İçeriğe geç

Aclıq Oyunları Kitap Alıntıları – Suzanne Collins

Suzanne Collins kitaplarından Aclıq Oyunları kitap alıntıları sizlerle…

Aclıq Oyunları Kitap Alıntıları

İhanet. Hissettiğim ilk duygunun ihanete uğramışlık olması çok gülünçtü.
Kendini bulabildiğin sürece, asla açlıktan ölmezsin.
Sakın unutmayın. Başınızı dik tutacaksınız. Gülümseyeceksiniz.
Aptal insan her zaman tehlikelidir.
Kendini hafife almaktan vazgeç.
Bu eli bırakmak zorunda kalacağım o anın gelmesinden deli gibi korkuyorum.
İhanet. Hissettiğim ilk duygunun ihanete uğramışlık olması çok gülünçtü.
İşler içinden çıkılmaz gibi göründüğü zamanlarda bile, mücadele etmeden teslim olmak benim doğama aykırı.
Bazen işler yolunda gitmediğinde, beynim bana çok güzel bir rüya bağışlar.” Güzel bir rüyaya ihtiyacım var .
Çayırın derinliklerinde, uzaklarda gizli bir yerde,
Yapraklardan bir pelerin ve ayın ışığı gökyüzünde,
Unut dertlerini, akıp gitsin acıların,
Sabah olduğunda kalmayacak hiçbir sıkıntın.
Yalnızca arenada kendim olarak ölmek istiyorum.
Bunu tam olarak nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Yalnızca arenada kendim olarak ölmek istiyorum. Bu sana anlamlı geliyor mu? Başımı iki yana salladım. Kendinden başka kim olarak ölebilirdi ki? Beni orada değiştirmelerini, beni bir canavara dönüştürmelerini istemiyorum.
Yalnızca Başkent’e, bana sahip olmadıklarını gösterecek bir yol düşünebilmek isterdim. Oyunlar’daki bir piyondan daha fazlası olduğumu
“İhanetten bahsedilmesi için, önce ortada güven duygusu olması gerekir.”
Bazen işler yolunda gitmediğinde, beynim bana çok güzel bir rüya bağışlar.”
+Güzel bir rüyaya ihtiyacım var .
yüzümü, hiç kimsenin düşüncelerimi okuyamayacağı, ifadesiz bir maskeye dönüştürmeyi öğrendim.”
“Capitol, insanlara Açlık Oyunları’nın sonunun hiçbir zaman gelmeyeceğini bu şekilde hatırlatıyor. Bize sayısız ve hiçbir işe yaramayacak plaketler verilecek ve insanlar bizi seviyormuş gibi rol yapacaklar.”
“Çok, çok uzun zaman önce bizim tepelerde uydurulmuş bir ninni. Müzik öğretmenimin ‘dağ havası’ dediği türden. Ancak çok basit ve rahatlatıcı sözleri var; yarının, bugün dediğimiz o berbat zaman diliminden çok daha umutlu olacağını vaat ediyor.”
Aptal insanlar her zaman tehlikelidir.
İnan bana bir şeyleri yok etmek, yapmaktan çok daha kolay.
“Bazen işler yolunda gitmediğinde, beynim bana çok güzel bir rüya bağışlar.”
“Tırnaklarımdaki küçük alevler, soyulmaya başlamışlar. İyi. Zaten, hayatımın sonuna kadar yetecek alevi bir arada gördüm.”
“Çorbanın tuzu bana gözyaşlarımı anımsatıyor.”
“Burada, hiçliğin ortasında bile, birilerinin sizi duymasından korkarsınız.”
“Dilimi tutmayı ve yüzümü, hiç kimsenin düşüncelerimi okuyamayacağı, ifadesiz bir maskeye dönüştürmeyi öğrendim.”
İnan bana bir şeyleri yok etmek, yapmaktan çok daha kolay.
Etrafınızdaki herkes sabahı göremeyeceğiniz eminken vahşi bir ortamda kendi başınıza hayatta kalabilir misiniz ?
Hiçliğin ortasında bile birilerin sizi duymasından korkarsınız.
Aptal insanlar her zaman tehlikelidir.
İşler içinden çıkılmaz gibi göründüğü zamanlarda bile, mücadele etmeden teslim olmak benim doğama aykırı.
Karşılık görmeyen aşk her zaman için insanların kendilerini yakın bulduğu bir konuydu.
Yalnızca yalnızca onu özlemiştim. Bu kadar yalnız olmaktan nefret ediyordum. O da beni özlüyor muydu?
Özlemle göğsümün sıkıştığını hissettim. Şu an yanımda olması için neler vermezdim!
Burada rüyaların tatlı, yarın gerçek olacak.
Burada sana olan sevgim her daim yaşayacak.
Son çareniz olan bir insanın yüzünü kolay unutmazsınız.
Sakın unutmayın. Başınızı dik tutacaksınız. Gülümseyeceksiniz
İhanetten bahsedilmesi için, önce ortada güven duygusu olması gerekir.
Umut korkudan güçlü tek duygudur.
Aptal insan her zaman tehlikelidir.
aptal insan, her zaman tehlikelidir.
Aptal insanlar her zaman tehlikelidir.
“Seninle alakalı her şeyi hatırlıyorum,” dedi Peeta, öne düşen bir tutam saçımı kulağımın arkasına atarak. “İlgilenmeyen sendin.”
“Hem, karşılığı en zor ödenen her zaman ilk hediyelerdir.”
“İhanet. Hissettiğim ilk duygunun ihanete uğramışlık olması çok gülünçtü. İhanet için öncelikle güven olması gerekirdi.”
“Belki de kız beni hatırlamıyordu bile. Ama hatırladığını biliyordum. Son umudunuz olan insanın yüzünü unutmazdınız.”
“Nazik insanlar bir şekilde kalbimde kendilerine bir yer bulmayı her zaman başarırdı.”
“Hem, imkansız görünen anlarda bile dövüşmeden pes etmek yoktu tabiatımda.”
Son umudunuz olan insanın yüzünü unutmazdınız.
Ayrıca işler içinden çıkılmaz gibi göründüğü zamanlarda bile, mücadele etmeden teslim olmak benim doğama aykırıydı.
Çok komik, çünkü hiç susmadan Oyunlar’dan bahsederken, önemli bir olay olduğunda nerede olduklarını, neler yaptıklarını ve ne hissettiklerini anlatıp duruyorlar. Hâlâ yataktaydım! Kaşlarımı daha yeni boyatmıştım! Yemin ediyorum, az kalsın bayılacaktım. Her şey onlarla ilgili sanki. Arenada ölen kızları ve çocukları düşünen yok.
Kim bilir kaç defa Neden gitmiyorlar ki? Neden kalıp, seyrediyorlar? diye merak etmişimdir.
Şimdiyse cevabı biliyorum. Çünkü başka seçenekleri yoktur.
O kadar çok zamanımı rakiplerimi hafife almadığımdan emin olmaya ayırdım ki, onları gözümde büyütmenin de tehlikeli olabileceği hiç aklıma gelmedi.
Asla evlenmeyeceğimi, bu dünyaya bir çocuk getirme riskini almayacağımı biliyorum. Çünkü galip gelmenin garantileyemeyeceği tek şey, çocuklarınızın güvenliğidir. Benim çocuklarımın isimleri de diğerleriyle birlikte, toplama günü kuralarına dahil edilecek. Böyle bir şeyin olmasına asla izin vermeyeceğime yemin ediyorum
Ama sanırım, eviniz mis gibi taze ekmek kokarken bazı şeyleri sorgulama ihtiyacı duymuyorsunuz.
Kim yalan söyleyemez ki Peeta?
Bazen işler yolunda gitmediğinde, beynim bana çok güzel bir rüya bağışlar.
Müzik öğretmenimin dağ havası dediği türden. Ancak çok basit ve rahatlatıcı sözleri var; yarının, bugün dediğimiz o berbat zaman diliminden çok daha umutlu olacağını vaat ediyor.
Yapraklardan bir pelerin ve ayın ışıkları,
Sıkıntılarım unut, dertlerini sepetle,
Sabah olduğunda, kalmayacak tek kırıntı.
Müzik mi? diyorum. Bizim dünyamızda müzik, kullanışlılık açısından saç kurdeleleriyle, gökkuşağı arasında bir yerdedir. Gökkuşağı en azından hava durumuyla ilgili ipucu verir.
İnan bana bir şeyleri yok etmek, yapmaktan çok daha kolay.
Quşlar kimiyəm. Amma onlar azaddır, mən isə yox.
Xəyanətdən danışmaq üçün əvvəlcə tərəflər arasında qarşılıqlı inam olmalıdır.
İnan bana bir şeyleri yok etmek, yapmaktan çok daha kolay.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir