Adil Yıldırım kitaplarından 50 Maddede İlişkiler kitap alıntıları sizlerle…
50 Maddede İlişkiler Kitap Alıntıları
Benzer olmayan özellikler insanda tehdit algısı yaratır.
Doğru düşünceler doğru davranışlara ve doğru davranışlar da sağlıklı ilişkilere dönüşür.
İdeal ilişkide hiçbir menfaat yoktur; sadece paylaşım ve duygudaşlık vardır.
Manipülasyon büyük bir güçtür.
Ben kelimelerin gücüne inanırım;doğru üslubu kullanarak harika ilişkiler kurabilirsiniz.Bunun için tek yapmanız gereken, karşınızdaki insana değer vermek ve sakin olmaktır.
Bazen tek yapmamız gereken,insanlara karşı samimi olmaktır
Diğer insanlar ne bizim düşündüğümüz kadar mutlu ve kusursuz ne de bizden aşağıda ve mutsuz çünkü her hayat ,kendi içinde milyonlarca gizem barındırır
Yaşadığımız olaylara geniş açıdan bakmak iyidir.
Oysa hayat o kadar da adaletsiz değildir.
Emin olun, sırtlanların ilgi göstermek dışında hiçbir özellikleri yoktur.Muazzam başarılı göz boyama taktikleriyle duygusal boşlukta olan kadına yaklaşır ve ona kendini prenses gibi hissettirme konusunda Picasso’yu bile kıskandıracak bir tablo çizer.
Kızın farklı bir zevki olduğunu kabullendim ve yoluma devam ettim.Genç yaşlarda olgunlaşmak iyidir
Bana kalırsa hayata yeniden başlamanın yaşı olmaz.
Duygularını gösterme çünkü kadının gözünde zayıf görünürsün (!)
Alfanın yolu sancılıdır ama karakter sahibi olmak da bir ayrıcalıktır
Unutmayın: Sizinle istikrarlı diyalog kuran her insan , hayatınızda küçük ya da büyük bir yer edinmeyi ister.
Piyasada marul vardır ve satılmaktadır ancak onun yeri kasap değildir.
Yeterince sorunum var,daha fazlasına ihtiyacım yok.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ne istediğini bilmeyen bir insanın ilişkilerinde başarılı olma şansı yoktur.
Fakat ben klasik ve kolay yolları denemek için yeryüzüne gelmedim.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Olgunluk nedir biliyor musunuz? Hoşunuza gitmeyen şeyleri de kabullenmektir… Bir ilişkide sonuna kadar mücadele etmenize ve elinizden geleni yapmanızı rağmen olmuyorsa burada kabullenme durumu devreye girmelidir; işte bu çizgi açıldığında saplantı olarak adlandırmaya başlarız
Yaşadığınız ilişkilerde her şeyi nereden baktığınıza bağlıdır. Başınıza gelen olaylar sizi aslında büyük bir beladan kurtarıyor olabilir. Seneler sonra “iyi ki o insanın ayrılmışım çünkü mantıklı düşündüğüm zaman biliyorum ki asla mutlu olamazdık“, yeni insanlar tanıdım yaşadığımız olaylara geniş açıdan bakmak iyidir.
Size ilişkideki en büyük yanılgı şöyle özetleyebilirim: karşınızdaki insan, asla ve asla, ne sizin düşündüğünüz kadar kötü ne de iyi.
Bazen tek yapmanız gereken, insanlara karşı samimi olmaktır…
Ben kelimelerin gücüne inanırım; doğru üslubu kullanarak harika ilişkiler kurabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken, karşınızdaki insana değer vermek ve sakin olmaktır.
Sadece evlilik değil, sosyal ilişkilerde böyledir; bir insanla kurduğunuz sosyal ilişki de iletişim azalmaya başladığında aranızda yanlış giden bir şeyler olduğu bellidir. İletişimi azaltan ise, aranızdaki sorunları zamanda konuşmamış ve çözmemiş olmanızdır.
Stefan Zweig bu durumu şöyle ifade etmiştir: “başka insanların nefretini kazanmak, olanğanüstü ruhların kaderidir“.
Her şeyden önce kendinizi şu kritik soru yöneltmelisiniz“ benim ilişkim de aradığım duygu nedir neden bu duyguyu arıyorum?“
Benzer olmayan özellikler insanda tehdit algısı yaratır.
Ne istiyorsun? Bu soruya verilen cevap o kadar net olmalıdır ki danışan buna yanıt verirken bir an bile tereddüt etmemelidir çünkü ne istediğini bilmeyen bir insan ilişkilerinde başarılı olma şansı yoktur.
Bir gerçek vardır ki, insanlar sizdeki samimiyete bakarlar ve samimi olmadığınızda bunu hızlıca anlayıp bir kenarda sakladıkları maskelerini takmakda tereddüt etmezler.
“Kadının bir erkekte ilk aradığı özellik, çoğunlukla, ilgili olmasıdır; erkeklerin kadında ilk aradığı özellik ise uyumlu olmasıdır.”
Mutlu toplum sadece ve sadece kadınların mutlu olması ile mümkündür ve kadınların mutlu oldukları bir toplumda en başta aile kurumu olmak üzere, tüm ülkeyi koruma altına almış olur
Çünkü ilişkiler de hayatın yanılsamasından başka birşey değildir. sörf gibi düşünün; Bazen yükselir , bazen dibe dalarsınız
Diğer insanlar ne bizim düşündüğümüz kadar mutlu ve kusursuz ne de bizden aşağıda ve mutsuzdur çünkü her hayat, kendi içinde milyonlarca gizem barındırır
Doğru düşünceler doğru davranışlara ve doğru davranışlar da sağlıklı ilişkilere dönüşür.
Dünya üzerinde hiçbir şey için, “Asla olmaz,“ diyemeyiz çünkü yaşanan salgın da gösterdi ki bu aşamadan sonra sadece uzaylıların gelmesini bekliyoruz; bir tek o kaldı.
Bazı ayrılıkları özetleyen acı bir söz vardır: “Biz olamadık…“ Bu durumda şunu söyleyebiliriz: “Kim olabildi ki?“
İdeal ilişki, yeri geldiğinde “hayır“ diyebildiğiniz ilişkiye denir. Eğer bir insana şu veya bu sebeple “hayır“ demekten çekiniyor ve kendinizden ödün veriyorsanız bu kesinlikle ideal bir ilişki değildir çünkü kendinizden feragat ettikçe özbenliğinizle ilişkiniz bozulur ve bu da ruhsal huzursuzluk yaratır.
Dünya üzerinde kaç tane karadelik olduğu bilinmez ama en karadelik, şüphesiz, insan ruhudur.
Bir insanın narsist olup olmadığını anlamak için herhangi bir konuda onu eleştirin ve bunu kibar bir şekilde yapın .
Ne kadar kibar söylerseniz söyleyin; o sizden nefret edecek ve bu eleştiriyi bir saldırı olarak algılayıp size saldırmaya başlayacaktır .
Bu insanların savunma mekanizması çok hassastır ve dışarıya gösterilen muazzam özgüvenin altında en ufak bir eleştiriyle çökecek değersizlik sendromu yer almaktadır .
Ne kadar kibar söylerseniz söyleyin; o sizden nefret edecek ve bu eleştiriyi bir saldırı olarak algılayıp size saldırmaya başlayacaktır .
Bu insanların savunma mekanizması çok hassastır ve dışarıya gösterilen muazzam özgüvenin altında en ufak bir eleştiriyle çökecek değersizlik sendromu yer almaktadır .
Hayatta her şeyin kendince bir görevi vardır .
Alfa nedir biliyor musunuz ?
Varlığını tüm dünyaya ilan ederken sırtını kimseye dayamayan kişidir .
Varlığını tüm dünyaya ilan ederken sırtını kimseye dayamayan kişidir .
Bazı ayrılıkları özetleyen acı bir söz vardır :
“ Biz olamadık ” Bu durumda şunu söyleyebiliriz :
“ Kim olabildi ki ? “
“ Biz olamadık ” Bu durumda şunu söyleyebiliriz :
“ Kim olabildi ki ? “
İnsan , kendi hayatının kontrolünü eline almak zorunda olan bir varlıktır ve başkalarının baskısıyla hareket etmek , onun bireysel yolculuğuna büyük zarar verir.
Karşınızdaki insan, asla ve asla , ne sizin düşündüğünüz kadar kötüdür ne de iyi .
İnsan ilişkilerindeki en büyük tuzak , manipülasyon yoluyla bir sosyal çevreden izole edilmek ve yalnızlık korkusuna tabi olmaktır .
İdeal ilişkide hiçbir menfaat yoktur ; sadece paylaşım ve duygudaşlık vardır .
Partnerinizin herhangi bir isteğine hayır demenize rağmen sizinle ilişkisine devam ediyorsa ve sizi bir daha bu konuyu hatırlatmadan menfaatsiz ve karşılıksız bir şekilde seviyorsa işte bu ideal bir ilişkidir .
Günün sonunda eve gittiğinizde sizi mutlu veya hüzünlü bir insan haline getiren de , sabahtan akşama en başta kendinizle ve sonra diğer insanlarla kurduğunuz ilişkilerdir .
Oysa kadınlar bir araya geldiklerinde her şey ama her şey konuşulur ve bir kadın konuşup içini döktüğü sürece kendini daha iyi hissetmeye başlar.
Alfa erkek hayatına kimseyi karıştırmaz .
Alfa nedir biliyor musunuz ?
Varlığını tüm dünyaya ilan ederken sırtını kimseye dayamayan kişidir .
Varlığını tüm dünyaya ilan ederken sırtını kimseye dayamayan kişidir .
Bana kalırsa hayata yeniden başlamanın yaşı olmaz .
Sadece benim başıma geliyor miti kesinlikle doğruyu yansıtmıyor. Öte yandan ben ders alamıyorum, düşüncesi doğru olabilir.
Sürekli yerinde sayan bir insanın patinaj yapan bir arabadan farkı yoktur.
Oysa hayat o kadar da adaletsiz değildir.
Diğer insanlar ne bizim düşündüğümüz kadar mutlu ve kusursuz ne de bizden aşağıda ve mutsuzdur çünkü her hayat, kendi içinde milyonlarca gizem barındırır…
Kimi zaman insanı kendi zihni yanıltır, bu sıklıkla yaşanan bir durumdur. Öyle ki aslında gerçekte olmayan bir duruma inanır ve kafasında kurmaya başlar.
Ben kelimelerin gücüne inanırım; doğru üslubu kullanarak harika ilişkiler kurabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken, karşınızdaki insana değer vermek ve sakin olmaktır.
Bir insanla kurduğunuz sosyal ilişkide iletişim azalmaya başladığı anda aranızda yanlış giden bir şeyler olduğu bellidir. İletişimi azaltan ise, aranızdaki sorunları zamanında konuşmamış ve çözmemiş olmanızdır.
İnsan ruhu üzerine yazdığı romanlarla adından söz ettiren büyük yazar Stefan Zweig bu durumu şöyle ifade etmiştir : “ Başka insanların nefretini kazanmak, olağanüstü ruhların kaderidir.”
İdeal ilişki , yeri geldiğinde rahatlıkla “hayır” diyebildiğiniz ilişkiye denir .
İnsan ilişkilerinde sizi başarıya götürecek tek bir gerçek vardır : Kendin Olmak .
Mutlu toplum sadece ve sadece kadınların mutlu olmasıyla mümkündür ve kadınların mutlu oldukları bir toplumda en başta aile kurumu olmak üzere , tüm ülkeyi koruma altına almış oluruz .
Fakat ben klasik ve kolay yolları denemek için yeryüzüne gelmedim .
Her sörfçü boğuşmayı öğrenmek zorundadır .
“Ben kelimelerin gücüne inanırım doğru üslubu kullanarak harika ilişkiler kurabilirsiniz.”
Başka insanların nefretini kazanmak, olağanüstü ruhların kaderidir.
Başka insanların nefretini kazanmak, olağanüstü ruhların kaderidir
Olgunluk nedir biliyormusun ?
Hoşuna gitmeyen şeyleri de kabullenmektir
Hoşuna gitmeyen şeyleri de kabullenmektir
Hayat yolculuğunda karşınıza çıkan insanların hiçbiri sizinle tesadüf eseri tanışmaz, hepsinin bir amacı ve size karşı yerine getirmesi gereken bir rolleri vardır. Bunlar ufak ya da büyük roller olabilir ama sonuçta sizin hayatınızda muhakkak bir iz bırakıp giderler ya da yaşam boyu kalırlar.
Diğerleri gibi düşünmeyen veya olmayan farklı ruha sahip insanlar, diğerlerinde olmayan özellikleri veya yetenekleri vurgulayıp bir çeşit yüzleşme yarattıkları için nefret edilen bireyler haline gelebilir
“Karşınızdaki insan, asla ve asla ne sizin düşündüğünüz kadar kötüdür ne de iyi. Zihninizi ve hayal gücünüzü katarak en az yüzde yirmi yanılma payı olduğunu unutmayın.”
“Mutlu toplum sadece ve sadece kadınların mutlu olmasıyla mümkündür ve kadınların mutlu oldukları bir toplumda en başta aile kurumu olmak üzere, tüm ülkeyi koruma altına almış oluruz.”