İmam Gazali kitaplarından Ahiret Kitabı kitap alıntıları sizlerle…
Ahiret Kitabı Kitap Alıntıları
Evvelâ hazırlıklı kılar insanı
Bilgece bir bakış sunar insana;
Sükut verir diline
Sükunet verir kalbine
Sığ olan her şeyden ve herkesten uzaklaştırır.!
Dün geçmiştir.Bir daha ele geçmez .
Yarın gelecektir .
Ona kavuşabilecek miyiz ?
Şüphelidir.
O halde yaşadığın bugünü ganimet bil ve değerlendir.
kabul etmez.
saf su içeceklerdir.
Çünkü Cennet ehli çocuklar,ellerinde cennet ırmaklarından doldurulmuş kadehlerle babalarının etrafında dolanacaklar ve onlara su ikram edeceklerdir.
için her üç âlemde de serbest dolaşma ruhsatı verilmiştir. a) Dünyevî âleme ait olan ölüm
b) Melekût âleme ait olan ölüm
c) Ceberût âleme ait olan ölüm.
Birinci gurupta olanlar, Hz. Adem ve onun
zürriyeti ile aynca bütün hayvanlardır.
İkinci gurupta olanlar, bütün melekler ve cinlerdir
Üçüncü gurupta olanlar ise, melekler arasından seçilmiş olanlandır.
üzerinde bir gölge olur ve onlan güneşin hararetinden korur.
Bu da, güzel bir şekilde verilen zekat ve sadakadır.
İnsanlar bu hal üzere bin yıl kalırlar.
o günde bir deveyi yüklenip omuzuna alır.
O devenin korkunç bir böğürtüsü ve dağ gibi ağırlığı vardır. ( Cimrilik ettikleri şey de kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır.(Ali İmran
3/180)
Aleyhisselâmı diriltir. O da Kudüs’de bir kayadan Sûr’a üfler.
Dinin nedir?
Peygamberin kimdir?
Kıblen neresidir?”
Hakk Teâlâ Hazretleri kimi muvaffak kılarsa,
o kimse dirayetle onlara soru yöneltir ve: “sizi bana kim gönderdi?” Der.
Daha sonra onların sorularına cevap verir:
“Rabbim Allah’tır.
Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm’dır.
Dinim İslâm’dır.
Kıblem kâbedir.”
Bu sözleri ancak seçkin kullar rahatça söylerler.
Bunun üzerine meleklerden biri diğerine der
ki:
“Doğru söyledi.
Bu kadan yeterlidir
Şehîd olanlara da cennetten bir elbise giydirilir.
Ve yine Muhammed Aleyhisselâmın ümmetin den olup onun sünnetine son derece önem verenler de kefenleri ile haşrolunur.
Dudakları kasılıp büzülüyor,
Yüzü kararıyor,
Gözleri baygınlaşıyor.
İşte o zaman anla ki, o şakîdir. Ahirette günahkâr oluşunun gerçek mahiyeti kendisine gösterilmiştir.
Ve yine bir ölüyü görürsen ki, gülermiş gibi ağzı yayvanlaşıyor,
Yüzü gülümsüyor,
Gözleri kırpılmış gibi oluyor.
İşte o zaman da anla ki, o mutludur. Cenab-ı
Hakk’ın ahirette kendisini müjdelediği şeye kavuşmuştur ve kendisine verilen yüce nimetlerin
hakikati ona gösterilmiştir.
Can alıcı melek, mutlu ve saadete ermiş bir
kimsenin ruhunu kazbettiği vakit çok güzel yüzlü
iki melek cennetten ona güzel elbiseler getirirler.
Çok güzel kokulan vardır.
Melekler onu Cennet ipeklerinden bir ipeğe sararlar.
O anda onun bir ses olur.
O ses insan hariç herkes duyar. Eğer insan onu duyabilseydi düşer bayılırdı.
Bir ölüden en son kaybolan şey, duyma özelliğidir. Çünkü ruh, kalpten ayrılınca görme hassesiyeti bozulur. Fakat duyma özelliği, nefis kabzoluncaya kadar yok olmaz.
Pişmanlığın fayda vermeyeceği gün gelip çatmadan önce Cenab-ı Hakk’ın bizi bağışlamasını ve selâmete çıkarmasını dileriz
Dün geçmiştir.Bir daha ele geçmez .
Yarın gelecektir .
Ona kavuşabilecek miyiz ?
Şüphelidir.
O halde yaşadığın bugünü ganimet bil ve değerlendir.
sonra rüyada görüldü.
Ona denildi ki:
“Halin nasıl?”
Şu cevabı verdi:
“Birgün abdestsiz namaz kılmıştım. O sebeple
Cenab-ı Allah, benim başıma bir ayı musallat etti. Kabrimde beni korkutuyor.
Hayatın kıymetini en iyi, ölüler bilir.
Nimetin kıymetini darlığa düşen bilir.
Zenginliğin kıymetini fakir bilir.
Pişmanlığın fayda vermeyeceği gün gelip çatmadan önce Cenab-ı Hakk’ın bizi bağışlamasını ve selâmete çıkarmasını dileriz.
“Sen benim sırtımda gezip ferahlanırdın. Bugün ise benim içimde mahzun olursun.
Sen benim sırtımda çeşit çeşit yiyecekler yerdin. Şimdi ise benim içimde seni böcekler yiyecek.”
Kabrin üzeri tamamen toprakla doluncaya kadar bu gibi kınayıcı sözlere devam eder.
Dudakları kasılıp büzülüyor,
Yüzü kararıyor,
Gözleri baygınlaşıyor.
İşte o zaman anla ki, o şakîdir. Ahirette günahkâr oluşunun gerçek mahiyeti kendisine gösterilmiştir.
Ve yine bir ölüyü görürsen ki, gülermiş gibi ağzı yayvanlaşıyor,
Yüzü gülümsüyor,
Gözleri kırpılmış gibi oluyor.
İşte o zaman da anla ki, o mutludur. Cenab-ı
Hakk’ın ahirette kendisini müjdelediği şeye kavuşmuştur ve kendisine verilen yüce nimetlerin
hakikati ona gösterilmiştir.
Can alıcı melek, mutlu ve saadete ermiş bir
kimsenin ruhunu kazbettiği vakit çok güzel yüzlü
iki melek cennetten ona güzel elbiseler getirirler.
Çok güzel kokulan vardır.
Melekler onu Cennet ipeklerinden bir ipeğe sararlar.
Bazılan uyurken,
Bazılan da bir oyuna takdıp kalmışken aniden vurulurlar ve ruhlan kabzedilir. Bu işlem sadece bir defa yapılır.
Bazı insanlara da can hulkuma gelince; ailesinden, komşularından yahut çok sevdiği dostlarından daha önce vefat edenler kendisine gösterilir.
O anda onun bir sesi olur.
O sesi insan hariç herkes duyar. Eğer insan onu duyabilseydi düşer bayılırdı.
Bir ölüden en son kaybolan şey, duyma özelliğidir. Çünkü ruh, kalpten ayrılınca görme hassesiyeti bozulur. Fakat duyma özelliği, nefis kabzoluncaya kadar yok olmaz.
Efendimiz, onun odasında sırtüstü yatıp uyurken Hz. Aişe (R.A.) validemiz onu böyle gördü ve çok duygulandı. Bir yandan göz yaşlarını siliyor ve bir yandan da şiir söylüyordu:
“Senin bir kaderine canımı feda ederim
Korkulan, elem verici şeylerden.
Bundan önce böyle korkulu hal yoktu
Hiç böyle ürperten bir korkuya kapılmamıştım.
Bana ne oluyor ki, yüzünde görüyorum
Boya misali damlalar aktığı zaman
Bir ölüde yüz rengi solduğu zaman
Senin yüzünün nûrlan etrafa yayılır.”
Dün geçmiştir.Bir daha ele geçmez .
Yarın gelecektir .
Ona kavuşabilecek miyiz ?
Şüphelidir.
O halde yaşadığın bugünü ganimet bil ve değerlendir.
“Benim binitim, ayaklarımdır,
Benim evlerim, yeryüzünün mağaralarıdır.
Benim yiyeceğim, yeryüzünün bitkileridir.
Benim içeceğim de, yeryüzü ırmaklarının
sularıdır.”
olmayan gibidir.”
(İbn-i Mâce-Zühd 30)
İşte bu Hadis-i Şerif, tevbe edenlerin günahtan
sıyrılacaklarına açık bir delildir.
“Müslümanlardan ve mü’minlerden diyar
ehline selâm olsun.
İnşaallah bizler de size katılacağız.
Siz, bizim için öncüsünüz, biz de sizin için
tâbileriz.
Yarabbi, bizi ve onları mağfiret eyle.
Affınla muamele eyle,bizi ve onları bağışla.”
(Bkz. Müslim-Tahare 39-Ebu Davud-Cenaiz 79
-Nesai-Tahare 109-İbn-i Mâce-Cenaiz 36-
Ahmed b. Hanbel 2/300)
Günahından tövbe eden kimse, hiç günahı olmayan gibidir.
Hayatın kıymetini, en iyi ölüler bilir.
Nimetin kıymetini, darlığa düşen bilir.
Zenginliğin kıymetini, fakir bilir.
Müslümanlarda ve mü’minlerden diyar ehline selâm olsun.
İnşallah bizler de size katılacağız.
Siz, bizim için öncüsünüz, biz de sizin için tâbileriz.
Yarabbi, bizi ve onları mağrifet eyle.
Onları konuşturan susturdu.
Onları yok eden, yine onları var edecektir.
Onları parçalayıp ayıran, yine onları bir araya toplayacaktır.
Dudakları kasılıp büzülüyor,
Yüzü kararıyor,
Gözleri baygınlaşıyor.
İşte o zaman anla ki, o şakîdir. Ahirette günahkâr oluşunun gerçek mahiyeti kendisine gösterilmiştir.
Ve yine bir ölüyü görürsen ki, gülermiş gibi ağzı yayvanlaşıyor,
Yüzü gülümsüyor,
Gözleri kırpılmış gibi oluyor.
İşte o zaman da anla ki, o mutludur. Cenab-ı Hakk’ın ahirette kendisini müjdelediği şeye kavuşmuştur ve kendisine verilen yüce nimetlerin hakikati ona gösterilmiştir.
Dudakları kasılıp büzülüyor,
Yüzü kararıyor,
Gözleri baygınlaşıyor.
İşte o zaman anla ki, o şakîdir. Ahirette günahkâr oluşunun gerçek mahiyeti kendisine gösterilmiştir.
Ve yine bir ölüyü görürsen ki, gülermiş gibi ağzı yayvanlaşıyor,
Yüzü gülümsüyor,
Gözleri kırpılmış gibi oluyor.
İşte o zaman da anla ki, o mutludur. Cenab-ı Hakk’ın ahirette kendisini müjdelediği şeye kavuşmuştur ve kendisine verilen yüce nimetlerin hakikati ona gösterilmiştir.