Fazıl Say kitaplarından Akılla Bir Konuşmam Oldu kitap alıntıları sizlerle…
Akılla Bir Konuşmam Oldu Kitap Alıntıları
”Ben kızgın çölüm/sen yıldızsız göğünle ”
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi
Tartışırken, başkaları tarafından sürüklenmemek lazım.
Tartışabilmek de tecrübe işi.
Yaşama olan inancından asla vazgeçmemeli insan.
Umutları yitirmemeli
Sevgiden asla vazgeçmemeli.
Barıştan ve mutluluktan da
Asla vazgeçme
Farklılıklarla dost olmak gerekiyor, ki onlar da seninle dost kalabilsin. Ama önce kendi yaşamınla dost olman lazım.
Doğada da sesler var. Ama müzik dediğimiz şey, insanın doğadaki sesleri organize etmiş halidir.
Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır der usta yönetmen Andrey Tarkovski. Sanat, dünya üzeri pek çok kötülüğe karşı, savaşlara, ölümlere karşı, insanoğluna umut olmuştur, resimle, müzikle, dansla, şiirlerle, heykellerle
Umuttur sanat. Mozart umuttur. Chagall umuttur. Nazım Hikmet umuttur. Yaşar Kemal umuttur. İyinin dokunduğu yerden filizlenen yeteneklerini geliştirerek ürettiler ve kimsenin yapamadığını yaparak insanoğluna umut oldular.
Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.
”Pop kültürünün ezip geçtiği bir dünyadan bahsediyoruz. Ve bunun tek defansının sağlam bir eğitim sisteminde yattığını biliyoruz. ”
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Göğüslemek için karanlık yarınları
Gemimiz ne zaman açık denizlere açılsa, başlar tekinsiz sessizlikleri ve yeraltından konuşmaları Ama duyarız seslerini.
Bu sesler hep terk edilmenin çaresizliğidir. Açık denizler ise hep Daha ileri daha ileri der. Kendi ruhumuza sorsak Fora fora nedir? diye.
Bilginin gücüdür.
Sükûnetin tedavisidir.
Çalışkanlıktır.
Yeniye cesaret vermektir.
Üretmektir sonsuza kadar.
, Nazım Hikmet hapishanedeki dokuzuncu yılında yazdığı ve umutsuzluğa kapıldığı bir şiirinde şunu der:
Arda kalan;Sevmek, düşünmek ve anlamak
Ahmed Arif’in dediği gibi:
Her taraf puşt zulası
Müzik, en evrensel dildir.
Yaşamaya ve yaşatmaya olan inanç.
Karanlığın içinde ışık saçan Atatürk
Yaşama olan inancından asla vazgeçmemeli insan.
Umutları yitirmemeli
Sevgiden asla vazgeçmemeli.
Barıştan ve mutluluktan da
Asla vazgeçme – Fazıl Say-
Şöyledir Altıok’un bir dizesi:
Yüreğimde yılkı,aklımda ölüm vardı
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Uğur Mumcu’yu çok arıyoruz o günden beri. İnsanlık çok arıyor.
Çünkü Vurulduk ey halkım .
Benimki gibi (Hayyam retweet) çok fazla dava oldu. Hatta mention edildiği için savcılığa ifade vermeye giden (yani başka birinin sizin haberiniz yokken bir gönderinin altına sizin isminizi eklemesi!) bir dostum bile oldu. Çok tanınmış bir yazardı.
Fazla fikir yazılmıyor artık.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hayyam-retweet davası, 2013 yılında benim on ay hapis cezası aldığım ve Yargıtay’ın iki yıl sonra kararı bozmasının ardından yeniden görülen, 10 Eylül 2016’da da beraat ettiğim bir davadır.
Bunun yanında açılan diğer tüm davaları da kazanmıştık. Ben bu dönemi hatırlamak istemiyorum. Bu dönemde yaşadıklarımızı, mahkeme koridorlarını, uzun dünya turnelerinden dönüp uçaktan inince ilk iş savcılığa -yine ifade vermeye- gidişlerimi, hiçbir şeyi, hatırlamak ve anmak istemiyorum.
Sükûnet içinde müziğimi yapmak istiyorum.
Ahmed Arif’in dediği gibi:
Her taraf puşt zulası
Karanlığın içinde ışık saçan Atatürk.
Çınar ağacı yaşar, yürüyen köşk yaşar, Atatürk yaşar!..
Ölümler içinde kimi zaman Fırat akar, kimi zaman Dicle,
kimi zaman ay ve gecenin karanlığı anlatılır
Yasadışı bir aşk ! Bölücü bir aşk ! Hâlâ duyuyorum onların kahkahalarını
Başka gezegenlerde deniz de var üstelik
İnsanoğlunun yaşanmışlığı ve emeği kalıcı olmalı.
Ama kusur arayacaksak tüm sanatçılarda buluruz. Meselemiz ne? Kusur aramak mı? Bunları görmemek daha iyidir. Müziğin bizi sarmallamasına bırakalım. Bir dahi zihni ile bizi başka evrenlere götürüyor.
Bugünler geçecek, güzel günler gelecek. Bundan eminiz. Elbet bazı korkakların affı gönüllerimizde olamayacak.
Kin duymanın da anlamı yok. Bürokrasi denilen sanat karşıtı çamurun sonu gelecektir.
Mithat Fenmen,
Gördüğün her şeyi piyanoyla anlat çocuğum.
Ölü çocuk bedenleri afetlerdeki gibi kıyılara vurdu. İnsanoğlu ve insanlık paramparça oldu. Yukarıdaki siyasiler sayı ve ücret tartışırken Ege her gün onlarca insanın daha mezarı oluyordu.
Çok da iyi bir dünya değil aslında burası , yine de umutlarınızı yok etmeyin. Bu evrende iyi de var.
Atatürk, bu halkın gönlündedir.
Hayatta yıkmak kolaydır;yaratmak, var etmek zordur.
Müzik, en evrensel dildir.
İnsan iyi hissederse iyi yaşar.
“İyi” ile sarmalandığında iyi şeyler üretir.
İyi hissetmeyi, iyiye inanırsa bulur.
“İyi”yi kimi insan Tanrı’da bulur, kimisi meleklerde.
Kimisi çiçeklerde, kimisi ağaçlarda.
Kimisi aşkta, kimisi sevgilide, kimisi çocuklarda,
kimisi müzikte, kimisi fizikte.
İyiden aldığımız güçle yaşarız.
İyinin dokunduğu yerden filizleniriz.
İyiden aldığımız güçle yaptıklarımız “umut” olur.
Tabular ve önyargılarla insanlar birbirini düşman ilan ediyor.
Çok da iyi bir dünya değil aslında burası.
Yine de umutlarınızı yok etmeyin. Bu evrende iyi de var.
Sabırlı ol. Güçlü ol. İçine çek nefesi.
Hayatı, iyiyi içine çek.
“Evrendeki iyiden asla vazgeçme.”
Ahmed Arif’in dediği gibi ; Her taraf puşt zulası.
Şarkıyı hep sözleriyle anar Türkler Şarkıdan bir cümleyi alır,Ne güzel demiş der, Ne güzel müzik yapmış demez.Demez,çünkü o bir kavram olamamış benliğinde henüz.Müziğe güvenmiyor,sadece sözlere güveniyor.Sözler hoşuna gittiyse müzik iyi,değilse de, işte iyidir herhalde
Farklılıklarla dost olmal gerekiyor ki onlar da seninle dost kalabilsin.Ama önce kendi yaşamınla dost olman lazım.
Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.
Dost olmak,dost olmayı denemekle başlar
Türkiye’nin en yetenekli,en güzel,en taze genç sesleri,en iyi yıllarında,zaten kurumlarda kadro bulamamaktaydılar;kadro yoktu!
İnsanlar düşüncelerini yüreklerine gömdüler,en fazla aralarında konuşuyorlar.Sosyal medyada düşündüğünü yazmak hayli azaldı.Çünkü insanlar hayatlarına büyük zararlar verebiliyorlar.
Çok iyi müzisyen olabilirsiniz.Ama çok iyi müzisyenliğinizi kayıtlarınıza ve kalıcılığınıza aktarmakta başarılı oylamazsanız eğer,işte o zaman,çok da iyi bir müzisyen olarak kalamazsanız.
Bir orkestra eserini,piyano başında bestelemeniz iyi bir fikir değildir.Piyano sesleri,kafanızda duyacağınız orkestraya mani olabilir.
Klasik müzik organizasyonları,genelde sanatçılarını kaliteli otellerde ağırlar.Kalite elbette ki mühim konu Yaşınız ilerledikçe,şöhretiniz arttıkça,otellerin seviyesi de yükselir.
Almanya’da bira içmek ve patates yemekle ilgili hiçbir sorunum yok.Beethoven öyle yaptıysa biz de yaparız.
Farklılıklarla dost olmak gerekiyor ki onlar da seninle dost kalabilsin. Ama önce kendi yaşamınla dost olman lazım.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok oda yok.
İyiden aldığımız güçle yaşarız. İyinin dokunduğu yerden filizleniriz. İyiden aldığımız güçle yaptıklarımız ‘umut’ olur diğer insanlar için de. Umutlar olmadan da yaşanmaz ki.
‘Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiği vakit, dünya aydınlığa kavuşacaktır.’
Bilmiyorum !
Zaman neyi ne kadar değiştirecek ?
Sevginin gücü,güce olan sevgiyi yendiği vakit dünya aydınlığa kavuşacaktır.
‘
Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.
Gayet inançlı bir insanım. Dünyada kültürün ve sanatın etkisinin zamanla artacağına inanıyorum. Dünyada din sömürüsünün etkisini yitireceğine inanıyorum. Ölüm kültürünün zamanla azalacağına ve biteceğine inanıyorum. Bir çok eskimiş tabunun zamanla yok olacağına inanıyorum.
Hayatta hiçbir şey imkansız değildir.
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Göğüslemek için karanlık yarınları
Akılla bir konuşmam oldu dün gece
Sana soracaklarım var dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin
Yaşamaktan bezdim ne yapsam?
Bir kaç yıl daha katlan dedi
Nedir, dedim bu yaşamak?
Bir düş dedi, bir kaç görüntü
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal dedi.
Ne derdim bu adamlara dedim?
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar dedi.
Benim bu deli gönlüm dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca dedi.
Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi
Bir kopist (nota yazımcı), haftanın beş günü, her gün sekiz saat Mozart’ın eserlerini yazsa, bu yirmi yıl sürer. Mozart’ın sadece nota yazmadığını, bu eserleri yarattığını ve üzerinde çalıştığını da düşünürsek
Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiği vakit, dünya aydınlığa kavuşacaktır.
İnsan iyi hissederse iyi yaşar.
“İyi” ile sarmalandığında iyi şeyler üretir.
İyi hissetmeyi, iyiye inanırsa bulur.
“İyi”yi kimi insan Tanrı’da bulur, kimisi meleklerde.
Kimisi çiçeklerde, kimisi ağaçlarda.
Kimisi aşkta, kimisi sevgilide, kimisi çocuklarda,
kimisi müzikte, kimisi fizikte.
İyiden aldığımız güçle yaşarız.
İyinin dokunduğu yerden filizleniriz.
İyiden aldığımız güçle yaptıklarımız “umut” olur.
Tabular ve önyargılarla insanlar birbirini düşman ilan ediyor.
Çok da iyi bir dünya değil aslında burası.
Yine de umutlarınızı yok etmeyin. Bu evrende iyi de var.
Sabırlı ol. Güçlü ol. İçine çek nefesi.
Hayatı, iyiyi içine çek.
“Evrendeki iyiden asla vazgeçme.”
“Akılla bir konuşmam oldu dün gece
Sana soracaklarım var dedim
Sen ki her bilginin temelisin
Bana yol göstermelisin
Yaşamaktan bezdim ne yapsam
Birkaç yıl daha katlan dedi
Nedir dedim bu yaşamak
Bir düş dedi birkaç görüntü
Evi barkı olmak nedir dedim
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek dedi
Bu zorbalar ne biçim adamlar dedim
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi
Ne dersin bu adamlara dedim
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi
Benim bu deli gönlüm dedim
Ne zaman akıllanacak
Biraz daha kulağı burkulunca dedi
Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin dedim
Dizmiş alt alta sözleri
Hoşbeş etmiş derim dedi
Ben olmayınca bu güller yok
Ben olmayınca bu serviler yok
Kızıl kızıl dudaklar yok
Mis kokulu şaraplar yok
Sabahlar, akşamlar yok
Sevinçler tasalar yok
Ben düşündükçe var dünya
Ben yok o da yok“
“Yıkmak kolaydır. Yaratmak ise en zor olanı.”
“Sevgi içinde beraber yaşamak ve tüm dünya ile en iyi şekilde dost kalabilmekti. Gerçek ‘güç’ buydu, sadece sevgiyle mümkündü.”
“Düşmanlarım? Onları kitaba yazmıyorum, gönül yarasında yazılılar zaten.”