İçeriğe geç

Affet Ama Unutma Kitap Alıntıları – Lisa Gardner

Lisa Gardner kitaplarından Affet Ama Unutma kitap alıntıları sizlerle…

Affet Ama Unutma Kitap Alıntıları

“Bildiğim ise şu:
Acının bir tadı oluyor.
Umudun da öyle ”
Acının bir tadı vardır. Önemli olan, tadının size nasıl geldiğidir
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
“İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar. “
İnsanı yabancılar incitmiyorduki. Sevdiğim insanlar o işte herkesten daha ustaydılar
Acının bir tadı vardır
Önemli olan tadının size nasıl geldiğidir
İtiraf etmeliyim ki, bu düşünce bazı zamanlar beni gülümsetiyor.
Bildiğim ise şu:
Acının bir tadı oluyor. Umudun da öyle
Bunu atlatacaktık, kendime bunu söyledim. Kurtulacaktık, evimize dönecektik ve de. . .
Hayatımıza devam edecektik. Affedecektik, unutacaktık. Aileler böyle yapardı, değil mi? Kusurlu cennetimizi yaşayacaktık.
Bazı savaşlar ağır mühimmatla çarpışarak değil orduyu yavaş yavaş ilerleterek kazanılır. Hamleler o kadar hissettirmeden yapılır ki rakibiniz sizin zafer dansınızı izleyene dek yaklaştığımzın farkına bile varmaz.
insanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin
insanlar ,o işte herkesten daha ustaydılar.
Acının bir tadı vardır.

Önemli olan, tadının size nasıl geldiğidir.

Acının bir tadı vardır. Önemli olan size nasıl geldiğidir
Acının bir tadı vardır. Önemli olan, tadının size nasıl geldiğidir.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
“Fakat bazen negatif görünen bir şey
aslında pozitif de olabilir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
çünkü bazı acılar öyle birdenbire kaybolup gitmiyordu.Birbirlerinin varlığını bilmek zor günlerin atlatılmasını kolaylaştırıyordu, o kadar.
Acının bir tadı oluyor.
Umudun da öyle
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben bile bir şeyden şüphelenmemişken onlar nasıl şüphelensin, derdi. Çünkü masum insanların vicdanı vardı suçlu insanlarınsa yoktu.
Her operasyon ancak ardındaki planlama kadar iyi olabilirdi
çünkü bazı acılar öyle birdenbire kaybolup gitmiyordu.
Kendinden daha iri bir rakiple karşı karşıya gelirsen aranızdaki boşluğu kapat. Tahrip alanının içine gir ki rakibin sana tüm gücüyle vuramasın.
Bir birimin içine geçmiş hayatlarla on sekiz yıl geçirdik. Seni etkilemediğimi, senin yaptıklarının beni etkilemediğini söylemek böyle bir şey olabilir mi? Bir evlilik, oluşturduğu parçaların bütününden daha büyüktür. Bir nokta da bunu unuttuk biz; bunun hesabını yapmayı, bütünü görmeyi unuttuk ve bencilleştik
Bazen bir şeyin doğru olmadığını bilmek hiçbir şeyi değiştirmiyor. İnsan neyse odur. Neye ihtiyacı varsa onu istiyor.
Geçmiş bir yaşamın izleri acımın tam da şu anki tadı oldu
Acının bir tadı vardır
Önemli olan tadının size nasıl geldiğidir
Bazı savaşlar ağır mühimmatla çarpışarak değil orduyu yavaş yavaş ilerleterek kazanılır. Hamleler o kadar hissettirilmeden yapılır ki rakibiniz sizin zafer dansınızı izleyene dek yaklaştığınızın farkına bile varmaz.
Öfkem adeta tasmasından kurtulmuş vahşi bir yaratık gibiydi.
Psikolojik savaşın ilk kuralı: Tartışmayı kim başlatırsa o pes eder
Aşk, risk demektir.
, eski yaraları kaşıyıp y eni sonuçlar bekliyor.
Biz bir birimiz için odak noktası olmaktan gittikçe uzaklaştık ve günlük yaşamın akışında oradan oraya taşımamız gereken bir eşya gibi olduk.
Benim annem babam neden onları ne kadar sevdiğimi, onlara ne kadar ihtiyacım olduğunu görememişti? Ölürken arkalarında, yeri asla doldurulamayacak bir boşluk bırakarak gitmişlerdi. Terk edilmiş bir çocuğun ömrü boyunca kurtulamayacağı, asla dinmeyecek bir acı bırakarak.
Gözlerin kapandı kapanacak. Dünya seni dibe çeken bir okyanus gibi.
Ne kadar büyüksen düşüşün de o kadar büyük olur.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
Yine işe güce dalacak, çocuğunla hikayeden ilgileneceksin, kariyerine takılıp kalacaksın. Sonra gün gelecek, bildiğim o güzel, gururlu kadın nereye gitti diyeceksin ama nafile.
İleri gitmek için hep geçmişe bakacaksın bir de, değil mi?
, erkekler kadınların gönülden verdiklerinin kıymetini bilmezler. Evrimleşeli bin yol olmuş ama hâlâ av peşindeler.
Artık düşüncelerim de benden kaçıp kurtulmak istiyorlardı.
Hayatta herkesin bir değeri olduğuna inanırdı, herkesin birileri tarafından sevildiğine
Zaman bütün yaraları sarar, öyle değil mi?
Âşık olmak kolay, aşkı yitirmekse çok daha karmaşık, çünkü bunu o anda göremeyebiliyorsun, çünkü bu adamla on sekiz yolluk hatıralarım, gençlik günlerimiz, birlikte büyütüp beslediğimiz umutlarımız ve hayallerimiz vardı..
İnşaat işinde önemli olan , masrafları büyütmeden büyütebilmektir.
çünkü senin işinde bilmek güç demek. Bilgi sayesinde parçalıyor, kontrol ediyor, çözüyorsun.
“Ben sekiz yıl asker olarak hizmet verdim,” dedi Z aniden. Ama burada yatacak olan mahkumların süreceği sefayı bir gün olsun yaşamamışımdır..
Orada öylece şafağın söküşünü seyrediyor, zorla gelen yarını bekliyordum. Ardından gözlerimi kapatıyor, ben istesem de istemesem de yaşanacak olan geleceğe teslim oluyordum.
Benden evliliğimle, ailemle, geleceğimle ilgili kararlar almamı isteyen, adı konmamış bir tarihti yarın. Bir de fazlasıyla hüzünlüydü galiba. Yalnızlıktı yarın.
ve ben çoğu geceler annemin ağlama sesleriyle uyanırdım. Keder vardı o hıçkırıklarda. Yorgunluk. Stres
gitmek için kapıdan dışarı çıksa, kızından ayrılmanın acısını adeta bedeninde hissediyor, kalbinin ortadan ikiye ayrıldığını ve eve dönene kadar da birleşmeyeceğini biliyordu.
, gerçek bir uyku insanın kafasını kronik uykusuzluktan daha mı çok bulandırıyordu ne?
Acının bir tadı oluyor. Önemli olan, tadının size nasıl geldiği
Acının bir tadı oluyor. Önemli olan, tadının size nasıl geldiği
Bildiğim ise şu:
Acının bir tadı oluyor.
Umudun da öyle
Daha on bir yaşındayken öğrendiğim bir şey var: Acının bir tadı oluyor. Önemli olan, tadının size nasıl geldiği
“Bana haber vermeden adamı vuracak miydin?”
“Yapma, mermiler öyle heriflere harcamak için fazla pahalı.”
“Doğru dedin.”
Aşk, risk demektir.
Ben de bu riski aldım ve yandım.
Bazen bir şeyin doğru olmadığını bilmek hiçbir şeyi değiştirmiyor.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiğin insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
İnan bana tatlım, erkekler kadınların gönülden verdiklerinin kıymetini bilmezler. Evrimleşeli bin yıl olmuş ama hâlâ av peşindeler.”
Silinip gitsin diye didinip durduğum şey, kocama olan aşkımdan başkası değildi.
Çünkü onu daha az sevebilirsem daha çok affedebilirim diye düşünüyordum.
Ve bunun için kaç hap gerektiğini görmek beni bile şaşırtıyordu.
Sorun burada işte. Âşık olmak kolay, aşkı yitirmekse çok daha karmaşık, çünkü bunu o anda göremeyebiliyorsun.
Bazen negatif görünen bir şey aslında pozitif de olabilir.
Ne kadar büyüksen düşüşün de o kadar büyük olur.
Bildiğim tek şey ise, acının en kötüsü henüz tatmadığımız
Seni aptal! Senden paranı istemedim. Evini istemedim. O kıymetli işini istemedim. Senden sadece beni sevmeni istedim. Seni aptal, aptal pislik. Neden Sadece Beni sevemedin?
Fakat bazen negatif gibi görünen bir şey aslında pozitif de olabilir.
Aşk bizi daha iyi insanlar yapar sanmıştım. Yanılmışım.
Bazen bir şeyin doğru olmadığını bilmek hiçbir şeyi değiştirmiyor.
İnsanı yabancılar incitmiyordu ki. Sevdiği insanlar o işte herkesten daha ustaydılar.
Hiçbir şey yoluna girecekmiş gibi durmuyordu. Her şey ters gidiyordu, hem de çok ters ve muhtemelen bundan sonra işimiz daha da zorlaşacaktı.
Silinip gitsin diye didinip durduğum şey, kocama olan aşkımdan başkası değildi. Çünkü onu daha az seversem daha çok affedebilirim diye düşünüyordum.
İster sevgiden olsun, isterse nefretten, cinayet hiçbir şekilde haklı çıkarılamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir