sen benim
Bu kadar zorsa her şey, neden kolayca bitiyor bitirmek istemediklerimiz?
Ve hiçbir şey kötü bir rüya değil, her şey kötü bir gerçekti
Şu olur dediğim hiçbir şey olmadı gerçekten. Sanki olmamak için olmuştu her şey..
sabah her şeyden vazgeçerek uyanmak diye bir şey var
ben, bir nergis çiçeğinin müptelası oldum.
sevdim ben sevgilim, çok sevdim seni.
kendi üzerime çiçek bırakıp kendi ölümüme güldüm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir