İçeriğe geç

Ailede İletişim Sanatı Kitap Alıntıları – Candemir Doğan

Candemir Doğan kitaplarından Ailede İletişim Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Ailede İletişim Sanatı Kitap Alıntıları

İnsanı görgülü yapan, uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir ilgidir.
İleri düşünceli, münevver bir kimse kendi aklıyla düşünür, kendi gönlüyle hisseder.
İnsan teorik bilgide ne kadar derinleşirse derinleşsin o bilgilerini uygulamaya yükseltmediğinde onlardan hiçbir fayda sağlayamaz.( ) Bilginin mutluluğa dönüşümünün lezzetini, bedeniyle birlikte ruhunda yaşayarak doyasıya tadamaz.
Sadece cilve, endam, yüz güzelliği, tahsil ve zenginlik gibi zaman içinde değişebilecek değerlere bağlı olarak gerçekleştirilen evliliklerin huzurlu bir şekilde uzun soluklu devam edebilmesi çok zordur.
Bir çözüm tarzını istemediği halde karşısındaki memnun olsun diye kabul etmek, iki kişinin arasındaki ilişkinin sağlıklı sürdürülmesi açısından çok sakıncalıdır.
Aslında kazanmak için kendisini hırpalayan her zaman daha çok kaybeden taraf olur.
Bireyin kontrolsüz kızgınlık ve öfke duygusuna esir düşmesi, çoğu zaman farkında olunan ya da olunmayan iç çatışmalardan kaynaklanır.
Aile içindeki kırgınlık ve küskünlüklerin sürdürülmesi, kişilerin birbirlerini anlamasını ve sorunun çözülmesini engeller.
Doğru yolda yürüyen bir topal, yoldan çıkan iyi bir koşucuyu geçer. (Francis Bacon)
Çünkü problem tarafların birbirini nasıl algıladığı ve birbirinin davranışlarına ne ölçüde tolerans gösterebildikleriyle bağlantılı bir arızadır.
Önemli olan, söylenenin ne olduğu ya da nasıl söylendiği değil, söylenenin nasıl anlaşıldığıdır. (Guy Hunter)
Görüş ayrılığı düşmanlığa öncülük yapmamalı, eğer öyle olmuş olsaydı, benle eşim dünyanın en azılı düşmanları olurduk. (Gandi)
İnsanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun demektir. (Yahya Kemal Bayatlı)
Henüz şefkat mertebesine çıkamayan sevgi; karşılık olarak bedel ister ve beklediği karşılığı almak için çeşitli yollara başvurabilir.
Yapıcı iletişimde, akıl okunmaz, muhatabın fikirleri sorulur.
Çünkü yapıcı iletişim, öfkeyi tüm yoğunluğuyla boşaltma yerine akıl ve ölçüye uygun bir tepkide bulunmayı gerektirir.
Akıllı konuşur, çünkü söylemek istedikleri vardır; aptal konuşur, çünkü kendisinin bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır. (Eflatun)
Kişi kendisine yönelik kendisini fark ederek konuşur, iletişim kurarsa sağlıklı yaşamayı başarır.
Doğal olarak baskıcı ve otoriteye dayanan yöntemler reddetmeyi, baş kaldırmayı ve savunucu tutumu geliştirir. İletişim böyle bir girdaba girerse bundan ilişkilerin yara almadan kurtulması zorlaşır.
İki insanın iyi geçinmesi kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır. (Alexis de Tocqueville)
Bol gelen giysi yıpranmaz, istişareyle verilen karar yanılmaz. (Kaşgarlı Mahmut)
İnsanın iş hayatında veya kendi kişisel sorunlarından tamamen sıyrılarak, bunları aile dışında bırakması diye bir şey söz konusu olamaz.
İnsan tabiatı gereği, her düşüncesinin doğru olmasını ve her tartışmanın haklı galibi olmayı ister. Ancak bu istek kutsallaşır dokunulamaz, eleştirilmez, hep yerine getirilmesi gereken bir tabu derecesine varırsa ardı arkası kesilmeyen problemleri üretmeye başlar.
Tarafların birbirlerini olduğu gibi göstererek, bunu kabullenilmediği gerçek bir ortamda dinleme, anlama ve iletişimden söz edilemez.
Bilgi kullanılmakla eskimeyen ve başkalarına aktardığınız zaman sizde kalanı azalmayan bir olgudur. (Wassily Leontief)
Dünyada düzeltebileceğimiz, daha iyi yapmayı başarabileceğimiz ilk ve en önemli kimse kendimizdir. (Aldous Leonard Huxley)
Evliliğin sürekliliği ve aile kurumunun devamlılığı için, eşlerin davranış ve iletişim biçimlerini karşılıklı ortaklık esasına uygun olarak yeniden düzenlemeleri gerekir.
Sağlıklı ve sevgi odaklı iletişim bebeğin dil gelişimine katkıda bulunmakta, hatta aynı katkının yetişkinlerin ruh sağlığı için de söz konusu olduğu tecrübi bir gerçektir.
Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmak değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır. (Foster Wood)
Aile içi iletişim hem nicelik hem de nitelik olarak tüm üyelerin birbirine olan ihtiyacını tam olarak anladığı bir zemine oturmalıdır. Hiç kimsenin kimseye ihtiyacı olmadığı ve kişi ne yapıyorsa kimseyi ilgilendirmeyeceği anlayışında olduğunda gereken iletişim kurulamaz.
Yeni düşünceler üretme, yeni bilim ve anlayış ufuklarına açılmada geri kalanlar, yanlışları doğruymuş gibi savunma girdabında boğulmaya mahkum olurlar.
Çünkü insan, bir şeyin adına sahip olunca bilinçaltında o şeyin aslına da sahip olduğuna inanan bir varlıktır.
Çocuk ve anne birbirlerine en yakın iki varlık olmasına rağmen, eğer anne çocuğunu aktif dinleme yöntemiyle dinlemezse, çocuğun en temel problemlerini bile anlayamaz ve çözemez.
Aktif dinlemede dinleyen, konuşanın söylediklerini açarak geri iletir ve konuşan, dinleyenin ne anladığını öğrenir. Bu geribildirim işlemi, dinleneni anlayabilmek için taraflar arasında geçen konuşma sürecinin en önemli bir bileşenidir.
Etkili söz, gücünü çekiciliğinden değil, uygulanabilir oluşundan, güzelliğini de parlaklığından değil, doğruluğundan alır. (Seyyid Kutup)
Dinleyicinin iletileri alma yerine dinleme ve anlamadan uzaklaşarak, konuşanın çelişkilerini bulma ve tuzak sorular sorabilmek için seçici dinleme türünü seçmesi, teknik olarak ve ahlaken dürüstçe bir dinleme biçimi değildir.
Dinlemesini bilenler, ülkeleri fethetmesini bilenlerden daha büyüktürler. (Benjamin Franklin)
Ailede ideal iletişimi sağlayarak, bunu çocukların model almasına vesile olma, her anne babanın insani görevidir.
İnsan sosyal bir varlık olduğundan tüm olumlu veya olumsuz davranışların topluma yansıyan bir uzantısı olduğunu düşünmek zorundadır.
Eğer iyi bir dinleyici olunursa problem anlatılırken çözümü de içinden çıkarılabilir. Çünkü problemi anlatan farkında olmadan, gizli olarak onun çözümünü de içinde söyler.
Çatışma sebebi olan aradaki farklar, eşlerin birbirlerinden öğrenebilecekleri şeylerin varlığının bir göstergesidir.
Tekniğine uygun güzel, yerinde ve uygun konuşma bir sanat ve yüksek bir değerdir.
Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın! (Necip Fazıl Kısakürek)
Kaybeden yok yaklaşımında, ihtilaflı bir konuda her iki taraf kendi isteğinin kabul edilmesi konusunda ısrar etmez. Her iki tarafı da aynı anda memnun edecek bir çözüm yolu bulmaya çalışılır.
fikir ve akılların çarpışmadığı yeknesak ve tekdüze bir ailede hakikatler gizli, istekler farklı kalacağından ortak talepler ortaya çıkamaz. Monoton bir hayat, ailenin veya toplumun ortak hedeflerini gerçekleştirmesi, olumlu fikir çarpışması ve münazara yaparak herkesi mutlu edecek yollar bulmaya pek uygun değildir.
Doğrular her zaman bir çabanın ürünüdür. Gerçeğin ne olduğu, ancak ayrı görüşlerin birbirleriyle girdikleri ölçüşme, tartışma, çatışma ile ortaya çıkarılabilir.
Hakikat şimşeği, fikirlerin çarpışmasından doğar. (Namık Kemal)
İletişim, farklı düşünen insanların ortak bir noktada anlaşması olduğuna göre, bu farklılıklardan dolayı anlaşmazlıkların çıkması mümkün ve doğaldır.
Aile içinde veya toplumda sürekli sorun ürettiği bilinen kimselere karşı toplumsal karşı koyma yaptırımları geliştirilmediği sürece erdemli insanların hakları hep gasp edilecektir.
Kullandıkları kavramlar arasında fark olup olmadığını bilmeyen, üstüne üstlük bunu merak da etmeyen, bunu bir sorun olarak görmeyenlerin de bir arada yaşamaları zordur.
İnsaniyet isteyen birinin ilişkilerini de insaniyet eksenli kurması bir erdem değil insanlık görevidir.
İyi yönetildiğinde çatışma; ailede kişisel farklılıkları, hedef farklılıkları, yöntem farklılıkları, değer, algı ve sorunları tanımlamadaki farklılıkları açığa çıkararak yeteneklerin keşfine hizmet edebilir.
Aktif iletişim çatışmasında kişiler birbirlerinin ne söylediğine hiç aldırmadan ve birbirlerini dinlemeden karşılıklı eleştiriler yöneltirler veya sürekli, sonuçsuz kavgalar yaparlar.
İletişim becerisi yeterli düzeyde gelişmemiş bireylerin hem kendilerinin ne yapmaları gerektiği hem de muhatabından ne istedikleri açık değildir. Bu belirsizlik başlı başına bir iletişimsizlik ve geçimsizlik problemi olarak hem zaman hem de önemli kaynak kaybına sebep olur.
Örneğin ilişkimizde senden kaynaklanan bazı sorunlar var, bunları konuşalım yerine, ilişkimizde bazı sorunlar yaşadığımızı hissediyorum ve konuşmak istiyorum olumlu konuşmayı başlatabilir.
Sen çok sorumsuz bir insansın yerine, Söz verdiğin saatte gelmediğin için sana çok kızdım demek, kızgınlık duygusunun dolaysız ifadesidir.
Sustum! Birikti yanaklarıma alfabe. Ya İlahi Ya Rab sükutumu en güzel duam eyle! (Necip Fazıl Kısakürek)
Yalnız boş durana değil, yararsız iş görene de tembel denir. (Cenap Şahabettin)
Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru ölçüde, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir. (Aristoteles)
İnsana en kritik görevleri başarma gücü kazandıran iletişim, yöntemli bir biçimde pratiğe aktarılırsa her problemi çözebilecek güçtedir.
Toplumsal problemleri araştıran çalışmalar; birey, aile, toplum düzeyinde sosyal problemlerin büyük birçoğunun temelinde iletişimsizlik olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Kötü haberlerin kanatları vardır. İyi haberlerin ayakları bile yoktur. (M. Cavendish)
Bir bakış bir bakışa neler neler anlatır,
Bir bakış bir bakışı senelerce ağlatır (Laedri)
Eğitim görmüş halkı bir yöne sevk etmek kolay, sürüklemek güçtür, idare etmek kolay, köleleştirmek imkansızdır. (Michel de Montaigne)
Taraflar daima nasıl ve niçin iletişimde bulunduklarının bilincinde olurlarsa davranışlarını daha kontrollü yapma ve ilişkileri daha olumlu sürdürme kolaylığını bulurlar.
Çoğu zaman sağlıklı iletişim kurulamayışının önemli nedenlerinden biri, sözle önemli olarak vurgulanan bir şeyin söyleyen tarafından yapılmamasıdır.
İletişim, akla her geleni söylemek değildir: Doğru olan bir şeyi, yer ve zamanını planlayarak, hangi şekliyle en etkili nasıl söyleyeceğini tam bir bilinçle düzenleyerek söyleme sanatıdır.
ailede önce ahlak bilgisinin düz ve yüzeysel bir bilgi olmaktan çıkarılıp şuurlu benimsenen, özümsenip kavranan ilme dönüştürülmesi gerekir. Çünkü ahlaki bilgiler, yüzeysel bilgiler olarak kaldığı süre asla kalbe işleyip yerleşemez.
Neyi arıyorsan sen osun; zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık Her aşkta kendimizi ararız; o yüzden bulduklarımız, benzerlerimizdir. Her şekilde sizden bir parça Aşklarınız hülasanızdır. Sevdiğiniz her adam, beğendiğiniz her kadın, farklı ruh hallerinizi ele verir, sadece yer değişir şekil değişir; hepsi siz Sevgilinizin gözlerindeki dolunay, sizdeki ışığın yansımasıdır aslında; dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin ısınız Yoksa hala bir sevdiceğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır
Aile, topluma sağlıklı bireyler yetiştirme görevini aksatırsa bunu topluma bir yük olarak yükleyeceğinin bilincinde olmalıdır.
Toplumda ümitsizliği yayıp doğru sonuçlara ulaşacak kimseleri dahi yıldırarak sosyal bir cinayet işlediler.
insan, şartların mükemmelliğine göre değil, ancak rıza kanaat ve teslimiyetinin kuvvetine paralel bir mutluluğu gerçekleştirebileceğinin bilincinde olmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir