İçeriğe geç

A Journey to the Centre of the Earth Kitap Alıntıları – Jules Verne

Jules Verne kitaplarından A Journey to the Centre of the Earth kitap alıntıları sizlerle…

A Journey to the Centre of the Earth Kitap Alıntıları

Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan, yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Adamda merak etmek diye bir huy yoktu. Karşısında kıyamet kopsa dönüp bakmaya üşeniyordu âdeta.
Bir şey mi düşündü, o düşündüğü şey, en az düşünce hızıyla gerçekleşsin isterdi. Yani doğadan da çabuk. Bir gün saksıya diktiği çiçeğin daha çabuk açması için yapraklarını çekiştirdiğini görmüştüm de şaşırıp kalmıştım.
Grauben’le ben bir arada değilsek bile, hiç olmazsa adlarımız aynı defterin sayfalarında buluşmuşlardı.
Aklınızı kullandığımız sürece tüm sorunların çözümünü bulabiliriz.
Riski göze alamayanlar, başarılara imza atamazlar.
Korku, yılgınlığı; yılgınlık ta başarısızlığı doğurur.
Artık kelimenin tam manasıyla kör gibiydim. 
İki kalbin anlaşması, ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Umudumu kaybetmiştim
İnsanın kalbi attıkça her zaman bir şans vardır.
Eğer bilim ağzını açmışsa gevezeler susmalı ve ona uymalı.
”İk! kalb!n anlaşması baharı yüzyıl uzatır. ”
Ah ! Kadınlar, genç kızlar, kadın kalbi asla anlaşılamaz! Canlılar arasında en çekingen varlıklar olmadığınızda, en cesurları siz oluyorsunuz.
Bu bedende kalp attığı sürece her zaman ümidim olur.
İnsanin kalbi attıkça her zaman bir şans vardır.
iki kalbin anlaşması baharı yüz yıl uzatır.
Seni çok seviyorum.
Kendine has bir kişilikti.
Eğer bilim ağzını açmışsa gevezeler susmalı ve ona uymalı.
Yeryüzünde en karanlık gecede bile ortalıkta gene bir aydınlık vardır.
“Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır..
Yol boyunca gezmenin, dünyayı dolaşmanın ne kadar rahat olduğunu, insanı nasıl mutlu ettiğini düşündüm. Tabii, bu gezi dünyanın üstünde olursa Yerin altı olunca, iş değişiyordu!
Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan, yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır
İradesi olan bir insanın kalbi çarptıkça, vücudu hareket ettikçe ümitsizliğe kapılacağını kabul edemem.
Her an bir umut vardır. İnsan, kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Grauben, tüm güzelliğiyle ve gülümseyen yüzüyle sürekli belleğimdeydi. Ölmek neyse de onu bir daha göremeyecek olmak beni kahrediyordu.
Bilim, ancak özverili çalışmalarla gelişir, insanlığa hizmet eder. Kendini bilime adayanların korkması, gerçeklere gözünü kapatması, geri adım atması diye bir şey söz konusu bile olamaz. Korku, yılgınlığı; yılgınlık da başarısızlığı doğurur.
‘’Hangi güçle aşacağız o yolları?’’
‘’Gücüne ne oldu?’’
‘’Yarın tek damla suyumuz kalmayacak amcacığım!‘’
‘’Cesaretimiz de mi kalmayacak?’’
Her an bir umut vardır. İnsan, kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
İnsanın kalbi attıkça , her zaman bir şans vardır.
Et quacumque viam dederit fortuna sequamur.
(Kaderin bize açtığı yolu izleyeceğiz.)
Vergilius
Ah! Kadın kalbini anlamak ne kadar da zor!
İnsanin kalbi attıkça her zaman bir şans vardır.
Dua etmeye başladım, bu kadar geç hatırladığım Tanrı’nın beni işitmesini pek hak etmiyordum, ama içten gelen bir sevgiyle ona yalvardım.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Bu geziyi başarı ile sonuçlandırmalıydık. Mademki insandık, bizim başaramayacağımız hiçbir şey olamazdı.
Axel, bilim de kimi zaman yanılır. Aslında bu hataların bir bakıma yararı da vardır. Çünkü insan hata yapa yapa sonunda gerçeği bulabilir.
Yeryüzünde, en karanlık gecede bile ortalıkta yine de bir aydınlık vardır.
İyi iyi de, hangi güçle aşacağız o yolları?
Gücüne ne oldu?
Yarın tek damla suyumuz kalmayacak amcacığım!
Cesaretimiz de mi kalmayacak?
Hey, galiba herkes akıllı, ben deliyim, ya da herkes deli bir ben akıllıyım.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Ne..? Hala bir kurtuluş şansımız olduğuna mı inanıyorsunuz..?
Evet..! Elbette, evet..! Eğer kalbi çarpıyorsa, teni de soğumadıysa, irade sahibi bir insanın ümitsizliğe kapılmasını kabul etmiyorum
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan, yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İnsanın kalbi attıkça, her zaman bir şans vardır.
Bakalım insan mı kazanacak doğa mı!
iki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Umudumu kaybetmiştim
Riski göze alamayanlar, başarılara imza atamazlar.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Umudunu asla kaybetmemeyi öğrenmelisin.
Ah! Bunca zamandır yüzüme bakıyormuş ve ben göremedim!
Bilim konuştu mu, susmaktan başka çare yoktur.
Ah, kadın kalbini anlamak ne kadar da zor..
Bilimde her kuram bir başka kuramla çürütüle bilir.
Riski göze almayanlar, başarılara imza atamazlar.
Bilim, ancak özverili çalışmalarla gelişir, insanlığa hizmet eder. Kendini bilime adayanların korkması, gerçeklere gözünü kapatması, geri adım atması diye bir şey söz konusu bile olamaz. Korku, yılgınlığı; yılgınlık da başarısızlığı doğurur.
Kaderin bize açtığı yolu izleyeceğiz.
Bir pazar günü, 24 Mayıs 1863’de, dayım Profesör Lidenbrock, eski Hamburg’un en eski sokaklarından biri olan König-Strasse 19 numaradaki küçük evine aceleyle dönmüştü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir