İçeriğe geç

Ağır Misafir Kitap Alıntıları – İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci kitaplarından Ağır Misafir kitap alıntıları sizlerle…

Ağır Misafir Kitap Alıntıları

Ağır misafir gibiydik gençken
Dünyaya bakınca dalgalandı içimiz.
Şimdi böyle değil; suratsız günler
Ne olacak halimiz?
Yazı çıkardım ömrümün üzerinden
Kış, odur, dinmek bilmeyen
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
Bakma, şiirler yazdığıma.
Senden korkuyorum, budur güvencem.
Vardı, şimdi yok, o gençken
Bir şaşkınlığım ben, ademden kalma.
Demiştin ama:
Ateş olsa ısıtamaz kendini Dünya
Bakıyorum kırlara, halden anlamak için;
Kuşların uçuyor, çiçeklerin açıyor, Yeni gelinlerden ta eskisine Herkesin içinde bir sevgili yaşıyor!
Dünya işte, harfleri zor seçiyor
Daha geniş bilgi için bakınız mezarlığa.
Pusu kurmazdı kimse suyun başına,
Gitmezdi çöpe hurmanın çekirdeği,
Bilirdi yolu bütün mevsimler,
Bir damla su yaprağın ucunda
Dünya derdik, böyle bir yer.
Hiçbir şeyi tek başına yeme
Diyen sahabenin sözünü
Karıncalar tutuyor ancak.
İnsan olmanın verdiği güzellik
Soluyor durmadan, bir bak.
İçimi okuyorlar, bir dua gibi:
Düştüğüm zaman sıfır bedene,
Dünya bol gelmişti de Rabbim demiştim, İşte kalmadı yanacak bir şeyim geliyorum, cennete! Kurtulmak için ağırlığımdan..
..Bereket Ne güzel bir kelime..
..Hiç dostum kalmadı, sizin kaldı mı..?
..Orada, dünyanın ortasında,
Yalnızca yorgunluğun işleri tıkırında..
..Ne kötü,
bulamamak,
yaşayacak bir şey..
..Emek neydi..?
..
Kendi yasını bile
Tutmuyor artık kimse..
..Yer arıyorum, üzülmek için..
Sen böyle güzelken bana söz düşmez..
..Düşünelim bakalım;
Bir şey vardı, o neydi..?
..İnsanın dünyaya son bakışı
Gibi yaşadım, her anı..
..Bugün dalgınım, dün de dalgındım..
|•••|
..Anlatıyorum, hiç konuşmadan,
Buğdayın içini dökmesi gibi
|•••|
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dışarıdan seyredince insan kendini
Ne kadar anlamsız, ömrümüzün vitrini
Ömrümüz
Bizimdir, ara sıra.
Sahipsiz tarlayı turnalar biçer
Diye bir söz, bizim oradan.
İnsanın hükmü gitmeye geçer
Kimsin sen, kimlerdensin, ey zaman?
Uyanmış kalmışım, nasıl bir şey bu
Toprağa baktım , yerinde yoktu ;
Şiirden aşağıya attım kendimi
Düşerken düşündüm , ölmesem mi ?
Üzülmedim diyemem
Anlatıyorum, hiç konuşmadan
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
Bakma, şiirler yazdığıma.
Bir ağaç ne düşünür, durmaktan başka?
Taşlar kadar diriyim, insanlar kadar ölü.
Bozuldu bak dünyanın ezberi
Ağaçlar bile şaşırıyor günleri
Uyanmışım kalkmışım, nasıl bir şey bu
Toprağa baktım, yerinde yoktu
Şiirden aşağıya attım kendimi
Düşerken düşündüm ölmesem mi
sen böyle güzelken bana söz düşmez.
bakma, şiirler yazdığıma..
“Sabırsızlanıyorlar büyümek için,Gelmeyin, burası derin.”
Canımı yakıyor dünyanın güzelliği
yetmiyor ömür, o büyük şiire.
terk etmiş gibiyim sanki kendimi
Şaşkınlığımı gizleyecek bir yer
Bulamadım şiirden başka.
Geçim ehliydi yoksulluk bile
Şükretmeyen ne bilsin!
Değil mi ?
İnsanın hükmü gitmeye geçer
Kimsin sen, kimlerdensin, ey zaman?
Nedir bu, heves mi?
Anlatıyorum, hiç konuşmadan,
Buğdayın içini dökmesi gibi
Şiirden aşağıya attım kendimi
Düşerken düşündüm, ölmesem mi?
Ey aşk, yaptığını beğendin mi?
Yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen
2
Bugün dalgınım, dün de dalgındım
Aç bile değildim aynaya bakmasaydım
Dünden kalmış yemekleri yerken ki gönülsüzlük
Gibi buradayım

Burayı sevmiyorum, bahsetmişindir
Un ufak olmak iyidir olmamaktan,
Hiç böyle demedim, rabbim de bilir
Bu bozuk güzellik, kalbimi yoran

Bir sandalye çektim zor günlerin altına
Ah ama

Kimse yüz vermiyor bana, sandalye bile
Beni çağırıyor, yarım kalan ne varsa
Bana düşüyor, her yağmur tanesini
Suya götürmek, o serin ırmaklara

1
Ey aşk yaptığını beğendin mi?
Yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen
Ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen- Yoksulluk ile vakit geçer mi?

Uyanmış kalmışım, nasıl bir şey bu
Toprağa baktım, yerinde yoktu;
Şiirden aşağıya attım kendimi
Düşerken düşündüm, ölmesem mi?

Anlatıyorum, hiç konuşmadan,
Buğdayın içini dökmesi gibi

Dünyanın tortusudur bu, yorar insanı
Girdiği görülmüştür, bir kişi arasına
Düşürür mü, düşürür, aşağıdan yukarı.
İnsanları yazıyorum insanım diye
Esir kampında bile
Mizah dergisi!
Başımızı kaldırsaydık vitrinden
Görecektik, kimdir, nedir, incinen
Sağlıklı insanlar, kız olsun erkek olsun
Nefessiz kalır kısa zamanda:
Bu can nereden bulaştı bana!
Canımı yakıyor dünyanın güzelliği
Yetmiyor ömür, o büyük şiire.
Rabbim, ne olursun
Sözümü kesme
Şiirdir;
Korugan kılar kırılgan kamışları
Taze tutar, ekmeği ve bayrağı
Can verir, ölüme bile
Nasıl bir şey, anladınız mı?
Bakıyorum kırlara, halden anlamak için;
Kuşların uçuyor, çiçeklerin açıyor,
Yeni gelinlerden ta eskisine
Herkesin içinde bir sevgili yaşıyor!
Düştüğüm zaman sıfır bedene
Dünya bol gelmişti de
Rabbim demiştim, işte
Kalmadı yanacak bir şeyim
Geliyorum, cennete!
Çok neşeli, kuşlar konmuş sesine
Bereket Ne güzel bir kelime
Şairsen, yaşarsın
Uyum sorunu.
Kıyafet seçerken gösterdiğimiz özen
Niçin benzemiyor hiç birimize?
Duraklara koşuyoruz durmamak için
Gücüne gidiyor herkes herkesin,
Yaşıyoruz saatlere tekmil vererek,
Hesaplar yapıyoruz, mutluyuz demek;
Ayda 300 dolar, on ayda 3.000.
Hiç dostum kalmadı, sizin kaldı mı?
Soluyor zamanla insanın adı bile.
Gelinliğin bile kiralıktı, hatırla
Ne varsa hissettiğin, eksikliğini
Açılır senden ona bir gemi,
Gittiği yerlere özenle bakar
İlk kez görüyor gibi.
Ayakkabı dolmuş kapının önü
Herkesin bilip de sakladığı sır;
İnsan ölümlü
Emek istiyor, üzülmek bile
Çocuklarım geldi birden aklıma;
Sabırsızlanıyorlar büyümek için,
Gelmeyin, burası derin!
Bir yere giderken giyersin diye
Beyaz bir gömlek almıştı annem.
Seviyorum dünyayı buradan itibaren
Seviyorum, sevilir gençken
Gözüm tutmazdı bildiklerimi,
Sokaktan dışarı çıkmazdı dünya,
İnsanlar insan gibi eskiyordu o zaman
Görüyordum bunu çocuk aklımla.
Yoruyor, yaralıyor, dünya işleri
Nasıl gülüyor, ah nasıl içi
Tamamlanıyor evimin her eksiği.
Bir ölüm kalmış, özü sözü bir.
Buna kırılmak denir
Kendi yasını bile
Tutmuyor artık kimse.
Yer arıyorum, üzülmek için;
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
Bakma, şiirler yazdığıma.
Hiçbir şeyi tek başına yeme
Diyen sahabenin sözünü
Karıncalar tutuyor ancak.
İnsan olmanın verdiği güzellik
Soluyor durmadan, bir bak.
Yürüyüş kararı sayıyorum yılları
Çabuk biter tren, yakından bakınca.
İnsanın hükmü gitmeye geçer
Kimsin sen, kimlerdensin, ey zaman?
Şiirler yazdım aşk olsun diye.
Çıkmadım hiç Türkçenin sözünden.
Baktım, ömrümün günlerine
Yüzümün açık kalmış penceresinden.
İnsanın dünyaya son bakışı
Gibi yaşadım, her anı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir